Din Psikolojisi Final 27. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
İnanç esaslarındaki farklılıklara rağmen dinlerin üzerinde temellendiği ortak alanlar aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” aslında yoktur |
“Şey” belirli bir tarzda bilinemez veya ona yaklaşılamaz |
İnsanlar kendilerini “günah” ve “ölümlülük” gibi bir çıkmazda bulurlar |
Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insan da bir şeyler yapmak zorunda değildir |
İnsanlar çıkmazdan kurtulmak için inanç esaslarına uymak zorunda değildir |
İnanç esasları, bir dine mensup olabilmek için asgari düzeyde kabul edilmesi ve benimsenmesi gereken ilkeler demektir. Ancak inanç esasları her bir din için farklıklar arz eder ve dolayısıyla bir Hristiyan’la bir Budist’in veya bir Yahudi ile bir Müslüman’ın inançları birebir örtüşmez. İnanç esaslarındaki bu farklılıklara rağmen, yine de, dinlerin üzerinde temellendikleri inançların birkaç ortak alan etrafında dönme eğiliminde oldukları yönünde bazı görüşler ileri sürülmektedir. Buna göre, bu ortak alanlar şunlardır: 1. İnsanlar kendilerini bir çıkmazda bulurlar (günah ve ölümlülük gibi). 2. Bu çıkmazdan kurtulmak için bir yola ihtiyaç duyarlar (kurtuluş ve özgürleşme gibi). 3. İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” vardır (Tanrı, Mutlak Gerçeklik, Brahman, Nirvana gibi) veya varoluşumuzun bir amacı vardır. 4. Bu “şey” belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklaşılabilir (Kutsal Kitaplarla). 5. Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insan da bir şeyler yapmak zorundadır (inanmak, benliği imha etmek, inanç esaslarına uymak gibi).
2.Soru
Psikolojik düşüncedeki Tanrı kavramı ile Tanrı tasavvuru arasında ayırım aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Tanrı kavramı, bilişsel veya teolojik Tanrı anlayışına göndermede bulunurken; Tanrı tasavvuru, bireyin Tanrı’yı duygusal olarak tecrübe etmesidir. |
Tanrı tasavvuru, bilişsel veya teolojik Tanrı anlayışına göndermede bulunurken; Tanrı kavramı, bireyin Tanrı’yı duygusal olarak tecrübe etmesidir. |
Tanrı tasavvuru, teologların düşüncelerine dayanır, varlığı veya yokluğu metafiziksel muhakeme yoluyla tartışılır. Tanrı kavramında ise, insanın duygusal olarak kabullendiği bir tasarım söz konusudur. |
Tanrı tasavvurunun, Tanrı kelimesine dair entelektüel içeriği yansıttığını; Tanrı kavramının ise, duygusal tepkilerle yakından ilişkili bireysel tecrübelere işaret ettiğini ifade edilebilir. |
Tanrı tasavvuru, Tanrı kavramının oluşumunda çeşitli roller oynar. |
Psikolojik düşüncede, Tanrı kavramı (god concept) ile Tanrı tasavvuru (god image: god representation) arasında ayırım yapma yönünde güçlü bir eğilim bulunduğu görülmektedir. Tanrı kavramı, bilişsel veya teolojik Tanrı anlayışına göndermede bulunurken; Tanrı tasavvuru, bireyin Tanrı’yı duygusal olarak tecrübe etmesidir. Diğer şıklarda yer alan ifadelerde ise tam tersi durum söz konusudur.
3.Soru
I. Entelektüel tip
II. Mistik tip
III. Duygusal tip
IV. Yeniden uyanış tipi
V. Cebrî tip
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri, din değiştirme tipleri arasında yer alır?
I, II, III ve V |
I, III ve V |
I, II, III ve IV |
II, III ve IV |
I, II, III, IV ve V |
Öncüllerin hepsi din değiştirme tipleri arasında yer alır.
4.Soru
Namaz kılan insan alnını yere koymakta ve Allah’ın yüceliğini kabul ederek O’nun karşısında güçsüz olduğunu gerek ifadeleri ile gerekse hareketleri ile dile getirmektedir. Böylece kendi gücünün ne kadar sınırlı olduğunu fark etmekte, eksikliklerini ve zayıf yönlerini görebilmektedir.
Yukarıda ki cümlelerden yola çıkarak namaz ibadeti kişinin hangi duygularını besler ?
