Kültürel Miras Mevzuatı Ara 2. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Kültürel miras alanlarının yorum ve sunumunun miras uzmanları, ev sahibi topluluk, ilgili topluluklar ve diğer paydaşlar arasında anlamlı bir işbirliğinin sonucu olması zorunluluğu ICOMOS’UN hangi ilkesinde benimsenmiştir?
Kapsayıcılık |
Yorum |
Sunum |
Erişim ve Anlama |
Kültürel Miras Alanı |
Kapsayıcılık ile ilgili altıncı ilkede, kültürel miras alanlarının yorum ve sunumunun miras uzmanları, ev sahibi topluluk, ilgili topluluklar ve diğer paydaşlar arasında anlamlı bir işbirliğinin sonucu olması zorunluluğu benimsenmiştir.
2.Soru
UNESCO’ya her yıl katkı payı ödeyen ülkeler Dünya Miras Komitesine üye olabilmekte ve bazı konularda yardımlardan faydalanabilmektedir. İçeriği “üye ülkelerin Dünya Miras Listesine önermek istedikleri kültürel ve doğal değerlerle ilgili hazırlık yapılması ve eğitim programlarının hazırlanması için verilir. Üst sınırı 30.000 ABD dolarıdır.” şeklinde olan yardım türü aşağıdakilerden hangisidir?
Teknik yardım |
Tanıtım yardımı |
Hazırlık yardımı |
Eğitim yardımı |
Acil yardım |
A, B, D ve E seçeneklerinin soru kökünde verilen tanımla bir ilgisi bulunmamaktadır. C seçeneğinde verilen “hazırlık yardımı” üye ülkelerin Dünya Miras Listesine önermek istedikleri kültürel ve doğal değerlerle ilgili hazırlık yapılması ve eğitim programlarının hazırlanması için verilir. Üst sınırı 30.000 ABD dolarıdır. Doğru cevap C seçeneğidir.
3.Soru
Dünya Miras Listesinde yer alacak kültürel varlıkların adaylık başvurularının ön incelemesi aşağıdaki kurumlardan hangisi tarafından yapılmaktadır?
UNESCO |
Avrupa Birliği |
Dünya Miras Kentleri Organizasyonu |
ICOMOS |
ICCROM |
Dünya Miras Listesinde yer alacak kültürel varlıkların adaylık başvurularının ön incelemesi ICOMOS tarafından yapılmakta ve UNESCO’ya öneriler götürülmektedir. Bu nedenle doğru seçenek D’dir.
4.Soru
İzmir Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti kaç yılında kurulmuştur?
1881 |
1897 |
1927 |
1934 |
1957 |
Cumhuriyetin ilk 30 yılında , koruma alanında örgütlenen sivil toplum örgütleri yok denecek kadar azdır. 1927 yılında İzmir'de kurulan, ‘İzmir Asarı Atika Muhipleri (Sevenleri) Cemiyeti’ ; 1941 yılında kurulan ‘Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’; 1935 yılında kurulan ‘Edirne ve Yöresi Eski Eserleri Sevenler Kurumu’ bu örgütler arasındadır.
5.Soru
Pompei kazıları hangi dönemde başlamıştır?
Rönesans Dönemi |
Barok Dönem |
Rokoko Dönemi |
Ampir Dönem |
Karolenj Dönemi |
1738’de Herculaneum, 1748’de Pompei kazıları başlamıştır. Barok-Rokoko üslubunun sonlanması ve yeni antik zevkin gelişmesi, İtalya’nın tarihsel değerlerinin sadece İtalyanlara değil, bütün Avrupa’ya ait olmaya başladığını da göstermektedir. Kilise, yönetici gücünü, politik ve ekonomik gücü elinde bulunduranlara devretmiştir. Londra, Paris gibi merkezlerde, Louvre, National Gallery gibi müzelerin kurulmasına neden olan yapıtların toplandığı ve Barok müziğin ortaya çıktığı bu dönem, Neo-Klasizm veya Geç Barok Dönem olarak nitelendirilmektedir.
