Canlı olmayan bir radyo programı, analog ses kurgusu ile hazırlanırken öncelikle, müziklerin belirlenmesi ve aktarılması gerekir. Yukarıda sıralanan diğer işlemler ise daha sonra gerçekleştirilir.

Bir radyo stüdyosu için öncelikle akustik izolasyonun sağlanması gerekmektedir. Dışarıda kalan yapılar herhangi uygun bir formda oluşturulmakla beraber, stüdyolar kesinlikle ses geçirmez olarak tasarlanmalıdır. Bu nedenle, bir stüdyonun inşa edilebileceği en uygun yer, sağlam bir zemin olmalıdır.

Ses ve görüntü birbirinden bağımsız ya da birbiriyle senkronlu (eş zamanlı) biçimde kaydedilebilir. Ses ve görüntü kayıtları ilk biçimleriyle "master" ya da "ham kayıt" olarak değerlendirilir. Ham kayıtlar istenildiğinde kurgulanmak üzere başka bir bant ya da disk gibi bir ortama aktarılır. Çünkü ham kayıtlar saklanıp arşivlenmek istenir ve üzerlerinde doğrudan bir kurgu çalışması yapmak sakıncalı olabilir.

VU metre skalası “-20 ile +3” say› değerleri arasında çalışır.

Willoughby Smith’in 1873 yılında Selenyum elementinin foto iletken özelliğini keşfetmesi, televizyon tekniğinin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Smith yaptığı deneylerle, Selenyum elementinin üzerine ışık düştüğünde, bu elementin iletkenlik özelliği gösterdiğini belirlemiştir.

Amplifikatör

7.5 numaralı şekil.

Sayısal radyo yayıncılığında genel program bilgileri RDS sistemi aracılığıyla ayrıntılı metin bilgisi olarak gösterilir.

Mavi rengin dalga boyu kısa, frekansı yüksektir. Yeşil renk gözün en rahat algıladığı renktir. Kırmızı rengin ise dalga boyu uzun, frekansı düşüktür. 380-750 nm arasındaki renkler menekşe rengi (violet), mavi (blue), yeşil (green), sarı (yellow), kavuniçi (orange) ve kırmızıdır. İnsan gözü bu dar aralıktaki frekansları görebilecek yapıdadır. Doğru cevap C'dir.

Dış kulak

ADC

Ses dalgalarının frekansına bağlı olarak, sesin yüksek ya da düşük frekanslı olarak algılanmasıdır. Sesin yüksek ya da düşük frekanslı algılanması “ses perdesi” (pitch) olarak tanımlanır. Doğru cevap A' dır.

genlik

Maxwell 1860’lı yıllarda, nesnelerin bir ışık kaynağı tarafından aydınlatıldıkları için göründüğü ve ışık olmadığı zaman başka dalgalardan yararlanarak nesnelerin varlığının saptanabileceğinden yola çıkmış, ışığın bir elektromanyetik dalga olduğunu kanıtlamıştır.

Ülkemizdeki radyo radyo yayınları 148.5 - 283.5 kHz aralığında yapılmaktadır. Doğru cevap D' dir.

Ratio; kompresörün devreye girdiği eşik seviyesinden itibaren, ses seviyesine uygulanacak sıkıştırma oranını belirler. Bu oranlar 1:1, 2:1, 4:1 şeklinde olabilir. Örneğin 1:1’lik oran etkisizdir. 2:1’lik oran ise eşik seviyesini geçen her 2 dB’lik ses yükselmesinin, çıkışta 1 dB indirgeneceğini belirtir.

Kamera tüpleri uzun yıllar televizyon kameralarında kullanıldı. Bazı kusurları nedeniyle yerlerini CCD yarı iletkenli elemanlara bıraktı.

Tiz ses

PAL  ve SECAM  sistemlerinde, hareketliliğin sağlanabilmesi için saniyede 25 kare gösterilir. Bir karedeki satır sayısı 625’tir. Sistemin frekansı 50Hz’dir. DVB-S ve DVB-T ise dijital yayın teknolojileridir. NTSC sisteminde hareketliliğin sağlanabilmesi için saniyede 30 kare gösterilir. Bir karedeki satır sayısı 525’tir. Sistemin frekansı 60Hz’dir. Doğru cevap A'dır.

Sayısal teknoloji, okuma ve kayıt sistemlerinde döner kafalı ve optik sistemleri radyo yayıncılığında kullanılan başlıca sayısal sistemlerdir ve sayısal manyetik bant kullanılmaktadır. Döner kafalı kayıt ve okuma sistemleri (R-DAT-Rotary Head Digital Audio Tape) ile optik kayıt ve okuma sistemleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Kompakt diskler (CD-Compact Disc), MiniDisk (MD), DVD (Digital Versatile Disc) kayıt ortamlarının başlıcaları arasında sayılabilir. Bunların içinde MD, CD ve DVD’ler önceden kayıt yapılan ve birden fazla baskı sistemiyle çoğaltılabilen, CD-R (Recordable CD) ve DVD-R (Recordable DVD) ise, bir kere yazılabilen ve silinip değiştirilemeyen, manyetik disklerle aynı özelliklere sahip MD ve CD-RW (Rewritable CD) ise, silinebilen ve üzerine yeni ya da farklı kayıtların yapılabildiği optik sistemlerdir.