Çağdaş Sosyoloji Kuramları Final 15. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Touraine’in demokrasi ile özne arasında kurduğu ilişkiye göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Demokrasi, öznelerin kendi kültürleri ve özgürlükleri bağlamında ele alınır |
Demokrasi, sistemlerin egemen mantığına karşı yürüttükleri bir savaştır. |
Demokrasi, sistemleri kuran mantıktır. |
Demokrasi bir özne siyasetinin var olabilmesinin ön koşuludur. |
Demokrasi bir öznenin var olabilmesinin ön koşuludur. |
Touraine’in demokrasi ile özne arasında kurduğu ilişkiye göre demokrasi, öznelerin kendi kültürleri ve özgürlükleri bağlamında, sistemlerin egemen mantığına karşı yürüttükleri bir savaş, bir özne siyaseti ve öznenin var olabilmesinin bir ön koşuludur. Doğru cevap C'dir.
2.Soru
‘Tarihe göreli yaklaşma’, ‘Tarihin evrimsel bir çizgi üzerinde geliştiğini reddetme’ ve ‘Tarihin rastlantısal olgulara dayalı olduğunu iddia etme’ bu bakış açıları aşağıdaki düşünce akımlarının hangi ikisi arasındaki temel farktır?
Post-modernizm- Post-yapısalcılık |
Post-modernizm- yapısalcılık |
Modernizm- yapısalcılık |
Post-yapısalcılık – yapısalcılık |
Post-yapısalcılık- modernizm |
Yapısalcılık ile post-yapısalcılık arasındaki en temel farklılıklarından biri, tarihe bakış açılarıdır. Postyapısalcılar, tarihe göreli yaklaşırlar ve evrimsel bir çizgi üzerinde geliştiği tezini ret ederek raslantısal olgulara dayalı olduğunu iddia ederler. Tarih farklı seçenekler sunar.
3.Soru
Postmarksizmin başlangıç noktası olarak önem arz eden ve Ernesto Laclau ile Chantal Mouffe tarafından yazılan "Hegemonya ve Sosyalist Strateji: Radikal Demokratik Bir Politikaya Doğru" eser hangi tarihte kaleme alınmıştır?
1984 |
1985 |
1986 |
1987 |
1988 |
Politik ve teorik olarak kökenleri yapısalcılık, post-yapısalcılık ve Avrupa Marksizmine götürülebilecek olan Postmarksizmin başlangıç noktası, Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe’un 1985 yılında birlikte kaleme aldıkları Hegemonya ve Sosyalist Strateji: Radikal Demokratik Bir Politikaya Doğru kitabının yayınlanmasıdır. Bu kitap, hem Postmarksist kuramın kuramsal temellerini inşa eden temel bir manifesto niteliği taşır.
4.Soru
I. Düzensizliktir. II. Kaostur. III. İnsanların birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılamayacağı varsayımından çıkar. Yukarıda verilenlerden hangileri Bauman'ın müphemliğe ilişkin görüşlerini ifade etmektedir?
Yalnız I |
Yalnız II |
I ve II |
I ve III |
II ve III |
Bauman müphemliği, düzensizlik, kaos anlamında kullanır. Bauman’a göre müphemlik, insanlar ve onların çok sayıdaki özelliklerinin iç ve dış, faydalı ve zararlı, ilgili ve ilgisiz, anlamlı ya da anlamsız olarak kesin çizgileriyle ayrılabileceği ya da en azından ayrılması gerektiği varsayımından çıkmaktadır. Doğru cevap C'dir.
5.Soru
Post-yapısalcılık kavramı 20. yy.'da hangi coğrafyadaki felsefecileri ve teorisyenlerinin entelektüel görüşlerini kapsar?
Amerika |
Fransa |
İzlanda |
İngiltere |
Hindistan |
Post-yapısalcılık, 20. yy. Fransız ve kıta Avrupası felsefecileri ve teorisyenlerinin entelektüel görüşlerini kapsar. Doğru cevap B'dir.
