Temel Ceza Muhakemesi Hukuku Bilgisi Deneme Sınavı Sorusu #992189

Aşağıdakilerden hangisi şüpheli ve sanıkla ilgili değildir?


Şüpheli ve sanık, kendisi hakkında gerçekleştirilen muhakemeye boyun eğmek ve gerektiğinde rızası hilafına olsa bile, tutuklama gibi kişisel özgürlüğüne, kan örneği alma gibi
vücut bütünlüğüne karşı yapılacak müdahalelere katlanmak zorunda olması bakımından
kamusal cebrin konusunu teşkil etmektedir

Muhakeme, şüphelinin işlediği düşünülen fiile bağlı olarak başlar.

Sanıklık şüphelinin bir sonraki evrede içinde bulunduğu hukuki statüyü ifade etmektedir.

Hukuki statüsü bakımından müdafi, sınırlandırılmış bir adli organdır.

Söylediklerimizden, şüpheli ve sanığın baştan suçsuz kabul edildiği sonucu da çıkarılmamalıdır.


Yanıt Açıklaması:

Daha önceki ünitede de belirtildiği gibi, iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine
kadar (kovuşturma boyunca), suç şüphesi altında bulunan kişiye sanık denir (m.2/b). Soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiye ise “şüpheli” denilmektedir (m.2/a).
Şüpheli ve sanık, kendisi hakkında gerçekleştirilen muhakemeye boyun eğmek ve gerektiğinde rızası hilafına olsa bile, tutuklama gibi kişisel özgürlüğüne, kan örneği alma gibi
vücut bütünlüğüne karşı yapılacak müdahalelere katlanmak zorunda olması bakımından
kamusal cebrin konusunu teşkil etmektedir. Bu itibarla şüpheli ve sanık, ceza muhakemesinin merkezi noktasında bulunan kişidir. Ayrıca birçok kez şüpheli ve sanığın kendisi de
muhakeme bakımından bir delil teşkil etmektedir. Ancak onun bu delil olma hali, şüpheli
ve sanığın sadece bir muhakeme objesi olduğu anlamına gelmez. O, muhakeme objesi
olmaktan önce, hak ve yükümlülükleri bulunan bir muhakeme süjesidir.
Muhakeme, şüphelinin işlediği düşünülen fiile bağlı olarak başlar. Bu itibarla şüpheli,
muhakemenin başlama nedenini oluşturan temel süjedir. Şüpheli ve sanık, müdafi ile birlikte muhakemenin savunma tarafını oluşturur. Şüpheli ve sanığın kendisini bizzat savunmasına bireysel savunma, müdafii yardımından faydalanmak suretiyle savunmasına ise
kollektif savunma denilmektedir. Bu itibarla şüpheli ve sanık, bireysel savunma makamını
oluşturur.
Sanıklık şüphelinin bir sonraki evrede içinde bulunduğu hukuki statüyü ifade etmektedir. Sanıklık sıfatını alan bir kimsenin, muhakemenin konusunu oluşturan suçu işlediğine dair duyulan şüphe, en azından kamu davasının açılmasına neden olacak oranda
yeterli hale gelmiş demektir. Nitekim, CMK. m.170’e göre; soruşturma evresi sonunda
toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler. Bu nedenle yeterli şüphe olmaksızın kamu davası açılması ve
dolayısıyla sanıklık sıfatının kazanılması hukuken mümkün değildir.

Yorumlar
  • 0 Yorum