Halk Edebiyatına Giriş 2 Final 2. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
I.Âşıklar çıraklıktan başlayarak “usta âşık” oluncaya kadar belli bir eğitimden geçerler, usta âşıkların yaptıkları, atışmalara, fasıllara ve hikâye anlatma toplantılarına katılırlardı.
II.Bu sürecin sonunda aldığı eğitimi özümseyerek yeteneğini geliştirerek ustalaşan âşıklara, ustaları kullanacakları bir “bade” verirdi.
III.Âşığın şiirinde mahlasını alması, gelenek temsilcileri ve halk arasında “mahlas tapşırma” olarak adlandırılır. Geleneğe göre yetişmiş ustalaşmış kabul edilen âşık bundan sonra kendi başına âşıklık sanatını icra ederdi.
Yukarıdaki öncüllerde aşıklık geleneğindeki yetişmeyle ilgili verilen bilgilerden hangisi veya hangileri doğrudur?
Yalnız I. |
Yalnız II. |
Yalnız III. |
I. ve III. |
II. ve III. |
Âşıklar çıraklıktan başlayarak “usta âşık” oluncaya kadar belli bir eğitimden geçerler, usta âşıkların yaptıkları, atışmalara, fasıllara ve hikâye anlatma toplantılarına katılırlardı. Bu sürecin sonunda aldığı eğitimi özümseyerek yeteneğini geliştirerek ustalaşan âşıklara, ustaları kullanacakları bir “mahlas” verirdi. Âşığın şiirinde mahlasını alması, gelenek temsilcileri ve halk arasında “mahlas tapşırma” olarak adlandırılır. Geleneğe göre yetişmiş ustalaşmış kabul edilen âşık bundan sonra kendi başına âşıklık sanatını icra ederdi.
2.Soru
I. Münacat
II. Mevlid
III. Mersiye
IV. Hilye
V. Tapuğ
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Tekke ve Tasavvufî Halk Edebiyatında “Allah hakkında yazılan türler” kapsamına girmektedir?
I ve V |
II ve III |
II ve IV |
I ve II |
Yalnız V |
Mevlid ve Hilye peygamber hakkında yazılan türlere; Mersiye ise diğer din ve tasavvuf büyükleri hakkında yazılan türlere girmektedir. Dolayısıyla, Münacat ve Tapuğ Allah hakkında yazılan türlerdendir.
3.Soru
Tek bir savaşın ya da bir savaşlar silsilesinin anlatıldığı şiir türü aşağıdakilerden hangisidir?
Hamza-nâme |
Fetih-nâme |
Cenk-nâme |
Battal-nâme |
Gazavat-nâme |
Hamza-nâmeler, Hz. Muhammed’in amcası Hz. Hamza’yı konu eden şiirlerdir; Fetih nameler, bir şehrin ya da kalenin alınmasını anlatırlar; Cenk-nâmeler, Hz. Ali, atı Düldül, kılıcı Zülfikâr, Hz. Ali’nin oğlu Muhammed Hanefi etraflarında gelişen olaylarda gösterilen kahramanlıkları anlatırlar; Battal-nâmeler, Arap Emiri olarak kabul edilen Battal Gazi hakkındaki destansı şiirlerdir. Son olarak, Gazavat-nâmeler ise tek bir savaş ya da savaş silsilesini konu eden şiirlere verilen addır.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Âşık tarzı heceli şiir türlerinden koşma şekli içinde yer almaz?
Ninniler
|
Semailer
|
Koçaklama koşmalar
|
Varsağılar
|
Ezgi, şekil ve konuya bağlı diğer koşmalar
|
5.Soru
I. Medreselere giden öğrencilere “müderris” adı verilirdi.
II. Bunlar medreselerdeki en yüksek makam olan “softa”lar tarafından eğitilirlerdi.
III. Din adamları, kadılar ve bilginler buradan yetişirlerdi.
IV. Medresenin eğitim dili Farsçadır.
Yukarıda medreseler için verilen bilgilerden hangisi veya hangileri yanlıştır?
Yalnız IV. |
II. ve III. |
I. ve IV. |
I. II. ve III. |
I. II. ve IV. |
Medrese, eğitim ve öğretimin merkezi ve kültürel hayatın kaynağı konumundaydı. Medreselere giden öğrencilere “softa” adı verilirdi. Bunlar medreselerdeki en yüksek makam olan “müderris”ler tarafından eğitilirlerdi. Din adamları, kadılar ve bilginler buradan yetişirlerdi. Medresenin eğitim dili Arapçadır.
6.Soru
Aşıkların yaptıkları karşılaşmalarda, aşıkların biri tarafından ilk dörtlüğün ikinci mısrasında şiire kafiyeli bir söz söyleme unsuru ne olarak adlandırılmaktadır?
Ayak açma |
Meydan açma |
Çatışma |
Uyak bulma |
Divana çıkma |
İki aşığın karşılıklı olarak birbirlerini yukarıdaki tanımda verildiği gibi tamamlamaları Ayak Açma olarak adlandırılmaktadır.
