Göçmen Ve Sığınmacılarla Sosyal Hizmet Ara 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Sadece göçmen öğrenciler için özel sınıflar kurulmasını öngören Alman eğitim sistemindeki yabancılar eğitimi, aşağıdaki seçeneklerden hangisi göçmen ailelerin ve çocuklarının yaşadığı problemlerden değildir?
Eğitim düzeylerinin düşmesine |
Okul başarısının düşmesine |
Alman öğrencilerle iletişim problemlerine |
Toplumla entegrasyonlarında zorluk |
Diğer göçmenlerle yakınlaşmama |
Göçmenlerin topluma entegrasyonunu kolaylaştırmak için devletin nasıl bir sosyal politika uygulayacağı konusu göçmen ülkelerinin çoğunda tartışmalı bir meseledir. Çünkü göçmenlere yönelik özel sosyal politikalar, üzerinde iyi düşünülmeden uygulandığında ayrımcı sonuçlar da üretebilmektedir. Örneğin, sadece göçmen öğrenciler için özel sınıflar kurulmasını öngören Alman eğitim sistemindeki yabancılar eğitimi, göçmen ailelerin çocuklarının okulda başarısız olmalarına, eğitim düzeylerinin düşmesine, Alman öğrencilerle iletişimde zorlanmalarına yol açarken topluma entegrasyonlarını da zorlaştırmıştır.
2.Soru
Türkiye'de, Avrupa dışından gelen sığınma taleplerini kapsayan tanımlama var mıdır?
Tanımlama yoktur, |
Muhacir, |
Sığınmacı, |
İlticacı, |
Göçmen, |
Türkiye'nin coğrafi sınırlama konusundaki tutumu, 2013 tarihli Yabancı ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) tarafından da sürdürülmektedir. Kanun 'mülteci' ve 'şartlı mülteci olmak üzere iki ayrım yapmıştır.
Kanun'a göre mülteci; Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişidir. Şartlı mülteci ise; Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini,tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişidir. Şartlı mülteci statüsü verilenlerin üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar Türkiye'de kalmalarına izin verilir.
3.Soru
2006 tarihli İskân Kanunu'nun ve daha önce 1934 tarihli iskân kanunlarının temel amacı aşağıdakilerden hangisidir?
Türkiye sınırları dışında kalan, Türk ya da Türkçe konuşan ve Müslüman kişilerin Anadolu topraklarına dönmesini sağlamak, |
Türkiye sınırları dışında yaşayan, Türk ve Müslüman kişilerin sayısını artırmak, |
Türkiye sınırları dışında yaşayan, Türk ve Türkçe konuşan kimselerin mağduriyetlerini gidermek, |
Türkiye sınırları dışında yaşayan, Türk ve Türkçe konuşan kimselerin aidiyet duygusunun güçlendirmek, |
Türkiye sınırları dışında yaşayan, Türk ve Türkçe konuşan kişilerin kimliklerini güçlendirmek, |
1934 tarihli Kanun'a göre göçmen (muhacir), ''Türkiye'de yerleşmek maksadıyla dışardan, münferiden (bireysel olarak) veya müçteminan (toplu halde), gelmek isteyen Türk soyundan meskûn veya göçebe fertler ve aşiretler ve Türk kültürüne bağlı meskûn kimseler''dir. 2006 tarihli Kanun'a göre ise ''Türk soyundan veya Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu halde Türkiye'ye gelip bu kanun gereğince kabul olunanlar'' göçmendir. İskân kanunlarının temel amacının, Osmanlı Devletinin yıkılışından sonra, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırlarının dışında kalan Türk yahut Türkçe konuşan ve Müslüman tebaanın Anadolu topraklarına dönmesine imkan sağlamak olduğu söylenebilir. Dolayısıyla doğru cevap A'dır.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangilerinin, özellikle son yarım yüzyılda göçü kolaylaştıran etmenler arasında olduğu söylenebilir?
