Siyaset Felsefesi 1 Final 5. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“Sığınma hakkı kimi zaman yaşama hakkının korunmasının tek yolu haline gelebilmektedir” sözü kime aittir?
Kuçuradi |
Wellman |
Burghan |
Sorisowski |
Sergey |
Wellman (1999, s.17): Sığınma hakkı kimi zaman yaşama hakkının korunmasının tek yolu haline gelebilmektedir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, iktidarın dağıtılması gereken toplum katmanlarından biri değildir?
Meslek ve eğitim kurumları |
Din adamları |
Cumhurbaşkanlığı |
İşçi sınıfı |
Sivil toplum örgütleri |
Temel olarak azınlıkların ya da azınlıkta kalmış etnik toplulukların haklarının, yalnızca sayısal çoğunluk olmak bakımından kendilerine göre daha güçlü grup ya da gruplar karşısında korunması gerektiğini savunan çoğulculuk , iktidarın da olabildiğince çok toplum katmanına yayılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu toplum katmanları, dinsel, ekonomik sınıflardan, meslek ve eğitim kurumlarına, sivil toplum örgütlerine kadar pek çok unsuru içerecek biçimde anlaşılır ve iktidarın bu katmanlara yayılmaması durumunda, tek elden yönetimden doğan sorunların ortadan kalkmayacağı öne sürülür
3.Soru
Özgürlük ise günümüzde; I. Kişisel özerklik olarak görülmelidir. II. Kamu müdahalesinin olmayışı olarak görülmelidir. III. Kendini geliştirme gücünün bir alaşımı olarak görülmelidir. Lukes’un özgürlük ile ilgili yukarıdaki ifadelerinden hangisi doğrudur?
I |
II |
III |
I ve II |
I, II ve III |
Lukes’a göre eşitlik, insana saygı düşüncesi üzerine kurulmuştur. Özgürlük ise günümüzde
- kişisel özerklik,
- kamu müdahalesinin olmayışı ve
- kendini geliştirme
gücünün bir alaşımı olarak görülmelidir. Doğru cevap E'dir.
4.Soru
"Yönetim Üzerine İki İnceleme" kitabı aşağıdaki düşünürlerden hangisine aittir?
Karl Popper |
John Locke |
John Stuart Mill |
Isaiah Berlin |
Habermas |
John Locke
5.Soru
Bireysel özgürlüğün sınırları bağlamında pozitif özgürlük ve negatif özgürlük ayrımını ileri süren düşünür kimdir?
John Locke |
Isaiah Berlin |
John Stuart Mill |
Jürgen Habermas |
Karl Popper |
Isaiah Berlin'e göre özgürlüğün biri olumsuz, diğeri de olumlu olmak üzere iki türlü anlaşılması olanaklıdır. Olumsuz ya da Berlin’in kullanımıyla negatif özgürlük, bireyin eylemlerinde başka kişi gruplar tarafından engellenmemesidir. Olumlu, yani pozitif özgürlük ise bireyin kendisinin efendisi olması isteğinden kaynaklanır ve kişinin kendi hayatının ve kararlarının ne türden olursa olsun bir dış güce değil, kendisine dayanması isteğidir. Negatif özgürlük kişinin eylemlerinde engellenmemesi iken pozitif özgürlük kişinin karar ve eylemlerinin öznesi olması, eylemlerinde belirlenimin dışarıdan değil kendisinden gelmesidir. Doğru cevap B’dir.
6.Soru
I. Bireyi temel alır.
II. Serbest piyasa ekonomisini savunur.
III. Sivil toplumu savunur.
IV. Çoğulculuğu vazgeçilmez görür.
V. Özel yaşamın dokunulmazlığına önem verir.
Yukarıda yer alan maddeler hangi demokrasi türünü ifade etmektedir?