6.Soru
Osmanlı İmparatorluğunun, özellikle yapı alanındaki nitelik ve nicelik açısından en verimli çağı olan 16.- 18. yüzyıllar arasında, bugün kültür varlığı olarak nitelendirilen yapı ya da yapı gruplarına karşı takındıkları tavır ile koruma ve onarım süreciyle ilgili olarak geliştirdikleri örgütsel, yasal ve parasal sistemin bir başka olumlu özelliği, işlemlerin çoğunun yerel ölçekte çözümlenebilmesidir. Miri
yapılar ile geliri kesilmiş vakıflara ait yapılar için İstanbul’dan izin alınması ile onarım sonucu hesapların bir örneğinin İstanbul’a iletilmesi dışında, ilk karar, keşif, uygulama, uygulamayı denetleme ve sonucu aklama gibi tüm önemli aşamalar yerel birimlerce çözümlenmektedir. Bu çözümlemenin 3 ayağı aşağıdaki seçeneklerden hangilerinde belirtilmiştir ?
I-) Kadı
II-) Teknik elemanlar
III-) Yerel Eşraf
IV-) Yeniçeri
V-) Vezir
I, II ve IV |
I, II ve III |
II, III ve IV |
I, III ve v |
III, IV ve V |
Osmanlı İmparatorluğunun, özellikle yapı alanındaki nitelik ve nicelik açısından en verimli çağı olan 16.- 18. yüzyıllar arasında, bugün kültür varlığı olarak nitelendirilen yapı ya da yapı gruplarına karşı takındıkları tavır ile koruma ve onarım süreciyle ilgili olarak geliştirdikleri örgütsel, yasal ve parasal sistemin bir başka olumlu özelliği, işlemlerin çoğunun yerel ölçekte çözümlenebilmesidir. Miri
yapılar ile geliri kesilmiş vakıflara ait yapılar için İstanbul’dan izin alınması ile onarım sonucu hesapların bir örneğinin İstanbul’a iletilmesi dışında, ilk karar, keşif, uygulama, uygulamayı denetleme ve sonucu aklama gibi tüm önemli aşamalar yerel birimlerce çözümlenmektedir. Bu çözümlemenin 3 ayağı “Yerel Yargı: Kadı”, “Onarım Esnafı: Teknik elemanlar” ve “Yerel Eşraf”tır. Dolayısıyla cevap B şıkkıdır.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Eugene Emmanuel Viollet-le Duc’un görüşleri arasında yer almaz?
Antik mimari hükmetmemeli sadece ilham vermelidir. |
Geçmişe ait eserlerin analizi yapılmalıdır. |
Yeni yapılan eserler mümkün olduğunca büyük boyutlarda olmalıdır. |
Yapılarda değişimleri gösteren her türlü iz ve belge korunmalıdır. |
Yeni yapılan eserlerin mimarı çağının malzemesini kullanarak, koşul ve olanaklardan yaralanarak kendi sentezini yapmalıdır. |
Napolyon ve XIV. Louis eserlerin güzelliklerine değil büyüklüklerine önem vermişlerdir. Oysa 1840'tan 1870'e kadar Fransız mimarisine egemen olan Viollet-le-Duc günümüzde bile arkeologlarla sanat tarihçilerinin büyük ilgisini çekmektedir. Mimarlık, mühendislik, sanat tarihi, eğitim, jeoloji, etnografya, dekorasyon gibi pek çok alanda söz sahibi olan Viollet-le-Duc restorasyonda da önemli teorik çalışmalarıyla tanınır. Antik mimarinin hükmetmemesi, sadece ilham vermesi gerektiği fikrini ileri sürmüştür. Geçmişe ait eserlerin analizinin yapılmasına ve mimarın çağının malzemesini kullanarak, koşul ve olanaklardan yararlanarak kendi sentezini yapabilmesini savunmuştur. Yapılardaki değişmeleri gösteren her türlü iz ve belgenin korunmasını, asla kaybedilmemesini savunmuştur.