I. Göçmenlere yönelik sosyal hizmetlerin artması
II. İletişim olanaklarında yaşanan gelişme
III. Göçmenlerin kazandıkları yasal hakların artması
IV. Ulaşım olanaklarında yaşanan gelişme
I ve IV |
III ve IV |
I, II ve III |
I, III ve IV |
II, III ve IV |
Genel bir değerlendirme yapıldığında geçen yarım yüzyılda gerçekleşen üç önemli devrimin, sınır ötesi bağları arttırmış ve göçü kolaylaştırmış olduğu söylenebilir. İlk devrim, sınırlar ötesindeki fırsatların geçmişte olduğundan daha kolay öğrenilmesini sağlayan iletişim devrimidir. İkinci devrim ulaşım alanındadır. Üçüncü devrim ise göçmenlerin hükümetler karşısında kazandıkları hakları kapsamaktadır. Göçmenlere yönelik sosyal hizmetlerin artması ise göçün sebebi değil sonucudur.
5.Soru
Ülkede yaşayan göçmenlerin sürekli olarak ötekileştirildiği, düşmanlaştırıldığı, asalak olarak görüldüğü, rekabet ortamını körükleyen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
Çok kültürlülük yaklaşımı |
Etnik aracılık yaklaşımı |
Sosyal demokratik yaklaşım |
Neoliberal yaklaşım |
Entegrasyon yaklaşımı |
Ülkede yaşayan göçmenlerin sürekli olarak ötekileştirildiği, düşmanlaştırıldığı, asalak olarak görüldüğü, rekabet ortamını körükleyen yaklaşım Neoliberal yaklaşımdır. Bu anlayışın egemen olduğu ortamda toplumsal huzurun tesis edilmesi hiç kuşkusuz son derece zordur. Doğru yanıt D seçeneğidir.
6.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisi kayıt dışı göçmenlerin, gelişmiş ülkelerde yaşadıkları problemlerden değildir?
Ucuz ve korunmasız emek kaynağı olarak görülmeleri |
Geçici işlerde çalışma |
Güvencesiz işlerde çalışma |
Asgari şartların üstünde çalışma |
Yeni yoksullar olmaları |
Mülteciler, Emek Piyasası ve Yeni Yoksulluk: Kayıt dışı göçmenler, gelişmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, son zamanlarda Türkiye’de de, ucuz ve korunmasız emek kaynağı olarak, geçici ve güvencesiz işlerde çalıştırılmaktadır. Temel iş ve çalışma güvencelerinden yoksun, asgari şartların altında çalışan ve yoğunlukla kayıt dışı göçmenlerden oluşan yabancılar günümüzde yeni yoksullar olarak kabul edilmektedir.
7.Soru
1951 Mülteci Sözleşmesi’nin 18. maddesine göre mültecilerin çalışma hakkının temel prensibi nedir?
Kendi işinde çalışarak gelir elde etme hakkı |
Kamu kurumlarında çalışarak gelir elde etme hakkı |
Ücretli statüsünde çalışarak gelir elde etme hakkı |
Yardımlar yoluyla gelir elde etme hakkı |
Aynı şartlardaki yabancılara göre daha fazla hak tanınarak gelir elde etme hakkı |
Ülkede hukuka uygun olarak bulunan mültecilere tanınan son hak, 1951 Mülteci
Sözleşmesi’nin 18. maddesinde yer alan, kendi işinde çalışarak gelir elde etme hakkıdır. Maddeye göre, “Taraf Devletler, ülkelerinde yasal olarak ikamet eden mültecilere, tarım, sanayi, küçük sanatlar
ile ticaret sahalarında kendi işyerlerini açmak ve sanayi, ticari şirketler kurmak haklarıyla ilgili olarak, mümkün olduğu kadar müsait ve her halde genel olarak aynı şartlardaki yabancılara tanıdıklarından daha az müsait olmayan muameleyi uygulayacaklardır”. Dikkat edileceği üzere bu hüküm, devletlerin ülkedeki iş gücü piyasasını koruma amacıyla yabancılara verme eğiliminde olmadıkları ücretli işte çalışma hakkını değil, kendi işinde çalışma hakkını vermekte; diğer yandan da bu hakkın sınırını vatandaşlarla değil diğer yabancılara verilen haklarla eş düzeye getirmektedir. Doğru cevap A’dır.
8.Soru
Aşağıdaki ülkelerden hangisi göçmenlerin uyum politikaları ile ilgili daha çok asimilasyoncu bir model ugulamıştır?
