Çağdaş Felsefe 2 Final 2. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Hangisi Batı kültürünün iki heterojen kaynağından birisidir?
Eski Yunan’daki sonsuz evren anlayışı |
Ortaçağdaki kilise etkisi |
Vahiyle gelen sonsuz fikri |
Ortaçağdaki Tanrı anlayışı |
Tanrının sonsuzluğu anlayışı |
Batı kültürünün iki heterojen kaynağı vardır: Eski Yunan’daki sonlu evren anlayışı ve vahiyle gelen sonsuz fikri. Doğru cevap C'dir.
2.Soru
Sartre bilincin içine kapalı bir içkinlik alemi değil, bir aşkınlık, dışarıya doğru bir hareket olmasını, onda tözsel, kurucu bir ben’in bulunmamasını, kısacası bilincin yönelimselliğini, “hiçlik” ve “özgürlük” olarak yorumladığı eser aşağıdakilerden hangisidir?
İmgelem |
Akıl Çağı |
Duvar |
Bulantı |
Varlık ve Hiçlik |
Sartre bilincin içine kapalı bir içkinlik alemi değil, bir aşkınlık, dışarıya doğru bir hareket olmasını, onda tözsel, kurucu bir ben’in bulunmamasını, kısacası bilincin yönelimselliğini Varlık ve Hiçlik’te “hiçlik” ve “özgürlük” olarak yorumlar.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Sartre'ın bilinç ile ilgili düşüncelerinden biri değildir?
Bilinçte saf, transandantal bir ego yoktur. |
Bilincin yönelimselliği dünyanın bilince belirişini koşullar. |
Bilinç saf bir ego tarafından idare edilmediği ha^lde transandantaldir. |
Bilinç ilk, en alt katmanında düşünümseldir. |
Transandantal bir egonun örgütlemediği bilinç bir güçler, karmaşık yönelimler oyununa benzer. |
Sartre’a göre bilinçte saf, transandantal bir ego yoktur. Fakat böyle bir ego’nun yokluğu, bilincin transandantal işlevini ortadan kaldırmaz, ancak bu işlev sayesinde dünya bilince belirmektedir. Bilincin yönelimselliği dünyanın bilince belirişini koşullar. Kısacası, dünyanın bilince belirmesini açıklayabilmek için transandantal egonun varlığına ihtiyacımız yoktur. Bilinç saf bir ego tarafından idare edilmediği ha^lde transandantaldir, yani bilincin yönelimsel yapısı olmasaydı, dünya bilince beliremezdi. Transandantal bir egonun örgütlemediği bilinç bir güçler, karmaşık yönelimler oyununa benzer; psikolojik bir ego ve şeyler bunun sayesinde belirir, ortaya çıkarlar. Ego’nun Aşkınlığı’nda Sartre bilincin çeşitli katmanlarını betimler. Bilinç ilk, en alt katmanında düşünümsel değildir, düşünülmemiştir.
4.Soru
Derrida’nın Yazı ve Fark adlı derlemesi aşağıdaki figürlerden hangisiyle ilgili değildir?
Emmanuel Levinas |
Georges Bataille |
Jean-Jacques Rousseau |
Michel Foucault |
Antonin Artaud |
1967 yılında, henüz otuz yedi yaşındayken Derrida Yazı ve Fark, Ses ve Fenomen ile Grammatolojiye Dair; başlıklarını taşıyan üç eser yayınlamıştır. Yazı ve Fark son on yılda edebiyat ve felsefe alanında, Emmanuel Levinas, Georges Bataille, Michel Foucault, Sigmund Freud, Edmund Husserl, Edmond Jabes, Antonin Artaud gibi figürler üstüne yazılmış makaleleri bir araya getiren bir derlemedir. Grammatolojiye Dair Jean-Jacques Rousseau’nun çağının, yani modernliğin logos merkezci olduğunu gösteren dekonstrüksiyonlar içerir.
5.Soru
Çıkar gözetmezlikte bir cesaret gösterisi bir kahramanlık yoktur' cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir?
Özdeşleşme. |
Başkası. |
Sorumluluk. |
Olmaktan başka türlü. |
Kaçış üzerine. |
Olmaktan başka türlü.
6.Soru
Üçüncü yüz yüze ilişkiye sonradan girmez , kökenseldir.' cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir?
Olmaktan başka türlü. |
Kaçış üzerine. |
Zaman ve başka. |
Bütünlük ve sonsuz. |
Kefaret yıldızı. |
Olmaktan başka türlü. Cevap A'dır.