8.Soru
Yapı günümüzün bir işlevi ile yaşamını sürdürerek yapının kullanılarak korunması gerçekleşmektedir. Böylece ‘geçmişimiz için bir gelecek’ olarak tanımlanan önemli bir koruma söyleminin gereği yerine gelmiş olacaktır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Işlevsel değeri/ kullanılabilme değeri |
Ekonomik değer |
Süreklilik değeri |
Teklik /Benzersizlik değeri |
Özgünlük değeri |
Süreklillik değeri: Bu değer o kültür varlığının kullanımının sürmesi ve kendisine çağdaş toplumda bir yer bulmasıyla ilgilidir. Böylece yapının kullanılarak korunması temel ilkesinin gereği yerine gelecek, yapı günümüzün bir işlevi ile yaşamını sürdürerek böylece ‘geçmişimiz için bir gelecek’ olarak tanımlanan önemli bir koruma söyleminin gereği yerine gelmiş olacaktır.
9.Soru
Aşağıdaki değerlerden hangisi kültür varlıklarının ekonomik değeri ile yakından ilişkilidir?
Mimari değer |
Çevresel değer |
Geleneksel |
Mitolojik Değer |
İşlevsel/Kullanabilme Değeri |
Bu değer, ekonomik değerle yakından ilgilidir. Yapı ya da alanın özgün işlevinin devamı öngörülebildiği gibi, yeni bir kullanıma uyarlanması da düşünülebilir. Kimi yapılar bugün özgün işlevlerini yitirmiş olarak görülebilir. Örneğin, ülkemizin yeni eğitim sisteminde, Osmanlı döneminin eğitim kurumları olan medreselerin artık yeri yoktur. Bu bağlamda bu yapıların işlevsel değerleri kalmamıştır. Ancak günümüzde birçok Selçuklu ve Osmanlı dönemi medresesi kamu yararına olmak üzere, sosyal ve kültürel işlevlerle yeniden kullanılmışlardır. Böylece hem toplumun bir gereksinmesi karşılanmakta, hem de bir kültür varlığı işlevsel değeri nedeniyle kullanılarak korunmaktadır.
10.Soru
Osmanlı'da kültür varlıkları ve bu varlıkların korunmasına yönelik yaklaşım ve programların kurallara bağlanması ilk kez hangi yüzyılda gerçekleşmiştir?
16. yüzyıl |
17. yüzyıl |
18. yüzyıl |
19. yüzyıl |
20. yüzyıl |
Kültür varlıkları ve bu varlıkların korunmasına yönelik yaklaşım ve programların kurallara bağlanması ilk kez 19. yüzyılın ortalarında Tanzimat sonrasında izlenmektedir. Buna göre doğru Cevap D'dir.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ICOMOS'un bugüne değin oluşturduğu uluslararası tüzüklerin dışında kalır?
Anıt ve Sitlerin Korunması ve Restorasyonu için Uluslararası Tüzük |
Arkeolojik Kazılar Tüzüğü |
Tarihi Yerleşmelerin Korunmasına İlişkin Tüzük |
Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Tüzük |
Sualtı Kültürel Mirasın Korunması ve Yönetimine İlişkin Tüzük |
ICOMOS bugüne değin aşağıdaki konularda uluslararası tüzükler oluşturmuştur. Uyulması zorunlu olmamakla beraber bu belgeler gerek kuramsal ve gerekse uygulamaya yönelik çok değerli yaklaşım ve teknikler içermektedir. Bunlardan önemli olanları aşağıda verilmektedir:
- Anıt ve Sitlerin Korunması ve Restorasyonu için Uluslararası Tüzük,
- Tarihi Yerleşmelerin Korunmasına İlişkin Tüzük,
- Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Tüzük,
- Sualtı Kültürel Mirasın Korunması ve Yönetimine İlişkin Tüzük,
- Uluslararası Kültürel Turizm Tüzüğü,
- Yöresel Kültürel Mirasa İlişkin Tüzük,
- Mimari Mirasın Analiz, Koruma ve Yapısal Restorasyon İlkelerine İlişkin Tüzük,
- Kültürel Miras Alanlarının Yorumlanması ve Sunumu Hakkında Tüzük,
- Kültürel Rotalar Tüzüğü.
12.Soru
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun görevi ne zaman sonlanmıştır?
