XIX. Yüzyıl Türk Dünyası Deneme Sınavı Sorusu #930067
- İslam ilahiyatını rasyonalist esaslara göre sorgulayan biri olarak sunulmuştur.
- Tatar dini reform düşüncesinin babası sayılır.
- Nakşibendi tarikatına mensup Ahmed Sirhindi'nin fikirlerinden etkilenmiştir.
- Eserlerinde içtihat kapısının açılmasını savundu; taklidi reddetti.
Yukarıda bahsi geçen kişi kimdir?
Abdurrahim Otuz İmeni |
Ebunnasr Kursavi |
Şihabüddin Mercani |
Rızaeddin b. Fahreddin |
Şeyh Zeynullah |
İslam ilahiyatını “rasyonalist” esaslara göre sorgulayan biri olarak sunulan şahsiyet, Molla Ebunnasr Kursavi^’dir (1776-1812). Bazı araştırmacıların onu “dogmaları sarsan”, “geleneksel otoritelere karşı çıkan”, “yenilikçi” veya “Ceditçi” olarak sunmaları bir yanılgıdır. Aynı şekilde onunla tartışmaya giren ulemayı da “mutaassıp” olarak nitelemek hatadır. Tatar dini^ reform düşüncesinin babası sayılan Kursavi^ “yeni” bir şey ileri sürmüyordu; sadece İslam düşünce tarihinde olagelen bazı ilahiyat tartışmalarını yeniden gündeme getiriyordu. Buhara medreselerinde dini^ bilimler çerçevesinde okutulan kela^m konularını Yunan felsefesinin etkileri olarak görüyor ve İslamın bu gibi etkilerden arındırılıp ilk dönemdeki (selef zamanındaki) sadeliğine döndürülmesi gerektiğini savunuyordu. Kursavi^’nin reformist sufilerden, özellikle Hindistan’daki Nakşibendi^ tarikatına mensup Ahmed Sirhindi^’nin (İmam-ı Rabbani) fikirlerinden etkilendiği anlaşılmaktadır. Buhara’daki medrese eğitimi sırasında tanıştığı Nakşibendi şeyhi Niyazkulu Türkmani^’nin sohbetlerinde bulunduğu sırada bu fikirlerle tanışmış olmalıdır.
Kursavi^’nin fikri^ oluşumu şöyledir: Meçkere medresesindeki tahsili sırasında yetenekli olduğunu gösterdi. Bazı konularda hocasının söyledikleri ile yetinmedi. Bu dönemde ilim merkezi ve kültür kaynağı olarak kabul edilen Buhara şehrine gitti. Orada çok revaçta olan kela^m ilmiyle uğraştı; bu konuda son derece iyi yetişti; hocalarını bile geride bıraktı. Fakat bir noktadan sonra, bütün bu öğrendiklerinin dini^ açıdan ne işe yarayacağı konusunda kendini sorguladı. İlim adına biriktirdiği şeylerin birtakım zanlardan ve Yunan felsefesinin uzantılarından ibaret olduğu kanaatine varıp pişmanlık duydu. Yunan felsefesi yerine iman düşüncesine (hikmet-i imaniye) yönelmeye karar verdi. Kitap ve Hadis konularını araştırmaya başladı ve giderek bu ilimlerde ustalık kazandı. Büyük tefsir ve hadis a^limlerinin, tasavvuf ehlinin eserlerini inceledi. Buhara’nın tanınmış şeyhlerinden Niyazkulu Türkmani^’ye bağlandı ve dört yıl onun sohbetlerinde bulundu. Bundan sonra yazmakla ve talebe yetiştirmekle meşgul oldu. Eserlerinde içtihat kapısının açılmasını savundu; taklidi reddetti. Doğru cevap B'dir.
Yorumlar
- 0 Yorum