7.Soru
Sartre’ın yaklaşık 800 sayfalık Varlık ve Hiçlik “fenomenolojik varlıkbilim” denemesinin çıkış noktası nedir?
Akılcılık |
Varlık |
Yönelimsellik |
İnsan |
Bilinç |
Varlık ve Hiçlik yaklaşık 800 sayfalık bir “fenomenolojik varlıkbilim” denemesidir. İkici bir başlangıç noktası vardır. Ne bilinç (kendisi-için-varlık) dış gerçekliğe (kendinde-varlık) ne de dış gerçeklik bilince indirgenebilir. Bununla birlikte, ne biri ne de diğeri aralarındaki ilişkiden bağımsız olarak betimlenebilir. Aslında Varlık ve Hiçlik’in çıkış noktası da yönelimselliktir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Levinas’ın “metafizik arzu”yu mutlak başkayla ilişki kurmak olarak tanımlamasında etkili olan bir düşüncedir?
Heidegger’in “dünyada olma”yı Dasein’ın temel hali olarak çözümlemesi |
Descartes’ın sonsuzluk fikri hakkındaki düşüncesi |
Kant’ın metafizik anlayışı |
Hegel’in farkların bütünün hareketinden doğduğu ve ona geri döndüğü düşüncesi |
Husserl’in yönelimselliği aşkınlık olarak ele alması ve görü kuramı |
Pekiyi bendeki bu fikir, fikri olduğu sonsuz varlığın özünü yakalayabilir
mi? Descartes bu soruya olumsuz bir yanıt verir: Ben bu fikir yoluyla o varlı-
ğa ancak dokunabilirim; onun varlığından emin olduğum hâlde, onu yakalayıp
ne olduğunu kavrayamam. İşte metafizik arzu ile yöneldiğim başka da tıpkı
Descartes’ın Tanrısı gibi ona yönelen fikri veya temsili aşar. Bu onun sürekli bir
biçimde ona yönelen ve onu anlamlandıran bilinci aşması, ondan taşmasıdır.
Burada bir “özne” ortaya çıkıyor, kendi kendisiyle çakışan ve bu sayede dünyaya
hâkim olan bir özne değildir bu, taşıyamadığını taşıyan bir öznedir.
9.Soru
Hangisi Emmanuel Levinas'ın yayınladığı ilk kitabıdır?
Varlık ve Zaman |
Husserl’in Fenomenolojisinde Görü Kuramı |
Hitlerizmin Felsefesi Üzerine Bazı Düşünümler |
Kaçış Üzerine |
Bütünlük ve Sonsuz |
Levinas 1930’da Fransa’da Husserl’in Fenomenolojisinde Görü Kuramı başlıklı ilk kitabını yayınladı.
10.Soru
Sartre; “Kimin yetersiz besleneceğine, bakımsızlıktan öleceğine üst sınıflar karar verirler.” derken bu siyasi görüş içinde çok ünlü bir söz söyler o söz nedir?
Her toplum kendi ölülerini seçer. |
Toplumsallığı kuran topluluk dizidir |
Yaşamımız boyunca farklı dizisel topluluklara dâhil olur ve onlardan koparız. |
Doğadaki madde insanın praksisine direnç gösterir. |
Tarihi insanlar praksisleriyle yaparlar. |
İnsan ne doğada ne de toplumda ihtiyaçlarını kolayca, mücadele etmeksizin kar- şılayamaz. Pratik alanda kıtlık vardır, kaynaklar herkes için yeterli değildir. Sartre bunu “Her toplum kendi ölülerini seçer.” diyerek ifade eder: Kimin yetersiz besleneceğine, bakımsızlıktan öleceğine üst sınıflar karar verirler. Kıtlık her zaman eksiklikten kaynaklanmaz, teknolojik gelişme de kıtlığa yol açabilir. Örneğin teknolojik gelişme iş kıtlığı ortaya çıkarabilir. Bir toplumda fazlalık olarak görülmek, o toplum için risk haline gelmektir. Kıtlık insanları karşılıklı olarak birbirini olumsuzlama ilişkisi içine sokar. Eğer pratik alandaki kıtlık bireysel praksislerin birbirini olumsuzlamasına yol açıyor ve böylece insan insanın kurdu oluyorsa toplumsal bir özgürlüğe nasıl yol açılabilir?