Üstünlük ve aşağılık duygusu |
Başarı ve güç duygusu |
Üretkenlik ve çalışkanlık duygusu |
Eşitlik ve alçakgönüllülük duygusu |
Umutsuzluk ve çaresizlik duygusu |
Namaz ibadeti üstünlük ve aşağılık duygularına kapılmayı önlemede ve kontrol altında tutmada, bireye katkı sağlar. Eşitlik duygusunu ve alçakgönüllülüğü besler. Namaz kılan insan alnını yere koymakta ve Allah’ın yüceliğini kabul ederek O’nun karşısında güçsüz olduğunu gerek ifadeleri ile gerekse hareketleri ile dile getirmektedir. Böylece kendi gücünün ne kadar sınırlı olduğunu fark etmekte, eksikliklerini ve zayıf yönlerini görebilmektedir. Hayatın geçiciliğini kavramakta, sahip olduğu makam, mevki, servet, güzellik vs. gibi imkânların fazla önemli olmadığı, bunların her an kendisinden gidebileceği duygusunu yaşamaktadır. Dolayısıyla bu bilinçle namaz kılan birey elbette kendini üstün göremez, üstün gösterecek şekilde hareket edemez.
5.Soru
“Esmâü’l-hüsnâ” ne demektir?
Allah’ın sevgisi |
Allah’ın merhameti |
Allah’ın güzel isimleri |
Allah’ın adaleti |
Allah’ın bilgisi |
Esmâü’l-hüsnâ, Allah’ın güzel isimleri demektir. Bu tabir, Allah’a mahsus olan bütün isimleri ifade eder. Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde ve hadislerde geçen bütün ilahî isimleri kapsar. İslam geleneğinde bu isimler ve anlamları önemli bir yer tutar. Bu isimler, gündelik hayatta çeşitli işlevler icra eder. Müslüman birey için bunlar, sevgi, güven, emniyet, merhamet, şefkat, adalet gibi birtakım psikolojik ihtiyaçların giderilmesine imkân sağlayan bağlantı noktalarıdır.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi din değişiminin bir sonucu olarak gösterilemez?
Bireyin hayata yüklediği anlamın değişmesi |
Önceki arkadaşlıklarında herhangi bir bozulma olmaz. |
Aile içinde bazı olumsuzluklar yaşanabilir. |
Toplumdan bir baskı gelmesi olasıdır. |
Kişi hayatla baş edecek gücü kendinde bulmaya başlar. |
Önceki arkadaşlıklarda kuşkusuz kopmalar olmaktadır. O¨rneğin, birey Müslüman olmuşsa, artık arkadaşlarıyla içki içmeye gitmez oluyor. Böylece onlarla ilişkileri doğal olarak zayıflıyor. İçinde bulunduğu ortama, gruba göre yeni arkadaşlıklar ediniyor. Bu şekilde zamanla yeni dini^ ve kültürel kimliğine bağlı olarak çevresi de belli oranda değişmektedir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dış güdümlü ve iç güdümlü dindarlığın arasındaki farklılıklardan birini ifade etmektedir?
Dış güdümlü olarak dine yönelmiş kimseler dini kullanırken ve dinden yararlanırken; iç güdümlüler dinlerini yaşarlar. |
Dış güdümlü kimseler toplum için yaşarlar, iç güdümlü dindarlar ise ilahi gayeleri gerçekleştirmek için yaşarlar. |
Dış güdümlü dindarlar için din toplumsal makam, itibar, kimlik kazandırma, güvenlik sağlama, yoksunlukları teselli ve telafi etme, kendini haklı gösterme amaçtır. Ancak iç güdümlüler için araçtır. |
Dış güdümlü dindarlar, bazı kişisel istek ve ihtiyaçlarını dinin dışında daha kolayca elde edebileceklerine inandıklarında, dinî ilişki ve bağları ayrılmaz parçalarıdır. Ancak iç güdümlüler kolayca vazgeçebilir. |
İç güdümlü dindarlar için dinî inanç ve değerler ancak zaman zaman başvurdukları, benliğin hizmetinde olan bir dış değerdir. Ancak dış güdümlüler için kişiyi değişime zorlayan içten doğma bir değerdir. |
Dış güdümlü olarak dine yönelmiş kimseler dini kullanırken ve dinden yararlanırken; iç güdümlüler dinlerini yaşarlar. Dış güdümlü kimseler kendileri için yaşarlar, içgüdümlü dindarlar ise ilahi gayeleri gerçekleştirmek için yaşarlar. Dış güdümlü dindarlar için dinî inanç ve değerler ancak zaman zaman başvurdukları, benliğin hizmetinde olan bir dış değerdir. İçgüdümlü dindarlar içinse, benliği bütünüyle aşan, benlik için bir standart oluşturan ve kişiyi değişime zorlayan içten doğma bir değerdir. Dış güdümlü dindarlar, bazı kişisel istek ve ihtiyaçlarını dinin dışında daha kolayca elde edebileceklerine inandıklarında, dinî ilişki ve bağlarından kolayca vazgeçebilirler. Buna karşılık iç güdümlü dindarlar dinleri için yaşarlar, dinî inanç onların kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Dinî görevlerini yerine getirmede devamlılık ve tutarlılık gösterirler. Dış güdümlü dindarlar için din toplumsal makam, itibar, kimlik kazandırma, güvenlik sağlama, yoksunlukları teselli ve telafi etme, kendini haklı gösterme aracıdır. İç güdümlü dindarlar için din nihai ilgi ve amaç konusudur; hayatı ve inancı bütünleştirip, içselleştirirler.
