Ortaçağ Felsefesi 2 Final 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Gazzâlî’nin “şüphecilik süreci” ile ilgili seçeneklerdeki ifadelerden hangisi doğrudur?
Kesin bilginin her türlü şüphe ve hata ihtimalinden arınmış olması gerektiğini düşünmüştür.
|
Apaçık olduğu söylenen bilgileri şüphe süzgecinden geçirmemiştir.
|
Bütün insanlarda ortak olan duyu bilgisine şüpheyle bakmamıştır.
|
Şüpheyi buhrana dönüşecek boyuta taşımamıştır. |
Şüphecilik onu aklın apaçık önermelerinin güvenilirliği sonucuna götürmüştür. |
Yakînî/kesin bilginin her türlü şüphe ve hata ihtimalinden arınmış olması gerektiği sonucuna ulaşan Gazzâlî, kendi zihninde bu niteliğe sahip bilgilerin bulunduğunu ve bunların şüphe götürmediğinden emin olduğunun farkına vardı. Evet, matematik bilgileri bu kabildendi. Şu halde Gazzâlî’ye göre doğruluğu ve güvenilirliği kesin olarak kavranamayan hiçbir bilgi kesinlik düzeyine ulaşamaz.
2.Soru
Hangisi Gazzâlî’ nin Filozofların Tutarsızlığı’nı yazmaktaki amacınıdan bir değildir?
Önceki filozofların metafiziğe ilişkin inançlarının tutarsız olduğunu açıklayarak reddetmek
|
Aklı başındakiler için alay konusu olan öğretilerinin iç yüzünü ve tehlikelerini göz önüne sermek
|
Halk yığınları arasından çeşitli inanç ve görüşleriyle temayüz eden zeki kimselere ibret olmasını sağlamak
|
Filozoflara yönelik olarak en ciddi eleştiri olmasını sağlamak |
Filozofların matematik ve mantık bilmeyenlerin bu konuları anlayabileceğiniı ileri sürmeleri. |
Gazzâlî’ye göre filozoflar bir aldatmaca içindedirler. Çünkü onlar, özellikle metafizik konulara ilişkin görüşlerini temellendirmede zora girdiklerinde muhataplarını ikna etmek üzere bu disiplinin, zeki kimselerin dahi anlamakta güçlük çektikleri karmaşık, kapalı ve içinden çıkılmaz bir ilim olduğunu; dolayısıyla matematik ve mantık bilmeyenlerin bu konuları anlayamayacağını ileri sürerler. Oysa Gazzâlî’ye göre matematiğin metafizikle hiçbir ilgisi yoktur.
3.Soru
Tasavvufu kelâm ve felsefe ile kaynaştırarak oluşturduğu “vahdet-i vücut/varlığın birliği” öğretisine dayalı teosofi, islam düşüncesinin seyrini etkilediği kadar Osmanlı’nın düşünce hayatını şekillendiren bir unsur olması bakımından da büyük önem taşır. Bahsi geçen düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Râzî
|
Eşrefoğlu Rûmî
|
İbnü’l-Arabî
|
Bâyezîd-i Bistâmî |
Gazzâlî |
“Vahdet-i vücut/varlığın birliği” öğretisine dayalı teosofi ile islam düşüncesinin seyrini etkileyen düşünür İbnü’l-Arabî’dir
4.Soru
İbn Rüşd’de göre aşağıdaki terimlerden hangisi edilgin akıl-etkin akıl ilişkisini ifade eder?
İttisâl
|
İnfisal
|
İttihat
|
İmkân |
İnfiâl |
İbn Rüşd’ün edilgin ve etkin akıl arasındaki ilişkisiyi ifade ederken ‘’İttisal’’ terimini kullandığını göreceksiniz.
5.Soru
“Nur” diye adlandırdığı bilgi türlerini incelediği eser hangisidir?
Mişkâtü’l-envâr
|
Filozofların Tutarsızlığı
|
Makâsıdü’l-felâsife
|
Mi’yârü’lilm |
Tehâfütü’l-felâsife |
Mişkâtü’l-envâr’da “nur” diye adlandırdığı bilgi türlerini incelerken “nur üstüne nur” şeklinde nitelediği kutsî-nebevî (sezgisel) bilgilerin de insanın kalp gözüne yani aklına, bütün nurların/bilgilerin kaynağı, “ilk ve gerçek nur” olan Allah’tan geldiğini söyleyerek sezgisel bilgiyi de aynı metafizik kaynağa bağlamıştı.