Hollanda |
Fransa |
Belçika |
Birleşik Krallık |
Almanya |
Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi devletler göçmenlerin uyumu konusunda özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında, birtakım tecrübeler edinmişlerdir. Sözgelimi Almanya, neredeyse 2000’li yıllara kadar resmî olarak göç alan bir ülke olduğunu kabul etmediğinden, göçmenlerin toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel süreçlere uyumları konusunda belirgin politikalar üretmemiştir. Öte yandan, Fransa ise sahip olduğu cumhuriyetçi anlayış nedeniyle göçmenlerin uyumuna ilişkin daha çok asimilasyoncu bir model uygulamıştır. Belçika ise sahip olduğu farklı kültürel özellikler nedeniyle (Flaman ve Valon kültürleri) bir yandan cumhuriyetçi asimilasyonist modeli bir yandan da demokratik çok kültürcü modeli benimsemiştir. Hollanda ise geçmişten gelen soya dayalı nitelikteki sömürgeci geleneğin devamı niteliğindeki çok kültürcü modeli benimsemiştir. Öte yandan yine sömürgeci bir geçmişe sahip olan Birleşik Krallık ise çok kültürcü modelin uygulandığı başka bir örnek olmuştur. Doğru cevap B'dir.
9.Soru
2006 tarihli Kanun’a göre göçmenlik tanımının en önemli unsuru nedir?
Türk soyuna ve Türk kültürüne bağlı olmak |
Savaş mağduru olmak |
Müslüman olmak |
Hayati tehlike altında bulunmak |
Eğitim hakkından mahrum olmak |
2006 tarihli Kanun’a göre ise “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu hâlde Türkiye’ye gelip bu Kanun gereğince kabul olunanlar” göçmendir. Doğru cevap A’dır.
10.Soru
1979’da başlayan çıkış döneminde İran’da yaşanan devrimin ardından İran’dan kaçan ve Avrupa’ya / ABD’ye gitmek isteyen İranlılar için Türkiye nasıl bir göç alanı olmuştur?
Transit göç |
İş gücü göçü |
Düzenli göç |
Sığınmacılık |
Mekik göçü |
Türkiye'ye yönelik düzensiz göç hareketleri: 1979’da başlayan çıkış döneminde İran’da yaşanan devrimin ardından İran’dan kaçan ve Avrupa’ya / ABD’ye gitmek isteyen İranlılar için Türkiye transit bir göç alanı olmuştur. Bu dönemde yaklaşık bir milyon İranlı Türkiye’ye gelmiştir 1988’den itibaren ise komşu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik kargaşalardan dolayı yüz binlerce insan geçici olarak Türkiye’ye göç etmiştir.
11.Soru
Türkiye'de bulunan Afrikalı kayıt dışı göçmenlerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Afrikalı mülteci ve kayıt dışı göçmenler homojen bir gruptur. |
Afrikalıların içinde yalnız erkekler bulunmaktadır. |
Batı Avrupa’ya geçme hedefi taşımayan süreçlerdir |
Afrikalı mültecilere sosyal yardım ve hizmetler yeterli düzeydedir. |
Gelirleri düzenlidir. |
İstanbul’daki Afrikalı mülteci ve kayıt dışı göçmenler homojen bir grup olmayıp Afrika’nın farklı bölgelerinden ve çok çeşitli sebeplerle gelenlerden oluşan heterojen bir gruptur. Afrikalıların içinde yalnız erkekler, yalnız kadınlar olduğu gibi çocuklu aileler de bulunmaktadır. Kayıt dışı/düzensiz göç ve mültecilik birbirinin içine geçmiş ve Batı Avrupa’ya geçme hedefi taşıyan süreçlerdir. Afrikalı mültecilerin genelde yaşam koşulları olumsuzdur. Bu olumsuzluğun sebepleri düzensiz gelir, gelir elde etme fırsatının yoksunluğu,sosyal yardım ve hizmetlerin eksikliği ve mülteciler arasında toplumsal ağların zayıflığıdır. Doğru yanıt D'dir.
12.Soru
Bireyciliğin ve acımasız rekabetin toplumların sosyal dokusunu ve sosyal devlet yapısını aşındırarak göçmen karşıtı bir iklimi yaratan politika aşağıdakilerden hangisidir?