7.Soru
Özel bir törenle bir şeyhe ve onun öğretisini takibe söz vererek bağlanmak anlamına gelen ve genellikle tekkelerde görünen ritüel aşağıdakilerden hangisidir?
Zikir Çekmek |
Yol Almak |
El Almak |
El Vermek |
Çile Çekmek |
El almak Özel bir törenle bir şeyhe ve onun öğretisini takibe söz vererek bağlanmak anlamına gelen bir terimdir.
8.Soru
Uzunluk bakımından sınırsız olarak adlandırılabilecek olan, en az 5 veya 7 dörtlükten oluşan konuya ve 100 dörtlüğü aşabilen biçime verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Koşma |
Destan |
Ezgi |
Mani |
Şarkı |
En az iki en fazla beş dörtlükten oluşana koşma, bir dörtlükten oluşana ise mani adı verilir. Konu ve anlatım tutumu açısından türü belirleyen geleneksel aşık havalarına ise ezgi denir.
9.Soru
Hüner göstermeye ve övünmeye yönelik anlatım tutumları arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
Elifba |
Atasözü Destanı |
Parodi |
Dudakdeğmez |
Tecnis |
Parodi güldürmeye yönelik anlatım tutumuna örnek olarak verilebilir.
10.Soru
Eskiden âşık fasılları toplantıda bulunan en yaşlı âşığın yaptığı bir dua ile sona ererdi. Bu uygulama ne zaman toplantıda bulunan âşıkların koro halinde Köroğlu’ndan bir koçaklamanın söylenmesi şekline dönüşmüştür?
XX. Yüzyıl ortalarından itibaren |
XXI. Yüzyıl ortalarından itibaren |
XIX. Yüzyılın başlarında |
XIX Yüzyılın sonlarında |
XXI. Yüzyılın başlarında |
Eskiden âşık fasılları toplantıda bulunan en yaşlı âşığın yaptığı bir dua ile sona ererdi. Bu uygulama, XX. yüzyıl ortalarından itibaren toplantıda bulunan âşıkların koro halinde Köroğlu’ndan bir koçaklamanın söylenmesi şekline dönüşmüştür.
11.Soru
Mutasavvıf şairlerin divan edebiyatının aruzlu biçimlerine kıyasla “koşma” biçimini daha fazla kullanmış olmaları, bu şairlerin hangi yönüne işaret etmektedir?
Şiirde zengin bir anlatım dili oluşturmak istemeleri |
Halk kültürüne çok daha fazla bağlı olmaları |
Geniş halk kitlelerine hitap etmek istemeleri |
Âşıklık geleneğine olan bağlılıkları |
Aruz ölçüsüyle ilgili temel bilgilerinin eksik olması |
Bilindiği üzere, “koşma” biçimi, Türk halk edebiyatında geniş ölçüde hâkimdir. Bu sebeple mutasavvıf şairler, daha geniş halk kitleleri tarafından anlaşılabilmek için şiirlerinde bu biçimi ağırlıklı olarak kullanmışlardır.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi aşıklık geleneğinde en fazla bilinen aşık kolları arasında yer almaz?
Mektep |
Şenlik Kolu |
Erzurumlu Emrah |
Tokatlı Nuri |
Sümmani |
Aşık koluna Azerbeycan’da mektep adı verilmektedir.
13.Soru
Mani adlı bir kişi M.S. III. yüzyılda Mezopotamya’da bir din kurmuştur. Bu dinin adı nedir?
Meniheizm |
Budizm |
Musevilik |
Hristiyanlık |
İslam |
Maniheizm: Mani adlı bir kişi M.S. III. yüzyılda Mezopotamya’da kendi adıyla anılan bir din kurmuştur. Mani dini, iki prensip iyi-kötü, karanlık-aydınlık, nur-zulmet üzerine kurulmuştur. Buna göre yaşadığımız dünya iyi ve kötü unsurların birleşmesinden meydana gelmiştir.
Budizm: Türklerin kabul ettiği ve onları en çok etkileyen dinlerden birisi de Budizm’dir. Budizm, yaklaşık 2500 yıl önce Buda olarak bilinen Prens Siddhata Gomata tarafından kurulmuştur.
Musevilik: peygamber Hz. Musa ve Tevrat’a inanca dayanan bu din, Türkler arasında yoğun olarak sadece M.S. VIII-X yüzyıllarda kafkaslar’dan Moskova yakınlarına, Hazar Denizi’nden Macaristan sınırlarına kadar uzanan geniş bir Türk devleti olan Hazar imparatorluğu’nda özellikle yönetici sınışar tarafından 740 yılında kabul edilmiştir.
Hristiyanlık: İpek Yolu’yla Orta Asya’ya gelen Hristiyan rahipler bu dini Türklere M.S. IV yüzyıldan itibaren tanıtmış ve M.S. XI. ve XII. yüzyılda Hristiyan Türk cemaatler oluşmuşsa da daha sonraları bunlar ya Budistleşerek ya da islâmiyeti kabul ederek ortadan kalkmışlardır.
