Bir faaliyeti yapan (üreten ve dolayısıyla çevreye zarar veren) ve bu faaliyetten olumsuz etkilenen tarafların sayılarının az olması ve pazarlık yapabilme maliyetlerinin ihmal edilebilir düzeyde olması hâlinde, tarafların bir araya gelerek kamu müdahâlesine gerek olmaksızın, etkin bir çözüm oluşturabileceğini öngören teoriye Coase Teorisi adı verilir.

Çevrenin belli bir taşıma kapasitesi bulunmaktadır. Çevrenin, ekonomik faaliyetlere bağlı olarak ortaya çıkan atıkları kendiliğinden yok etmesi gücüne taşıma kapasitesi denilebilir. Çevrenin kendi kendini yenilemesi olarak da ifade edilen bu temel niteliği ile uyumlu ekonomik faaliyetler olumsuz dışsallık oluşturmamaktadır.

Doğal işsizlik emek verimlilik artışının sıfır ve ortalama reel ücret haddinin sabit olduğu, sonuçta fiyat düzeyinin de sabit kalabildiği koşuldaki işsizlik oranıdır.

Devlet sosyal yardımlar ve kişisel gelir vergisi oranı ile emek arz miktarını etkileyebilirken eğitim ve sağlık harcamaları ile de emeğin verimliliğini etkileyebilir.

Görülmektedir ki Pigoucu verginin etkili olabilmesi için her bir çevre sorununu tam olarak tanımlamak, çevreyi etkileyen faaliyeti ve firmaları belirlemek, zararı hesaplamak gerekmektedir.

Gelir, modern ekonomilerde parasal olarak ifade edilir. Nominal (parasal) gelir bir bireyin belirli bir sürede akım hâlinde sahip olduğu parasal değerin toplamıdır.

Bugünün vergi indiriminin, geleceğin vergi yükü olduğunu ifade eden ve bütçe açıklarının borçlanma ile finansmanının, yaşam boyu gelir hipotezi altında, tüketim üzerinde etkisinin olmamasına işaret eden hipotez Ricardocu hipotezdir. Doğru seçenek "D" şıkkıdır. 

Eğer ZA kaynağını, A’dan B’ye aktarırsak, B’nin refah fonksiyonunda meydana gelecek yükseliş A’nın refah fonksiyonuna da yansıyacağndan, A refah kaybına uğramadan, B’nin refahı yükseltilmiş olur. Bu durum Pareto kuralına uygundur. Bu yaklaşım çerçevesinde yeniden gelir dağlımı bazı yorumlara göre kamu malı özelliğinde, diğerlerine göre ise dışsallık oluşturan hizmet niteliğinde görülmektedir.

Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı araştırmalara göre, küresel düzeydeki hastalıkların % 23 kadarı çevre sorunlarından kaynaklanmaktadır. Doğru cevap D şıkkıdır.

Ekonomik büyümeye ilişkin olarak yapılan tanımlamalar genellikle sayısal niteliklidir ve bireylerin yaşam standardı ve refah düzeyi hakkında açık bilgi içermez. Bu yüzden de kalkınma alt başlığı altında ele alınacak olan nitel büyümenin de dikkate alınması gerekir. Bireylerin refah düzeyini ve yaşam kalitesini olumlu etkileyen büyümedir.

A,B,D ve E şıklarındaki ifadeler Klasik görüşe ait iken, C şıkkındaki ifade Keynesyen görüşe aittir. Doğru seçenek "C" şıkkıdır. 

C şıkkında ifade edilen [Vergi ve Olağan Bütçe Gelirleri - (Toplam Kamu Harcamaları – Faiz Ödemeleri) ] birincil bütçe dengesini gösterir. Doğru seçenek "C" şıkkıdır. 

II ve IV. ifadeler doğru iken I ve III. ifadeler yanlıştır. Çünkü Coase Teorisi çevre sorunlarının piyasa mekanizması içerisinde çözüme kavuşabileceğini ve kamusal bir önlemin gerekmediğini ileri süren bir teoridir. Ayrıca bu teori işlem maliyetinin olmadığı durumlarda işler. Doğru seçenek "D" şıkkıdır. 

Kamu ve özel kesimde üretime giren üretim faktörlerinin dönemsel akım olarak elde ettikleri faktör paylarının dağılımını belirten gelir dağılımı türü birincil gelir dağılımıdır.

Kalkınma sürecini 1950’li yıllarda anlamaya çalışan ekonomistlerden birisi A. Lewis’tir. Lewis’in ikili yapı modeli, ekonomik gelişme sürecini genel olarak geleneksel tarım toplumu ile modern sanayi toplumu ayrımı yaparak anlamaya çalışır.

Devlet yaşlılık, özürlülük gibi sebeplerle dezavantajlı olanlara sosyal destek verebileceği gibi herhangi bir özrü olmasa da örneğin piyasa koşullarından dolayı iş bulamayanlara yönelik sosyal politika üretebilir. Ayrıca çeşitli kesimlere ayni ve nakdi yardım yapabilir.

Vergi, çevre sorunlarını oluşturan firmaların üretim faaliyetlerini sınırlandırmak üzere Pigou tarafından 1920’de önerilmiştir. Doğru seçenek "A" şıkkıdır. 

Kalkınma sürecini 1950’li yıllarda anlamaya çalışan ekonomistlerden birisi A.
Lewis’tir. Lewis’in ikili yapı modeli, ekonomik gelişme sürecini genel olarak geleneksel tarım toplumu ile modern sanayi toplumu ayrımı yaparak anlamaya çalışır.

Gelir dağılımı politikasından destek alanlar mali rant elde ederler yani birey ya da grub kamusal politikalardan net yarar sağlar. Doğru cevap B şıkkıdır.

Avrupa Birliği’nin kabul etmiş olduğu Maastricht ölçütüne göre, kamu açığının (akım kavramı) milli^ gelire oranının % 3’ü, borç stokunun milli^ gelire oranının da %60’ı geçmemesi gerekmektedir. Aksi ha^lde, ekonomik kırılganlık ortaya çıkar ve böyle bir ekonominin hem uluslararası borçlanma faizi risk oranı yükselir hem de uluslararası piyasalardan borç temini zorlaşacağından ve içeride nakit tutmada zorluklar oluşacağından faiz oranı olağanüstü yükselir ve bu durum ekonomiyi riskli kılar.