EASA’nın kurulması ile ilgili tüm hususlar 28 Eylül 2003 tarihinde tamamlanmış ve bu tarih itibariyle EASA tam anlamıyla faaliyetlerine başlamıştır. EASA, Almanya’nın Köln
şehrinde kurulmuştur. Amacı, Avrupa Birliği içinde, her türlü hava aracı, uçuş, üretim, denetleme ile ilgili mevzuatlarının oluşturulması ve uygulanmasını kontrol edip uçuş ve yer güvenliğini sağlamaktır

Hava taşıma sözleşmesinin akdî için birbirine uygun icap ve kabul bulunmalıdır.

1925 yılında Fransa’nın girişimi ile Paris’te yapılan ilk Uluslararası Özel Hava Hukuku Konferansı sırasında Hava Hukuku Uzmanları Uluslararası Teknik Komitesi-CITEJA oluşturulmuştur.

EASA, Avrupa Birliği’nin sivil havacılık güvenliği çerçevesinde oluşturduğu ve 2010 yılı itibariyle Havacılık Otoriteleri Birliği (JAA) yerini alan bir girişimdir.

1925 yılında Fransa’nın girişimi ile Paris’te yapılan ilk Uluslararası Özel Hava Hukuku Konferansı sırasında Hava Hukuku Uzmanları Uluslararası Teknik Komitesi-CITEJA oluşturulmuştur. CITEJA özel hava hukuku konuları ile ilgilenmiştir. CITEJA, devletler tarafından gönderilen uzman hukukçulardan oluşuyordu. Devletlerin göndereceği uzman sayısında bir sınırlama yapılmamakla beraber her devletin komitede ancak bir oy hakkı vardı. Komite her yılın başında başkanını seçerdi. CITEJA’nın hava taşıyıcısının sorumluluğu, hava aracı gibi çeşitli konuları incelemek üzere dört komisyonu ve bir de idari işlerini yapan Genel Sekreteri vardı.
Bütün konular CITEJA’ da iki aşamalı bir incelemeye tabi tutuluyordu: Önce ilgili komisyon konuyu çalışarak bir tasarı taslağı hazırlıyordu, sonra Komite konuyu görüşerek ve tartışarak tasarıya son şeklini veriyordu. Tasarı halindeki konvansiyon tamamlandıktan sonra Diplomatik Konferans’a gönderiliyordu ve metnin onaylanmasını takiben Komite tarafından devletlere imzaya açılıyordu.
Komite bütün devletlerin katılımına açıktı. Komitede 1938 yılında hemen hemen bütün Avrupa Devletleri, Rusya, Çin, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Amerika Devletleri’nden gelen uzman hukukçular bulunuyordu.

Varşova Konvansiyonu'na göre taşıyıcının sorumluluğu sözleşmesel (akdi) bir sorumluluktur. Taşıyıcı haksız fiile göre de sorumlu olabilir fakat haksız fiil sorumluluğu Konvansiyon kapsamı dışındadır.

Konvansiyon 43 madde ve 9 fasıldan oluşmaktadır. Ayrıca 8 eki vardır.

Askerî hava hukuku dışında kalan hükümler ise sivil hava hukukunu oluşturmaktadır.

Teknik İniş Hakkı, İkinci trafik hakkıdır. Bu şu anlama gelir: Sivil bir hava aracının yakıt almak veya bakım/onarım gibi teknik sebeplerle diğer ülke topraklarına inebilmek hakkıdır. Bu nedenle doğru cevap D seçeneğidir. 

Re’sen terkin TSHK’nun 61. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, bir Türk sivil hava aracı; a) 49’uncu madde uyarınca Türk sivil hava aracı sayılması için bulunması gereken nitelikler ortadan kalkarsa veya bu nitelikleri haiz olmayan bir kişinin mülkiyetine geçerse, b) Yabancı bir devletin siciline kaydedilirse veya Türk siciline kaydedildiği hâlde, yabancı sicildeki kaydı terkin edilmemiş olursa Ulaştırma Bakanlığı tarafından re’sen sicilden terkin olunur. 

Tarifesiz hava hizmetleri yapan hava araçları, önceden izin almaya gerek olmaksızın akit devletlerin ülkesi üzerinde uçabilir ve ticari maksat dışında iniş yapabilir. Bu nedenle doğru cevap E seçeneğidir. 

Hava hukuku hava sahası içinde kalan seyrüseferle ilgili hükümleri ihtiva etmektedir

Hava özel hukuku hava gemilerinin seyrüseferi dolayısıyla fertler arasında doğan hukuki ilişkileri düzenleyen hükümlerin incelendiği hukuk dalıdır

Hava hukukuna ait ilk bilimsel çalısma Johann Stephan Dancko tarafından 1687 yılında Frankfurt Üniversitesinde Profesor Samuel Stryck’e sunulan ”De Jure Principis Aerea” isimli doktora tezidir. Tez, havanın serbestliğini “kim ki bir yere sahip olur, altına da üstüne de sahip olur” kuralına dayandırmaktadır. Bununla beraber hava üzerinde hükümdarın mutlak kudreti olduğu sonucuna varılmış ve Macar kralının havayı dört yönde kılıçla dövüşü bunun delili olarak gösterilmiştir. İlk defa 1687 yılında Frankfurt’ta basılan eserin birden fazla basımı yapılmıstır.

Satım sözleşmesi

Feshi ihbar suretiyle Konvansiyondan çıkan devletler şunlardır: Bolivya, İran, Panama, Şili. Polonya bu devletler arasında yer almamıştır.

Ambrosini “hava hukukunu, havada seyrüseferle ilgili münasebetleri düzenlemek için özel olarak konmuş olan hukuk kurallarının bütünü”
olarak saymıştır. Cevap:A

Taşınmayı talep hakkı, kendisinin taşınmasının yanında bagajının taşınmasını da kapsar. Hava yolu ile yolcu taşıma sözleşmesinin ücret karşılığında yapıldığı hallerde, ücret ödeme borcu doğar. Hava taşımacılığında yolcunun belirli işlemlerin yapılması için hareket saatinden belli bir süre önce havaalanında hazır bulunması istenmektedir. Yolcunun uçuş kurallarına riayet etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Doğru cevap E şıkkıdır.

Taşıma sözleşmesinin tarafı olmamakla beraber “gönderilen”i de taşıma sözleşmesinin ilgililer başlığı altında ifade etmek gerekir. Gönderilen; taşıma sözleşmesine dayanarak taşıyıcıdan yükün kendi adına teslim edilmesini talep hakkına sahip olan kişidir.

Uluslararası Hava Seyrüseferi Daimî Komisyonu (Commission Internationale de Navigation Aèrienne-CINA),1919 Paris Havacılık Konvansiyonu ile kurulmuştur. Birleşmiş Milletlerin denetimi altında çalışan CINA’nın yasama, yürütme, danışma, bilgiyi merkezîleştirme ve uyuşmazlıkları çözme yetkisi vardı. Hem CINA hem CITEJA hava hukukunun temellerinin atılmasını sağlamışlardır. Sonunda Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatında (International Civil Aviation Organisation-ICAO) birleşmişlerdir.