Yeni yoksulluk, tüketememekle ilgilidir. Tüketici olamayanlar veya çalışıp yoksul olan “defolu tüketiciler” ile bağlantılıdır.

Yavaş kent akımı, kentsel yaşamının ve büyümenin yavaşatılarak, kentin tarihi, kültürel, doğal ve çevresel değerlerinin korunmasını savunur.

Tarihsel olarak yoksulun kim olduğu sorusuna verilen ilk yanıt 17. yüzyılda 1601 yılında İngiltere’de çıkarılan ve 230 yıl yürürlükte kalan Elizabeth Yoksulluk Yasası ile olmuştur.

Çevrecilik ya da çevreci düşünce ideolojik ve sosyal bir tavır gerektirir. Bu bağlamda politika, eylem, tutum ve davranış çevreciliğin teorik temelleri kapsamında düşünülmelidir. Formel eğitim bu durumu doğrudan ilgilendirmez. Çevreci ideoloji için eğitim geçmişine bakılmaksızın taraftarlık yapılmalıdır. Doğru cevap E'dir. 

En üst düzeye ulaşmış olan insanın insan tarafından ve doğanın insan tarafından sömürülmesi veya toplumsal yaşantıdaki derin kriz, toplumsal tarihte yeni bir dönemin başlangıcını ifade etmektedir. Post-modernizm olarak da adlandırılan bu yeni dönem aynı zamanda kriz dönemi olarak da adlandırılır. Daha önceki ünitelerde ayrıntılı olarak tartışıldığı gibi, bu krize siyasal ve toplumsal anlamda kapitalizmin meşruiyet krizi denmiştir. Bunun yanında Beck, Eder, Giddens, ve Inglehart gibi bazı düşünürler söz konusu krizin çevresel boyutunu da çevresel kriz olarak adlandırmışlardır. Çevresel değerlerin dikkate alınması bu yeni dönemin önemli bir özelliğidir. Post-modernizm çağının çevresel temeli “doğaya dönüş olgusu” olarak özetlenebilir ve çevre hareketi ya da çevrecilik de bir anlamda işte bu çevresel kriz noktasında ortaya çıkmıştır denilebilir.

Kentlere ait ya da atfedilen olumlu bir takım özelliklerle ya da nitelemelerle ilgilidir. “Kentin taşının toprağının altın olması”, “kente ait olmanın gururu”, “kentte yaşamanın bir statü yükselmesi olarak görülmesi” gibi her zaman gerçekliği yansıtmayan sosyo-psikolojik nedenler, kentlerin daha çekici bir imaja sahip olmalarına yol açarak kentleşme hızını artırmıştır. Ancak, daha özgürlükçü ve hoşgörülü bir ortama sahip olmaları kentleri çekici kılan önemli neden olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yeni yoksulluk: ekonomik yoksunlukların yanında toplumsal, kültürel ve çevresel risklerin dolaşımını içeren yoksulluk olarak tanımlanmaktadır.

Sanayileşmenin ve kentleşmenin, çevre sağlığı ve ekosisteme olan etkilerinin yarattığı riskler ve oluşan yeni risk toplumunun sonuçları 1960’lara kadar çok dikkate alınmazken, 1960’lı yıllardan itibaren yoksullar, yoksunlukları doğrultusunda kategorilere ayrılmaya başlanmış ve her geçen yıl yeni tanımlamalar yapılmıştır. Doğru cevap B'dir. 

Bu çalışma alanları, eğitim kapasite geliştirme, mesleki eğitim, beceri kazandırma, sosyal riskin azaltılması konusunda uzun soluklu projeler; şiddet konusunda sığınma evleri, danışma ve dayanışma merkezleri açılması ve kadınların yerel düzeyde karar alma mekanizmalarına katılımı alanlarında çalışmalar
yürütmektedir. Ayrıca bu platformlar, ulusal düzeyde de kendi aralarında bir
koordinasyon ağı oluşturmuşlardır. Bu ulusal koordinasyon ağı sayesinde düzenli
olarak bir araya gelerek, çeşitli eğitimler almakta, deneyim ve bilgi paylaşımı ger-
çekleştirmekte ve aralarındaki koordinasyonu geliştirmektedirler.