Kelam'A Giriş Final 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Allah’ın sıfatlarında bir başka varlığa ihtiyaç duymaması olarak ifade edilen aşağıdakilerden hangisidir?
Kıyâm bi nefsihî |
Vahdâniyet |
Vücûd |
Kıdem |
Basar |
Allah’ın selbî sıfatları İslam alimlerince altı olarak tespit edilmiştir. Bunlar sırasıyla şöyledir: Vücûd: Allah’ın var olması, yok olmasının düşünülememesi. Kıdem: Allah’ın geçmişe doğru başlangının bulunmaması. Bekâ: Allah’ın gelecek yönünde bir sonunun bulunmaması. Vahdâniyet: Bir ve tek yani yegane olması, iki ve daha fazla olmaması. Muhâlefetün li’l-havâdis: Yaratılmış hiçbir varlığa benzememesi. Kıyâm bi nefsihî: Bir başka varlığa ihtiyaç duymaması.
2.Soru
“Araz”’ın anlamı aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
Başkasına ihtiyaç duyan |
Birleşik varlık |
Başkasına ihtiyaç duymayan |
Basit varlık |
Mevcud |
Araz başkasına ihtiyaç duyan anlamındadır.
3.Soru
Kelam ilminin avama değil, havassa ait entelektüel bir bilgi olduğunu söyleyen kimdir?
Gazali |
Taftazani |
İbn Sina |
Adudiddin el-İcî |
Sekkaki |
Kelam ilminin avama değil, havassa ait entelektüel bir bilgi olduğunu söyleyen1
4.Soru
İlk mezhep imamları ve sonrasında Selef’in yolunu takip eden Hanbelî âlimleri ile devam eden kelâm karşıtlığı konularını içeren eser aşağıdakilerden hangisidir?
Tahrîmü’n-nazar fî kütübi ehli’lkelâm |
Zemmü’t-te’vîl |
Zemmü’l-kelâm ve ehlihî |
el-Muğnî |
Tercîhu esâlîbi’lKur’ân alâ esâlîbi’l-Yûnân |
İlk dönem Müslümanlar ile başlayan, ilk mezhep imamları ve sonrasında Selef’in yolunu takip eden Hanbelî âlimleri ile devam eden kelâm karşıtlığı, gelenek içerisinde özel bir literatür oluşması noktasına kadar gitmiştir. Bunun müstakil eser olarak bilinen ilk örneği, Ebû İsmail Hâce Abdullah b. Muhammed el-Herevî’nin (ö. 481/1088) Zemmü’l-kelâm ve ehlihî isimli eseridir.
5.Soru
Yenilenme hareketinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi olan ve onun Yeni İlm-i Kelâm adlı eseri ve bu eseri yazdıktan sonra Sebilurreşâd dergisine verdiği röportajda yeni ilmi kelâmın ne olduğu, nasıl olması gerektiği ile ilgili görüşlerini detaylı bir şekilde açıklayan bu kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Şiblî Nu‘manî |
Seyyid Ahmed Han |
Muhammed Abduh |
İzmirli İsmail Hakkı |
Abdüllatif el-Harpûtî |
Yenilenme hareketinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi İzmirli İsmail Hakkı’dır. Onun Yeni İlm-i Kelâm adlı eseri ve bu eseri yazdıktan sonra Sebilurreşâd dergisine verdiği röportaj, buna yönelik özellikle Muhsin-i Fanî’nin gösterdiği tepki yine İzmirli’nin ona verdiği cevaplar yeni ilmi kelâmın ne olduğu, nasıl olması gerektiği ile ilgili görüşlerini detaylı bir şekilde kapsamaktadır.
6.Soru
Kelâm ilminin zaman ve zemine göre değişebilen vesâilinin değişmesi gerekirdi. Bu ihtiyacı dile getiren bir çok âlim ortaya çıkmıştır. Aşağıdakilerden hangisi Hint alt kıtasında çıkan âlimlerden biri değildir?
