Sürdürülebilir kent kavramı, sürdürülebilir çevre ve büyüme anlayışının bir uzantısıdır. Sürdürülebilir kente ilişkin temel ilkelerin ilk olarak 1996 yılında İstanbul’da toplanan HABiTAT-II Konferansı’nda ortaya konduğu söylenebilir. Konferans sonrasında yayımlanan Sürdürülebilir Kentsel Gelişme için HABiTAT Gündemi başlıklı bildirgede, kentlerin ekonomik kar yaratılan mekanlar olarak değil, sürdürülebilir sosyal ve ekonomik gelişmenin gerçekleştirildiği mekanlar olarak desteklenmesinin gereği vurgulanmıştır. Doğu seçenek B'dir.

Eğitimli nüfusun artması kentleşmenin göstergelerinden biridir. Kentlerin ve kentte yaşayanların artması, ailelerin küçülmesi, kadınların iş hayatına katılması ve mesleki çeşitliliğin artması da kentleşmenin göstergeleri arasındadır.

Çevreci hareket günümüzde, farklı ülkelerde farklı yapı ve nitelikler göstermektedir. Daha çok politik bir hareket niteliğinde  olduğu Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinde Yeşiller Partisi adıyla örgütlenmiş olan siyasal partiler vardır. Gelişmekte olan ülkelerde çevresel faktörler öncelikli  olarak değerlendirilmediğinden, çevreci hareket bu ülkelerde oldukça zayıf ve etkisiz bir konumdadır. ABD’de çevreci hareket ise belirli bir çevre sorunu ortaya çıktığında, bu sorunu gündemde tutmak amacıyla bir araya gelen ve sorun gündemden düştüğünde dağılan bir yapıda olduğundan politik olmayan bir nitelik taşımaktadır. Doğru cevap A’dır.  

Büyük kentlerdeki hava kirliliği sorunu karşısında 1983 yılında Çevre Kanunu çıkarılmış; Bakanlık ise 1991 yılında kurulmuştur. Doğru cevap D’dir.  

Göreli yoksulluk, toplumda kabul edilebilir en aşağı tüketim düzeyinin altında kalanlar göreli yoksul olarak kabul edilmektedir. Bu tüketim düzeyi mutlak yoksulluğun üzerindedir. Ama ne kadar üzerinde olduğu içinde yaşadığı toplumun gelişmişlik düzeyine göre farklılaşmaktadır. Bu bireyin biyolojik olarak değil, sosyal olarak kendisini üretebilmesi için gerekli tüketim düzeyinin saptanmasını gerektirmektedir. Göreli yoksulluk için çoğunlukla benimsenen yöntem, ülke içindeki ortalama ya da medyan gelirin belirli yüzdesini, örneğin %50’sini almaktır. Buna göre de ortanca gelirin %50’si altında gelire sahip kişiler, göreli yoksulluğa sahip olan kişiler olarak tanımlanmaktadır.

Kent Konseylerinin çalışma grupları arasında daha önce de değinildiği gibi, öncelikle oluşturulan çalışma grubu çevre çalışma grubudur. Bu grubun çalışmalarına daha sonra ayrıntılı olarak değinilecektir Ancak bu bağlamda çevre dışındaki alanlarda yer alan çalışma gruplarına kısaca değinmek gerekmektedir. Özel ilgi grupları olarak da adlandırılan bu çalışma gruplarından bazıları şunlardır. Çocuk çalışma grupları ya da meclisleri, “kıdemli hemşeriler” çalışma grubu ve engellilere yönelik özel çalışma gruplarıdır. Bu doğrultuda doğru seçenek E'dir.

Eski yoksulluk, Kıtlık yoksulluğudur. Yoksulluk doğaya bağlılıktan ve kıtlıktan kaynaklanır, yani ihtiyaç maddeleri kıt olduğu için yoksulluk vardır.

Dünyada ve Türkiye’de yoksulluk çalışmaları ağırlıklı olarak kentlere ve yoksulluğun yoğun olduğu bölgelere ya da en somut biçimde göz önünde olduğu mekânlara, Latin ve Kuzey Amerika, Somali, Etiyopya, Bangladeş, Hindistan gibi ülkelere yönelmiştir.

Kentsel kesimde yaşayan yoksulların, hava kirliliğine yeterli duyarlılığı gösterseler bile kaliteli kömür almaları neredeyse olanaksızdır. Bu yakıtların önemli bir kısmının kamusal sosyal yardımlarla yoksullara verildiği düşünüldüğünde bu sorunda devletin rolünün de oldğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun yanı sıra, sanayi kuruluşları için yanlış yer seçimi, sanayinin denetiminde boşlukların yaşanması ve toplu taşımacılık alanındaki eksiklikler hava kirliliğini artırmaktadır.

Haziran 1992’de Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde gerçekleştirilen ve kısaca “Rio Yeryüzü¨ Zirvesi” olarak adlandırılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda alınan kararlar kısaca “Gündem 21” olarak adlandırılır. Gündem 21, XXI. yüzyıla ilişkin bir gelecek manifestosudur ve bu yüzyılda en önemli küresel sorunların başında gelecek olan çevre sorunları konusunda nasıl bir yönetsel ve toplumsal strateji izlenmesi gerektiğini belirten bir ilkeler bütünüdür.

Kent Konseyleri içinde,  özellikle kadınların ve gençlerin süreçlere daha
etkin bir katılımını  sağlamak için kadın meclisleri ve gençlik meclislerinin öncelikle
kurulması öngörülmektedir.

Kent Konseylerinin çalışma grupları arasında daha önce de değinildiği gibi, öncelikle oluşturulan çalışma grubu çevre çalışma grubudur.

Türkiye’de Kent Konseyleri arasındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla iki farklı platform oluşturulmuştur. Bunlardan birisi Konak Kent Konseyinin girişimiyle 08-09 Ekim 2010’da İzmir’de yapılan toplantı ile kurulan Türkiye Kent Konseyleri Platformudur. 47 Kent Konseyinin katılımıyla oluşturulan bu platform Kent Konseyleri arasında işbirliği ve koordinasyonu geliştirmek
amacıyla kurulmuştur.