Tarafların sayısının az, dışsallığın belirli olması ve işlem maliyetinin olmaması durumunda Coase teorisi işlemektedir. 

1980 öncesi dönemde yüksek seyreden ücretlerin üç temel soruna neden olduğu düşünülmüştür. Bunlar, yüksek talebin neden olduğu enflasyon, yüksek maliyet nedeniyle uluslararası rekabet gücünün azalması ve düşük tasarruf nedeniyle yatırım yapılamamasıdır. Bu yüzden de ücretlerin düşürülmesi halinde yurt içi talepte azalma meydana geleceği ve daha fazla ihracat yapılabileceği düşünülmüştür. 

Üretim maliyetleri üzerindeki vergi ve benzeri yüklerin hafifletilmesi ile büyümenin hızlanacağı ve beklendiğinin aksine vergi gelirlerinin artacağını savunan görüş arz yanlı ekonomi yaklaşımıdır. 

Söz konusu uygulama pazarlanabilir kirletme hakkına örnek teşkil eder. 

Yerel yönetimlerin borçlanma konusunda yetkileri ve sınırları merkezi yönetim tarafından belirlenmektedir. 

"Hizmet ve gelirin, merkezî yönetim ile yerel yönetim kademeleri arasındaki bölüşümü"'nü mali tevzin olarak adlandırırız. Cevabımız A seçeneğidir.

1972 yılında Stockholmde düzenlenen ilk uluslararası çevre toplantısı neticesinde Birleşmiş Milletler Çevre Programı oluşturulmuştur. 

Üniter sistem adı verilen devlet yönetim biçiminde ülke yönetimi tek bir anayasa ile sağlanırken yasama organınca yapılan yasalar bütün ülkede uygulanmaktadır. Üniter sistemde idari yapı, merkezî yönetim ve onun altında yerel yönetim olmak üzere iki birimden oluşmaktadır. Bu sistemde hâkim güç merkezi yönetimdedir. Yasama, yürütme ve yargı güçleri merkezi yönetime bağlıdır. Merkezî yönetim, sınırlarını idari vesayet kuralları kapsamında belirlemiş olduğu birtakım yetki ve sorumlulukları yerel yönetimlere devretmektedir. Yerel yönetimlerin görev- leri, yetkileri ve tüm gelir kaynakları merkezî yönetim tarafından belirlenmektedir. Buna göre, yerel yönetimler merkezî yönetimin izni olmadan yetkileri ve kendi gelir kaynakları üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunamazlar. Merkezi yönetimin altında federe devletlerin yer aldığı devlet yönetimi biçimi ise federal sitemdir. 

Teşvik araçları olarak kamu harcamalarında genel olarak ilgili faaliyet alanlarının düşük faizlerle kredilendirilmesi, üretim sürecinde gereksinim duyulan birtakım girdilerin kamu kesimi tarafından çok daha uygun koşullarda sağlanması gibi amaçlar güdülmektedir. Böylece yatırım maliyetlerinin bir kısmını üstlenmiş olan devlet, kalkınmaya yön verecek faaliyet alanlarını doğrudan desteklemiş olmaktadır. Devletin, faiz oranlarını düşürerek ilgili yatırımların kredi maliyetlerini azaltması teşvik aracı olarak kullanılan kamu harcamalarına örnek oluşturmaktadır. Diğer şıklarımız ise vergisel teşvikler arasında yer almaktadır. Cevabımız D seçeneğidir.

Bölgesel dengesizliklerle mücadelede kullanılan ölçüt, sosyal faydadır. 

Vergi yasalarına göre vergilendirilmesi gereken birey veya grupların aynı veya diğer vergi yasalarıyla kısmen ya da tamamen vergi dışı bırakılmasına vergi muafiyeti adı verilmektedir. 

Transfer harcamalarının örneğin işsizlik ödeneğinin yüksek olması kişilerin çalışma isteğinin azalmasına sebep olacaktır. 

İstikrarsızlık yaratan etkilerin hafifletilmesi amacıyla kısa vadeli sermaye hareketleri veya sıcak para olarak adlandırılan finansal hareketler üzerinden alınacak düşük oranlı vergi Tobin vergisidir. 

Gini katsayısı, fiili eşitsizlik alanının tam eşitsizlik alanına oranı ile elde edilir. Gini katsayısı 0 ile 1 değerleri arasındaki konumuna göre gelir dağılımı hakkında genel bir bilgi verir. 

İşsizlik ödemeleri, evlenme ya da cenaze yardımları gibi çeşitli parasal destekler sosyal politika çerçevesinde düşünülür. 

Tanım ticaret yaratılması kavramına aittir. Küreselleşmeyle birlikte toplumsal refahın artırılması ve tüketim maliyetinin düşürülmesi için malların ucuz olan ülkelerden ithal edilmesi yoluna gidilmektedir. 

Sermayenin, yatırımların, teknolojinin ve nitelikli iş gücünün belirli bölgelerde toplanması bu bölgeleri kısa sürede merkez haline getirmektedir. Diğer bir deyişle sanayileşme sürecinde merkeze doğru bir toplanma eğilimi söz konusudur. Bu merkezler yeni yatırımlar için rasyonel tercihler olarak ortaya çıkarken, çevre bölgelerden merkeze doğru hızlı bir nüfus akışı, merkez olarak tanımlanan bölgeler içinde yeni dengesizliklerin ortaya çıkmasına kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam sorunlarına yol açmaktadır. İlgili merkezlerdeki yoğun nüfus artışı aynı zamanda bu bölgeleri büyük bir Pazar haline de dönüştürmektedir. 

Yukarıda verilen bilgilerin hepsi toprak kirliliğine neden olan etkenler arasında sayılır. 

Eğitim yarı kamusal bir hizmettir; zira eğitim alan kişi tüm topluma faydalı olur, fakat eğitim almış olmasının kendisine de sosyal, ekonomik getirileri olacaktır. O yüzden eğitim hizmetinin faydası bölünebilir ve bu nedenle de fiyatlandırılabilir.