Emir Ali |
Muhammed İkbal |
S¸iblî Nu’manî |
Abdüllatif el-Harpûtî |
Seyyid Ahmed Han |
Klasik kelâmın argümanlarıyla çağın materyalist akımlarının kullandıkları argümanlara karşı koymak mümkün görünmemekteydi. Bundan dolayı da kelâm ilminin zaman ve zemine göre değişebilen vesâilinin değişmesi gerekirdi. Bu ihtiyacı dile getiren bir çok âlim ortaya çıkmıştır. Bunların bir kısmı Hindistan’da bir kısmı, Mısır’da bir kısmı da dönemin Osmanlı Türkiyesinde idi. Hint alt kıtasında Seyyid Ahmed Han, S¸iblî Nu’manî, Emir Ali, Muhammed İkbal, Mısır’da Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Osmanlı Türkiyesi’nde Abdüllatif el-Harpûtî, İzmirli İsmail Hakkı, Filibeli Ahmed Hilmi bunlardan bir kaçıdır. Yeni ilm-i kelâmın öncü şahsiyetleri olarak ifade ettiklerimiz de bunlardır.
7.Soru
Aşağıdaki akımlardan hangisi günümüzde İslam dünyası üzerindeki etkilerini hala sürdürmektedir?
I. Darwinizm
II. Pozitivizm
III. Materyalizm
Hepsi |
Yalnız I |
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve III |
Pozitivizm öncelikle Fransa’da ortaya çıkmış XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar Avrupa’da; Latin Amerika ve Ortadoğu’da da XX. yüzyılın ortalarına kadar etkisini sürdürmüştür. Günümüzde de Batı bilim anlayışında ve İslam dünyasında etkisi hala hissedilmektedir.
8.Soru
Hangisi kelâm ve felsefe ayrımı için doğrudur?
Konuların işlenmesinde kullanılacak malzeme açısından birbirinden faydalanmazlar |
Metot veya muhteva açısından benzemezler |
İslâmî ilkelere bağlı kalırlar |
Kelâmın hareket noktası vahiydir |
Akla uymadığı ayet ve hadisi kabul etmezler |
Felsefenin konuları ele alırken hareket noktası akıldır. Akla uymadığını gördüğü konularda nakli, yani ayet ve hadisi kabul etmez. Kelâmın hareket noktası ise vahiydir, nakildir. Kelâm her ne kadar inanç konularının açıklanması ve ispatında akla yer verse de, vahyi temel kabul eder, İslâmî ilkelere bağlı kalır.
9.Soru
Allah'ın yaratılmış hiçbir varlığa benzememesini ifade eden sıfat aşağıdakilerden hangisidir?
Vücûd |
Bekâ |
Muhâlefetün li’l-havâdis |
Kıyâm bi nefsihî |
Kıdem |
Allah’ın selbî sıfatları İslam alimlerince altı olarak tespit edilmiştir. Bunlar sırasıyla şöyledir: Vücûd: Allah’ın var olması, yok olmasının düşünülememesi.
Kıdem: Allah’ın geçmişe doğru başlangının bulunmaması.
Bekâ: Allah’ın gelecek yönünde bir sonunun bulunmaması.
Vahdâniyet: Bir ve tek yani yegane olması, iki ve daha fazla olmaması.
Muhâlefetün li’l-havâdis: Yaratılmış hiçbir varlığa benzememesi.
Kıyâm bi nefsihî: Bir başka varlığa ihtiyaç duymaması.
10.Soru
Aşağıdakilerden hanigisi Kitâbü’t-tevhîd’ de yer alan konulardan biri değildir ?
Kazâ ve kader konusu |
Peygamberlik konusu |
İman |
İlâhiyyât konuları |
Hilafet |
1. bölüm: İlâhiyyât konuları 2. bölüm: Peygamberlik konusu 3. bölüm: Kazâ ve kader konusu .4. ve 5. bölümler: Büyük günah, şefaat, iman gibi konular. Mâtürîdî’nin bu eserinde imamet/hilafet konusuna ise yer verilmemiştir.
