Çevresel etmenlerden en önemlilerinden biri göçtür. Göç, bireylerin ya da grupların belirli bir zaman aralığında bir ülkeden başka bir ülkeye, bir bölgeden başka bir bölgeye ya da bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim birimine hareket etmesi, kalıcı mekân değişikliği şeklinde tanımlanabilir. Göç bir yönüyle toplumsal, bir yönüyle ise bireysel bir süreçtir.

Boşanma çocukları olumsuz etkileyen yaşam olaylarındandır. Okul başarılarına da olumsuz etkide bulunmaktadır. Bu nedenle A  seçeneğindeki bilgi diğer seçeneklerden farklı olarak yanlıştır. 

Diğer seçeneklerdeki örnekler baştan aşağı gelişim ilkesini gösterdiğinden, doğru cevap a seçeneğidir.

Montessori araçları duyusal-motor ve bilişsel gelişimi desteklemek için etkili oldukları halde, özgürlüğü kısıtladıkları için yaratıcılığı engelleyebilirler. Yap-bozlar ve Montessori araç gereçleri kapalı uçludur. Montessori sokak çocuklarını eğitirken, çocukların bir şeyi düşürdüklerinde, döktüklerinde ve kırdıklarında çok üzüldüğünü gözlemlemiş ve bu yüzden sınıfı ve materyalleri hataları en aza indirecek şekilde düzenlemiştir.

Montessori sınıflarında materyal düzenlemeleri yapılırken en önemli ölçütlerden biri hata kontrolünü en aza indirmektir. Bu nedenle doğru seçenek A seçeneğidir.

Çocuk istismarı ve ihmali; anne, baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkileyen eylem ve eylemsizliklerin tümüdür.

Sosyal kültürel kuram, kültürün ve sosyal etkileşimlerin çocuğun gelişimini ve yaşamını nasıl etkilediğini açıklar.

1925 yılında dünyaya gelen Bandura sosyal öğrenme kuramını ortaya atmıştır. Öğrenmelerde başkaları ile ilişkilerin ve gözlemlerin etkili olduğunu söyleyen Bandura’ya göre öğrenme için her zaman pekiştirme gerekli değildir. Öğrenme gözlem yolu ile gerçekleşebilmektedir.

Doğum öncesi gelişimin üç aşaması sırasıyla aşağıdaki gibidir:

Zigot evresi,

Embriyo evresi,

Fetüs evresi.

Çocuk gelişimcileri hastalık süresince çocuğa üç açıdan yardımcı olabilir. Bunlar; çocuğun hastalığı ve hastalığa bağlı m­izaç değişikl­ikleri­ konusunda çocuğun ailesi­n­i, kend­is­ini­ ve sınıf arkadaşlarını b­ilgi­lend­irerek herkesin bu süreci daha kolay geçi­rmes­i konusunda çocuğa ve a­iles­ine destek olmak. Hasta çocukların hastalıkları konusunda ailen­in doğru bi­r şek­ilde bilgilendir­ilmes­ine destek olmak. Çocukların kardeşler­ine, sınıf ve okul arkadaşlarına da onların durumu, bu hastalığın olası sonuçları, bu hastalığın sağaltımı ve varsa hastalığın ortaya çıkmasını önleyi­c­i önlemler­in neler olduğu açık bi­r şek­ilde ­ilet­ilmes­i sürec­inde etk­in olmak. Ancak hasta olan çocuğu bulunduğu ortamdan ayırmak doğru bir yaklaşım değildir.

Boşanmayı takip eden ilk iki yıl, boşanma sürecinde yaşananlar ve boşanmanın ardından uyum sağlama konusunda çocukların daha yoğun bir stres yaşadığı bir dönemdir. Bu nedenle doğru cevap C seçeneğidir.

Ahlak gelişimi kuramları vicdanın erken çocuklukta şekillenmeye başladığını ortaya koyar. Çoğu kuram çocuğun ahlakının yetişkinler tarafından dışsal biçimde kontrol edildiği konusunda hemfikirdir. Zamanla vicdan içsel standartlar tarafından düzenlenir.