6.Soru
Derrida ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğru değildir?
Anlam; daima belirsiz, çoklu ve geçicidir. |
Derrida klasik “benmerkezci” Avrupa bakış açısına da ciddi bir eleştirel tavır göstermektedir. |
Dil daima değişir ve hareket eder; çünkü bir merkez tarafından sabitlenmemiştir. |
Derrida'nın amacı ikili karşıtlıklardaki hiyerarşiyi tersine çevirmektir. |
Batı felsefesinde hem söz hem de akıl anlamına gelen ayrıcalıklı logos anlayışına karşı bir duruş sergilemiştir. |
Derrida, bir sistem içindeki bu zıt çiftlerin fonksiyonunu araştırırken bu karşıtlığın cebirsel olduğuna işaret eder (a=b olmayandır). Ancak onun çabası bu çiftlerde ima edilen hiyerarşiyi tersine çevirmek değildir, daha ziyade bu iki terimin arasındaki “/” işaretini silmektir. Böylelikle bu zıtlığın ima ettiği düzenin (sıranın) ya da hiyerarşiye ilişkin değerin kesin veya katı olmadığını göstermektir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Bell'in kültüre bakış açısına göre doğru olarak verilmiştir? I- Post-endüstriyel toplumun toplumsal yapısı ile kültürünü benzer ilkeler temellendirmektedir. II- Kültürün bağımsız ve özerk bir kurum haline gelmesi sosyoloji disiplini için sorun teşkil eder. III- Kültürel alanda irrasyonel, kendini gerçekleştirmeve tatmin etme ilkeleri hâkimdir. IV- Batının sanayi toplumunda kültür toplumsal değişmeye bağlı olarak değişmiştir.
II-III |
I-IV |
I-II-II |
II-IV |
II-III-IV |
Bell’in sosyolojisinde kültür en önemli alanlardan birisini oluşturmaktadır. Batının sanayi toplumunda kültür toplumsal değişmeden bağımsız kalarak bozulmamış ve ayrı bir şekilde varolmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kültür, değişimi teşvik etmektedir ve ekonomi de bu değişim arzusunu yerine getiren bir araç haline gelmiştir. Toplumsal ve ekonomik yaşamdaki değişimler sanatsal alanda da kendisini göstererek kültür, medya aracılığı ile kurumsallaşmış ve bağımsızlaşmıştır. Kültürün bağımsız ve özerk bir kurum haline gelmesi Bell’e göre sosyoloji disiplini için sorun teşkil eder. Çünkü sosyolojik pratik davranışı, tutumları ve ilgileri
rastlantısal olarak toplumsal konumların özellikleri
olan yaş, cinsiyet ve dine göre tahmin edebileceği
iddiası üzerinden kurumsallaşmıştır. Oysa yaşam
tarzı, değer seçimi ve estetik tercihler daha fazla kişiselleşmiştir (Waters, 1996, s. 125-126).
Daha önce belirtildiği gibi, Bell yukarıda ele
alınan tüm bu faktörlerin post-endüstriyel toplumun hem toplumsal yapısı hem de siyasal yapısı
ve kültürü üzerinde yol açtığı dönüşümlerle ilgilenir (Ritzer, 2003, s. 235). Bu noktada Bell özellikle post-endüstriyel toplumun toplumsal yapısı ile
kültürü arasındaki fark üzerinde yoğunlaşır.
Ritzer, daha önce ifade edildiği gibi (2003, s.
