Kentin gelişimini incelemek için tarihi yapılara bakıldığında, Kale denilen şehir içindeki tepe ve onun güney alanlarında ilk yerleşimler izlenir. Kalede bugün görülen Hükümet konağı, burasının yöneticilerin oturduğu idari bir merkez olduğunu gösterir. Kalenin güney yamaçları ise, halkın yerleşme yeriydi. Yerleşim alanlarının 17. yüzyılda kalenin güneydoğusuna, 18. yüzyılda kalenin batı ve kuzeyine doğru yayıldığı anlaşılmaktadır.

Muşabak 

İki yanı yüklü bir atın geçebileceği genişlikte.

Danişmentliler zamanında ele geçmiştir

Osmanlı Dönemi’nde de genellikle bir caminin, ana yapısını oluşturduğu değişik işlevli yapıların birlikte düşünüldüğü külliyeler inşa edilmiştir. Orhan Gazi zamanında kurulmaya başlanan ilk külliyelerden en erken tarihlisini, cami ve hamamdan oluşan İznik Orhan Gazi Külliyesi oluşturur.

Amasya II. Beyazid Külliyesi 1486 tarihlidir. Daha sonra inşa edilen Edirne II. Beyazıd Külliyesi ise 1501tarihlidir. Orhan Gazi’nin, İznik’ten sonra Bursa’da yaptırdığı cami, medrese, mektep, hamam ve şifahaneden oluşan Bursa Orhan Gazi Külliyesi 1340 tarihlidir. İstanbul Fatih Külliyesi ise fetih sonrası, İstanbul’da tasarlanan ilk külliyedir.

II. Selim, 1548-1550 yılları arasında şehzadeliği sırasında Edirne'de vali olarak kaldı. Selim ve Edirne halkı birbirlerini sevdiler. Hatta II. Selim padişah olduktan bir süre sonra dahi ilk saltanat yıllarını Edirne'de geçirdi. Dolayısıyla padişahın bu süre zarfında Edirne'ye yönelik bir gönül bağı geliştirdiği düşünülmektedir. Bu nedenle Selimiye Camiinin Edirne'de inşa edildiği savunulur. Doğru cevap A'dır.

Şifahane portali, heykel kuruluşlu demet silmelerle kademelendirilmiş Gotik üsluplu sivri kemeri ve heykeltıraşlık işi yüksek kabartma bezemeleri ile dikkati çeker.

İstanbul Haseki Külliyesi 1538-51 Hürrem Sultan adına yapılan külliye, Sinan’ın ilk büyük eseridir. Cami, medrese, hastane, imaret, mektepten oluşur. Camiye sonradan bir birim ilave edilmiştir. Cami küçük ve basit bir yapı olmasına karşın, külliyenin kompozisyonu özellikle hastane çözümü olağanüstüdür. Doğru cevap E şıkkıdır.

Atina Akropolü

Türk evinde yüklük odalarda bulunan yatak, organ gibi malzemelerin kaldırıldığı bir ahşap elemandır. Sergen de odadaki sedirlerin ve pencerelerin üzerinde odayı dolanan ahşap raflar olarak adlandırılmaktadır. Büğetler ise, su sarnıcı gibi içme ve kullanma suyunu depolayan bahçeye ve açık alana dair bir elemandır. Yayım ise, buğday unundan yapılan erişteye verilen isimdir.

Biçimsel olarak bakıldığında odaların kareye yakın oldukları görülür. Ev içindeki yeri çoğunlukla köşelerdir. İki oda arasına sofanın uzantısı eyvan girerek odaları birbirinden ayırır. Bu özellik sanki bir oba düzeninde her aile için kurulmuş ayrı ayrı çadırlar gibidir. Safranbolu’da odaya içeri denir. Bu terim biraz incelendiğinde Anadolu’da yaygın olarak kullanıldığı anlaşılır.

İçeri karşıtı sofa, dışarıyı temsil eder. 

Osmanlı İmparatorluğu’nda yapı faaliyetlerinin en yaygın olduğu dönem, Mimar Sinan dönemidir. Sinan’ın 50 yıllık baş mimarlık hizmeti bütün Osmanlı mimarlığında etkisini göstermiştir. Bu dönemde mimarlık Sinan’ın elinde yeniden biçimlenmiş, mekân-strüktür ilişkileri araştırma konusu olmuş, strüktür kavramı açıklığa kavuşmuş, formlar standartlaşmış, bezeme sadeleşmiş, yapı organizasyonu gelişmiştir.

Tüm seçenekler arasından yalnızca A ve B seçenekleri Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Kubbe büyüklüğü konusunda Ayasofya'yı geçme arzusuyla yapılan eser Selimiye Camiidir.

Doğru cevap B seçeneğidir.

İzmir

Bizans Dönemi’ne ait plan tipleri arasında Merkezi Planlı Yapılar, Serbest Haç Planlı Yapılar, Kapalı Yunan Haçı Planlı Yapılar, Sekiz Destekli Plan Tipi, Dehlizli Tipi yer almaktadır. Megaron tipi yapılar Antik Yunan Dönemi’ne aittir.

Sinan, dönemin geleneklerine bağlı kalsa da özellikle cami tasarımlarında olağanüstü denemeler yaparak adeta mimarlık alanında kendi kendisiyle yarışmıştır. Yaptığı her cami diğerinden farklı ve önceki tasarımlarının üstünde olmuştur. Sorumlu olduğu çok sayıda inşaattan dolayı pratik ve ekonomik çözümler bularak inşa sürecini kısaltmış ve bu yolda yeni bir akılcı üslup yaratmıştır. Eserlerine yalınlık olarak yansıyan bu tutum, bezemenin gösteriş tuzağından uzak, sadece mimarlığın form, mekân ve strüktürüne yönelmiş bir üslup sunar. Sinan’ın özellikle engebeli araziye oturttuğu kütleler çevresine hiç yabancı kalmaz. Zaten eğimli arazilerde yapıyı çok iyi yerleştirir ve adeta sorunu, başarıya götürmüş bir mimar olarak karşımıza çıkar. Sinan mekân ve strüktür konusunda da akılcı yalınlığı sürdürür. Aşırı süslemeye başvurmaz. Yapıların içinde algıladığımız elemanlar ve mekân dışarıya da yansır. Yani içi ve dışı aynıdır. Yapıyı dışarıda daha görkemli gösterecek ilaveler yapmaz.

Doğru yanıt "A"şıkkı, "Evleri"dir.

Tek nefli ve beşik tonoz örtülü kiliseler oldukça yaygındır.

Edirnekapı Mihrimah Sultan Cami 1562-1565 yılları arasında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.  Doğru seçenek E’dir. 

1333 yılında inşa edilen İznik Hacı Özbek Camii, Erken Osmanlı döneminin bilinen en erken tarihli kare planlı kubbe örtülü camisidir. Kubbesine prizmatik üçgenlerin oluşturduğu üçgen kuşakla geçilen caminin batı cephesine üç bölümlü son cemaat yeri dayanmaktadır. Doğru cevap A'dır.