Sosyal demokrasi |
Sosyalist demokrasi |
Katılımcı demokrasi |
Liberal demokrasi |
Temsili demokrasi |
Liberal demokrasi, bireyi temel alan, hak ve özgürlüklerin en geniş biçimde yaşanmasını savunan bir görüştür. Bunun yanında, liberal demokrasi, çoğulculuğu, serbest piyasa ekonomisini, sivil toplumu, özel yaşamın dokunulmazlığını ya da bireyin özerkliğini ve karşılıklı hoşgörüyü savunur ve vazgeçilmez görür. Doğru cevap D'dir.
7.Soru
Ortaçağ devlet anlayışı hangi filozofun devlet düşüncesine bağlı olarak gelişmiştir?
Platon |
Aristoteles |
Augustinus |
Sokrates |
Demokritos |
Platon’un devlet tasarımı ya da ideal devlet anlayışı bütün bir Ortaçağ’ın siyaset düşüncesi üzerinde etkili olmuştur.
8.Soru
Aristoteles devlet kavramını açıklarken, onun hangi niteliğine vurgu yapmaktadır?
Doğal yasa |
Erdemlilik |
Bireysellik |
Toplumsal birliktelik |
Siyasal birliktelik |
Aristoteles’e göre devlet siyasal bir birlikteliktir, siyasal bir bütündür. Bütün birliktelikler bir iyiyi amaç edindiği için her siyasal birliktelik ortak bir iyiyi amaç edinir ve bu ortak iyi de devlettir. Aristoteles’e göre devlet en yüksek iyidir çünkü devlet herkesin iyi yaşaması ya da ortak mutluluğu için vardır.
9.Soru
Farklı din, dil, dünya görüşü ve kültürlere sahip insanların bir arada barış içinde yaşaması için en uygun toplumsal zemini sağlayabilecek biricik siyasal sisteme ne ad verilir?
Demokrasi |
Özgürlük |
Hürriyet |
İnsan |
Hak |
Yukarıda belirtilen tanım Demokrasi’yi ifade eder.
10.Soru
İnsanların ekonomik ve ırksal açıdan eşit olamayacaklarını, bunun da temelinde doğal seçilim/ayıklama sürecinin bulunduğunu savunan bir görüştür.
Yukarıda tanımı verilen görüş hangi seçenekte verilmiştir?
Liberalizm |
Dinsel eşitsizlik |
Doğal eşitsizlik |
Ekonomik eşitsizlik |
İdeolojik eşitsizlik |
Eşitliğe karşı ileri sürülen görüşlerden bazıları da ideolojik bir yöne sahiptir. Turner bunları “eşitsizlik ideolojileri” olarak adlandırmış ve dinsel, doğal ve ekonomik eşitsizlik olarak üç ana başlık altında incelemiştir (a.y., s. 79-101).
Dinsel eşitsizlik, geleneksel biçimde kişiler arası eşitsizliği meşrulaştıran ideolojilere kaynaklık eder, fakat her din geleneği, böyle bir meşrulaştırmaya aynı ölçüde yatkın değildir (a.y., s. 80). Söz gelimi, Max Weber’e göre modernizmi kolaylaştıran Kalvinci Protestanlık ile modernizme karşı olarak konumlanabilecek Hinduizm, Konfüçyüsçülük, Budacılık gibi Asya tipi dinler eşitsizliği temellendirme bakımından eşdeğer tutulamaz (a.y.). Özellikle dinin özü itibarı ile sorgulanamadan inanılan dogmalarla örülü olması, insanlar arasındaki eşitsizliğin Tanrı’nın bir buyruğu olduğu yorumunu yapanların işini kolaylaştırmaktadır. Oysa eşitlikle ilgili düşünceleri tartışmaya açtığımız bu başlığın ilk cümlelerinde ifade ettiğimiz gibi, modern düşünceden çok önce, tek tanrılı dinlerde eşitliği temellendirici unsurlar bulmak da olanaklıdır. Örneğin Hıristiyanlığa göre, tüm insanlar, Tanrı’nın çocukları olmak bakımından eşittir.
