Basit faiz şu şekilde hesaplanır: F=A. i.n Verilen formülde F; faizi, A; anaparayı, i; faiz oranını, n ise vade veya süreyi ifade etmektedir. Bu formülde faiz oranı (i) yıllık faiz oranını temsil etmektedir. Dolayısıyla gün, ay gibi vadenin bir yıldan farklı olduğu durumlarda hesaplamanın doğru yapılabilmesi için ya faiz oranının vadeye göre günlük, aylık vb. olarak düzeltilmesi (günlük için i/36.000, aylık için i/1.200) ya da vadenin yıllığa çevrilmesi (gün için verilen gün/365, ay için verilen ay/12) gerekir.Buna göre 2.000 TL’nin %20 faiz oranı üzerinden 2 yıllık basit faiz tutarını hesaplayalım; F=2.000 x (20/1.200) x 2= 1.000 TL şeklinde ya da; F=10.000 x 0,20 x (2)= 800 TL şeklinde hesaplanabilir.Bileşik faiz ise şu şekilde hesaplanır: F=GD-BD Burada F; faiz tutarını, GD; gelecek değer veya bileşik değeri, BD ise bugünkü değer veya anaparayı ifade etmektedir. Gelecek değer ise şu şekilde hesaplanır: GD=BD(1+i)n Bu formülde ise i; faiz oranını, n ise süre veya faiz ödeme dönem sayısını ifade etmektedir. Örnek: Bir bankaya 2 yıllığına 2.000 TL tutarında mevduat yatırılmıştır. Banka mevduatlara yıllık %20 faiz uygulamaktadır. Buna göre bankaya yatırılan paranın 2 yıl sonraki değerini ve elde edilen bileşik faiz tutarı hesaplanırsa GD=2.000(1+0,20)2 =2.880 TL F=2.880-2.000=880 TL olacaktır.Bu durumda bu kişinin 2.000 TL tutarındaki parasını %20 bileşik faiz oranı üzerinden 2 yıllığına bankaya yatırdığında daha fazla gelir elde edeceği söylenebilir. Oranlayarak düşünüldüğünde yine 10.000 TL tutarındaki parasını %20 bileşik faiz üzerinden bankaya yatıran kişinin de daha fazla gelir elde edeceği sonucuna ulaşılır.

Uzun vadeli finansman üstünlükleri, borç/özsermaye oranını yükseltmesi, enflasyonun etkisi, kaldıraç etkisi ve vergi avantajı tahvil ile finansman yönteminin faydalarıdır.

Planlama, İşletmelerde uzun dönemli amaç ve hedeflerin belirlenmesi, gereksinim duyulan kaynakların ve uygun faaliyet programlarının hazırlanmasını ifade eder.

Proforma tabloların hazırlanmasında karşılaşılan güçlükler arasında enflasyon ve değişen hükumet politikaları sayılabilir.

Dönen varlık yatırımları daha çok işletmenin günlük faaliyetlerinin sürdürülmesine yönelik kısa vadeli yatırımlardan oluşmaktayken, duran varlık yatırımları ise işletmenin uzun vadede ilgili faaliyet alanlarında yaşamlarını sürdürebilmelerine ve uzun dönemli nihai amaçlarına ulaşabilmelerine yönelik uzun vadeli yatırımlardan oluşur. İşletme sermayesi, bölünebilir olmanın yanı sıra, duran varlık yatırımlarına kıyasla daha likittir. İşletme sermayesinin bölünebilir ve likiditesinin yüksek olusu, işletmenin finansman kararlarını da etkilemektedir. Bir işletmenin toplam aktiflerinin büyük bir bölümünü dönen varlıklar oluşturuyorsa söz konusu isletme yükümlülüklerini yerine getirememe riskini aşırı ölçüde artırmadan finansmanda göreli olarak daha fazla yabancı kaynak kullanabilir. İşletme sermayesine özgü esneklikten yararlanılarak, işletme sermayesi finansmanında daha esnek anlaşmalara ve düzenlemelere girişilebilir.

Vade uyumu kuralı, İşletme bilançosundaki varlıkların vadesi ile kaynakların vadesinin uyumlu olmasıdır.

