Dil Felsefesi Final 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kripke’nin betimleyici kurama karşı en etkili argümanıdır?
Niceleme argümanı |
Varlık argümanı |
Dolaylı argüman |
Özdeşlik argümanı |
Modal argüman |
Kripke 1970 yılında daha sonra kitap olarak da basılmış olan Adlandırma ve Zorunluluk (Naming and Necessity) adlı meşhur üç seminer konuşmasında Betimlemeci Gönderim Kuramına karşı bir çok argüman geliştirir. Bunlar arasında en fazla etkili olmuş olan özel adlara dair olup daha sonraları “modal argüman” olarak anılmış olan argümandır.
2.Soru
I. Önermesel fonksiyon.
II. Tümel.
III. Kavram.
IV. Anlam.
Russell’ın kuramı içinde üsttekilerden hangileri aynı şeye gönderme yapmaktadırlar?
I, IV |
II, IV |
I, II, III |
I, II, IV |
I, III, IV |
Russell’ın kuramı içinde “önermesel fonksiyon”, “tümel” ve “kavram” terimlerinin üçü de aynı şeye gönderme yapmaktadır.
3.Soru
Bir şeyi dilin yardımına başvurmadan ve hiçbir kavram kullanmadan bilebiliyorsak bu bilgi türüne ne ad verilir?
Tanışıklık yollu bilgi |
Şeylerin bilgisi |
Doğrudan tanışıklık |
Doğruların bilgisi |
Bilme bilgisi |
Bir şeyi dilin yardımına başvurmadan ve hiçbir kavram kullanmadan bilebiliyorsak bu bilgi türü “doğrudan tanışıklık” yoluyla elde edilmiştir.
4.Soru
"Plüton, Güneş sistemindeki onuncu gezegendir." tümcesi düşünüldüğünde Uluslararası Astronomi Birliği'nin Plüton'u gezegenlikten çıkarması ile birlikte değişmesini Kripke'nin kuramı ile aşağıdakilerden hangisi açıklamaktadır?
A priori önermeler aynı zamanda a posteriori olabilir. |
Olumsal a posteriori önermeler yoktur. |
A priori önermeler her zaman zorunludur. |
Zorunlu olan a posteriori önermeler bulunmaktadır. |
A priori ve a posteriori önermelerin dışında önermeler vardır. |
Bilimsel gelişmeler ışığında yörüngesindeki enkazı temizlemediği ortaya konan Plüton'un gezegen olma kriterlerinden birini karşılamaması sebebiyle "Plüton Güneş sistemindeki onuncu gezegendir." önermesi Kripke'ye göre zorunlu a posteriori bir önermedir. Birçok bilimsel buluş için de durum aynıdır. Son yıllarda felsefecilerin büyük çoğunluğu tarafından kabul gören Kripke’nin bu savı felsefe tarihinde önemli bir değişime yol açmıştır. Etkisi sadece dil felsefesine dair değil, epistemoloji ve metafizik alanlarına uzanmış aynı zamanda bilim felsefesinde de önemli bir yenilik getirmiştir. Doğru cevap D'dir.
5.Soru
Russell'a göre şıklardan hangisi gündelik dilde kullandığımız özel adlar için doğrudur?