14.Soru
Yaratıcı veya icracının dinleyicide uyandırmak istediği duygu ve düşünceleri gerçekleştirme amacına yönelik olarak konuya karşı takındığı; övme, yerme, yerinme “şikâyet”, öğüt verme, bilgilendirme “didaktik”, eğlendirme “güldürme”, yas tutturma “ağlatma” gibi geleneksel tavırlar ve bunlara bağlı olarak konuyu işleyiş tarzlarının her birine verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Anlatım tutumu |
Aşıklık tarzı |
Aşıklık geleneği |
Ustalık yolu |
Aşıklık tutumu |
Yaratıcı veya icracının dinleyicide uyandırmak istediği duygu ve düşünceleri gerçekleştirme amacına yönelik olarak konuya karşı takındığı; övme, yerme, yerinme “şikâyet”, öğüt verme, bilgilendirme “didaktik”, eğlendirme “güldürme”, yas tutturma “ağlatma” gibi geleneksel tavırlar ve bunlara bağlı olarak konuyu işleyiş tarzlarının her birine anlatım tutumu denir.
15.Soru
İslamiyet öncesi Türk edebiyatında Oğuz Türklerinin dini içerikli kurban törenleri olan şölenlerde veya zafer kazanılan savaşlardan sonra söylenen şiirlere ne ad verilirdi?
Sagu |
Sav |
Takşut |
Takmak |
Koşuk |
Oğuz Türklerinin dini içerikli kurban törenleri olan şölenlerde veya zafer kazanılan savaşlardan sonra söylenen şiirlere “koşuk” denir. Konuları yiğitlik, doğa ve aşk olup hece ölçüsüyle ve dörtlükler halinde söylenir. Sözlü dönem Türk edebiyatında ölüm konulu şiirlere “sagu” denilmiştir. Sagular Yuğ adı verilen cenaze törenlerinde ölen bir kimsenin arkasından duyulan acıyı ve onun hayattayken yaptığı kahramanlıkları dile getirmek için söylenir. Şiir şeklinde söylenmiş, öğüt verici kısa sözlere “sav” denir. Savlar günümüz atasözlerinin ilk şeklini oluşturur. Budist Uygur metinlerinde karşımıza çıkan “takşut” kelimesi şiir, nazım, beyit anlamında kullanılmıştır. Takşut kelimesiyle aynı kökten geldiği düşülen “takmak” ise kalabalık karşısında ezbere söylenen şiir anlamındadır.
16.Soru
Tekke ve Tasavvufî Halk Edebiyatı Geleneği'nde Başta tasavvuf büyüklerinin şiirleri olmak üzere çeşitli manzumeleri tasavvufî bakış açılarıyla yorumlayan çoğunluğu mensur olan düzyazı eserleri hangileridir?
Gazavat-nâmeler |
Fetih-nâmeler |
Tevarihler |
Fıkralar |
Şerhler |
Tekke ve Tasavvufî Halk Edebiyatı Geleneği'nde Başta tasavvuf büyüklerinin şiirleri olmak üzere çeşitli manzumeleri tasavvufî bakış açılarıyla yorumlayan çoğunluğu mensur olan düzyazı eserleri "şerhler"dir.
17.Soru
Ozan-baksı döneminde kullanılan ve Di^va^nu Lüga^ti’t-Türk’te “şiir” anlamına gelen sözcük aşağıdakilerden hangisidir?
yır |
küg |
kojan |
yakşut |
takmak |
Ozan-baksı döneminde kullanılan ve Di^va^nu Lüga^ti’t-Türk’te “şiir” anlamına gelen sözcük “yır” idir. Doğru yanıt A’dır.
18.Soru
Dede Korkut Hikayeleri ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi doğrudur?
On iki hikâyeden oluşmaktadır. |
İki yazma nüshası vardır. |
Altı hikayeden oluşmaktadır. |
Türkiye’de ilk defa 1923’te yayımlanmıştır. |
Hikayelerin elimizdeki şeklinin XIV. veya XV. yüzyılda Karakoyunlu sahasında tekke mensubu bir kişinin kalemiyle yazıya geçtiği düşünülmektedir. |
Dede Korkut Hikayelerinin iki yazma nüshası vardır. Doğru yanıt B’dir.
19.Soru
Budizm ve Maniheizm döneminden adını bildiğimiz ozan-bakılar aşağıdakilerden hangisidir?
Kül Tarkan |
Çuçu |
Kiki |
Çısuya |
Hepsi |
Ozan-baksı edebiyat geleneğinin ürettiği pek çok eser günümüze ulaşabilmiştir. Bunlar Türk edebiyatının bilinen en eski örnekleri arasındadır. Adını bildiğimiz en eski Türk ozanı Aprunçır Tigin’dir. Budizm ve Maniheizm döneminden adını bildiğimiz ozan-baksılarsa; Kül Tarkan, Çuçu, Kiki, Prataya şiiri, Seli Tutung, Asıg Tutung, Çısuya Tutung ve Kalım Keyşi’dir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatında kullanılan kelimelerden “ilahi” anlamına gelmektedir?
Şlok
|
Başik
|
Padak
|
Kavi
|
Haki
|
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