Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi fen konuları günlük yaşamla yakından ilişkili olduğundan öğrencilerin geçmişte öğrendikleri yanlış bilgiler zihinlerinde kavram yanılgılarının oluşmasına neden olabilmektedir. Kavramsal değişim metinleri hazırlanırken sırasıyla günlük deneyimlere dayalı düşünceler sunulmakta, düşüncelerin sınırlılığı ve yetersizliği gösterilmekte, bilimsel kavram sunulmakta ve bilimsel kavramın sınırlılıkları ortadan kaldırılarak günlük yaşamdan alınan olay açıklanmaktadır. 

Bir soruna ya da olaya ilişkin biri doğru diğerleri ise yanlış ve bilişsel çatışma yaratacak yanılgılar içeren ifadeler sunar. Seçeneklerdeki ifadelerin hepsi karikatür ile ilişkili olup doğruluk payı vardır, ancak C seçeneğinde en önemli özellik olarak ifade edilmiştir. 

Kuhn, bilimi sosyal ve tarihsel dönemle ilişkilendirmektedir. Thomas Kuhn, bir devrim ya da paradigma değişimi olmasını bir krize bağlamaktadır.

Deney yapma, bütün bilimsel süreç becerilerinin bir arada kullanılabildiği kontrollü bir biçimde test etme becerisidir

'Algıladıklarını yorumlamak', 2013 yılında güncellenen okul öncesi öğretim programında yer alan kazanım ve göstergelerden fen öğretimi kapsamında ele alınabilecek olan hususlardan biri değildir.

Güçlülük: Kavramın gücü, diğer kavramların ve ilkelerin anlaşılmasını sağlama, problem çözmeye yardımcı ve destek olma derecesine göre değerlendirilmektedir. Örneğin; hücre kavramı vücudumuzdaki sistemleri oluşturan organların ve yapıların görevlerinin anlaşılması için bir temel oluşturduğundan güçlü bir kavramdır. 

• Maddeler katı-sıvı-gaz olmak üzere, temel olarak üç gruba ayrılırlar (Ör. Üzerine oturduğumuz sandalye bir katı, içtiğimiz su bir sıvı, soluduğumuz hava bir gazdır).
• Katıların belli bir şekli varken, sıvı ve gazların belli bir şekli yoktur.
• Gazları çoğu zaman gözle göremeyiz.
• Isı verildiğinde katılar sıvıya, sıvılar gaza dönüşebilir (Ör. Buzun suya, suyun da su buharına dönüşmesi).

Bilimsel tutumun gelişmesinde etkin rol oynayan davranışlar, meraklı, kuşkucu, açık-fikirli, dürüst, alçak gönüllü, öğrenmeye, özeleştiriye ve değişime açık olmayı, doğaya saygılı hareket edebilmeyi, başarısızlık karşısında yılmamayı içerir. Doğru cevap A'dır.

Değişkenleri tanımlama, araştırmanın sonuçlarını etkileyecek faktörleri belirleme becerisidir.

Yorumla sentezleme, bilimsel süreçler becerilerinden temel beceriler kapsamında ele alınamaz.

Her ne olursa olsun bilimin tanımında uzlaşılan noktalar vardır. Bunları şöyle sıralanmıştır: Bilimsel bilgi uzun süreli olmasına rağmen değişebilir yapıdadır. Bilimsel bilgi tamamıyla olmasa da büyük ölçüde gözleme, deneysel kanıtlara, rasyonel (mantıklı) görüşlere ve şüpheciliğe dayalıdır. Bilim yapmak için tek bir yol yoktur. Bu nedenle evrensel, adım adım bir bilimsel yöntemden söz edilemez. Bilim, doğal olguları açıklama girişimidir. Kanunlar (yasa) ve teoriler bilimde farklı işlevlere sahiptir. Bu nedenle öğrenciler teorilerin daha fazla kanıtla yasaya dönüşmeyeceğini fark etmelidirler. Tüm kültürlerden insanlar bilime katkı sağlarlar. Yeni bilgiler açıkça ve anlaşılır bir şekilde raporlaştırılmalıdır. Bilim insanının doğru kayıt tutması, diğer bilim insanlarının (akran) görüşlerini alması ve ürettiği işin tekrarlanabilirliğine ihtiyaç vardır. Gözlemler teorilere dayalıdır. Bilim insanları yaratıcıdır. Bilim tarihi hem evrimsel ve hem de devrimsel bir özelliği ortaya koyar. Bilim, sosyal ve kültürel geleneklerin bir parçasıdır. Bilim ve teknoloji birbirini etkiler. Bununla birlikte V’te ifade edilen dönemlere göre kaynağı ve kullanımı değişmez ifadesi üzerinde uzlaşılan bir husus değildir. Aksine bilimsel bilgi uzun süreli olmasına rağmen değişebilir yapıdadır. 