8.Soru
Hangi gelişim döneminde dindarlığın temel özelliklerinden biri “Düşünmeden kabul” olarak düşünülmektedir?
Ergenlik dönemi
|
Çocukluk dönemi
|
Orta yaş dönemi
|
Yaşlılık dönemi
|
Yetişkinlik dönemi
|
9.Soru
- Bilimsel açıdan incelenmesinin mümkün olmaması
- Dinin çok yönlü, çok boyutlu bir gerçeklik olması ve basit hiçbir unsura indirgenmeye imkân vermemesi
- Dinin kişisel anlayış ve eğilimler doğrultusunda bir sınırlılık içerisinde görülmüş olması
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri din kavramının tanımlanmasındaki zorluğun nedenlerindendir?
Yalnız II |
I ve II |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Dinin tanımlanmasındaki zorluğun iki önemli sebebi vardır. Birincisi, dinin çok yönlü, çok boyutlu bir gerçeklik olması ve basit hiçbir unsura indirgenmeye imkân vermemesidir. İkincisi de, bilim adamlarının ele alışlarında dinin, kendi kişisel anlayış ve eğilimleri doğrultusunda bir sınırlılık içerisinde görülmüş olmasıdır. Ancak, dinin tanımlanmasının zor olması, onun bilimsel olarak incelenemeyeceği anlamına gelmez. Sadece tecrübeye dayalı bir yolla dinî olgular hakkında elde edilen bilgilerin tek başına yeterli olmayacağı anlamına gelir. Bu nedenle yalnızca, soruda verilen II ve III numaralı maddeler doğrudur. Dolayısıyla doğru cevap D seçeneğidir.
10.Soru
Bazı dinlerdeki günah öğretisi sonucu dindar bireyler cezalandırılma korkusu yaşayabilmektedir. Bu durumun özellikle aşağıdakilerden hangisi üzerinde olumsuz etki yaratması beklenir?
Hormonlar |
Ruh sağlığı |
İbadet |
İnanç |
Sosyal davranış |
Ruh sağlığı
11.Soru
I. Kişisel bilgi
II. Deneyim
III. Dini yapı
IV. Ekonomik durum
yukarıda verilenlerden hangileri cinsiyet değişkenin dindarlıkla ilişkisi için belirleyicilerdir ?
I,II |
I, III |
II, III |
II,III,IV |
I,II,III |
Yurtdışı ve yurtiçi araştırmaların da gösterdiği gibi cinsiyet değişkeninin dindarlıkla ilişkisi, oldukça değişken bir karakter arz etmektedir. Bu ilişkide dine yönelik kişisel bilgi, deneyim ve eğilimlerin etkisi kadar dini^ yapının, toplumsal yapının ve kültürün de etkisi belirleyicidir.
12.Soru
I. Dini inançları eyleme dönüştürerek toplumsal paylaşımın konusu haline getirirler.
II. Dindarlığın toplumsal boyutunu oluştururlar.
III. Dini ritüeller salt ibadet ya da dinî pratikle özdeşleştirilemeyecek kadar geniş bir kavramsal içeriğe sahiptir.
IV. Dinî ritüeller inanca toplumsal bir boyut katmaktadır.
V. İnanan insanlar, dinî inanç ve duygularını topluca, bir arada törensel biçimde ortaya koyma eğilimlerine cevap verirler.
