Kelam'A Giriş Final 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Yenilenme hareketinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir?
İzmirli İsmail Hakkı |
Namık Kemal |
Filibeli Ahmed Hilmi |
Abdüllatif el-Harpûtî |
Musa Carullâh |
Yenilenme hareketinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi İzmirli İsmail Hakkı’dır. Esasen bu dönemde buhrandan kurtulmak için iki farklı görüşün ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlardan birincisi ihyacılıktır ki temel hedefi; aslî kaynaklara dönerek, zaman içerisinde hem gelenek hem de modern Batı düşüncesi kanalıyla İslam’ a sokuşturulan bir takım yabancı unsurları temizlemekti. Diğer görüş sahipleri ise modernist kanat olarak nitelendirilmekte idi ve İzmirli de Osmanlı’nın son dönemlerinde ortaya çıkan İslamcılık akımının modernist eğilimlere sahip kanadında yer alıyordu. Namık Kemal, Musa Carullâh, M. S¸emseddin gibi şahsiyetlerin içinde yer aldığı bu kanat, İslam’ın değer ve ilkelerini Batı’nın belirlediği modern düşünce kriterlerine göre yeniden yorumlamayı, İslam’ı modern düşünce ve kurumlarla kaynaştırmayı hedefliyordu.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yeni İlm-i Kelâmın öncülerinden bir değildir?
Abdüllatif el-Harpûtî |
İzmirli İsmail Hakkı |
Seyyid Ahmed Han |
Muhammed Abduh |
İbn Fûrek |
Hint alt kıtasında Seyyid Ahmed Han, Şiblî Nu’manî, Emir Ali, Muhammed İkbal, Mısır’da Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Osmanlı Türkiyesi’nde Abdüllatif el-Harpûtî, İzmirli İsmail Hakkı, Filibeli Ahmed Hilmi.
3.Soru
Mu‘tezilî düşünceyi en ayrıntılı biçimde günümüze ulaştıran eser aşağıdakilerden hangisidir?
el-Muhtasar fî usûli’d-dîn |
el-Muğnî |
Fazlü’l-i’tizâl ve tabakâtü’l-Mu‘tezile |
Tesbîtü delâili’n-nübüvve |
el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’ladl |
Mu‘tezile’nin en önemli temsilcisi konumundaki Kâdî Abdülcebbâr’ın (ö. 415/1024) kelâma dair en önemli eseri, Mu‘tezilî düşünceyi en ayrıntılı biçimde günümüze ulaştıran el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’ladl’dir. Bir başka eseri olan el-Muhtasar fî usûli’d-dîn, el-Muğnî’nin bir tür özeti mahiyetindedir. Tesbîtü delâili’n-nübüvve, adından da anlaşılacağı üzere muhalif din ve fikir akımlarına karşı İslâm’ın nübüvvet anlayışını ortaya koymak ve savunmak amacıyla kaleme alınmıştır. Fazlü’l-i’tizâl ve tabakâtü’l-Mu‘tezile ise Mu‘tezile’nin fikirlerini genel bir çerçeve hâlinde sunması ve Mu‘tezilî âlimler hakkında ihtiva ettiği biyografik bilgiler açısından büyük önemi haizdir.
4.Soru
Allah’ın lutfu ile bazı perdelerin açılması ve kulun bilgilendirilmesine ne ad verilir?
Keşif |
İlham |
Veli |
Kadim bilgi |
Hadis bilgi |
Seven ve sevilen kul mertebesine erişen müminlere Allah’ın lutfu ile bazı perdelerin açılması ve kulun bilgilendirilmesidir. Bu mertebeye ulaşan kişiye de, Allah dostu anlamında velî denilir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kelamın kaynaklarından biridir?
Bilgi |
Hadis |
Haber |
Beş duyu |
Sünnet |
Kelamın kaynakları Kur’an, Sünnet ve Akıldır.
6.Soru
Hangisi el-İrşâd’ın kapsadığı konulardan değildir?
İlâhiyyât |
Nübüvvât |
İslâmın ilerleme ve medeniyet destekleyiciliği |
Ahiret hâlleri, isimler, hükümler |
Mürtekib-i kebîre, şefaat, tevbe. |
İslâm ilerleme ve medeniyete karşı değil destekleyicidir; din ve dünyanın birlikteliği. El-Kelâm 4. bölümdür.
