Dil Felsefesi Final 5. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
I. Dış dünyadaki bir elmayı II. Elmanın duyu verilerini III. Elmanın tümelini Russell'a göre bir dildeki "elma" ifadesini anlamak için doğrudan tanışıklık yoluyla üsttekilerden hagilerini bilmemiz gerekir?
Yalnız I |
Yalnız II |
II ve III |
I ve II |
I ve III |
Russell'a göre bir dili anlamak ve konuşmak için doğrudan tanışıklık yoluyla iki şey bilmemiz gerekir: duyu verileri ve tümeller. Bu ikisini bir araya getirerek artık tanışık olmadığımız dış dünyanın nesnelerini betimleme yoluyla bilebilir hale geliriz. Doğru yanıt C şıkkıdır.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi günümüz felsefesinde iz bırakmış başlıca anlam kuramlarından biri değildir?
Gerçekçilik |
Adcılık |
Doğalcılık |
Öznelcilik |
Davranışçılık |
Öznelcilik, Gerçekçilik, Bütüncülük, Doğrulamacılık, Dışsalcılık, Davranışçılık, Doğalcılık günümüz felsefesinde iz bırakmış başlıca anlam kuramlarıyken, Adcılık (Nominalism) Tümeller sorununa yönelik bir çözüm önerisi sunan bir öğretidir.
3.Soru
Russell'ın kuramına göre "bulut beyazdır" önermesini değer almış bir önermesel fonksiyon olarak çözümlersek sırasıyla "bulut" ve "beyazdır" sözcükleri nasıl ele alınmalıdır?
obje - duyu verisi |
tümel - yüklem |
değişken - yüklem |
değişken - fonksiyon |
isim - fiil |
Russell yüklemlerin boşluklarını belirtmek için “değişken” kullanır. Basit özne/yüklem biçimindeki bir tümcenin öznesini çıkarıp yerine “x” harfini koyduğumuzda, dile getirdiğimiz şeye Russell “önermesel fonksiyon”, buradaki “x” harfine de “değişken” diyor. Örneğin “Önümdeki masa ahşaptır” tümcesinin öznesi olan “önümdeki masa” terimini çıkarıp, yerine “x” harfini koyalım: “x ahşaptır”. Buradaki “x” harfi değer olarak bir nesne almaya uygun bir değişkendir. Bu değişken yerine önümdeki masayı koyarsam (terimi değil masanın kendisini) doğru bir önerme elde ederiz, ama önümdeki kahve bardağını koyarsam, bardak ahşap olmadığı için, yanlış bir önerme elde ederiz. İşte “x ahşaptır” terimi bir önermesel fonksiyona gönderme yapar Russell’a göre. "bulut beyazdır" önermesi "x beyazdır" önermesel fonksiyonunun "bulut" değerini almış halidir. "Bulut" sözcüğü değer almış bir değişken, "beyazdır" sözcüğü ise bir yüklem olarak değerlendirilir.
4.Soru
Bir şeyin var olmadığını söylediğimizde ortaya çıkan ontolojik problemi Russell nasıl çözer?
Var olma'nın nesnelerin bir özelliği olduğunu ileri sürerek. |
Var olma' nın nesnelere değil kavramlara özellik yükleyen ikinci düzey bir kavram olduğunu ileri sürerek. |
Yokluk bildiren tümcelerin gerçek mantıksal öznesinin, “var olmayan” bir şey değil bir boş kavram olduğunu ileri sürerek. |
Yokluk tümcelerinin gerçekte basit özne/yüklem formunda olduklarını iddia ederek. |
Gerçekte olmayan bir şeye gönderme yapıp, sonra da onun var olma özelliğinin bulunmadığını söylediğimizi öne sürerek. |
Meinong'a göre birşeyin var olmadığını söylediğimizde, gerçekte olmayan bir hayvan türüne gönderme yapıp, sonra da onun var olma özelliğinin bulunmadığını söylemiş oluruz. Russell ise Meinong’un kuramını benimsemez ve bunun bizleri “gerçeklikten kopardığını” söyler. Eğer bu tür tümceleri gerçeklikten kopmadan çözümlemek olanaklı ise bu yeğlenmelidir. Russell da kendi çözümlemesinin bunu sağladığını söyler. Tümcenin gerçek mantıksal öznesi, Meinong’un kuramında olduğu gibi, “var olmayan” bir hayvan olan ejderha değil, ejderha kavramıdır. Söylenen şey bir hayvan türüne dair değil bir kavrama dairdir. O kavram hakkında da tümcemiz doğru bir şey söyler. Kısaca “Ejderha yoktur” diyerek ejderha kavramının “boş” olduğunu, yani bu kavramın hiçbir nesneye uygulanamayacağın söylemiş oluruz. Bu şekilde geleneksel yokluk problemine tamamen dil felsefesi içinde bir çözüm getirir Russell. B şıkkındaki düşünce ise Russell'ınkine yakın olmasına rağmen Frege'ye aittir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Russell'ın klasikleşmiş iki makalesinden biridir?