11.Soru
I. Etik
II. Psikoloji
III. Siyaset
IV. Tanrı'nın anlamı
Yukarıdakilerden hangisi Levinas'a göre evrensel yasa ve kurallarla ilgili meselelere indirgenerek çözümlenemez?
Yalnız I |
I ve II |
I, III ve IV |
III ve IV |
Yalnız IV |
Levinas’a göre etik, siyaset ve Tanrı’nın anlamı evrensel yasa ve kurallarla ilgili meselelere indirgenerek çözümlenemez, adalet her türlü evrenselliğin tekillikle sınanmasını gerektirir. Doğru cevap C'dir.
12.Soru
Derrida ulus devletlerin temeli olarak inşa edilen mitik anlatıları hangi sebepten eleştirmektedir?
Aslında olmayan şeyleri var ettikleri için |
Toplumsal hafızaya zarar verdikleri için |
Performatif edimleri ötelediği için |
Çok eskiye dayandıkları için |
Modern toplum düzenine uymadıkları için |
Derrida siyaset felsefesinde toplumsal yaşamı,
onun siyasi örgütlenişini temellendiren, meşrulaştıran kuramları göz önüne alır. Hem liberal toplumsal sözleşme kuramlarını hem de devleti nesnel tinin gelişimiyle ilişkilendiren Hegelci devlet kuramını eleştiriye açar. Ona göre hukukun dayandığı temel, kurucu bir edimin performansından başka bir şey değildir. Ulus devletin temeli olarak inşa edilen mitik anlatılar aslında olmayan şeyleri varederler. Doğru yanıt A şıkkıdır.
13.Soru
''Bu geminin adı bundan böyle Titanik'tir.'' cümlesi Derrida tarafından ortaya atılan hangi kavrama örnek olarak erilebilir?
Differance |
Logos |
Dekonstrüksiyon |
Performatif edim |
Pharmakon |
Performatif edimler bir iş yapan edimlerdir. Örneğin,
“Bu geminin adı bundan böyle Titanik’tir.”; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”gibi. Bu önermeler önceden varolan bir durumu kayda
geçirmiyorlar, o durumu meydana getiriyorlar. Doğru yanıt D şıkkıdır.
14.Soru
I. Yönelimsellik bilincin dünyaya erişimidir.
II. Özne şeyler dünyasını tamamen kurma gücüne sahip değildir.
III. Dünyanın bilince belirişi bilinçten bağımsızdır.
IV. Dünyanın bilince belirişinin zemini olan kendinde-varlık saydam değildir, katıdır, masiftir, yaratılmamıştır, olumsaldır.
Sartre bilinç ile ilgili yukarıdakilerden hangilerini söyler?
I ve II |
I ve III |
I, II ve III |
I, II ve IV |
I, II, III ve IV |
Yönelimsellik bilincin dünyaya erişimidir. Varlık ve Hiçlik’te de Sartre’ın ilk eserlerinde olduğu gibi, bilincin dışarıya, dünyaya yönelimsellik sayesinde çıktığı savlanır. Burada da bilinç aşkın (transcendant) bir varlıkla ilişkidir. Başka deyişle, özne şeyler dünyasını tamamen kurma gücüne sahip değildir. Bilinç dünyayı yaratmaz, dünya zaten bilinçten bağımsız olarak varolan aşkın bir varlık olduğu için bilince belirir. Ancak bu belirişin bilinçten bağımsız olmadığını da söylemek lazımdır. Bilinç yönelimsel olmasaydı dünyayı tecrübe edemezdi. Kısacası, bilinçte bilincin kendisi olmayan bir varlık ifşa olur. Veyahut, bilinç yönelimsellik özelliği sayesinde onu kendisine ifşa eder. Bu varlık bilinç onu ifşa ettiğinde, bilince zaten bilinçten bağımsız olarak varolan bir varlık olarak verilir. Sartre’a göre dünyanın bilince belirişinin zemini olan kendinde-varlık saydam değildir, katıdır, masiftir, yaratılmamıştır, olumsaldır. Doğru cevap D'dir.
15.Soru
''Derrida .......... fikrine kararcı (decisionist) bir bağlamda başvurur.'' boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Egemenlik |
Etik |
Adalet |
Otorite |
Yasa |
Derrida adalet fikrine kararcı (decisionist) bir bağlamda başvurur. Özgür karar
veya egemen karar bir açmaz içinde verilir, açmazı oluşturan şey, yürürlükte olan
yasa ve tarihsel normların hem hesaba katılması gereği hem de bunların tekillikle
ilişkide askıya alınması gereğidir. Adalet fikri bu açmaza bir tekillik tecrübesi olarak girer; onda kurucu bir rol oynar.Doğru yanıt C şıkkıdır.