232) Bell’in endüstriyel - post-endüstriyel toplumlar hakkında öne sürdükleri ile post-modernistlerin
modern-postmodern toplumlar hakkında öne sürdükleri arasında birçok ortak nokta bulunduğunu
belirtmekteydi. Ancak Ritzer (2003, s. 233) postmodern toplumu olumlu terimlerle tasvir etmeye
çalışan çoğu post-modernistin aksine, Bell’in postendüstriyel toplumun, en azından bazı yönlerini,
eleştirmekten geri kalmadığına dikkat çeker. Bell
post-endüstriyel toplumun özellikle toplumsal
yapısı ile kültürü arasında gördüğü kopukluğu
eleştirir. Buna göre, post-endüstriyel toplumun
toplumsal yapısı ile kültürünü farklı ilkeler temellendirmektedir. Post-endüstriyel toplumun
ekonomik meselelere odaklı toplumsal yapısında
rasyonalite ve verimliliğe yönelik bir ilgi hâkimken
kültürel alanda irrasyonel, kendini gerçekleştirme
ve tatmin etme ilkeleri hâkimdir. Bell, böylesi bir
kültürün verimliliğin ve rasyonalitenin egemen
olduğu bir toplumsal yapıya aykırı düştüğünü savunur ve bu noktada irrasyonel ve hedonistik düşüncelerle ilişkilendirdiği post-modernizmi eleştirir
(Ritzer, 2003, s. 235). Ritzer, Bell’in bir modernist
ve hatta bir muhafazakâr olarak, postmodernizmle ilişkilendirdiği bu tür irrasyonel ve hedonizm
benzeri gelişmelerin, geleneksel erozyona uğratarak
onların yerini aldıklarını ve bu açıdan toplum için
bir tehdit oluşturduklarını düşündüğünü savunur
8.Soru
Wallerstein geleneksel Marksizm’in sömüren ve sömürülen kavramları yerine aşağıdaki kavramlardan hangisini ya da hangilerini kullanmıştır? I. Emperyalist II. Koloni III. Merkez IV. Yarı Çevre V. Çevre Ülkeler
I-II-III |
II-III |
III-IV-V |
I-III |
II-V |
Wallerstein, hiyerarşik bir yapıya sahip olduğunu iddia ettiği küresel kapitalist sistemin örgütlenişini ve bu sistemdeki aktörlerin oynadıkları rolleri açıklamak amacıyla, var olan geleneksel Marksist kavramsallaştırmayı belirli ölçülerde terk ederek, yeni bir kavramsal çerçeve önermiştir. Wallerstein, bu yeni kavramsal çerçevede, küresel kapitalist sistemin nasıl örgütlendiğini açıklamak için geleneksel Marksist terminolojinin sıklıkla başvurduğu sömüren, sömürülen, emperyalist, koloni gibi kavramlar yerine merkez, yarı çevre ve çevre ülkeler kavramlarını kullanır.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi sanayi sonrası toplumların genel karakteristikleri açısından yanlış bir ifadedir?
Malların üretiminden çok hizmetlerin üretimine yönelik yaşanan ekonomik değişimler |
Mavi yakalı işçilerin yerine beyaz yakalı işçilerin istihdamındaki artış |
Bilginin stratejik bir önem kazanması |
Enformasyon teknolojilerin giderek güçlenen etkisi |
Ulus-devlet anlayışının güçlendiği bir toplum |
Sanayi toplumunun büyük toplumsal ve siyasal sorunları karşısında “ulus-devlet” Bell’e göre eski gücünü yitirmiştir. Dolayısıyla sanayi sonrası toplum bu açıdan da “ekonomik faaliyetlerinde ‘global düşün, yerel hareket et’ felsefesinin egemen olduğu, endüstri toplumunun merkeziyetçi eğilimlerinin zayıfladığı ve bireyselliğin güçlendiği bir toplum olacaktır. Dolayısıyla doğru yanıt E'dir.
10.Soru
Nüfusun coğrafyası veya nüfusbilim olarak da tanımlanan bilim dalı aşağıdailerden hangisidir?
Demografi |
Jeopolitik |
Nüfzoloji |
Popülism |
burjuvazism |
Demografi
Demografi, dünyada veya bir ülkede bulunan nüfusun yapısını, durumunu, dinamik özelliklerini inceleyen bilim dalı. Yunanca demos (halk) ve graphein (yazmak) kelimelerinden meydana gelmiştir. Nüfusun coğrafyası veya nüfusbilim olarak da tanımlanır.