Betimleme Yollu Bilgi |
Doğrudan Gönderme |
Belirli Betimleme |
Varlık Yargıları |
Gönderme Üzerine |
A, B, C, D şıklarında yer alan kavramlar Russell'ın felsefesinde kullanılan kavramlardır. Doğru cevap E'dir.
6.Soru
'Ejderha yoktur' ifadesindeki yokluk problemine Russell dil felsefesi içinde nasıl bir çözüm getirmiştir?
Sayılı tümce önerme dile getirmez |
Ejderha betimlenemez |
Ejderha ile doğrudan tanışık değilizdir |
Ejderha kavramı boştur |
Ancak, birden çok değişkeni olan önermesel fonksiyonlar sayesinde bilebiliriz |
Ejderha yoktur” diyerek ejderha kavramının “boş” olduğunu, yani bu kavramın hiçbir nesneye uygulanamayacağını söylemiş oluruz. Bu şekilde geleneksel yokluk problemine tamamen dil felsefesi içinde bir çözüm getirir Russell.
7.Soru
Gerçekçilik kuramı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlış bilgi içermektedir?
Bu kuramın savunucuları sözcüklerin anlamlarının zihinde yer alan öznel varlıklar olması durumunda iletişim kurmanın olanaklı olmayacağı görüşündedirler. |
Anlam öznel değil nesnel olmalıdır. |
Sözcüklerin anlamları insan zihninden ve insanın yarattığı dillerden bağımsız somut varlıklardır. |
Bir tümcenin dile getirdiği anlam o tümcenin parçalarının anlamlarından oluşur. |
Düşünceler öznel değil, soyut nesnel varlıklardır. |
A, B, D ve E seçenekleri Gerçekçilik kuramı ile ilgili olarak doğru bilgiler içerirken C seçeneği sözcüklerin anlamlarının "somut" varlıklar olduğunu söyleyerek yanlış bilgi vermektedir. Bu kuramın en önemli savunucusu olan Frege, sözcüklerin anlamlarının insan zihninden ve insanın yarattığı dillerden bağımsız "soyut" varlıklar olduğunu söyler.
8.Soru
Russell’a göre varlık ya da yokluk tümcelerinin görünüşte basit özne/yüklem formunda görünmelerine karşın, derin sentakslarının çok farklı olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
varlık yükleminin olağan bir yüklem olmaması |
varlık yükleminin olağan bir özne olması |
varlık yükleminin olağan bir özne olmaması |
varlık yükleminin olağan bir yüklem olması |
varlık yükleminin olağan nesne olması |
Russell’a göre varlık ya da yokluk tümceleri görünüşte basit özne/yüklem formunda görünmelerine karşın, derin sentaksları çok farklıdır. Bunun nedeni varlık yükleminin olağan bir yüklem olmamasıdır.
9.Soru
I. Özel ad türündeki basit tekil terimler için sloganımız şudur: Anlam ile Gönderge farklı şeydir.
II. Bu kurama göre özel ad ve basit zamirler bir tümce içinde kullanıldıklarında doğrudan göndergelerine gönderme yaparlar.
III. Özel adlar dışında basit bazı zamirler için de geçerlidir.
Doğrudan Gönderme Kuramı ile igili verilen bilgilerden hangisi/hangileri doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız II |
I-II |
I-III |
II-III |
I. Özel ad türündeki basit tekil terimler için sloganımız şudur: Anlam ile Gönderge aynı şeydir.
II. Bu kurama göre özel ad ve basit zamirler bir tümce içinde kullanıldıklarında doğrudan göndergelerine gönderme yaparlar.
III. Özel adlar dışında basit bazı zamirler için de geçerlidir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Russell’a göre sözcüklerin bir araya gelerek oluşturdukları bir tümceyi anlamak için sahip olunması gereken bilgilerden birisidir?