Hiçbir koşulda doğrudan gönderme yapmazlar. |
Özel adlar her zaman doğrudan gönderme yaparlar. |
Asla bir tekil betimleme içermezler. |
Bir duyu verisine özel ad ile gönderme yapılamaz. |
Herkesin ortaklaşa anlayabileceği bir özel ad örneği verilebilir. |
Gündelik dilde ve hatta bilim dilinde kullandığımız tüm “olağan” özel adlar bu şekilde çözümlenmelidir Russell’a göre. Bu tür adlar hiçbir koşulda doğrudan gönderme yapmazlar; hep bir tekil betimleme içerirler, ve ancak bu betimlemede geçen kavramlarla tanışık olmamız durumunda bu özel adların geçtiği bir tümceyi kavrayabiliriz. Russell’a göre bir şeye hiçbir betimleme içermeden doğrudan gönderme yapmamız için o şeyle tanışık olmamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz üzere iki tür şey vardır tanışık olduğumuz: kavramlar ve duyu verileri. İşte yalnızca bunları doğrudan adlandırabiliriz. Kavram adları özel ad değildir. Örneğin beyaz kavramının adı olan “beyaz” terimi bir kavram adıdır ve özel ad değildir. Ancak bir duyu verisi tekil bir nesnedir. Dolayısıyla bir duyu verisine özel ad ile gönderme yapabiliriz. Örneğin önümde duran beyaz kahve bardağının zihnimde bıraktığı beyazlık duyu verisi ile doğrudan tanışıklık yaşıyorum. Bu nesne genel bir kavram olan beyaz kavramı değildir, çünkü tekildir. İstersem buna bir ad verebilirim. İşte bu tür adlara Russell “mantıkal özel ad” diyor. Hepimizin ortaklaşa anlayabileceği bir özel ad örneği veremeyiz. Bunun nedeni herkesin tanışıklık yoluyla bilebileceği tikeller öznel olmak zorundadır.
6.Soru
Wittgenstein’ın başını çektiği akımın adı nedir?
Mantıkçı Pozitivizm |
Realizm |
Postmodernizm |
Kübizm |
Pragmatizm |
Wittgenstein’ın başını çektiği Viyana Çevresi filozoflarının kurduğu akım Mantıkçı Pozitivizm olarak anılır.
7.Soru
Russell, duyu verilerinin bilgisini aşağıdakilerden hangisi ile tanımlamaktadır?
Gönderme ile |
Düşünce ile |
Tikel ile |
Anlam ile |
Tümel ile |
duyu verileri kişliye özel ve bu anlamda tamamen öznel olan ve çok kısa sürede varlıklarını kaybeden tikellerdir. işte bu tikel duyu verileri bizim tüm dünya hakkındaki bilgimizin temelini oluşturur. Masanın varlığını bilebilmemiz için, zihnimizde oluşan duyu verilerinin “neden”i olan bir masa olduğuna dair bir çıkarım yapmamız gerekir Russell’a göre.
8.Soru
Wittgenstein’ın başını çektiği Viyana Çevresi filozoflarının kurduğu akıma ne ad verilir?
Yanlışlamacı Bilim Görüşü |
Mantıkçı Pozitivizm |
Bilimsel Devrim Görüşü |
Epistemolojizm |
Psikolojizm |
Wittgenstein’ın başını çektiği Viyana Çevresi filozoflarının kurduğu akıma mantıkçı pozitivizm adı verilir. Doğru yanıt B seçeneğidir.
9.Soru
Aşağıdaki terimlerden hangisi olumsal imleyicidir?
“Dünya” |
“Beyaz” |
“Ankara” |
“Türkiye’nin baflkenti” |
“Dairenin çapı” |
Doğru cevap D'dir.
10.Soru
Russell'a göre "var olmak nesnelerin değil ............. bir özelliğidir" tümcesindeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en doğru şekilde tamamlar?
Öznelerin |
Kavramların |
Tümellerin |
Tikellerin |
Yüklemlerin |
Var olma dilsel açıdan yararı olan bir yüklem ise, nesnelere değil başka şeylere yüklenen özel türde bir yüklem olmalıdır. Russell bundan dolayı var olmanın nesnelerin değil “önermesel fonksiyon”ların (ya da kavramların) bir özelliği olduğunu söyler.Doğru yanıt B şıkkıdır.
11.Soru
I. Ali “Orhan Veli” adını kullanarak artık bu meşhur şairimizden söz edebilir ve ona gönderme yapabilir.
II. Ali için “Orhan Veli” adının anlamı “İstanbul’u Dinliyorum’u yazan şair” olacak, yani “Orhan Veli” adıyla bu tekil betimleme eşanlamlı olacaktır.
III. Her durumda özel ad bir tekil betimleme ile eşanlamlı olmak durumunda değildir.
Yukarıda verilenlerden hangisi/hangileri Betimlemeci Gönderim Kuramına göre doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız II |
I-II |
I-III |
II-III |
Betimlemeci Gönderim Kuramına göre Ali “Orhan Veli” adını kullanarak artık bu meşhur şairimizden söz edebilir ve ona gönderme yapabilir.