6.Soru
Aşağıdaki maddelerden hangisi veya hangileri Ibn Sînâ’nın anlayışında “düşünme” ve “sezgi” kavramları için doğru olarak verilmiştir?
I.Düşünme bir zaman sürecinde gerçekleşir.
II. Sezgi, bilginin zamansız olarak bir anda kazanılması durumudur.
III. Düşünce daima iradeli bir faaliyettir.
IV. Sezgi insanın iradesi dışında gerçekleşir.
I ve III
|
II ve IV
|
III ve IV
|
I ve II |
I, II, III ve IV |
Filozofa göre düşünme bir zaman sürecinde gerçekleşirken, sezgi bilginin âdeta zamansız olarak bir anda kazanılması durumudur. Bununla birlikte sezgi insanın iradesi dışında gerçekleştiği halde düşünce muhakkak iradeli bir eylemdir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İbn Rüşd’ün ilim zihniyeti ve yöntem ilkeleri bağlamında dikkat çektiği hususlarla örtüşmez?
Her tür zihinsel faaliyetin amacı, yalnızca “gerçeğe ulaşma isteği” olmalıdır.
|
Bir insanın gerçek anlamda bilgin” (elâlim bimâ hüve âlim) olabilmesi için sadece gerçeği elde etrmesi yetmez.
|
Gerçeği başkalarıyla paylaşıp onları da aydınlatması gerekir.
|
Karşılaşılabilecek olan hiçbir engel, hakikat arayıcısını yolundan alıkoymamalıdır. |
Gerçek aranırken düşüncelerinden yararlanılabilecek olan kimselerin hangi din ve mezhebe mensup bulundukları önemlidir. |
İnsanlığın, hakikati arama adına felsefe ve bilim alanında bugüne kadar ortaya koyduğu yöntem, bilgi ve tecrübe birikimi asla göz ardı edilmemelidir. Gerçek aranırken yöntem, görüş ve düşüncelerinden yararlanılabilecek olan kimselerin hangi inanca sahip oldukları, hangi din ve mezhebe mensup bulunduklarının hiçbir önemi yoktur.
8.Soru
İbn Sina'ya göre aşağıdakilerden hangisi felsefe sözcüğü yerine kullanılabilecek bir sözcüktür?
Keramet
|
Dirayet
|
Hikmet
|
Feraset
|
Metanet
|
9.Soru
İbn Rüşd’e göre Tanrı-âlem ilişkisini açıklamada seçeneklerdeki yaklaşımlardan hangisi daha işlevseldir?
Sonradan yaratma
|
Sudur teorisi
|
Kadim (öncesiz) anlayışı
|
Sürekli yaratma |
İlk Muharrik anlayışı |
Âlemin bir yaratıcısının (fail) bulunduğu gerçe¤ini ısrarla vurgulayan İbn Rüşd, âlemin hem oluşunu hem de ondaki hareketi pasif bir ilk Muharrik anlayışla izah eden Aristoteles doktrininden ayrılmaktadır. Ona göre âlemin faili, bir şeyin tamamlanmasını ve yetkinleşmesini sağlayan sebeplerden biri değil, onu yokluktan varlığa çıkaran bir “gerçek fail”dir. Öte yandan Allah-âlem ilişkisi, sadece basit bir sebep-sebepli (illet-ma’lûl) ilişkisi olarak görülemez; çünkü basit anlamda sebep-sebepli ilişkisinde bazen sebep bulunduğu halde sebepli bulunmayabilir. Oysa en yetkin varlık olan İlk Sebeb’in eseri olan âlemin bulunmaması diye bir durum düşünülemez; zira, O’nun varlığı gibi fiili, dolayısıyla eseri de “süreklilik” (ale’d-devâm) taşır. Bir failin filinin onun varlığından geriye kalması, ancak onun yetkin olmaması durumunda söz konusu edilebilir. Allah hakkında böyle bir şey tasavvur edilemeyeceğinden dolayı, O’nun fiili ve eseri olan âlem “sürekli”dir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi nefs ile ilgili doğru değildir?
