Türk Dış Politikası 1 Deneme Sınavı Sorusu #756158

İngilte’nin Kıbrıs konusunda kendi kendini yönetme siyasetini öne çıkarması gerek Yunanistan’ı gerekse Türkiye’yi devre dışı bırakma çabaları olarak algılanıyordu. Bu gelişmelerin adanın Yunanlılar’a terk edilmesi gibi bir sonuca ulaşabileceğinden tedirgin olan Türkiye ise artık “Kıbrıs’ı keşfetmişti” ve Osmanlının hak sahipliğinden hareketle İngilizlerin adadan çekilmesi halinde adanın Türkiye’ye bırakılması gerektiği tezini ileri sürüyordu (Bağcı, 2007:111).1955’de yapılan Londra Konferansı’nın ardından ortaya bir çözümün çıkmayışı Kıbrıs’ta işleri biraz daha karıştırmış, gerilimin giderek artmasına neden olmuştur. Türkiye bu konferansta şu tezi savunmuştur: “Türkiye’nin adanın geleceğiyle ilgilenmesinin temelinde tarihsel, coğrafi, etnik ve stratejik faktörler yatıyordu. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’nin adanın geleceği ile ilgilenmesinin sebepleri arasında yanlış bilgiye sahiptir?


Ada tarihte hiçbir zaman tam olarak Yunan egemenliği altına girmemişti.

Kıbrıs Adası yaklaşık 500 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında bulundu.

Adanın Türkiye’nin doğu kıyılarına uzaklığı Yunanistan’a olan uzaklığında daha kısadır.

Birinci Dünya Savaşı’na kadar Türkler Adadaki nüfusun çoğunluğunu teşkil ediyorlardı.

Kıbrıs her şeyden önce stratejik nedenlerden Türkiye için vazgeçilmez bir konuma sahipti.


Yanıt Açıklaması:

1955’de yapılan Londra Konferansı’nın ardından ortaya bir çözümün çıkmayışı Kıbrıs’ta işleri biraz daha karışıtırmış, gerilimin giderek artmasına neden olmuştur. Türkiye bu konferansta şu tezi savunmuştur: “Türkiye’nin adanın geleceğiyle ilgilenmesinin temelinde tarihsel, coğrafi, etnik ve stratejik faktörler yatıyordu. Kıbrıs Adası yaklaşık 400 yıl Osmanlı ‹mparatorluğu’nun (1571-1923) egemenliği altında bulunuyordu ve tarihte hiçbir zaman tam olarak Yunan egemenliği altına girmemişti. Adanın Türkiye’nin doğu kıyılarına uzaklığı 70 kilometre iken Yunanistan’a olan uzaklığı 1000 kilometreyi buluyordu. Birinci Dünya Savaşı’na kadar Türkler Adadaki nüfusun çoğunluğunu teşkil ediyorlardı. Kıbrıs her şeyden önce stratejik nedenlerden Türkiye için vazgeçilmez bir konuma sahipti. [...] Eğer İngiltere Adanın hükümranlığından vazgeçme niyetinde ise, Kıbrıs Adasının ‘asıl sahibine’ devredilmesi gerekiyordu. [...] Adayı bir üçüncü ülkeye (Yunanistan’a) devredemezdi. Bundan dolayı da, Yunanistan Kıbrıs Sorunu davasında Türkiye’nin müzakere ortağı olamazdı.” (Bağcı, 2007:111-112). Doğru cevap B'dir.

Yorumlar
  • 0 Yorum