Türk Düşünce Tarihi Deneme Sınavı Sorusu #957362
İbn Bâcce'nin mutluluk görüşleriyle ilgili olarak aşağıdaki şıklardan hangisi İbn Tufeyl'in meşrikî hikmet teorisiyle çelişmektedir?
İbn Bâcce cumhur olarak nitelediği insanların aklın konusu olan şeyleri ancak “maddî sûretler aracılığıyla idrak edebildiğini öne sürmüştür. |
İbn Bâcce insanları aklî suretleri elde etmelerine ve buna bağlı olarak oluşan akli yetkinliklerine göre 3'e ayırır. |
İbn Bâcce'ye göre Cumhûr mertebesindeki insanlar yetkinlik bakımından en düşük seviyede olanlardır. |
İbn Bâcce'ye göre Nuzzâr sınıfında tabiat bilimleri ve matematiksel bilimlerle uğraşan kimseler bulunmaktadır. |
İbn Bâcce'ye göre Su‘edâ teorik bilgilenme ve entelektüel yetkinleşmeyle ilgilidir, mutluluğa akli bilgi olmaksızın ulaşmak imkânsızdır. |
İbn Bâcce insanları aklî suretleri elde etmelerine ve buna bağlı olarak oluşan akli yetkinliklerine göre derecelendirir.
1. Cumhûr (sıradan insanlar) mertebesi: Bu seviyede olan insanlar aklın konusu olan şeyleri ancak “maddî sûretler aracılığıyla idrak edebilmektedir. Yetkin bir soyutlama yapamadıkları için eşyanın zihinlerindeki karşılıkları tam oluşmamıştır. Bundan dolayı bu seviyedeki insanların zihninde aynı eşya farklı tasarımlarda oluşabilir. Bu seviyedeki insanlar yetkinlik bakımından en düşük seviyede olanlardır.
2. Nuzzâr: Bu sınıf tabiat bilimleri ve matematiksel bilimlerle uğraşan kimselerdir. Soyut sûretleri cisimlerin idrakleri olarak değil de kendinde varlığı olan ma‘kûller olarak idrak edebilmektedirler. Fakat bu sınıf da manevi suretleri doğrudan idrak edememektedir.
3. Su‘edâ (mutlu insanlar): İbn Bâcce’ye göre bu son grup filozoflardır. Tabiat âlimi maddî ve manevi suretleri yani ma‘kûlleri elde ettikten sonra yetkinleşmesine devam eder. Yetkinleşme sonucunda ma‘kûlleri doğrudan idrak edebilir, eşyanın mahiyetini ayniyle kavrar. Böylece akıl akledilen suretlerle aynileşir. İbn Bâcce bu hale müstefâd akıl adını verir. Bu son yetkinlik halinde insan aklı faal akılla ittisâl eder. Bu ise akli varlık olan insanın ulaşabileceği en büyük ve ebedî mutluluktur. Çünkü insanı diğer tüm varlıklardan ayıran temel özellik akıl sahibi oluşudur. Diğer iki sınıf insan grubunun tam bir mutluluğa ulaşabilmesi İbn Bâcce’ye göre mümkün değildir. İnsan aklını yetkin bir şekilde kullandıkça maddî kayıtlardan ve çokluktan kurtulup sürekliliğe ve Birliğe ulaşabilir. Bu ise gerçek mutluluktur. Yüce Allah’ın birliğini ve düzenini temaşa etmek demektir.
Burada şunu dikkatle vurgulamak gerekir. İbn Bâcce’nin burada kast ettiği mutluluk tasavvufun önerdiği mutluluk yolundan ayrışmaktadır. Mutasavvıflar keşf, zevk ve müşahede yolunu önerir. İbn Bâcce ise teorik bilgilenme ve entelektüel yetkinleşmeyi vurgular. Ona göre mutluluğa akli bilgi olmaksızın ulaşmak imkânsızdır. İbn Bâcce bu bağlamda Gazzâli’yi de ciddi bir şekilde eleştirir. İbn Tufeyl’e göre meşrikî hikmet teorik akıl yürütmeyle yetinmez. Sadece akıl yürütme ve araştırma en yüksek yetkinlik derecesine ulaşmak için yeterli değildir. İnsanın duygu dünyasında yaşamış olduğu manevi tecrübeleri ihmal edilmemelidir. Müşahede, zevk, huzur ve ruhi tecrübe önem kazanır. İbn
Tufeyl kesin hakikate ve mutluluğa ulaşmada tasavvuf ehlinin vurguladığı yöntemi öne çıkarır. Gazzâlî’nin bu noktada model olduğunu belirtir. Ona göre Gazzâlî müşahede ve huzur hallerini yaşamış ve böylece en yüce mutluluğa erip, kutsî mertebelere ulaşmıştır. Dolayısıyla iki filozofun arasındaki fikir farklılığı E şıkkında verilen ifade ile ilişkilidir. Doğru cevap E şıkkıdır.
Yorumlar
- 0 Yorum