11.Soru
I. Varlık Sahası
II. Gaye
III. Yöntem
IV. Kanıt
Aşağıdakilerden hangisinde İslâm felsefecilerinin ilimleri sınıflandırırken kullandığı ölçütler doğru ve bir arada verilmiştir?
I ve III |
II ve IV |
I, II ve III |
I, III ve IV |
III ve IV |
İslâm felsefecileri, ilimleri sınıflandırırken, üç ana ölçüte başvurmuşlardır. Birinci ölçüt, ilmin ele aldığı varlık sahasıdır. İkincisi, ilimlerde kullanılan yöntemdir. Üçüncüsü ise, gaye ölçütüdür ve buna göre ilimlerin varmak istediği sonuç esas alınır.
12.Soru
Sufîlere göre neden duyu ve akıl verilerine güvenilmez?
Duyu bilgileri yanıltıcı, aklî bilgi ise sınırlıdır ve dolayısıyla bunların verilerine güvenilemez |
Yorumlamak inanç konularında kabul edilemeyecek zanna dayalı hükümler vermeye yol açacaktır |
Fitne çıkarmak isteyenlerin bu gibi ayetleri yorumlama cihetine gittikleri |
Kur’ân ve hadisin mutlak otoritesine bağlılık ve bunların akıl ile yorumlanmasının gereksizliği |
İnanç sahasındaki ifadeleri ve tavırlarının tartışılamazlığı |
Duyu bilgileri yanıltıcı, aklî bilgi ise sınırlıdır ve dolayısıyla bunların verilerine güvenilemez. Bunların alternatifi, insanı hakikate ulaştıracak, Allah ve sıfatları hakkında bilgi verecek vasıtasız bilgi kaynağı olarak keşf ve ilham yöntemidir. İç tecrübeye ve manevî müşahedeye dayanan vasıtasız bilgi, ki sufîler buna ilim değil, marifet ve irfan gibi isimler verirler, nasların nakil veya rivayet edilmesine veya aklın yaptığı kıyas ve istidlâle dayanan vasıtalı bilgilerden, yani ilimden daha değerli ve daha önemli olduğu düşüncesindelerdir.
13.Soru
Şerh ve Haşiyecilik dönemi eserlerinin diğer dönem eserlerinden farkı nedir?
Selef inancının ilkelerini takip etmesi gerekliliği üzerinde durması |
Bilginin tanımı, kaynakları ve çeşitleri gibi meseleler |
İslâm fırkaları ile diğer akımların mensuplarının inanç ve telakkileri |
Kelâmın teşekkül döneminde itikadî meselelerin bir yandan da akla dayalı biçimde ele alınması |
Önceki eserler üzerinde çalışılmıştır |
Bu dönemde felsefe ile mezcedilmiş kelâm döneminde olduğu kadar sistemli ve hacimli eserler meydana getirilmemiş, daha çok önceki eserler üzerinde çalışılmıştır. Yani kelâm ilmine ait önceki bir esere şerh ve haşiyeler yazılmış, notlar (talikât) eklenmiş, hülasalar (özetler) meydana getirilmiş veya bu eserler yeniden düzenlenmiş, yani tehzib edilmiştir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yeni kelâm ilmi döneminin erken dönem temsilcilerinden birisidir?
Abdüllatif Harpûtî |
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi |
Giritli Sırrı Paşa |
Arapkirli Hüseyin Avni |
Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi |
Yeni kelâm ilmi döneminin erken dönem temsilcilerinden birisi Abdüllatif Harpûtî’dir (1842-1914). O, başlıca kelâm eseri olan Tenkîhu’lkelâm fî akâidi ehli’l-İslâm’da, klasik kelâm kitaplarının tertibini takip etmekle birlikte, yer yer yeni bir bakış açısıyla değerlendirmelerde bulunur.
15.Soru
Hangisi âlemin unsurlarıdır?