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri dini ritüellerin özellikleri arasında sayılabilir?
I, II, III, IV ve V |
II, IV ve V |
I, II ve IV |
I ve II |
III, IV ve V |
Dinî ritüeller dinî inançları eyleme dönüştürerek toplumsal paylaşımın konusu haline getirmekte, dindarlığın toplumsal boyutunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla dinî hayatın temel unsurlarından biri olarak dinî ritüeller inanca toplumsal bir boyut katmaktadır.
13.Soru
aşağıdakilerden hangisi din değiştirme süreçlerinden biridir?
güven kaybı |
inancını yitirme |
arayış içinde olma |
tanrı inancını yitirme |
ölüme olan bakış açısı |
Batı’daki Yeni Dini Hareketleri inceleyerek bir din değiştirme süreç
modeli geliştiren bazı araştırmacılara göre din değiştirmede şu yedi süreç söz
konusudur:
1. Gerginlik hissetme: İnsanın hiçbir davranışı gerilimlerden,
engellemelerden ve gelgitlerden tam anlamıyla bağımsız değildir. Bu
nedenle din değiştirmede (hepsinde olmasa da) ilk aşama gerilim hissetme
aşamasıdır.
2. Dinî bir problemi çözme bakış açısına sahip olma: İnsanın dünyadaki
varlığını, hayatın anlamını ve çeşitli toplumsal olayları sorgulayarak
başlayan bu süreçte birey problemine çözüm yolları ortaya koyar.
3. Arayış içinde olma: Birey kendi dininde yaşadığı problemlere çözüm
bulamadığı takdirde farklı dinler bazında yeni bir arayış içine girdikten
sonra üçüncü evre ortaya çıkmakta ve bu tip kişiler kendilerini “dinî
arayış içerisinde olan” şeklinde tanımlamaktadır.
14.Soru
Biyolojik temeli esas alan görüşe göre imanın kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?
İçgüdü |
İnsani bir gelişim |
Sonsuzluk duygusu |
Sonu olanı idrak |
Varlığı idrak |
Biyolojik temeli esas alan görüşte, imanın bir iç-güdü olduğu ileri sürülmektedir. Bu görüşü savunanların geldiği son nokta “inanç geni”dir.
15.Soru
I. Tanrı ile ilişkimize aracılık eden geçiş nesneleri olarak işlev görür.
II. Tanrı tasavvurları olay ve şartlara ilişkin algıların yapılanmasına katkıda bulunur.
III. Varoluşsal endişe, ya Tanrıyla ilişkinin benliği destekleyen huzuruyla iyileştirilir.
IV. Beklentileri renklendirir ve hayat şartlarının sonuçlarını etkiler.
V. Tanrı tasavvuru, bütün bu çaresizlik, yetersizlik ve tehditlerin üstesinden gelmeyi, onlarla başa çıkmayı kolaylaştırıcı veya bunları telafi edici bir işlev görebilir.
Yukarıda yer alan bilgilerden hangisi Tanrı tasavvurunun özellikleri arasında gösterilebilir?
I, II, III ve IV |
I, II ve IV |
II, III, IV ve V |
I, II, III, IV ve V |
II ve IV |
Tanrı tasavvurları, Tanrı ile ilişkimize aracılık eden geçiş nesneleri olarak da işlev görür. Temel ayrılık kaygısı olarak düşünülebilecek olan varoluşsal endişe, ya Tanrıyla ilişkinin benliği destekleyen huzuruyla iyileştirilir ya da Tanrısız bir dünyada tek başına yaşama duygusuyla kötüleştirilir. Tanrı tasavvurları olay ve şartlara ilişkin algıların yapılanmasına katkıda bulunur. Beklentileri renklendirir ve hayat şartlarının sonuçlarını etkiler. Tüm maddeler tanrı tanrı tasavvurunun özellikleri arasındadır.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi imanın psikolojik kaynaklarından birisi değildir?
Bir iç-güdü olduğu görüşü |
İç-güdülerin yönlendirilip olgunlaştırılması sonucu ulaşılan insani bir gelişim olduğu görüşü |
İnsanın sonsuz olanla karşılaşmasının sonucu olarak gören ve onu sonsuzluk duygusuna dayandıran görüş |
İmanın, aslında sonlu olanı idrak olduğu görüşü |
İmanın, yokluğu idrak olduğu görüşü |
Bir başka görüş ise imanın varlığı idrak olduğu görüşüdür. Doğru cevap E'dir.