Yedek akçalerin ayrılması, işletmenin otofinansman yolu ile uzun vadeli fon sağlama yöntemlerindendir.

Sermaye yapısı kararları, işletmenin yatırımların finansmanında kullanacağı kaynakların nasıl ve nereden temin edileceğine ilişkin kararlardır.

Teknolojik gelişmeler, çalışma sermayesi ihtiyacını etkileyen işletme dışı faktörlerdendir.

Sadece anapara üzerinden hesaplanan faize, basit faiz adı verilir. Basit faiz yönteminde belirli bir vade sonunda sadece anapara üzerinde faiz elde edilebilir.

Borçlu Cari Hesap: İşletmelere kasa kolaylığı sağlanması ve kısa süreli nakit ihtiyacının karşılanması amacıyla belli bir limit dahilinde para çekme yetkisi veren kredi türüdür.

Her finansal planın bir modeli, girdileri ve çıktıları vardır. Girdiler; satışlar, alacaklar, faiz oranları, stoklar ve borçluluk olabilir. Çıktılar ise proforma bilanço, gelir tablosu ve diğer işletme bütçeleridir.

Orta Vadeli Yatırım Malları Kredileri: İşletmeler bina, makine, arazi gibi sabit kıymetleri peşin satın alma yerine kredili satın aldıklarında orta vadeli yatırım malları kredileri ortaya çıkmaktadır.

Faaliyet alanı, hukuki yapısı ve mülkiyet durumu nasıl olursa olsun her işletme belirli bir amaç veya amaçlar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürür. Söz gelimi kâr amacı güden bir işletmede öncelikli amaç kâr maksimizasyonu iken, dernek ve vakıflar gibi esas amacı kâr olmayan kuruluşlarda ise öncelikli amaç toplumsal hizmet veya sosyal fayda sağlamaktır. Özellikle kâr amacı güden işletmeler açısından ele alındığında işletmelerin amaçları; işletmenin varlığını sürdürmek, işletmenin finansal güçlüğe girmesini ve iflasını önlemek, rekabet üstünlüğü sağlamak, satışları ve pazar payını artırmak, maliyetleri minimum kılmak, kârı maksimum kılmak, sürdürülebilir bir büyüme hızına sahip olmak vb. şeklinde sıralanabilir. Fakat finansal açıdan değerlendirildiğinde bu amaçların hiçbirisi tek başına tam olarak finansal yönetimin amacını yansıtmaz. Dolayısıyla finansal yönetimin amacı tüm bu sayılan amaçları da kapsayan daha kapsamlı bir amaç olmalıdır. Öyleyse işletmeler açısından finansal yönetimin amacı “işletmenin piyasa değerinin veya işletme ortaklarının servetinin maksimum kılınması” şeklinde ifade edilebilir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere soruda verilen açıklama finansal yönetimin amacını ifade etmektedir.

Kuvvetli formda piyasa etkinliğinde menkul kıymet fiyatları, hem zayıf formda piyasa etkinliğinde olduğu gibi kamuya açıklanmış geçmiş piyasa verilerini, hem yarı kuvvetli formda piyasa etkinliğinde olduğu gibi gazete makaleleri, şirket öngörüleri, hisse başına gelir, temettü, sermaye artırımları, muhasebe raporları vb. kamuya açıklanmış diğer bilgileri hem de işletme içi bilgiler gibi kamuya duyurulmamış özel bilgileri yansıtmaktadır.

Hem portföye giren menkul kıymetlerin hem de portföyün riskinin ölçülmesinde standart sapma, varyans ve değişkenlik (varyasyon) katsayısı kullanılır. Portföyü oluşturan menkul kıymetlerin arasındaki ilişkinin belirlenmesinde ise kovaryans ve korelasyon katsayısı kullanılır.

Ticari kredi, diğer kısa vadeli kredi türlerinde olduğu gibi açılmasıyla kullandırılması arasında bir gecikmeye yol açmamaktadır.

Büyüklüğü ne olursa olsun finansal planlama tüm işletmeler için temel bir faaliyettir.

Uzun süreli finansal planlama için işletmenin sermaye yapısının ve kar payı dağıtım politikasının belirlenmesi gerekir.

Ticari kredinin en çok kullanılan iki türü açık hesap ve borç senetleridir.