 Fen ve Doğa köşesi

Gruplama, duyu organları aracılığı ile çocuğun gerçekleştirdiği gözlemlerin sonucundaki izlenimlerine dayalı olarak oluşur. Bu süreçte çocuklar gelişim düzeyleri ile paralel bir biçimde çevrelerinde gözlemledikleri nesneleri zihinlerine yerleştirir ve kategorize ederler.

Bilimsel gelişmelerin basamakları dört safhada toplanmaktadır. Türk-İslam sentezi doğrultusunda gelişen bilim dönemi bunlardan biri değildir.

Dönemlere göre bilginin kaynağı ve kullanımı değişmektedir inanışı Kuhn tarafından paradigma değişimi olarak tanımlanmıştır.

Kavram öğrenmenin aşamaları en basit olandan karmaşığa doğru; somut düzeyi, tanıma düzeyi, sınıflama düzeyi ve soyut düzeyi olmak üzere dört aşamalıdır. 

Bilimsel bilgi güvenilir ve uzun süreli olmasına rağmen, sanılanın aksine asla tam olarak kesin ve mutlak doğru değildir. Bilimsel bilgi değişime ve yenilenmeye açıktır. Başka bir ifade ile bilimsel bilgi aynı zamanda hem güvenilir hem de her an değişebilir.

Rönesans dönemi bir ara dönem olarak nitelendirilerek modern bilime geçiş tüneli olarak görülebilir. Yeniden Doğuş anlamına gelen Rönesans, eski Yunan geleneğine yani sorgulamaya yöneliştir. Eski Yunan ve Mısır eserlerinin Arapçadan tekrar çevrilmesi, matbaanın kullanılması, coğrafi keşifler ve pusula bu dönemin temel doğuş nedenleri olarak sayılabilir. Bu dönemdeki bilim insanları arasında Kopernik, Kepler, Galileo, Newton, Huygens, Boyle, Gassendi, Descartes sayılabilir. Aristoteles Helenistik dönemin bilim insanıdır.

Kavramın gücü, diğer kavramların ve ilkelerin anlaşılmasını sağlama, problem çözmeye yardımcı ve destek olma derecesine göre değerlendirilmektedir. Örneğin; hücre kavramı vücudumuzdaki sistemleri oluşturan organların ve yapıların görevlerinin anlaşılması için bir temel oluşturduğundan güçlü bir kavramdır. Verilen örnekte olduğu gibi atom kavramı da maddenin kimyasal yapısının anlaşılmasında temel bir rol oynadığından güçlü bir kavram olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 

Çocuklara oda sıcaklığında bırakılan dondurmanın eriyeceği ama çayın içindeki şekerin çözüneceği basit deneylerle açıklanmalı ve çocukların bu süreçte etkin bir biçimde yer almaları sağlanarak kavramı zihinlerinde yapılandırmaları sağlanmalıdır. Soyut kavramların öğretiminde başlangıç aşamasında öğrencilerin konuya ilişkin neler bildikleri ve yanlış öğrenmelerinin olup olmadığının belirlenmesi gereklidir. Yukarıdaki çözünme örneğinde olduğu gibi kavram yanılgılarının olup olmadığı ortaya konulduktan sonra somut öğrenme deneyimlerinin yaşanmasını sağlayan etkinlikler yaptırılmalıdır. Daha sonra öğrencilere bu kavramlarla ilgili açıklamalar yapılıp gerçek yaşamda öğrenilen kavramın kullanımını sağlayacak fırsatlar sunulmalıdır.