Bitkisel nefis, bitkilerin sahip olduğu beslenme, büyüme ve üremenin ilkesidir.
|
Hayvani nefis anılan özellik ve fiiller birlikte hayvanlarda görülen duyu idraki ve bun bağlı hareketin ilkesidir.
|
İnsan nefsi ise bitkisel ve hayvani nefisten kaynaklanan bütün güç ve fiillerle birlikte insana özgü akıl idraki, düşünme ve iradeli fiillerin ilkesidir.
|
ibn Sînâ, Platon’dan farklı olarak her bir bedenin bir tek nefsi bulunmadığını savunmaktadır. |
“Beslenme”, “büyüme” ve “üreme” ile birlikte insan nefsi oluşturan güçler, önce idrak gücü, hareket gücü ve düşünme gücü olmak üzere üç grupta toplanır. |
Hayvani nefis bitkisel nefsin, insani nefis ise hem bitkisel hem de hayvani nefsin güçlerini içeren bir yetkinlik durumunu ifade etmektedir. Fakat bu hiçbir şekilde insanın bitkisel, hayvani ve insani olmak üzere üç ayrı nefse sahip olduğu anlamına gelmemekte; Aristoteles ve Fârâbî ile birlikte ibn Sînâ, Platon’dan farklı olarak er bir bedenin bir tek nefsi bulunduğunu savunmaktadır.
11.Soru
İslam düşünce tarihinde felsefe hareketlerinin önemli temsilcileri aşağıdaki maddelerde verilmiştir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde bu temsilciler sıralı ve doğru biçimde verilmiştir?
I. Bu İslam alimi İslam düşünce tarihinde felsefe hareketini başlatmıştır.
II. Bu İslam alimi İslam düşünce tarihinde felsefe hareketini terminoloji, yöntem ve problemleri açısından sistemleştirmiştir.
III. Bu İslam alimi İslam filozofları arasında ontoloji ve psikolojinin yanı sıra bilgi problem üzerinde en fazla duran düşünürdür.
Fârâbî- Ibn Sînâ- Kindî
|
Kindî- Fârâbî- Ibn Sînâ
|
Ibn Sînâ- Kindî- Fârâbî
|
Fârâbî- Kindî- Ibn Sînâ |
Kindî- Ibn Sînâ- Fârâbî |
İslam düşünce tarihinde Kindî’nin çalışmalarıyla başlayan felsefe hareketini Farâbî terminoloji, yöntem ve problemleri açısından sistemleştirmiştir, Ibn Sînâ ise kendi dönemine kadar oluşan zengin felsefe birikimini yeni baştan işleyip büyük bir külliyat halinde değerlendirmiştir. Sistem sahibi bir filozof olarak Ibn Sînâ, İslam filozofları arasında ontoloji ve psikolojinin yanı sıra bilgi problemi üzerinde en fazla duran düşünür konumunda görülmektedir.
12.Soru
Aşağıdaki filozoflardan hangisi İbni Sina’nın “etkin akıl” yaklaşımını benimsemiştir?
Gazzali
|
Farabi
|
Kindi
|
İbn Razi |
İbn Rüşd |
Farabi ve İbni Sina’nın “etkin akıl” anlayışı paraleldir.
13.Soru
I. Kelam
II. Tasavvuf
III. Felsefe
IV. Tekke
V. Medrese
XIV. Yüzyıl başlarında İslam düşüncesinin ana akımıları hangileridir?
I ve II
|
I ve IV
|
III ve IV
|
I,II ve III |
Hepsi |
Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesine çıktığı XIV. Yüzyıl başlarında İslam düşüncesinin üç ana akımı olan kelâm, tasavvuf ve felsefenin arzettiği genel görünüm böyleydi.
14.Soru
Aşağıdakilerden Hangisi Gazzali’nin çalışma alanlarından değildir?
Astroloji
|
Felsefe
|
Tasavvuf
|
Kelam |
Batınilik |
“Astroloji”Gazzali’nin çalşma alanlarından biri değildir
15.Soru
İç ve dış duyuların elde ettiği veriler doğrultusunda şekillenen iradeye bağlı olarak sinir ve kaslar aracılığı ile organları hareketini sağlayan güç hangisidir?