7.Soru
Hadisin anlamı aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
Sonradan var edilmiş |
Sonradan olma |
Önce olan |
Öncesi olmayan |
Öncesiz olması |
Hâdis, sonradan olma, aynı kökten türetilmiş olan muhdes ise sonradan varedilmiş anlamındadır. Bu anlamlarına ilave olarak önceden yok iken sonradan olma, yoktan var edilme anlamları yüklenerek terimleştirilmiştir. Mukabilinde ise önce olan anlamı yerine öncesi olmayan anlamı yüklenerek kadîm kelimesi kelâmda terim haline getirilmiştir.
8.Soru
Kelâm alimleri öncesiz ve sonrasız anlamına gelen Allah ilmine ne ad vermişlerdir?
Bedihî bilgi |
Zarûrî bilgi |
Nazarî bilgi |
Hâdis bilgi |
Kadîm bilgi |
İnsanın sahip olduğu bilginin de öncesi-sonrası ile belli bir niceliği ve niteliği vardır. Bu yüzden kelâm alimleri Allah’ın ilmine öncesiz ve sonrasız anlamında kadîm bilgi demişlerdir.
9.Soru
Bağdadî mezhepleri tasnif ettiği el-Fark beyne’l- fırak adlı eserinde Ehl-i sünnet olarak nitelendirilen sekiz guruptan bahseder. Aşağıdakilerden hangisi bu sekiz gruptan biri değildir?
Ehl-i bid’ata meyletmeyen sarf, nahiv, lügat ve edebiyat âlimleri. |
Kur’ân’ı Ehl-i sünnetin anlayışına uygun olarak anlayan müfessirler ve kı- raat âlimleri. |
Benimsedikleri prensipleri şeriata bir ölçüde ters düşen sufiyye. |
Ehl-i sünnet itikadı üzere bulunan cihad ehli. |
Ehl-i sünnet akidesinin yayıldığı memleket ahalisi. |
Bağdadî mezhepleri tasnif ettiği el-Fark beyne’l- fırak adlı eserinde Ehl-i sünnet olarak nitelendirilen sekiz gruptan bahseder. Bağdadî’nin tasnifi şöyledir: Allah’ı yaratılmışlara benzetmek anlamına gelen teşbih ile ilahî sıfatları yok sayma anlamına gelen ta’tîl anlayışından uzak durup Rafizîler, Hâricîler, Cehmiye, Neccâriye ve diğer bidat fırkalarının dışında kalan ke lâmcılar; Ehl-i rey ve Ehl-i hadîs’e mensup olan ve selef itikâdı üzere bulunan İmam Malik (ö. 179/795), Şafiî (v. 204/819), Evza’î (ö. 157/773), Sevrî (v. 161/777), Ebû Hanîfe (ö. 150/767) İbn Ebi Leyla (ö. 148/765) Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Davud ez- Zahirî (ö. 270/883) gibi fakîhler; Ehl-i bid’atın inançlarına meyletmeyen muhaddisler; Ehl-i bid’ata meyletmeyen sarf, nahiv, lügat ve edebiyat âlimleri; Kur’ân’ı Ehl-i sünnetin anlayışına uygun olarak anlayan müfessirler ve kıraat âlimleri; Benimsedikleri prensipleri şeriata ters düşmeyen sufiyye; Ehl-i sünnet itikadı üzere bulunan cihad ehli; ve Ehl-i sünnet akidesinin yayıldığı memleket ahalisi.
10.Soru
Sufiler ve Selefler’ i ortak bir noktada buluşturan görüş aşağıdakilerden hangisidir?
Nazar ve istidlâle dayanarak açıklamalar yapma ve hüküm vermeye karşı çıkmaları |
Kur’an ve istidlâle dayanarak açıklamalar yapma ve hüküm vermeye karşı çıkmaları |
Nazar ve Kur’ an’a dayanarak açıklamalar yapma ve hüküm vermeye karşı çıkmaları |
Kader ve istidlâle dayanarak açıklamalar yapma ve hüküm vermeye karşı çıkmaları |
Kader ve nazara dayanarak açıklamalar yapma ve hüküm vermeye karşı çıkmaları |
Sufîler, nazar ve istidlâle dayanarak açıklamalar yapma ve hüküm vermeye karşı çıkmaları açısından kelâm eleştirilerinde Selef ile paralel bir çizgide yer alırlar.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi varlığı sıfat olarak kabul eden alimlerden biridir?