Neoliberal politika |
Sosyal demokratik politika |
Kademeli ayrımcılık politikası |
Çok kültürlülük politikası |
Entegrasyon politikası |
Ekonomik köktencilik diyebileceğimiz neoliberalizmin dayattığı bireyciliğin ve acımasız rekabetin toplumların sosyal dokusunu ve sosyal devlet yapısını aşındırarak göçmen karşıtı bir iklimi yarattığını söyleyebiliriz. Neoliberal politikalar sayesinde emek piyasalarının esnekleşmesi, iş koşullarının kuralsızlaştırılması, işgüvencesizliğinin yaygınlaşması, ücretlerin düşürülmesi, sendikasızlaştırmanın egemen kılınması suretiyle göçmenler, emek piyasasının en ağır mağdurları hâline gelmektedir.
13.Soru
1951 Mülteci Sözleşmesi’nin çalışma hakkının sınırlandırılma koyulmaması ile ilgili olarak hangisi doğrudur?
Ülkede 15 yıl ikamet etmiş olmak |
Ülkede 12 yıl ikamet etmiş olmak |
Ülkede 9 yıl ikamet etmiş olmak |
Ülkede 6 yıl ikamet etmiş olmak |
Ülkede 3 yıl ikamet etmiş olmak |
Yabancıların çalıştırılmalarına konan sınırlama tedbirleri ile ilgili söz konusu tedbirlerden ülkede 3 yıl ikamet edilenler muaf tutulmaktadır.
14.Soru
I. Ulaşım olanaklarının artması
II. Kitlesel iletişim organları ve İnternet olanaklarındaki gelişmeler
III. Enformel ekonomilerim azalması
IV. Sosyal pollitikaların bozulması
Yukarıda sayılan olgulardan hangisi ya da hangileri dünyada düzensiz göç hareketinin artmasında etkili olmuştur?
Yalnız IV. |
I. II ve IV. |
II. III. ve IV. |
I. III. ve IV. |
Hepsi |
Ulaşım olanaklarının artması, kitlesel iletişim organları ve internet olanaklarındaki gelişmeler ve sosyal politikalardaki bozulmalar düzensiz göç hareketlerini arttırmıştır. Bu süreçte ucuz iş gücü ve hammaddeye kayan sermaye hareketleri güvenceden yoksun, asgari şartların altında çalışma koşulları bulunan enformel ekonomileri arttırmış ve bunun sonucunda düzensiz göçler artmıştır. Doğru yanıt B'dir.
15.Soru
Aşağıdaki kavramlardan hangisi zorunlu uyum politikası olarak da adlandırılan baskıcı ve devletin tek yönlü dayatması ile gerçekleşen uyum sürecini ifade eder?
Asimilasyon |
Adaptasyon |
Eritme potası |
Entagrasyon |
Çok kültürlülük |
Asimilasyon göçmenlerden özgün dilsel, kültürel veya sosyal özelliklerini bırakmaları ve çoğunluk nüfustan ayırt edilemeyecek hâle gelmelerinin arzu edildiği bir süreçtir. Burada nihai hedef tüm farklı kültürlerin baskın kültürün normlarını ve değerlerini zorla da olsa benimsemesinin sağlanmasıdır. Asimilasyoncu modelde, göçmenlerin veya etnik azınlıkların ancak tam bir kültürel asimilasyon karşılığında sivil toplum alanlarına ve ulusal siyasete katılmalarına izin verilir. Doğru cevap A'dır.
16.Soru
1927’de yapılan Cumhuriyet Dönemi’nin ilk sayımında kent nüfusunun oranı yüzde kaç olarak ifade edilmiştir?
%5 |
%12 |
%24 |
%32 |
%43 |
1927’de yapılan Cumhuriyet Dönemi’nin ilk sayımında kent nüfusunun oranı % 24 olarak tespit edilmiştir. Doğru yanıt C seçeneğidir.
17.Soru
''Zulme uğramaktan haklı nedenle korkma'' koşulu taşıyan kişi Birleşmiş Milletler tarafından tanımlandığı statü var mıdır?
Vatandaş, |
Göçmen, |
Sığınmacı, |
İlticacı, |
Mülteci, |
'Mülteci' 1951 Mülteci Sözleşmesinde '' Irkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen, tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen '' kişi olarak tanımlanmıştır.