Betimlemeci Gönderim Kuramı’na göre Ali için “Orhan Veli” adının anlamı “İstanbul’u Dinliyorum’u yazan şair” olacak, yani “Orhan Veli” adıyla bu tekil betimleme eşanlamlı olacaktır.
Betimlemecilik kuramına göre her durumda özel ad bir tekil betimleme ile eşanlamlı olmak durumunda.
12.Soru
Dil oyunlarıyla ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
Dil oyunu durağandır. |
Dil oyunu dilsel edimdir. |
Dil oyunu tek başına oynanmaz. |
Dil oyununu belirli kuralları vardır. |
Her dil oyunu aynı zamanda bir yaşam biçimidir. |
Wittgenstein dilin olabilmesi için belirli kurallar dizgesini kabul etmiş bir topluluk olması gerektiğini savunur. Bu kurallar dizgesi dil oyununu oluşturur ve oyun tek başına oynanamaz. Yani Wittgenstein’a göre kişinin kendi kendine kuralların koyduğu özel bir dil oyunu olamaz; insanın kendi kafası içinde oluşturduğu ve başkasının anlayamayacağı bir “özel dil” düşüncesi bir saçmalıktır. Bir dili öğrenmek demek dil oyunları oynayan insan topluluğunun da bir parçası haline gelmeyi gerektirir. Bundan dolayı her dil oyunu aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Dil oyunu durağan bir şey değildir, kuralları zamana ve bağlama göre değişir. Doğru cevap A'dır.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, dil felsefesinin gönderme kavramlarını temel alan alt alanıdır?
Sentaks |
Pragmatik |
Semantik |
Kreol |
Prozodi |
Dil felsefesinin üç alt alanı arasında olan semantik, anlam ve gönderme kavramlarını temel alır.
14.Soru
Bir dili anlamak ve konuşmak için doğrudan tanışıklık yoluyla bilmemiz gereken iki şey aşağıdakilerden hangisidir?
duyu veriler ve anlamlar |
duyu veriler ve tikeller |
duyu veriler ve çağrışımlar |
duyu veriler ve tümeller |
duyu veriler ve terimler |
bir dili anlamak ve konuşmak için doğrudan tanışıklık yoluyla iki şey bilmemiz gerekir: duyu verileri ve tümeller. Bu ikisini bir araya getirerek artık tanışık olmadığımız dış dünyanın nesnelerini betimleme yoluyla bilebilir hale geliriz.
15.Soru
"İnce Memed çok cesur biri" ifadesi Russell felsefesinde hangi kavramla açıklanabilir?
Gönderimsiz terimler |
Özel adlar |
Belirsiz betimlemeler |
Tanışıklık ilkesi |
Önermesel fonksiyonlar |
Frege’nin kuramına göre örneğin “İnce Memed çok cesur biri” dediğimizde anlamlı bir tümce kurmuş oluruz. Ancak tümce doğru ya da yanlış olabilecek bir iddia içermez. Neden? C¸ünkü “İnce Memed” isminin bu dünyada karşılık geldiği bir insan yoktur. Bu isim gönderimsiz bir terimdir. Frege’nin bu çözümünü Russell kabul etmez. Doğru cevap A'dır.
16.Soru
Türkçe dilinde sonsuz tane tümce üretmemizi sağlayan nedir?
Özne konumunda kullanılabilen türde terimlerin tek bir nesneye gönderme yapma işlevine sahip olması |
Yüklemlerin her koşulda nesnelere gönderme yapması |
Yüklemlerin doymuş dilsel öğeler olmaları |
Öznelerin doymamış dilsel öğeler olmaları |
Yüklemlerin doymamış dilsel öğeler olmaları |
Sonlu sözcük sayısından sonsuz tane tümce üretmemizi sağlayan şey yüklemlerimizin doymamış dilsel öğeler olmalarıdır. Doğru yanıt E şıkkında verilmiştir.
17.Soru
Aşağıdaki cümlelerden hangisi semantik açıdan çok-anlamlıdır?
