Sinan, dönemin geleneklerine bağlı kalsa da özellikle cami tasarımlarında olağanüstü denemeler yaparak adeta mimarlık alanında kendi kendisiyle yarışmıştır. Yaptığı her cami diğerinden farklı ve önceki tasarımlarının üstünde olmuştur. Sorumlu olduğu çok sayıda inşaattan dolayı pratik ve ekonomik çözümler bularak inşa sürecini kısaltmış ve bu yolda yeni bir akılcı üslup yaratmıştır. Eserlerine yalınlık olarak yansıyan bu tutum, bezemenin gösteriş tuzağından uzak, sadece mimarlığın form, mekân ve strüktürüne yönelmiş bir üslup sunar. Sinan’ın özellikle engebeli araziye oturttuğu kütleler çevresine hiç yabancı kalmaz. Zaten eğimli arazilerde yapıyı çok iyi yerleştirir ve adeta sorunu, başarıya götürmüş bir mimar olarak karşımıza çıkar. Sinan mekân ve strüktür konusunda da akılcı yalınlığı sürdürür. Aşırı süslemeye başvurmaz. Yapıların içinde algıladığımız elemanlar ve mekân dışarıya da yansır. Yani içi ve dışı aynıdır. Yapıyı dışarıda daha görkemli gösterecek ilaveler yapmaz.