17.Soru
Bireyin Allah tarafından kendisine kendi sorunlarıyla başa çıkma yeteneğini verdiğine inanılan dini başa çıkma yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
Takdire uyma |
İşbirliği |
Karşılıklı beklenti |
Dini yaşam |
Kendini yönetme |
Üç tür dini başa çıkma yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi olan kendini yönetme modelinde birey Allah’ın kendisine kendi sorunlarıyla başa çıkma yeteneğini verdiğine inanır. İkinci başa çıkma yöntemi olan, takdire uymada ise birey, işi tamamen Allah’ın takdirine bırakarak pasif bir şekilde sonuçları beklemektedir. Üçüncü başa çıkma yolu ise, işbirliği yoluyla başa çıkma yöntemidir. Bu yönteme göre bireyin kendisi sorunları çözmede sorumludur ancak sorunların çözümünde Allah’ı bir dost ve yardımcı olarak algılamaktadır.
18.Soru
Dinin ergenlik döneminde günahkârlık duygusunun hafifletilmesi, güvenlik ve hayat felsefesi ihtiyaçlarının karşılanmasında özellikle faydalı olduğunu savunan araştırmacı/araştırmacılar aşağıdakilerden hangisidir?
Piaget |
Cole ve Hall |
Goldman |
Elkind |
Harms ve Elkind |
Cole ve Hall dinin ergenlik döneminde üç ihtiyacın karşılanmasına katkıda bulunduğunu ifade eder. Bunlar;
1. Günahkârlık duygusunun hafifletilmesi ve ahlak. Dua, itiraf ve din adamlarıyla konuşma sayesinde gençler, affedilme, gerginliğin azalması duygularını hissederler ve daha iyi bir uyum geliştirirler.
2. Güvenlik. Dinî inanç ve pratikler, gençlerin bunlar sayesinde ölümün bile (bu inanç ölüm korkusunu da azaltmaktadır) üstesinden gelen dışşal büyük bir güçe bağlandıkları hissi verdiğinden, güvenlik hissi üretebilirler. Bunun gibi gencin kendini (dini) bir gruba ait hissetmesi ve grup tarafından kabul edilmesi de güvenlik hissi uyandırır.
3. Hayat felsefesi. Ergen, dini sayesinde hayat değerlerindeki öncelikler, yanlışlıklar ve doğruluklar gibi konularda bir yönlenme kazanır. Ergenlik hayatının diğer yüzleri de dine ilave olarak bu başa çıkma mekanizmalarının içindedir. Verilen bilgiler doğrultusunda doğru cevap B seçeneğidir.
19.Soru
Sosyal normlara bağlılık çerçevesinde gelişen ve dine içselleştirilmiş bir yaşam ve dünya görüşü olmaktan ziyade bir amaca götüren araç gözüyle yaklaşan din anlayışı aşağıdakilerden hangisidir?
Dış güdümlü dini yönelim |
İç güdümlü dini yönelim |
Aşırı dini yönelim |
Yetersiz dini yönelim |
Keyfi dini yönelim |
C, D ve E şıklarındaki ifadeler dini yönelim biçimleri arasında yer almamaktadır. Soruda tanımı verilen dini yönelim ise dış güdümlü dini yönelimdir zira dış güdümlü dini yönelim sosyal normlara bağlılık çerçevesinde gelişen ve dine içselleştirilmiş bir yaşam ve dünya görüşü olmaktan ziyade bir amaca götüren araç gözüyle yaklaşan din anlayışıdır. Dolayısıyla doğru yanıt A seçeneğidir.
20.Soru
Çoğunlukla dinî geleneklere bağlı olarak tarif edilen ve içeriği kutsal metinlere göre belirlenen inanç kavramını, insanın temel dinamik güven tecrübesi olarak tanımlayıp yorumlayan kuramcı kimdir?
Piaget |
Fowler |
Levinson |
Kohlberg |
Erikson |
Fowler, çoğunlukla dinî geleneklere bağlı olarak tarif edilen ve içeriği kutsal metinlere göre belirlenen inanç kavramını, insanın temel dinamik güven tecrübesi olarak tanımlayıp yorumlar. Yani güven, dinî duygu ve düşüncenin temeli olarak kabul edilir. Fowler’a göre inanç ahde dayalı bir yapıdadır. Ahit, güven ve bağlılıktır. Dolayısıyla inanç sadece bireyde olup biten bir olgu değildir. Doğru cevap B seçeneğidir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