Islam Kurumlari ve Medeniyeti Final 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi vakıf müesseseleri olarak Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Anadolu’ da yapılan önemli dârüşşifâlardan biri değildir?
Kayseri’de Gevher Nesibe (1206) |
Sivas’ta İzzeddin Keykâvus Şifahanesi (1217) |
Divriği’de Turan Melik Dârüşşifâsı (1228) |
İstanbul’da Haseki Hürrem Sultan (1550) |
İstanbul’da Balat (1470) |
Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Anadolu’da yapılan önemli dârüşşifâlar arasında Kayseri’de Gevher Nesibe (1206), Sivas’ta İzzeddin Keykâvus Şifahanesi (1217), Divriği’de Turan Melik Dârüşşifâsı (1228), Konya Dârüşşifâsı (1219-1236), Çankırı’da Atabey Cemâleddin Ferruh (1235), Bursa’da Yıldırım (1399), İstanbul’da Fatih (1470), Edirne’de Bayezid (1488), İstanbul’da Haseki Hürrem Sultan (1550), Manisa’da Hafsa Sultan (1538) ve yine İstanbul’da Sultan Ahmed (1617) dârüşşifâları önde gelen hastahanelerdir. Bunların hepsi de vakıf müesseseleridir.
2.Soru
İslâm medeniyetinde İhtisab kurumu ne zaman tam teşkilâtlı bir kurum haline gelmiştir?
Hz. Peygamber |
Hz. Ömer |
Hz. Ali |
Hz. Ebubekir |
Hz. Osman |
Hz. Peygamber’in Medine’ye olan hicreti döneminden itibaren varlığı bilinen hisbe veya ihtisab, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde tam teşkilâtlı bir müessese haline gelmiştir.
3.Soru
İslam medeniyetinde zirai ürün vergisinin adı nedir?
Öşür |
Zekat |
Cizye |
Harac |
Sadaka |
İslam medeniyetinde zirai ürün vergisinin adı Öşür’dür.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İslamiyetin doğduğu medeni terkibin tarih alanlarından değildir?
Sa^mi^-İran terkibi |
Avustralya terkibi |
Uzakdoğu terkibi |
Avrupa terkibi |
Hindu terkibi |
İsla^m medeniyeti, birbirlerine paralel gelişme gösteren ticaret, sanat, din ve bilimde karşılıklı etkileşim içinde olan ve hatta ortak mirasları paylaşan dört temel medeni^ terkibin tarih alanı içinde doğmuştur. Bunlar Sami- İran terkibi, Uzakdoğu terkibi, Avrupa terkibi, Hindu terkibidir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İslam dünyasında sağlık kurumları için kullanılan ifadelerden biri değildir?
Dâ- ru’s-Sıhha |
Dâru’l-Âfiye |
İmamevi |
Mâristan |
Bîmârhâne |
Sağlık kurumlarının İslâm dünyasında çeşitli adlar aldıkları görülmektedir. Bunlar arasında en yaygın olanı dârüşşifâdır. Sağlık yurdu demek olan dârüş- şifâdan başka, aynı manada kullanılan diğer isimleri şöyle sıralayabiliriz: Dâ-ru’s-Sıhha, Dâru’l-Âfiye, Dâru’r-Râha, Dâru’t-Tıb, Mâristan, Bîmârhâne, Tâbhâne, Şifâiye vb. Hastaların tedavi edildikleri ilaçların yapıldığı bu yerlere günümüzde hastahane denilmektedir. Bulaşıcı hastalıkları önlemek amacıyla, gelen yolcuların bir müddet şehir halkıyla karışması önlenerek müşahade altına alındıkları yerler için “karantinahane” tabirleri kullanılmıştır
6.Soru
Ribat ne demektir?