1955 |
1965 |
1973 |
1983 |
1992 |
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun görevi, 1983 yılında çıkan 2863 sayılı yasa ile sonlanmıştır. Bu kurumun yerine Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu oluşturulmuştur. Doğru seçenek D'dir.
13.Soru
- İlke olarak, eski eser devlet malıdır
- Taşınmaz kültür varlıklarının korunması konusunda yeterli hükümler bulunmamaktadır
- "Eski" kavramı Osmanlı İmparatorluğu öncesi kültürlerin verileri ile sınırlıdır
- Özellikle taşınır eserler, onu bulanların malıdır. Bu nedenle, arkeolojik kazılarda bulunan eserler yurt dışına çıkarılabilmektedir
Yukarıdakilerden hangileri 1874 ve 1884 tarihlerinde düzenlenen ve doğrudan "eski eser"i konu alan nizamnamelerin ortak özellikleri arasında sayılabilir?
I-III |
II-IV |
II-III |
I-III-IV |
I-II-III-IV |
Yer üstünde bulunan eserlerden ‘birşeyler’ kopartmanın yasak olduğu 5. maddenin içeriğini oluşturmaktadır. Nizamnamenin korumayla ilgili tek maddesi (çok kısıtlı olsa da) budur. Daha sonra 1874 ve 1884 tarihlerinde düzenlenen asarı atika nizamnameleri doğrudan "eski eser"i konu alırlar. Bu düzenlemelerin ortak özellikleri şöyle sıralanabilir:
- İlke olarak, eski eser devlet malıdır,
- ‘Eski’ kavramı Osmanlı İmparatorluğu öncesi kültürlerin verileri ile sınırlıdır,
- Özellikle taşınır eserler, onu bulanların malıdır. Bu nedenle, arkeolojik kazılarda bulunan eserler yurt dışına çıkarılabilmektedir
- Taşınmaz kültür varlıklarının korunması konusunda yeterli hükümler bulunmamaktadır
14.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde dünya genelinde Dünya Miras Listesine kayıtlı kültürel ya da doğal varlıkların sayısı doğru olarak verilmiştir? (2018 yılı sonu itibariyle)
1092 |
1825 |
956 |
1205 |
769 |
2018 yılı sonu itibariyle Dünya genelinde Dünya Miras Listesine kayıtlı 1092 kültürel ya da doğal varlık bulunmaktadır. bu nedenle doğru seçenek A’dır.
15.Soru
‘Ebniye Nizamnameleri’(İmar Yönetmelikleri) büyük kentlerdeki ulaşım, yeni yapılaşma vb. konularda çağdaş tanım ve uygulamalar getirmeyi amaçlamakla beraber, yapılaşmış alanlardaki eski yapılara ilişkin bazı hükümler de içermektedir. Bu nizamnamelerin ilki hangi yılda yayınlanmıştır ?
1840 |
1838 |
1839 |
1848 |
1864 |
İlki 1848 yılında yayınlanan ‘Ebniye Nizamnameleri’(İmar Yönetmelikleri) büyük kentlerdeki ulaşım, yeni yapılaşma vb. konularda çağdaş tanım ve uygulamalar getirmeyi amaçlamakla beraber, yapılaşmış alanlardaki eski yapılara ilişkin bazı hükümler de içermektedir. Dolayısıyla cevap D şıkkıdır.
16.Soru
Osmanlı toplumunun yapıya bakışını aşağıdakilerden hangisi betimler?
Kültürel varlık |
Obje |
Miras |
Vakıf |
Yatırım |
Yapılar, toplumun belli bir gereksinmesini karşıladıkları sürece daha özenle bakılır ve korunur. Her toplumda olduğu gibi Osmanlı toplumunda da yapının kullanılma şansı ve çeşitli sektörler için sağladığı yararlar önem taşır. Cami ve mescitlerin onarımının öncelik taşımasındaki etkenlerden bir tanesi de hizmetin Tanrı buyruğu olmasının yanısıra halkın ibadet gereksinmelerinin karşılanmasına ilişkin yakınmalardır..