Kâdı Abdulcebbâr |
Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî |
Fahreddîn er-Râzî |
Bâkıllânî |
Cüveynî |
Mu‘tezile kelâmcısı Kâdı Abdulcebbâr ile Eş‘arî kelâmcısı Fahreddin er-Razî, varlığı sıfat olarak telakki ederler. Buna karşılık içlerinde Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî, Bâkıllânî ve Cüveynî’nin de bulunduğu ilk dönem Eş‘arî alimleri varlığı zatın aynı olan nefsî sıfat sayarlar.
12.Soru
Allah’ın varlığı konusunda Mutezile, Eş‘arî ve Mâtürîdîler ortak bir noktada birleştikleri delillerden biri değildir ?
Hudus Delili |
İmkan Delili |
Gaye Delili |
Hikmet Delili |
Nizam Delili |
Allah’ın varlığı konusunda Mutezile, Eş‘arî ve Mâtürîdîler hudûs delili, gaye ve nizam delili daha sonra da felsefecilerin kullandığı imkan delilini kullanma hususunda ittifak etmişlerdi.
13.Soru
Alem hangi varlığı temsil eder?
Kendisiyle birlikte araz bulunur |
Yer kaplayandır |
Hariçte yani zihin dışında gerçekliği temsil eder |
Hâdis varlığı temsil eder. |
Zihin dışında gerçekliği bulunanlar |
Âlem terimi kelâm kaynaklarında Allah’ın dışında var olan her şey diye tarif edilir. Yukarıda geçtiği gibi, Allah, kadîm varlığı; O’nun dışındaki var olanların toplamı olan âlem de, hâdis varlığı temsil eder.
14.Soru
Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’ nin Mu‘tezile’den ayrıldıktan sonra yazdığı ve itikadi ilkeleri içeren eseri aşağıdakilerden hangisidir?
Risâle ilâ ehli’s-Seğr |
el-Has ale’l-bahs |
el-Lüma’ |
Mücerredü makâlâti’l-Eş‘arî |
Kitâbü’t-tevhîd |
Eş‘arî sonraki dönemde Ehl-i sünnet mensuplarının kelâma karşı tavırlarını tenkit ve yumuşatmaya yönelik bir çalışma olan ve Risâle fî istihsâni’l-havz fî ilmi’l-kelâm adıyla da bilinen el-Has ale’l-bahs’i kaleme almıştır. el-Lüma’ isimli eserinde akılla nakil arasında denge kurmaya çalışan kelâm metodunu tamamen benimsediği görülür. Eş‘arî’nin temel itikadî/kelâmî meselelerin tamamına ilişkin kendine özgü görüşlerine, daha sonraki dönemde Eş‘arî kelâmcısı İbn Fûrek’in (ö. 406/1015) derleyerek kaleme aldığı Mücerredü makâlâti’l-Eş‘arî isimli eserden ulaşmak mümkündür. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî ‘ nin kaleme aldığı Mâtürîdî’nin başlıca kelâm eseri olan Kitâbü’t-tevhîd’in önemli bir özelliği, bilginin tanımı ve kaynakları gibi konular üzerinde durarak, “bilgi”yi bir teori olarak ele alan ilk eser olmasıdır. Mu‘tezile’den ayrıldıktan kısa süre sonra yazdığı Risâle ilâ ehli’s-Seğr isimli eseri ise Selef’in üzerinde icmâ ettiği itikadî ilkeleri ihtiva eden, Demirkapı ahalisine hitaben yazıp gönderdiği bir risaledir
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kelâmda bilgi edinme yollarından biri değildir?
Beş Duyu |
Haber |
Akıl |
Keşif |
Hadis |
Kelâmda bilgi edinme yolu, duyular, haber ve akıl şeklinde belirlenmiştir. Bu şekilde belirlenmiş olması, bir önceki başlık altında değinilen Kur’ân’da geçen bilgi araçları ile de paraleldir. Keşif ve rüyanın bilgi edinme yolu sayılması: Keşif, genel kabule göre Allah'ın bazı sevgili kullarına ilham yoluyla çeşitli konularda bilgiler vermesidir.