Herkesin sevdiği bir renk vardır |
Ankara Türkiye'nin başkentidir |
Bazı insanlar uzundur |
Kaymak insana bazen zarar verebilir |
Teknoloji hayatı kolaylaştırır |
“Kaymak bazen insana zarar verebilir”. Bu tümcede geçen “kaymak” sözcüğü bir süt ürünü olarak yorumlanabileceği gibi, paten ya da kayak kaymak gibi bir edimi de dile getirebilir. Türkçede “kaymak” sözcüğünün birden çok anlamı olmasından kaynaklandığı için tümcemiz bu sefer semantik açıdan çok-anlamlıdır.
18.Soru
İçinde betimlemelerin geçtiği türde tümceler Russell’ın kuramına göre nasıl adlandırılır?
İçinde betimlemelerin geçtiği türde tümceler Russell’ın kuramına göre nasıl adlandırılır?
Varlık Kavramı |
Belirli betimleme |
Varlık yargıları |
Öznel betimleme |
Belirsiz betimleme |
Eğer tekil bir nesnenin betimlemesini yapıyorsak da bu türe Russell “belirli betimleme” (definite description) diyor. şiimdi örnekler yoluyla bu iki tür betimlemeyi açıklamaya çalışalım. Diyelim ki flöyle bir tümce kurduk: “Tür- kiye’nin bazı şehirleri büyüktür”. Bu tümcede geçen “Türkiye’nin bazı şehirleri” te- rimi belirli bir şehri betimlemez ve bundan dolayı bir “belirsiz betimleme”dir. İşte içinde bu tür betimlemelerin geçtiği türde tümceler Russell’ın kuramına göre aslın- da varlık yargılarıdır.
19.Soru
Dil felsefesinin temellerini atan Frege ve Russell'ın betimlemeci gönderim kuramındaki ortak görüşü aşağıdakilerden hangisidir?
Özel ad bir tümce içinde kullanıldığında her durumda tekil bir betimleme ile o tümcenin anlamına katkı sağlamalıdır. |
Özel bir ad tümce içinde kullanıldığında her durumda birden fazla betimleme içermeli ve tümceyi zenginleştirmelidir. |
Tümce içindeki bir terimin anlamı ile göndergesi aynı şeydir, birbirlerinden ayrı olarak ele alınmamalıdır. |
Tümce içinde kullanılan özel adlar dışındaki işaret zamirleri gibi terimler tümce içinde herhangi bir şeyi betimlememelidir. |
Bir özel adın ya da dilsel terimin tümce içinde kullanımındaki bağlama göre betimlediği anlam değişikliği kabul edilmemelidir. |
Dil Felsefesinin bir alan olarak kurulmasında öncülük etmiş olan Frege ve Russell'ın aralarında keskin farklar olsa da iki kuramın birleştikleri çok önemli bir konu vardır. Bu konu; Bir şeyi düşünebilmek, o şeyi zihnimizde temsil etmek ve dil yoluyla o şeyden söz edebilmektir. Dil yoluyla dış dünyanın bir nesnesinden söz edebilmemiz için iki kurama göre de öncelikle o nesnenin betimlemesini yapmamız gerekmektedir. Dolayısıyla; özel adlara yönelik Frege’nin görüşünü Russell da
aynen kabul etmektedir. Russell’a göre de “olağan” bir özel adın her durumda bir betimsel içeriği olmalıdır ve bu içerik her durumda tekil ya da Russell’ın deyimiyle “belirli” bir betimleme ile dile getirilebilmelidir. Doğru cevap A'dır.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Russell’ın dil kuramında temel aldığı sorunlardandır? I- Eş göndergeli terimlerin yer değiştirmesi II- Gönderimsiz terimler III- İçlem ve kaplam IV- Varlık savları V- Doğruluk değeri
I, II, IV |
I, III, V |
III, IV, V |
I, II, V |
II, III, IV |
Russell’ın dil kuramında temel aldığı sorunlar; eş göndergeli terimlerin yer değiştirmesi, gönderimsiz terimler, varlık savlarıdır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