Selçuklu döneminde hastahane |
Moğollarda külliye |
Selçuklu döneminde külliye |
Moğollarda kervansaray veya han |
Selçuklu döneminde kervansaray veya han |
Uzaktan bakılınca bir kaleyi andıran kervansaraylar, daha önce İslâm dünyasında vakıf ve hayır duygusu ile kurulmuş bulunan ribatların devamı müesseseler olarak kabul edilebilir. Bundan dolayı, Selçuklu devrine ait 131 vakfiye, kitabe ve kroniklerde bunlara, kervansaray ve han tabirlerine eş olarak ribat da denilmektedir.
7.Soru
İslâm devlet kuruluşları içinde bulunan ve tarih boyunca önemli bir fonksiyon icra eden divan teşkilâtı, gerçek manasıyla ilk defa kim tarafından kullanılmıştır?
Hz. Ali |
Hz. Osman |
Hz. Peygamber |
Hz. Ömer |
Hz. Ebubekir |
İslâm devlet kuruluşları içinde bulunan ve tarih boyunca önemli bir fonksiyon icra eden divan teşkilâtı, gerçek manasıyla ilk defa Halife Hz. Ömer tarafından kullanılmıştır.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı klasik döneminde sübyan mektepleri için kullanılan isimlerden biri değildir?
Mektebhâne |
Dâru’t-ta’lîm |
Beytü’t-ta’lîm |
Küttâb |
Usûl-i cedid |
Osmanlı klasik dönemi boyunca daha çok muallimhâne, daha sonraları ise genelde mekteb kelimesinin tercih edildiği bilinen sıbyan mektepleri için mektebhâne, dâru’t-ta’lîm, mahalle mektebi, beytü’t-ta’lîm ve küttâb adları da kullanılıyordu.
9.Soru
Bir arazinin öşri^ veya haraci^ olmasında rol oynayan en büyük etken nedir?
Arazi sahibinin görüşü |
Arazi sahibinin sahip olduğu ideoloji |
Arazi sahibinin dini |
Arazi sahibinin mal varlığı |
Arazi sahibinin çocuk sayısı |
Hz. Peygamber’in Medine’ye hicreti ile başlayıp daha sonra devam eden arazi taksimi ve buna bağlı olarak alınan vergilerin isim, miktar ve alış şekilleri farklı devreler geçirmiştir. Bir arazinin öşri^ veya haraci^ olmasında rol oynayan en büyük etken, İmam Ebu Yusuf’un (731-798) da belirttiği gibi arazi sahibinin dini olmaktadır. Yani arazi, sahibine göre isim almaktadır.
10.Soru
Fıkıhta önem kazanan eserler kim tarafından yazılmıştır?
İmam-ı Azam |
Buhari |
Vakidi |
İbn-i Sad |
Cahız |
Emeviler döneminde (661-750), Hz. Peygamber zamanından itibaren şifâhî olarak nakledilen bilgiler tedvin ve tasnif edilmeye başlanmıştır. Bu çalışmalar neticesinde bugünkü ilk kaynaklarımız olan eserler vücuda getirilmiştir. Mesela, lügatte Halil b. Ahmed; nesirde Câhız; hadiste Buhâri; fıkıhta İmâm-ı Azam; tarih ve tabakatta Vâkidî ve İbn Sa’d gibi.
11.Soru
İslamın ilk dönemlerinde “yazı yazmanın öğretildiği yer” anlamında kullanılan tabir aşağıdakilerden hangisiydi?
Muallim |
Beytülmal |
Küttab |
Vakıf |
Ahilik |
İslamın ilk dönemlerinde “yazı yazmanın öğretildiği yer” anlamında kullanılan tabir Küttab’dır
12.Soru
Fatih Sultan Mehmet ve sonrasında Osmanlı medrese düzeni aşağıdakilerden hangisinde doğru sıralama ile verilmiştir?
