Yanıt Açıklaması: Sorunun doğru yanıtı, D seçeneğidir.

Yanıt Açıklaması: İlliyet bağı haksız fiilin unsurlarındandır.

Yanıt Açıklaması: Açıklamaya göre bedensel bütünlüğe bir zararın verilmesi durumunda manevi tazminat ödenebilmektedir. Seçeneklerde markette çalışan kızın bozuk bir makinaya parmağını kaptırarak kopartması manevi tazminat davasını açmasına ve hakimin geçerli sebeplerle tazminatı vermesine örnek bir durumdur.

Yanıt Açıklaması:

Alacaklının temerrüdünün sonuçlarına genel olarak bakıldığında şu görüntü ortaya çıkar: Borçlunun temerrüdü sona erer, borçlunun sorumluluğu hafifler, hasar alacaklıya geçer, alacaklı artık ödemezlik def’ini ileri süremez, borçlunun giderleri isteme hakkı doğar, sözleşmeden doğan faiz işlemeye devam eder.

Yanıt Açıklaması:

Yanıt Açıklaması:

B ve C şıklarındaki yokluk yaptırımı: sözleşmenin kurucu unsurları eksikse sözleşme meydana gelmiş olmayacağı için sözleşme açısından “yokluk” yaptırımı söz konusu olur. D şıkkındaki tanım kesin hükümsüzlüğü ifade eder. Gerçek kişiler açısından, ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerin yaptığı tüm hukuki işlemler kesin hükümsüzdür.

Yanıt Açıklaması: -

Yanıt Açıklaması:

Alacaklının ölmüş, mirasçılarının belirsiz olması ya da alacağın devredilmiş olması ve devreden ile alan arasında uyuşmazlık ortaya çıkmış olması (TBK 187) gibi durumlarda alacaklının belirsizliğinden söz edilir.

Yanıt Açıklaması:

Bir para borcunun ifasında gecikme halinde işleyen faize temerrüt faizi denir.

Yanıt Açıklaması: TBK 72/1 hükmü gereği, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu sebeple doğru cevap A şıkkıdır.

Yanıt Açıklaması:

Alışveriş hayatında ferdi özellikleri yerine sayma, tartma ya da ölçme suretiyle belirlenen misli eşya (kömür, buğday vb.) şeklinde tanımlanmaktadır.

Yanıt Açıklaması: -

Yanıt Açıklaması:

Üçüncü kişi yararına sözleşmede de borçlu ve alacaklı sözleşmenin taraflarıdır. Yalnız bu sözleşmede borçlunun borçlandığı edim, sözleşmeye taraf olmayan
üçüncü kişiye ifa edilmektedir. Üçüncü kişi, alacaklının ifayı kabul yardımcısı
olmadığı gibi temsilcisi de değildir. Tersine sözleşmeye taraf olarak alacaklı görünen kişi de üçüncü kişinin ifa yardımcısı ya da temsilcisi sayılmaz. Örneğin, A
ile B sigortası arasında yapılan hayat sigortası sözleşmesinde A’nın ölümü halinde
sigorta ödencesinin eşi E’ye ödenmesi kararlaştırılmış olabilir.

Yanıt Açıklaması:

Bir malvarlığının veya işletmenin devri özelliklidir. TBK 202 bu özellikli hâli önemseyerek durumu düzenlemiştir. Düzenlemenin ağırlık noktası üç nokta üzerinde toplanmaktadır. Bunlar; 1) Bir malvarlığı veya işletmenin aktif ve pasifleriyle devredilmiş olması 2) Devralanın devri alacaklılara bildirmesi ya da ilanen duyuruda bulunmuş olması ve 3) Devir sonrası iki yıllık müteselsil sorumluluk. Bunlardan ilk ikisi TBK 202’nin hükmünün gündeme gelebilmesinin koşulları üçüncüsü ise hükmüdür.

Yanıt Açıklaması: Alacakl›n›n kusuru, nedensellik bağını kesecek yoğunluğa ulaşmadıkça borca aykırılıktan borçlunun sorumluluğu devam eder.

Yanıt Açıklaması:

Üçüncü kişi yararına sözleşmede borçlu ve alacaklı kişi sözleşmenin taraflarıdır, üçüncü kişi değil. Yalnız bu sözleşmede borçlu borcunu, sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişiye ifa etmektedir. 

Yanıt Açıklaması:

Tam bir ifadeyle, borç ilişkileri alanında bir borcun muaccel olduğu tarihten itibaren yasada öngörülen belirli bir sürenin geçmiş olması durumuna dayanan, alacaklının alacağı talep, dava ve icra yoluyla takip hakkını sürekli olarak engelleyen savunmaya zamanaşımı denilmektedir. Zamanaşımı gerçekte borcu kendiliğinden sona erdirmez fakat savunma olarak ileri sürüldüğünde alacağın istenebilirliğini ve dava ve icra yoluyla takip edilebilirliğini sürekli olarak ortadan kaldıran bir olaydır. Bir benzetme yapılacak olursa zamanaşımı savunmasının, alacağı öldürmemekte,fakat felç etmekte olduğu söylenebilir. Bu bağlamda ilk önermede ifade edilen içerik yanlıştır. Diğer önermeler doğrudur.

Yanıt Açıklaması: -

Yanıt Açıklaması:

B, C, D, ve E şıklarında ifade edilen bilgiler ön sözleşme kavramına ilişkin yanlış ifadelerdir. A şıkkında belirtildiği gibi, ön sözleşmede taraflardan biri veya her ikisi ileride asıl sözleşmeyi kurma borcu altına girer.

Yanıt Açıklaması: Borca aykırılıktan doğan borçlunun sorumluluğunda borçlunun kusurlu olması gerekir. Diğer hallerde ise sorumlu olmak için kusur şartı aranmamaktadır.