Osmanlı toplumunun özellikle kendilerinden önceki kültürlerin verilerine karşı takındıkları kimi olumsuz tavırlarda bir kasıt öğesi olmadığı söylenebilir. Gerek tahribat gerekse onarımla ilgili çeşitli davranışlar, Osmanlının yapıya bir “kültür varlığı” olarak değil, bir “obje” olarak baktığını doğrular.
17.Soru
İmparatorluğun doğrudan eski eserle ilgili ilk yasa düzenlemesi aşağıdakilerden hangisidir?
Asarı Atika Nizamnamesi |
Tanzimat Fermanı |
Turuk ve Ebniye Nizamnamesi |
2. Ebniye Nizamnamesi |
Usûl-ü Mimari-i Osmani |
İmparatorluğun doğrudan eski eserle ilgili ilk yasa düzenlemesi olan 13 Kasım 1869 tarihli Asarı Atika Nizamnamesi 8 maddeden oluşmaktadır. Buna göre doğru Cevap A'dır.
18.Soru
I- Yeni Cumhuriyetin parasal kaynaklarının kısıtlı olması.
II- Uzman eleman sayısının az olması.
III- Eski eserlere ilgi duyulmaması.
Cumhuriyetin ilk yıllarında restorasyon etkinliklerinin yeterli düzeyde olmamasının neden ya da nedenleri nelerdir?
I-II |
I-III |
II-III |
Yalnız I |
Yalnız II |
Cumhuriyetin ilk yıllarında restorasyon etkinliklerinin yeterli düzeyde olduğu söylenemez. Bunun nedenleri arasında yeni Cumhuriyetin parasal kaynaklarının çok kısıtlı olması ve uzman elemanların yok denecek kadar az olması sayılabilir. (doğru cevap A)
19.Soru
1877’de İngiltere'de ortaya çıkan Arts and Crafts (Sanatlar ve Zanaatlar) akımının öncüsü kimdir?
Alberti |
W. Morris |
Bramante |
Michelangelo |
Raphael |
1877’de İngiliz ‘Arts and Crafts’(Sanatlar ve Zanaatlar) akımının
öncüsü W. Morris'tir. Morris, restorasyon yerine, koruma ilkelerine bağlı ve yalnız bu konuyu amaç edinen ‘Eski Binaları Koruma Derneği’ni kurmuştur.
20.Soru
Belli bir yapı türünün az rastlanan örneği olması, sadece bir coğrafi ya da kültürel bölgeye özgü olması, yapıldığı dönemden günümüze kadar yaşamını sürdürebilen az sayıda yapı arasında olması hangi değer ile tanımlanır?
Süreklilik |
Ekonomik |
Benzersizlik |
Enderlik |
Özgünlük |
Süreklilik, o eserin her dönemde kullanımının sürmesi, ekonomik değer, çok genel ifadeyle parasal karşılığı olan değer, benzersizlik, bir eserin aynı dönemde aynı tasarımcı tarafından aynı tasarım ilkelerine bağlı kalınarak yapılması, özgünlük, bir eserin yapıldığı döneme ait izler taşıyor olması ile ilgilidir.Ender olmak, az bulunmak her obje için değer arttırıcı bir kriterdir. Belli bir yapı türünün az rastlanan bir örneği olmak, sadece bir coğrafi ya da kültürel bölgeye özgü olmak, yapıldığı dönemden günümüze kadar yaşamını sürdürebilen az sayıda yapı arasında olmak enderlik değerinin girdileri arasındadır. Bu değer teklik değeri ile de bütünleştirilebilir. ‘Serender’ içinde tahıl saklanan ve evin yakınında, bahçe ya da avlunun bir köşesinde konumlanan iki katlı bir depo yapısıdır. Hemen tüm örnekleri Doğu Karadeniz’de bulunan serender, en az dört ahşap ayak üzerinde yer alan, yine köşeleri geçmeli olarak inşa edilen ahşap bir kapalı kitleden oluşur. Bu kitlenin içerisinde değişik tahıl , kurutulmuş sebze ya da meyvelerin konduğu dolaplar sıralanmıştır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