Kavrama yollu bilgi |
Sunuş yollu bilgi |
Tanışıklık yollu bilgi |
Anlamlandırma yollu bilgi |
Betimleme yollu bilgi |
Russell’a göre sözcüklerin bir araya gelerek oluşturdukları bir tümceyi anlamak için çok özel türde bir bilgiye sahip olmamız gerekir. Bu bilgi türü “tanışıklık yollu bilgi”dir.
11.Soru
"S çubuğu t anında iki metredir." Kripke'nin kuramına göre yukarıdaki tümceye ilişkin verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
Tümcenin kendisi-Zorunlu olgu |
T anı-Sabit zaman |
Metre-Zorunlu imleyici |
S çubuğu-Gerçek bilgi |
İki metre-Çoğul betimleme |
“S çubuğu t anında iki metredir” tümcesi hiçbir ölçüme gerek duymadan a priori olarak bilinebilir. Ancak bu tümce zorunlu bir olguyu dile getirmez. Eğer ki çevresel faktörler farklı olmuş olsaydı tam tanım anında bu çubuk o andaki gerçek uzunluğundan biraz daha kısa ya da uzun olmuş olabilirdi. Yani tam t anında S çubuğu iki metre uzunluğunda olmayabilirdi. Bunu dilsel yoldan da şu şekilde gösterebiliriz. Tanımı verildikten sonra “metre” terimi belirli bir uzunluğun adı olur ve tüm olanaklı dünyalarda bu uzunluğa gönderme yapar: yani “metre” zorunlu imleyicidir. Diğer yandan S çubuğunun t anındaki uzunluğu bir tekil betimlemedir ve farklı olanaklı dünyalarda farklı uzunluklara gönderme yapar. Bundan dolayı “S çubuğu t anında iki metredir” gerçek dünyamızda doğru bir önerme olsa da, farklı olanaklı dünyalarda yanlış bir önerme olur. Yani bu önerme olumsal bir doğrudur. Bu tür örnekler yoluyla Kripke olumsal a priori önermeler olduğu sonucuna varır. Doğru cevap C'dir.
12.Soru
Şıklardan hangisi Russell'ın tartıştığı bağlamda “Fransa’nın şimdiki kralı kel değildir.” tümcesi yerine kullanılabilir?
İngiltere'nin şimdiki kraliçesi güzeldir. |
Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı bir entellektüeldir. |
Fransa'nın en büyük kenti bir kültür merkezi değildir. |
Eskişehir'in en eski limanı ticarete kapalıdır. |
Suçların en büyüğü yanlış olduğunu bildiğin halde inat etmektir. |
“On Denoting” adlı çalışmasının en başında Russell bir dil kuramını sınamak için üç temel semantik sorundan söz eder. Bunlardan ilki, felsefe tarihinde farklı biçimlerde ve genellikle ontolojik bir sorun olarak ortaya çıkmış olan ve daha önce Frege’nin kuramının bağlamında ele aldığımız “gönderimsiz terimler” ile ilgilidir. Russell’ın ünlü örneğinde “Fransa’nın şimdiki kralı keldir” tümcesinin öznesi konumundaki “Fransa’nın şimdiki kralı” teriminin bu dünyada bir karşılığı (yani gönderme yaptığı bir nesne, ya da kısaca göndergesi) yoktur. Bu durumda, Russell’a göre, tümcenin doğru bir sav öne sürdüğünü söyleyemeyiz. Her anlamlı savın ya doğru ya da yanlış olduğunu varsayarsak, bu tümcenin doğru olmadığına göre yanlış olduğu sonucuna varmamız gerekir. Ancak o durumda da mantığın bir başka kuralı olarak kabul gören “eğer bir tümce yanlış ise, o tümcenin mantıksal değili doğrudur” savını kabul edersek “Fransa’nın şimdiki kralı kel değildir” tümcesinin doğru olması gerekir, ki bu da kabul edilebilir gibi görünmez. D şıkındaki cümle bu örneğe uymaktadır. D şıkkı dışındaki tümcelerin hepsinin referansları belirlenebilirdir ve bir doğruluk değeri verilebilir.Doğru yanıt D şıkkıdır.
13.Soru
Kripke'nin düşüncelerinin temelini oluşturan adlandırma ve zorunluluk kavramlarına göre aşağıdaki ifadeler ve açıklamalarından hangisi doğrudur?
