Toplumsal ve ekonomik eşitsizliğin vatandaşlık açısından olumsuz sonuçlar doğurduğunu ve ancak toplumsal ve ekonomik açılardan eşit hakların sağlanmasının vatandaşlığın eşitlik prensibini hayata geçireceğini öngörmesidir.

Kamusal hak ve yükümlü- lüklerle donatılan vatandaşlık olgusunun, ulus-devlet içinde sınırlandırdığı insanları kısmen kapsayıcı kısmen de dışlayıcı bir içeriğe sahip olduğunu işaret etmiştir.

Ulus üyeliği ile yurttaşlığı birbirine bağlamasıdır.

Rasyonel ve özerk olduğu, siyasi katılım ve denetim yetenekleri olduğu varsayılan özgür bireyler ve onların yarattığı siyasi kurumlar üzerinde temellendirmiştir.

Vatandaşlık modelinde kültür, kimlik ve etnik azınlık hakları kavramlarını birbirlerine eklemlemenin önemine vurgu yapmıştır.