1951 Mülteci Sözleşmesi 1 A(2) maddesinin yaptığı tanım çerçevesinde, mültecilik statüsünün varlığından bahsedebilmek için gereken koşullar; * Zulme uğramaktan haklı nedenlerle korkma, *Zulme uğrama korkusunun ırk, din, tabiiyet (milliyet), belirli bir toplumsal gruba mensup olmak veya siyasi düşüncelerden kaynaklanması, *Ülke dışında bulunma, *Kendi ülkesinin korumasından yoksun bulunma, yararlanmak istememe veya ülkesine geri dönememe, dönmek istememe,
Mültecilik, koruma sağlayan devletin verdiği bir statü değildir. Mülteci, Mülteci Sözleşmesi maddesinde yer alan unsurların gerçekleşmesi nedeniyle kendiliğinden mülteci haline gelmiştir; devletler ise kendi iç hukuklarında belirledikleri usullerle bu durumu tespit etmekte ve durumun tespit edilmesiyle Sözleşme'nin öngördüğü korumayı sağlama yükümlülüğü altına girmektedirler.
Koruma sağlayan devlet tarafından kişinin mültecilik statüsünün hukuki yollardan açıkça beyan edilmesinden önce bu kişinin 'mülteci' olarak adlandırılması mümkün olmamaktadır. Zira koruma sağlayan devlet, iltica talebinde bulunan kişinin durumunu incelemekte ve maddede yer alan şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmaktadır. Nitekim uygulamada da koruma talebinde bulunan kişiler önce yasal veya yasal olmayan yollarla koruma talebinde bulunacakları ülkeye giriş yapmakta ve mültecilik statülerinin resmi olarak tanınmasını beklemektedir. İşte mültecilik statüsünün resmî olarak tanınmasına kadar olan sürede iltica talebinde bulunan kişiler, terminolojik olarak ayrı bir şekilde isimlendirilmektedir. İngilizcede asylum seeker olarak kullanılan ifade, Türkçe litaratürde ağırlıklı olarak sığınmacı kelimesi ile karşılanmaktadır. Sığınmacı, koruma talebinde bulunmakta, eğer mülteci olduğu anlaşılırsa, bu durumu tanınmakta ve mülteci statüsü kazanmaktadır. Mülteci statüsü resmen kabul edilmemiş kişiler için fiili mülteci, bu statüyü elde etmiş kişiler için ise hukuki mülteci tabiri kullanılmaktadır.
18.Soru
Neoklasik Makro Kuramına göre göçün temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Tarih |
Ekonomi |
Coğrafya |
Psikoloji |
Sosyal |
Neoklasik Makro Kuramına göre göçün nedeni temel olarak ekonomiktir. Kuram dünyadaki arz talep dengesine odaklanır, göçün emek arz ve talebindeki coğrafi farklar nedeniyle ortaya çıktığı savunulur. Doğru cevap B'dir.
19.Soru
Asimilasyon kavramını ilk olarak kim kullanmıştır?
Robert Park |
Michel Wievorka |
Will Kymlicka |
Dominique Schnapper |
Anders Behring Breivik |
Asimilasyon kavramı ilk olarak Amerika’da S¸ikago Okulu sosyologlarından Robert Park’ın bir göç ülkesi olan Amerika’da birleştirici bir ulusal kimliğin inşası üzerine yaptığı çalışmalarda kullanılmıştır. Doğru cevap A'dır.
20.Soru
1951 Mülteci Sözleşmesi Madde 16 kapsamında aşağıda belirtilen kendi devletinin sınırları dışında, başka bir ülkede sadece fiziksel olarak bulunan mülteci haklarından hangisi belirtilmektedir?
Eğitim hakkı |
Aile birliği hakkı |
Güvenlik hakkı |
Mahkelemelere başvurma hakkı |
Din özgürlüğü hakkı |
Seçeneklerde belirtilen hakların tümü 1951 Mülteci Sözlemesiyle hükme bağlanmış mültecilerinin sahip olduğu haklardır. Bununla birlikte madde 16 “Her mülteci, bütün Taraf Devletler’in toprakları üzerindeki hukuk mahkemelerine serbestçe ve kolayca başvurabilecektir” hükmüyle mültecilerin mahkemelere başvurma hakkını ifade etmektedir. Dolayısıyla doğru cevap D'dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