A priori önermeler olumsaldır ve salt akıl yoluyla bilinebilir. |
A priori önermeler zorunludur ve salt akıl yoluyla bilinebilir. |
A posteriori önermeler olumsaldır ve duyu deneyimlerine başvurmadan bilinebilir. |
A posteriori önermeler zorunludur ve salt akıl yoluylaa bilinebilir. |
A priori ve a posteriori önermeler salt akıl yoluyla bilinebilir. |
Kripke’nin Adlandırma ve Zorunluluk seminerleri yayınlanmadan önce bir yanda zorunlu/olumsal ayrımı diğer yanda a priori/a posteriori ayrımı birçok felsefeci tarafından kullanılmıştır. Bir önermenin a priori olması demek o önermenin duyu deneyimine başvurmadan bilinebilir olması demektir. Diğer bir deyişle a priori
önermeler salt akıl yoluyla bilinebilir olanlardır ve zorunludur.Tüm a posteriori önermeler ise olumsaldır ve duyu deneyimlerine başvurmadan bilinemezler. Doğru cevap B'dir.
14.Soru
Betimlemeci Gönderim Kuramı hangi ikilinin görüşüne dayanmaktadır?
Kant ve Hume |
Aristoteles ve Platon |
Frege ve Russell |
Kripke ve Descartes |
Foucault ve Derrida |
İşte bu Frege/Russell görüşüne daha sonraları kısaca “Betimlemeci Gönderim Kuramı” (Descriptivist Theory of Reference) ya da kısaca “Betimlemecilik” (Descriptivism) adları verilmiştir.
15.Soru
Bir adın göndergesinin doğrudan önermenin parçası olduğu önermelere ne ad verilmektedir?
Tekil önerme |
Olumlu önerme |
Olumsuz önerme |
Zorunlu önerme |
Özgülü önerme |
Tekil önerme, bir adın göndergesinin doğrudan önermenin parçası olduğu önermeleri ifade eder.
16.Soru
Bir tümcenin dildeki anlamı ile o tümceyi sözel bağlamda kullanan kişinin iletmek istediği anlam arasında fark olduğunu söyleyen felsefeci kimdir?
Austin |
Wittgenstein |
Kuhn |
Grice |
Frege |
Austin'in söz edimleri ile Grice'nin sözel ima kavramları arasında bir yakınlık vardır. Grice bir tümcenin dildeki anlamıyla o tümceyi sözel bağlamda kullanan kişinin iletmek istediği anlam arasında bir fark olduğunu belirtir. Doğru cevap D'dir.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Russell'ın düşüncesini yansıtmaz?
Bir tümcenin anlamlı olabilmesi için bir “sav” içermesi gerekir. |
Var olma ya da olmama nesnelere ait bir özelliktir. |
Bir tümce ne doğru ne de yanlış bir şey söylüyorsa anlamsızdır. |
Bir başkasını doğrudan bilebilmeniz olanaklı değildir. |
Bir insanı, veya nesneyi bilebilmek betimleyebilmeniz sayesinde olur. |
Var olma ya da olmama nesnelere ait bir özelliktir.
18.Soru
Soru sorma ve merak etme üzerine dil felsefesi ve epistemoloji (bilgi felsefesi) alanlarında çalışılmaya ne zaman başlanmıştır?
21. yüzyıl |
20. yüzyıl |
19. yüzyıl |
18. yüzyıl |
17. yüzyıl |
Özellikle 2000’li yılların başlarında ilk defa soru sorma ve merak etme üzerine dil felsefesi ve epistemoloji (bilgi felsefesi) alanlarında çalışılmaya başlandı.
19.Soru
Nedenselci Gönderim Kuramına göre bir özel ad kullanarak bir kişiye ya da bir nesneye gönderme yapmamız için aşağıdakilerden hangisi gerekmez?
Kişiyi ya da nesneyi tanımak |
Kişi ya da nesneyle ilgili bir fikre sahip olmak |
Yorumlamak |
Betimlemek |
Eleştirmek |
Nedenselci Gönderim Kuramına göre bir özel ad kullanarak bir kişiye ya da bir nesneye gönderme yapmamız için o kişi ya da nesneyi betimlememiz gerekmez. Doğru cevap D seçeneğidir.
20.Soru
Austin bir tümcenin bir sözel bağlamda kullanımında o tümceyi kullananın amaç ve niyetlerinin belirlediği edimlere ne ad vermiştir?
Edimsöz |
Etkisöz |
Düzsöz |
Dolaylısöz |
Tepkisöz |
Bir tümcenin bir sözel bağlamda kullanımında o tümceyi kullananın amaç ve niyetlerinin belirlediği edimlere "edimsöz" denilmektedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