Tüketici işlemi “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlamıştır

Sayılanların hepsi tüketiciyi koruma amacıyla oluşturulmuş kurumlardır. 

Genel kurula özgü yetkiler; • Esas sözleşmenin değiştirilmesi • Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları • Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınmaları • Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması • Kanunda öngörülen istisnalar dışında ortaklığın feshi • Önemli miktarda ortaklık varlığının toptan satışıdır. 

Rekabet Kurumu görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurum’un nihaî etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez. Rekabet Kurumu’nun mali ve idari özerkliğinin yanı sıra, bağımsız kararlar alabilmesi, üyeleri için hakimlik teminatına benzer teminatlar getirilmiş olması, üyelerin atanması, görevlerinin sona ermesinin özel bir usule bağlanmış olması ve üyelerin her türlü ekonomik çıkar ilişkisi doğurabilecek faaliyetlerinin yasaklanmış olması gibi özellikleri düşünüldüğünde, Kurum’un gerek ekonomiye, gerekse devlete karşı güvence altına alındığı ve bağımsızlığı için yoğun çaba harcanmış olduğu anlaşılmaktadır. 

Sivil toplum kuruluşu niteliği taşıyan ilk tüketici kuruluşu, ABD’de, 1936 yılında Tüketiciler Birliği unvanıyla kurulmuştur. Zaman içerisinde ABD’deki çeşitli eyaletlerde kurulan tüketici kuruluşları 1967 yılında Amerika Tüketiciler Federasyonu bünyesinde bir araya gelmişlerdir. 

Teşebbüsler arasında yapılan bir anlaşmanın yasaklanabilmesi için doğrudan doğruya veya dolaylı olarak rekabeti sınırlayıcı amaçlı olması gerekmektedir. 

Tüm bu maddeler anonim ortaklık sözleşmesinde bulunan unsurlardır. 

Rekabet Kanunu teşebbüs ve teşebbüs birliklerine uygulanmaktadır. Kanun teşebbüs kavramının saptanmasında onun herhangi bir ekonomik veya ticari faaliyette bulunmasını esas almıştır. Gerçekten de RKHK’nin tanımlar başlığını taşı- yan 3 üncü maddesinde teşebbüs; “piyasada mal ve hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımından bir bütün teşkil eden birimler” olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram Ticaret Kanunundaki ticari işletme kavramından daha geniştir zira rekabet hukuku teşebbüslerin hukuki değil ekonomik yönüyle ilgilenmektedir. 

Üretim zincirinin aynı seviyesinde yer alan birbirlerinin rakibi olan teşebbüslerin rekabeti sınırlama amacıyla yaptıkları anlaşmalara yatay anlaşmalar adı verilir. 

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan önce, tüketicilerin haklarını korumaya yönelik devlet kuruluşlarına şunları örnek olarak verebiliriz: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde olan, Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü, Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğü, Sanayi Genel Müdürlüğü; Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan, Hıfzıssıhha Enstitüsü, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü.

Tüketici hakem heyetinin üyeleri şunlardır:

Belediye başkanının görevlendireceği uzman bir personel,

Baronun, mensupları arasından görevlendireceği bir avukat,

Tüketici örgütlerinin seçecekleri bir üye,

Satıcının tacir olduğu uyuşmazlıklarda ticaret ve sanayi odasının ya da bunların ayrı ayrı örgütlendiği yerlerde ticaret odasının; satıcının esnaf ve sanatkâr olduğu uyuşmazlıklarda, illerde esnaf ve sanatkârlar odaları birliğinin, ilçelerde ise en fazla üyeye sahip esnaf ve sanatkârlar odasının görevlendireceği bir üye. 

Ortaklık denetçileri, kolektif ortaklık sözleşmesinde bulunması gereken unsurlardan değildir. 

Tüketici Konseyi, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kurulan, yılda en az bir kez toplanması gereken ve tüketiciler ile ilgili önemli kararlar alan bir kuruluştur. 

Ödeme emrine itiraz, ileri sürülüş şekli bakımından, borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayrılır. 

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda, ancak senet metninden alacaklı olduğu anlaşılan kişilerce takip yapılabilir. Takip alacaklısı, senedin lehtarı olabileceği gibi, senet üzerinden alacaklı olduğu tespit edilen cirantalar da olabilir. 

Rekabet Kurumu, Dikey Anlaşmalara, Sigorta Sektörüne, Teknoloji Transferi Anlaşmalarına, Araştırma ve Geliştirme Anlaşmalarına, Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalara ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliğleri yayımlamıştır. 

Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) ticari işletmelerle ilgili olarak, “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” ifadesi yer almaktadır. 

İflâsın ertelenmesi, borca batık durumda olan sermaye şirketlerinin mali durumunun iyileşmesi umudunun var olması ve alacaklıların haklarının korunması koşuluyla mahkeme kararıyla iflâsın önlenmesini sağlayan bir geçici hukukî korumadır. Mahkemece belirlenen iflâsın ertelenmesi süresi içinde –erteleme süresi en fazla bir yıldır ve bu süre mahkeme tarafından uygun görülürse bir yıl daha uzatılabilir.

1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile ilk kez tüketici haklarını koruyan özel bir yasa yürürlüğe girmiş ve AB müktesebatında çok önemli bir yer tutan tüketici hakları konusunda bir düzenleme yapılmıştır.