Cevher, cisim, araz |
Şâhi ve gâib |
Hayyiz ve muhdes |
Mütehayyiz |
Mümkin ve vücûd |
Âlem ve içindeki varlıklar temelde üç unsurdan ibarettir. Bunlar ya birleşik olmaları itibariyle cisimdir ya basît olmaları bakımından cevherdir ya da bu ikisinin özellikleri anlamında arazdır.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yeni kelâm hareketinin Hindistan kıtasındaki asıl teorisyeni olarak bilinen ve İlmu’l-kelâm, İlm-i Kelâm-ı Cedid, Nedvetü’l- ulemâ eserlerinin sahibidir?
Emir Ali |
Ebu’l-Kelâm Azâd |
Filibeli Ahmed Hilmi |
S¸iblî Nu’manî |
Seyyid Ahmed Han |
Yeni kelâm hareketinin Hindistan kıtasındaki asıl teorisyeni olarak bilinir. S¸iblî Nu’manî kelâm tarihi alanında yazdığı İlmu’l-kelâm adlı kitabının önsözünde eski kelâmın faydasız ve yetersiz olduğunu ifade etmiş ve yeni bir kelâma duyulan ihtiyacı dile getirmiştir. İlm-i Kelâm-ı Cedid adlı eseriyle de ihtiyaç duyulan kelâmı yazmıştır. Nedvetü’l- ulemâ adıyla kurduğu teşkilatın temel hedefini de önceki kelâmcıların Yunan felsefesine karşı yaptıkları gibi, ateizmin meydan okumalarına karşı metot bakımından yeni bir kelâm ilmi kurmak olarak belirlemiştir.
17.Soru
I. Görünüşte bulunan bir varlıktır
II. Kendisiyle birlikte araz bulunur
III. Yer kaplayandır
Yukarıda ifade edilen özelliklerden hangisi ve ya hangileri cevherin temel özelliği olarak sayılabilir?
Yalnız II. |
Yalnız III |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Kelâmcılar cevher yerine bölünmeyen en küçük parça anlamına gelen cüz ellezî lâ yetecezzâ şeklindeki ifadeyi de kullanırlar. Cevher, şahidde bulunan, araz kabul eden mütehayyiz akledilebilir bir varlıktır diye tarif edilir. Tarifte geçen şâhid, görünüş anlamındadır ve görünmeyen anlamına gelen gâib kavramının zıttını ifade eder. Mütehayyiz ise uzayda yer kaplayan anlamındadır. Bu tanımda cevherin üç temel özelliğinin olduğu görülür.
- Görünüşte bulunan bir varlıktır.
- Kendisiyle birlikte araz bulunur.
- Yer kaplayandır.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi erken dönemden itibaren kelâmcılar, bazı dinî esasları ispat yönünde deliller kurgulamak, belli konuları açıklamak veya ayrıntılandırmak için kullandıkları bilim dallarından biri değildir?
Fizik |
Cebir |
Musiki |
Astronomi |
Geometri |
İşte erken dönemden itibaren kelâmcılar, bazı dinî esasları ispat yönünde deliller kurgulamak, belli konuları açıklamak veya ayrıntılandırmak için beşerî ilimler ve özellikle fizik, cebir, geometri, astronomi gibi bilim dallarının verilerinden yararlanmışlardır
19.Soru
Kelâm alimlerine göre varlık kapsamına girecek ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Sabit |
Araz |
Kain |
Ma’ dum |
Şey |
Varolanın/mevcûdun kelâm kitaplarındaki tarifi, “sâbit ve kâin olan şey” şeklindedir. Tarife bakıldığında varolan karşılığında sâbit, kâin ve şey şeklinde üç kavram kullandığı görülür. Varolanın zıttı ise yokolan/ma‘dûm kavramıdır. Kelam alimlerine göre varlık kapsamına sokulacak bir şey ya cisim ya cevher ya da arazdır.
20.Soru
Kur’an’ın indirilme işlemine ne ad verilir?
Tebliğ |
Fasık |
Hadis |
İnzal |
Hatabi |
Kur’ân, güvenilir melek Cebrail vasıtasıyla ilâhî alandan beşerî alana indirilir. Bu indirilme işlemine inzal veya nüzûl denilir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