I-Kırklı medreseler
II-Tecrîd medreseleri
III-Hariç ellili medreseler
IV-Miftâh medreseleri
V-Dâhil ellili medreseler
I, III, II, IV, V |
III, I, II, V, IV |
II, I, V, IV, III |
II, IV, I, III, V |
IV,II,I, III, V |
Osmanlı Devleti sınırları içindeki medreselerin hiyerarşisi, Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulan Sahn-ı Semân ile birlikte yeniden düzenlendi. Medreseler -Enderun mektebi hariç tutulacak olursa- giderek yükselen hiyerarşik bir yapıya sahipti. Buna göre, en alt seviyede kelâm alanıyla ilgili Hâşiye-i Tecrîd adlı kitabın okutulduğu Tecrîd medreseleri bulunmakta idi. İkinci sırada belâgata dair Miftâh adlı eserin okutulması nedeniyle bu adı alan medreseler vardı. Miftâh medreselerinden sonra Kırklı medreseler geliyordu. Kırklı medreselerin üzerinde ise Hariç Ellili medreseler yer almaktaydı. Hariç medreseleri, umumiyetle Osmanlılardan önceki Müslüman devlet yöneticileri, yani hükümdarlar, onların oğulları, kızları veya devlet erkânı tarafından yapılmışlardı. Osmanlı döneminde devlet adamları tarafından yaptırılan medreseler de daha ziyade bu kategoriye dâhil edilmişti. Hariç Ellili medreselerin hemen üstünde Dâhil Ellili medreseler bulunuyordu. Bunlar Osmanlı padişahlarıyla şehzadeler, valide sultanlar, hanım sultanlar ve padişah kızları tarafından yaptırılmışlardı. XVI. yüzyıldan sonra, devlet erkânı tarafından yaptırılan birçok medrese de Dâhil statüsünü kazanacaktır. Her iki medrese arasındaki fark ‘itibarî’ idi. Zira ulemaya göre hükümdarlar tarafından yaptırılan medreselerde ders vermek bir imtiyaz ve itibar göstergesiydi. Fatih külliyesi içinde statüsü en yüksek olan medreseler ise Sahn-ı Semân medreseleri idi.
13.Soru
Mahalle sakinleriyle bir esnaf veya sanatkâr zümresinin birbirlerine yardım için yekvücut hareket etmelerini sağlayan kurum hangisidir?
Sadaka |
Divanlar |
Medreseler |
Ahilik teşkilatı |
Hiçbiri |
Mahalle sakinleriyle bir esnaf veya sanatkâr zümresinin birbirlerine yardım için yekvücut hareket etmeleri böyle toplumlarda sosyal barışın kendiliğinden oluşmasına yol açmıştır. Bunu gerçekleştiren müesseselerin varlığı ise sosyal huzur ve sükunu yaygınlaştırır. Tarihimizdeki Ahî teşkilatları ile esnaf loncaları bunun çarpıcı örnekleri olarak müstesna yer tutarlar.
14.Soru
Selçuklu ordusunda atı olan birliğin adı nedir?
Müderris |
Kadı |
Kazasker |
Muhzır |
Sipahi |
Selçuklu ordusunun çekirdeği olan hassa birliklerinde atı olan birliğe Sipahi deniliyordu.
15.Soru
Teşkilâtın başında bulunan ………….birçok yardımcı kullanıyordu. Değişik mesleklere mensup çok dürüst kimseler arasından seçilen bu yardımcılara “ârif”, “emin “gulam”, “avn” “huddam-ı ihtisâb”, “terazicibaşı”, “koloğlanları” gibi isimler verilmekteydi. Noktalı yere aşağıdakilerden hangisi uygundur?
