XVI. Yüzyıl Türk Edebiyatı Deneme Sınavı Sorusu #822481

Aşağıdakilerden hangisi dinî-tasavvufî mesnevilerin özelliklerinden biri değildir? 


Manzum anlatımın revaçta olduğu bir ortamda asıl amaç estetik duyguları tatmin etmektir.

Hadis, mevlit, hilye, dinî ve ahlakî öğretiler gibi konular işlenir.

Mecaz ve sembol değeri kazanan dinî ve tasavvufî konular estetik bir çerçevede sunulur.

Şemsettin-i Sivasî, Azerî İbrahim Çelebi, Güvahî, gibi şairler bu alanda eser vermiş şairlerdendir.

Tasavvufun mahiyeti, kuralları, gündelik hayata yansımaları kıssalarla zenginleştirilerek mesnevi tarzında anlatılır.


Yanıt Açıklaması:

Mesnevi geleneği içinde hemen her konu işlenmiştir. Şiirin, daha doğrusu manzum anlatımın revaçta olduğu bir ortamda sadece estetik duyguları tatmin etmek için değil, aynı zamanda okuyucu ve dinleyicileri bilgilendirmek için de mesneviler yazılmıştır. İslam akaidinin kapsamı içinde yer alan didaktik konuların işlendiği mesnevilerin yanı sıra, İslam uygarlığı çerçevesinde oluşturulan birikimin de mesnevi nazım şekliyle ele alındığı bilinmektedir. İlkinde bilgi aktarımı esas olduğu hâlde ikincilerde mecaz ve sembol değeri kazanan konuların estetik bir çerçevede sunumu sözkonusudur. Osmanlı şiir geleneği içinde Hz. Peygamber’in söz ve davranışları (hadis), dünyaya gelişi ve peygamberliği (mevlit), beden yapısı ve karakteri (hilye) pek çok edebî eserin konusu olmuştur. Lamiî Çelebi, Behiştî ve Şemsettin Sivasî mevlit yazmıştır. Tasavvufun mahiyeti, kuralları, gündelik hayata yansımaları kıssalarla zenginleştirilerek mesnevi tarzında anlatılmıştır. XVI. yüzyıl divan şairleri sadece aşk ve macera konularını değil, dinî-tasavvufi konuları işlerken de Genceli Nizamî’nin yolunu takip ederler. Onun Mahzenü’l-Esrar’ı divan şairleri tarafından örnek alınır. Mahzenü’l-Esrar geleneğine bağlı mesnevilerde çerçeve hikâyelerde ve işleniş biçimlerinde ortaklıklar bulunur. Ortak hikâyelerin belli başlı kaynakları Kuran-ı Kerim, Mevlana’nın Mesnevi’si, Feridüttin Attar’ın Tezkiretü’l-Evliya’sı, Mantıku’t-Tayr’ı, Sadi’nin Gülistan ve Bostan’ı ve Fuzulî’nin Leylâ vü Mecnun mesnevisidir. Nizamî’nin Mahzenü’l-Esrar’ına nazire olarak kaleme alınan ve çoğu dinî, tasavvufî ve ahlakî hikâyelerden oluşan mesneviler, kaleme alındıkları çağ ve coğrafyada yaşayan insanlar arasındaki kültür birliğinin sürdürülmesine katkı sağlamıştır. Bu mesnevilerde genellikle anlatım sade, olay örgüsü basittir. Çünkü amaç öğüt vermek ve kıssadan hisse çıkarmak suretiyle hayat tecrübesini paylaşmaktır

Yorumlar
  • 0 Yorum