16.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde âhâd haber ile ilgili doğru bir bilgi verilmiştir?
Kesinlik düzeyinin en üst noktasında bulunan haber türüdür. |
Yalanda birleşmeleri imkânsız görülen bir topluluğun verdiği haberdir. |
Bu yolla gelen bilgiler doğru ve kesin bilgi kabul edilir. |
Bu bilgiye dayanan hükümler de dinde vacip veya farz sayılır. |
Tek kişinin verdiği bir haberdir. |
Kelâm kaynaklarında haberler kesinlik hiyerarşisine göre birkaç sınıfa ayrılır. Kesinlik düzeyinin en üst noktasında bulunan haber mütevatir olandır. Mütevatir haber, yalanda birleşmeleri imkansız görülen bir topluluğun verdiği haberdir. Burada iki şart söz konusudur: Birincisi bir topluluk olması ikincisi ise bu topluluğun yalanda birleşmelerinin imkansız görülmesidir. Bu yolla gelen bilgiler doğru ve kesin bilgi kabul edilir. Bu bilgiye dayanan hükümler de dinde vacip veya farz sayılır. Mütevatir olmayan haber, tek kişinin veya yalan üzere birleşmesi imkan dahilinde olan bir topluluğun verdiği haberdir. Bu tür habere âhâd haber adı verilir.
17.Soru
Şerhu’l-Makâsıd ve Şerhu’l-Mevâkıf’da ele alınan ortak içerik ve konulardan birisidir?
İman ve küfür kavramları |
Cevherler |
Ölümden sonraki hayat |
İmamet meselesi |
Nübüvvet ve buna ilişki meseleler |
İman ve küfür kavramları, ölümden sonraki hayat, imamet meselesi ve nübüvvet ve buna ilişki meseleler Eş‘arî ekolüne mensup Âmidî’nin dönem eserlerinin kurgu ve içeriğine örnek teşkil eden Ebkâru’l-efkâr adlı eserinde ele alınan konulardır. Şerh ve derlemecilik döneminin en klasik örneklerinden Şerhu’l-Makâsıd ve Şerhu’l-Mevâkıf’ın birbirinin hemen hemen aynı olan içerik ve konu dağılımları ilkeler, genel meseleler, arazlar, cevherler ve ilâhiyyât bahisleridir.
18.Soru
El-Fıkhü’l-ekber, kelâmî usul ve üslubun erken dönem habercisi niteliğini hangi özelliği sayesinde almıştır?
Ehl-i sünnet inancını ilgilendiren konuları içermesi |
Ehl-i beyti ilgilendiren konuları içermesi |
Ehl-i kitabı ilgilendiren konuları içermesi |
Ehl-i mümini ilgilendiren konuları içermesi |
Ehl-i ilmi ilgilendiren konuları içermesi |
Ehl-i sünnet inancını ilgilendiren hemen hemen tüm konuları ihtiva etmektedir. Konular ayrıntılı biçimde tartışılmadığı gibi, delillere de yer verilmemiştir. Bu özellikleriyle el-Fıkhü’l-ekber, kelâmî usul ve üslubun erken dönem habercisi niteliğini hak eden bir eserdir.
19.Soru
Ontolojik, kozmolojik ve teleolojik delillerle Allah’ın varlığının ispatlanamayacağını iddia etmiş olan felsefi düşünür kimdir?
Descartes |
Kant |
David Hume |
Kopernik |
Bacon |
Kant bu ayırımdan hareketle aşkın tasavvuru temsil eden numen dünyanın kesin bir şekilde bilinemeyeceğini iddia etti ve bundan hareketle aklın prensiplerine dayalı bütün teolojileri inkâr etti. Bu bağlamda ontolojik, kozmolojik ve teleolojik delillerle Allah’ın varlığının ispatlanamayacağını iddia etti.
20.Soru
1.Kindî2.Fârâbî3.İbn SinâYukarıdakiler hangileri kelâmı doğuran etkenlerden tercüme faaliyetleri sonucunda yetişen ilk İslâm filozoflarındandır?
2-3
|
1-2-3
|
1-3
|
1-2
|
3
|
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