11.Soru
I.Postmodernizm II.Pozitivizm III.Post-yapısalcılık Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri postmarksizmin etkilendiği kuramlardandır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I ve II |
I ve III |
II ve III |
Postmarksizm postmodernizm ve post-yapısalcılıktan etkilenmiştir. Pozitivizmden ise etkilenmemiştir.
12.Soru
I. Barry Hindess II. Paul Hirst III. Anthony Cutler IV. Athar Hussain Yukarıdakilerden hangileri Postmarksizm’e öncülük eden akademisyenler arasındadır?
Yalnız I |
II ve III |
I, II, III ve IV |
III ve IV |
Yalnız IV |
Ernesto Laclao ve Chantel Mouffe ile birlikte, Barry Hindess, Paul Hirst, Anthony Cutler, Athar Hussain, Gareth StedmanJones gibi akademisyenler Postmarksizm’e öncülük etmiştir. Doğru yanıt C seçeneğidir.
13.Soru
Küreselleşme teorileri aşağıdakilerden hangileridir?
Ekonomik, siyasal, kültürel |
Medya, teknolojik, ekonomi |
Etnik, siyasal, kültürel |
Finansal, siyasal, kültürel |
Teknolojik, ekonomik, etnik |
En geniş haliyle, küreselleşme teorileri ekonomik, siyasal ve kültürel olmak üzere üç temel başlık altında toparlanabilir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi merkez ülkelerdendir?
ABD |
Hindistan |
Brezilya |
Çin |
Türkiye |
Merkez Ülkeler;Örneğin; ABD,Fransa, Kanada,Japonya, İngiltere,Almanya
Yarı Çevre Ülkeler;Örneğin;Hindistan,Brezilya, Çin,Türkiye, Mısır ve Meksika
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Annales Okulu’nun öncülerindendir?
Immanuel Wallerstein |
Fernand Braudel |
Joseph Schumpeter |
Karl Polanyi |
Karl Marx |
Fernand Braudel tarihin, vaka merkezli olgu ve olayların araştırılması ile değil, sosyal yapıların uzun dönemli köklerine odaklanılarak anlaşılabileceğini savunan ve Annales Okulu olarak 1920’li yıllarda Fransa’da kurulmuş ekolün öncü isimlerindendir. Doğru cevap B şıkkıdır.
16.Soru
- Mutlak iktidar
- Biyo iktidar
- Pozitif iktidar
- Negatif iktidar
- Disipline edici iktidar
Yukarıdaki iktidar biçimlerinden hangisi/hangileri Foucault, ‘Hapishanenin Doğuşu’ve ‘Kliniğin Doğuşu ‘adlı çalışmalarında yer alır?
I, II ve III |
II, III ve IV |
III, IV ve V |
I, II ve V |
I, III ve V |
Foucault, Hapishanenin Doğuşu (2010b) ve Kliniğin Doğuşu (1973) adlı çalışmalarında güç teknolojileri terimi ile ifade ettiği farklı iktidar biçimlerinin oluşumunu ve nasıl kullanıldığını tarihsel bir bakış açısıyla irdeler. Bu iktidar biçimleri mutlak iktidar, disipline edici iktidar ve biyo-iktidardır.
17.Soru
Günümüzde ekonomi politikten uzaklaşılmış, kültürel ve ideolojik boyut ön plana çıkmıştır. Artık malların değişim değeri yerine gösterge değeri önemli olmaya başlamıştır. Bu açıklamalar Baudrillard’ın, toplumsal analizini semiyolojik çerçevede ele aldığını göstermektedir.Paragraftaki “semiyoloji” kelimesi ne demektir?