16.Soru
Sartre’a göre içe dönüş (introspection) genel olarak yanıltıcı bir yöntemdir, zira bilinç kendisini şeylerle ilişkisinden
.........olarak bilemez ve ego düşümün bir ürünüdür cümlesinde ....... noktalı yere hangi kelime gelmelidir?
Ölümsüz |
Hayati |
Bağımsız |
Ölümlü |
Yaşayan |
Sartre’a göre içe dönüş (introspection) genel olarak yanıltıcı bir yöntemdir, zira bilinç kendisini şeylerle ilişkisinden
bağımsız olarak bilemez ve ego düşümün bir ürünüdür
17.Soru
Derrida'nın aşağıdaki eserlerinden hangisi Husserl üzerine bir denemedir?
Yazı ve Fark |
Ses ve Fenomen |
Grammatolojiye Dair |
Marx'ın Hayaletleri |
Yasa'nın Gücü |
Yazı ve Fark son on yılda edebiyat ve felsefe alanında, Emmanuel Levinas, Georges Bataille, Michel Foucault, Sigmund Freud, Edmund Husserl, Edmond Jabes, Antonin Artaud gibi figürler üstüne yazılmış makaleleri bir araya getiren bir derlemedir. Grammatolojiye Dair Jean-Jacques Rousseau’nun çağının, yani modernliğin logos merkezci olduğunu gösteren dekonstrüksiyonlar içerir. Ses ve Fenomen ise Husserl fenomenolojisi üzerine yazılmış bir denemedir. Bu eser Derrida’nın felsefesinin önemli kavramlarını tohum şeklinde içerir. Bu felsefe fenomenolojiden doğmuş, önde gelen bir biçimde, Husserl’in ve Fransa’da hep onunla birlikte okunan Heidegger’in düşüncesinin terimleriyle işaretlenmiştir. Doğru cevap B'dir.
18.Soru
Varlık ve Hiçlik’te de Sartre’ın ilk eserlerinde olduğu
gibi, bilincin dışarıya, dünyaya ....neyin sayesinde çıktığı savlanır?
“Değimsellik” |
“Yönetimsellik” |
“sebepsellik” |
“Yönelimsellik” |
“Betimsellik” |
Varlık ve Hiçlik’te de Sartre’ın ilk eserlerinde olduğu
gibi, bilincin dışarıya, dünyaya yönelimsellik sayesinde çıktığı savlanır.
19.Soru
Derrida külliyatı yaklaşık kaç kitabı içerir?
30 |
35 |
40 |
45 |
50 |
Derrida külliyatı yaklaşık elli kitabı içerir.
20.Soru
Derrida’ya göre aşağıdakilerden hangisi yapısalcıların eleştirilmesinin sebebi olarak gösterilebilir?
Yapısalcılık, özne ile nesne karşıtlığına dayanan metafizik düşünme biçimini kırmaktır. |
Yapısalcılık, özne ile nesne ilişkisini önceleyen anlam yasalarını vurgulamaktır. |
Yapısalcıların eleştirilmesinin sebebi, onların dili statik bir kurallar bütünü olarak düşünmesidir. |
Yapısalcılık, ele aldığı düşüncenin protokollerine sonuna kadar uyar. |
Yapısalcılık, bütünün içerdiği değerlendirmelerin hangi alternatiflerle ilgilendiği üzerinde durmaz. |
Derrida’nın bu dönemde söylediği şeyler “post-yapısalcılık” olarak anılan şeyin de temelini oluşturur. Dekonstrüksiyon Heideggerci varsayımlarla çalıştığı gibi, yapısalcı bir düşünme biçimiyle de beslenir fakat ulaştığı yeni dil kavrayışı sayesinde yapısalcılığı da “metafizik” içinde konumlandırır. Örneğin Grammatoloji’ye Dair’de Claude Lévi-Strauss ve Saussure gibi yapısalcı düşünürler de yazı karşısında söze öncelik tanıdıkları için metafizik geleneğin içine yerleştirilirler. Aslında yapısalcıların eleştirilmesinin sebebi, onların dili statik bir kurallar bütünü olarak düşünmesidir. Derrida bu kuralların olumsallığı yok saymalarını, değişik etkiler yapabilecekleri bir zamansallığa dayanmamalarını eleştirir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