Hareket gücü
|
Bilme gücü
|
İdrak gücü
|
Tasarlama gücü |
Vehim gücü |
İç ve dış duyuların elde ettiği veriler doğrultusunda şekillenen iradeye bağlı olarak sinir ve kaslar aracılığı ile organları hareketini sağlayan, “hareket gücü”dür. Bu gücün işlevini yerine getirebilmesi, İbn Sînâ’ya göre üç şeye bağlıdır: Bunların ilki, idrakın sonucunda oluşan bilgi; ikincisi bilgiye dayalı olarak şekillenen istek/arzu/öfke (el-kuvvetü’n-nüzûiyyetü’ş-şevkıyye, el-kuvvetü’l-gadabiyye);üçüncüsü de istek ve arzu doğrultusunda sinir sistemini ve kasları harekete geçirme/yapma/eyleme gücüdür (el-kuvvetü’l-fâile).
16.Soru
İbn Sînâ’ya göre aşağıdakilerden hangisi metafiziğin ilk konusu olmaktadır?
Tanrı’nın varlığı
|
Cevher
|
Zorunsuz varlık
|
Değişmeyen varlık |
Varolan olması bakımından varolan |
İbn Sina’ya gore metafiziğin ilk konusu varolan olması bakımından varolan olmaktadır.
17.Soru
El-Akâidü’l-Adûdiyye adlı eser kim tarafından kaleme alınmıştır?
Fahreddin Râzî
|
Adudüddin Îcî
|
Sadeddin Taftazânî
|
Seyyid fierif Cürcânî |
Celâleddîn Devvânî |
Son derece muhtasar bir risaleden ibaret olan el-Akâidü’l-Adûdiyye, Gazzâlî sonrası dönem Eş’arî kelâmcılarından Adudüddin Îcî tarafından kaleme alınmıştır. Eş’arî okulunu diğer mezheplerden ayıran özelliklere işaret eden müellif, hiçbir temellendirme ve tasnife tabi tutmaksızın aynı zamanda ilk dönem kelâmının da konusu olan başlıca meselelere birer ikişer cümleyle değinmiştir.
18.Soru
Osmanlılar kuruluşundan bu yana yönetimle ilgili hangi alanlarda uyum içinde olmaya çalışmışlardır?
Devlet
|
Tasavvuf
|
Tekke
|
Devlet-tekke-medrese |
Tasavvuf-felsefe |
Kuruluşundan başlayarak birçok konuda olduğu gibi devlet-tekke-medrese ilişkilerinin de bir denge içinde götürülmesini amaçlayan Osmanlılar, bunun için gerekli olan her türlü gayreti göstermişlerdir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Ibn Sînâ’nın varlık anlayışına göre nazarî felsefe grubunda yer alan bir varlık değildir?
Tanrı
|
Akıl
|
Melek
|
Doğal nesneler |
İnsan irade ve fiili ile meydana gelen varlıklar |
Filozofa göre var olanlar iki kısma ayrılır: (1) Tanrı, akıl/melek ve doğal nesneler gibi varlığı insanın irade ve fiiline bağlı olmayan varlıklar. (2) Varlığı insan irade ve fiili ile meydana gelen şeylerdir. İlk kısımdaki varlıklara ilişkin bilgiye teorik (nazarî) felsefe, ikinci grupta yer alan şeylere ilişkin bilgiye ise pratik (amelî) felsefe denir.
20.Soru
“Gazzâlî çok yönlü ve üretken bir ilim insanıdır” diyen biri için aşağıdaki maddelerden hangisi veya hangileri referans olabilir?
I. Gazzâlî’nin mantık ve felseden, ahlak ve eğitime kadar hayatı boyunca dört yüz esere imza atması
II. Telif ve tasnif çalışmaları yapması
III. Kelam, Batınilik, felsefe ve tasavvuf üzerine araştırma ve incelemelerde bulunması
Yalnız I
|
I ve III
|
Yalnız II
|
II ve III |
I, II ve III |
Gazzâlî’nin, bir yandan üç yüz kadar öğrenciye ders verip telif ve tasnif çalışmalarını sürdürürken diğer yandan kelâm, Bâtınîlik, felsefe ve tasavvuf üzerine araştırma ve incelemeler yaptığı ve elli dört yıllık kısa ömrüne fıkıhtan tasavvufa, kelâmdan mantık ve felsefeye, ahlaktan eğitime kadar geniş bir yelpaze oluşturan çeşitli alanlara dağılan dört yüz esere imza atması göz önünde bulundurulursa anlaşılır ki bu pek çok Alana yayılmış ilgi ve çalışmalar onun çok yönlü ve üretken bir alim olduğunu ortaya koymaktadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