Hiçi, göstergenin gücüne eriştirmek, diğer bir ifade ile gerçeğin basitleştirilmesi |
Baudrilard’ın yerleşik kültür ve metalaşmış kültür kavramlarının anlamı |
Günümüzde kullandığımız ya da satın aldığımız ürünler olarak markalar |
Bir kültürdeki anlamı üzerinde uzlaşılmış sembollerin bilgisini içeren gösterge bilimi |
Gösterge evreleri arasındaki farklar |
Semiyotik, antik Yunanca’da işaret anlamında kullanılan semeion kelimesinden gelmektedir. Semiyotik ya da diğer adıyla semiyoloji, simge, sembol ve İşaretlerin yorumlanmasına, üretilmesine veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün faktörlerin sistematik bir şekilde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Semiyoloji, bir kültürdeki anlamı üzerinde uzlaşılmış sembollerin bilgisini içeren gösterge bilimi olarak da tanımlanır.
18.Soru
Bauman, 1989 yılında yazdığı hangi kitap ile Amalfi ödülünü, 1998 yılında ise Adorno ödülünü kazanmıştır?
Modernliğin Sosyolojisi |
Modernite ve Holocost |
Postmodern Etik |
Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları |
Bireyselleşmiş Toplum |
Bauman, 1989 yılında “Modernite ve Holocost” adlı kitabıyla Amalfi ödülünü, 1998 yılında ise Adorno ödülünü kazanmıştır.
19.Soru
Tek bir perspektiften ziyade farklı perspektifler açısından yaklaşmayı öngören kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Farklılaşma |
Parçalanma |
Çoğulculuk |
Yüzeysellik |
Senkretizm |
Çoğulculuk genel olarak tek bir perspektiften ziyade farklı perspektifler açısından yaklaşmayı öngörür ve pek çok alanda kullanılır. Örneğin kültürel çoğulculukta geniş bir toplum içindeki daha ufak grupların kültürel kimliklerinin korunması anlaşılırken politik çoğulculukta, politik gücün seçimlerle oluşmasını çoğunluğun hegemonyasını yaratması nedeniyle ret edilerek toplum içindeki farklı grupların eşit temsili amaçlanır. Bu yaklaşım; benzer şekilde dinî, ekonomik, felsefi alanlarda da yer bulur. Doğru cevap C'dir.
20.Soru
Postmarkisizm’de hegemonya kavramı Gramsci’den hangi bağlamda ayrılmaktadır?
Kültürel liderlik |
Siyasi otorite |
Sınıfsal güç |
Merkeziyetçilik |
Toplumsal form |
Laclau ve Mouffe için çok önemli bir yere sahip olan hegemonya kavramı, Gramsci tarafından devlet egemenliğinin zorlayıcı etkisi üzerinde odaklanmaktan çok, kültürel liderlik üzerinde odaklanmak için geliştirilmiştir. Laclau ve Mouffe’a göre, kendi hegemonya anlayışları sınıf indirgemeci değildir. Bu “sınıf indirgemeci olmayan hegemonya kavramı” siyasallığın nasıl kurulduğunu ve bu kuruluşa karşı mücadelelerin hangi bağlamlarda yapılabileceğini, sınırlarının ne olabileceğini anlatmaktadır. Gramsci’deki hegemonya kavramı da kimliğin nasıl kurulduğunu açıklamaktadır. Ancak, Laclau ve Mouffe’a göre, Marksist söylem içindeki hegemonya kavramı iki sorunu içermektedir ve bu anlamda sınıf indirgemeci, merkezci (köktenci) bir niteliğe sahip olduğunu öne sürer. Birincisi, Gramsci’de hegemonik özneler temel sınıflardır: işçi ve burjuvazi olarak. İkinci olarak, Gramsci her toplumsal oluşumda tek bir hegemonik merkezin olduğu fikrini savunur. Laclau ve Mouffe’un hegemonya anlayışı ise hegemonyayı temel sınıflara bağlı değil fakat toplumsal formasyonda gelişen farklı ve çeşitli mücadelelere ve hareketlere bağlı düşünmeye; ikincisi, toplumsal formasyonu da, bu anlamda tek hegemonik merkezli değil, fakat çok-merkezli, açık, tarihselliğe göre değişebilir, bir bütünsellik yaratmayan bir biçimde kurgulamaktadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