Muhzır |
Kâtip |
Muhtesip |
Kadı |
Muallim |
İslâm geleneğinde muhtesib olacak kimsenin çok iyi şekilde seçilmesi konusunda özen gösterilmiştir. Zira onun görev ve yetkileri bunu gerektiriyordu. Dövme, hapsetme gibi cezaları da verebilen bu görevlinin diğer insanlardan ayrılan bazı özelliklerinin bulunması kaçınılmazdı. Bu bakımdan devlet tarafından, çok iyi derecede bilgili, ahlâklı, rüşvete bulaşmamış ve Allah korkusu olan bir kişinin muhtesib olarak seçilmesine diikat ediliyordu. Teşkilâtın başında bulunan muhtesib birçok yardımcı da kullanıyordu. Değişik mesleklere mensup çok dürüst kimseler arasından seçilen bu yardımcılara “ârif”, “emin “gulam”, “avn” “huddam-ı ihtisâb”, “terazicibaşı”, “koloğlanları” gibi isimler verilmektedir.
16.Soru
Mekke’de, katili bulunamayan bir ölünün durumuyla ilgili olarak başvurulan hukuk kurumu aşağıdakilerden hangisidir?
Kabile hakemleri |
Tard |
Hal’ |
Eşnak |
Kasame |
Kasame (yemin ettirme): Kâtili bilinmeyen bir ölünün, ölü olarak bulunduğu yer halkından elli kişinin onu öldürmediklerine ve öldüreni bilmediklerine dair Kâbe’de yemin ediyorlardı. Bu yeminde zanlılar, şayet yalan söylüyor ve yalan yere yemin ediyorlarsa Allah’ın lânetinin üzerlerine olmasını da yeminlerine katıyorlardı.
17.Soru
Bizans’ın etkisiyle Emevi ordusunda aşağıdakilerden hangi sistem benimsenmiştir?
Kurdüs Sistemi |
Eyalet Sistemi |
Kapıkule Sistemi |
Askeri Sistem |
Onluk Sistem |
Bizans’ın etkisiyle Emevi ordusunda kurdüs sistemi benimsenmiştir.
18.Soru
Osmanlı döneminde daha adil bir toplum düzeni kurmak gayesiyle ortaya çıkmış ve İslam medeniyetinde en üst yargı makamı kabul edilmiş mahkemelere ne ad verilir?
Danıştay |
Mezâlim mahkemesi |
İstinaf mahkemesi |
Temyiz |
Mütercimler heyeti |
Daha adil bir toplum düzeni kurmak gayesiyle ortaya çıkmış ve İslam medeniyetinde en üst yargı makamı kabul edilmiş mezâlim mahkemesi, günümüz hukuk anlayışına göre istinaf mahkemesi, temyiz, danıştay gibi kurumlara karşılık gelmektedir. Mezâlim mahkemeleri, yargı fonksiyonu dışında kalan çeşitli alanlarda da faaliyet göstermiş ve idarî, dinî, malî vs. gibi görevlerin yerine getirilmesinde yardımcı olmuştur.
19.Soru
1826 yılında Osmanlı’da Yeniçeriliğin kaldırılmasıyla birlikte şehir idaresinde daha geniş yetkilerle kontrolü sağlayacak yeni bir idarî sistemin kurulmuştur. Bu idare sistemini sağlayan görevli aşağıdakilerden hangisidir?
Muhtesib
|
İhtisab ağası
|
İhtisab emini
|
İhtisab nazırı
|
Huddam-ı ihtisâb |
Osmanlı devlet teşkilâtında köklü değişiklikler II. Mahmud (1808-1839) zamanında yapıldı. 1826 yılında Yeniçeriliğin ortadan kaldırılmasından sonra şehir idaresinde daha geniş yetkilerle kontrolü sağlayacak yeni bir idarî sistemin kurulması gerektiğinden, başlangıçta muhtesib, ihtisab ağası, ihtisab emini gibi unvanlarla hisbe teşkilâtını idare eden kimse, 1826 tarihli nizamnâme ile “ihtisab nazırı” ünvanını almıştı.
20.Soru
Ârif, emin, gulam, avn, huddam-ı ihtisâb, terazicibaşı ve koloğlanları gibi isimlerle anılan yardımcıları olan görevli aşağıdakilerden hangisidir?
Muhtesib
|
Hâkim
|
Kadı
|
Mezâlim kadısı
|
Sahibu’ş-şurta
|
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