Doğal eşitsizlik, Endüstri devrimi sonrasında Darwin’in geliştirdiği Evrim kuramını temel alır. Yalnızca ekonomik değil, ırksal eşitsizliğin de doğal temelleri (doğal seçilim/ayıklama süreci) olduğunu öne sürmüş olan doğal eşitsizlik/Sosyal Darwincilik, 19. yüzyıl sonlarında özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde popüler hâle gelmiş, emperyalizmin ve ırkçılığın temellendirilmesinde sıklıkla başvurulmuş bir görüş olarak düşünce tarihindeki yerini almıştır (a.y., s. 86). Doğal eşitsizlik, insanların ekonomik ve ırksal açıdan eşit olamayacaklarını, bunun da temelinde doğal seçilim/ayıklama sürecinin bulunduğunu savunan bir görüştür.
Ekonomik eşitsizlik ise faydacılığı, sekülerliği, modern kapitalizmin klasik ekonomi anlayışını temel alır ve mülkiyeti, mülk üzerindeki eşitsiz dağılan hakların doğal olduğunu savunur. Liberal düşüncenin öncülerinden Locke’a göre insanın emek verdiği şeyler üzerindeki mülkiyet hakkı, doğal bir haktır ve kimsenin elinden zorla alınamaz. Sivil çıkarlar “Hayat, özgürlük, sağlık ve bedenin dinlenmesi; para, arazi, ev, eşya ve benzeri dışsal şeylerin mülkiyetidir” (Locke 1995, s. 27). Bu anlayışa göre, sahip olunan mülkiyetin miktarına ve değerine bağlı olarak ekonomik-toplumsal sınıf ayrımlarının olması, toplumun doğal düzeninin bir parçasıdır. Modern kapitalizmin klasik ekonomi anlayışı ise en yetkin ifadesini Adam Smith’in (1723-1790) Ulusların Zenginliği (The Wealth Of Nations) adlı yapıtında bulur. Doğru cevap C'dir.
11.Soru
Hükümdar adlı yapıtında ilk ulus devlet kavramını ortaya atarak modern siyaset kuramının da temelini atmış olan filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Macchiavelli |
Aristoteles |
Demokritos |
Augustinus |
Kritias |
Macchiavelli Hükümdar adlı yapıtında ilk ulus devlet kavramını ortaya atarak, modern siyaset kuramının da temelini atmış olur.
12.Soru
Devlet anlayışını ve genel olarak Ortaçağ’ın devlet anlayışını yansıtan Tanrı Devleti Üzerine adlı yapıt aşağıdaki düşünürlerden hangisine aittir?
Sokrates |
Platon |
Aristoteles |
Augustinus |
Machiavelli |
Tanrı Devleti Üzerine adlı yapıt, Ortaçağ düşünürü Augustinus’un devlet anlayışını ve genel olarak Ortaçağ’ın devlet anlayışını göstermektedir.
13.Soru
Tarihsel bir olgu olarak bakıldığında eşitliğin siyasal bir ilke olarak anayasalarda yer alması hangi yüzyıllarda gerçekleşmiştir?
|
|
|
|
19.-20. yüzyıllarda |
Tarihsel bir olgu olarak bakıldığında eşitliğin siyasal bir ilke olarak anayasalarda yer almasının 18. ve 19. yüzyıllarda gerçekleştiği, uluslaşma süreciyle iç içe gerçekleştiği görülür. Fakat eşitlik taleplerinin tarihsel geçmişi bu kadar yeni değildir.
14.Soru
İnsan haklarının ya da temel hakların taşıyıcısı (öznesi) kişi iken dayanışma haklarından oluşan üçüncü kuşak hakların taşıyıcısı çoğunlukla kimlerdir
Yanlız yaşayanlar |
Gruplar |
Kimsesizler |
Çocuklar |
Partiler |
İnsan haklarının ya da temel hakların taşıyıcısı (öznesi) kişi iken dayanışma haklarından oluşan üçüncü kuşak hakların taşıyıcısı çoğunlukla kişiler değil gruplardır.
15.Soru
Bir yandan insan üzerindeki her türlü sınırlayıcılığa karşı çıkarken, toplum yaşamında devletin bireye müdahalelerinin de meşru olmayacağını savunan öğreti aşağıdakilerden hangisidir?
Toplulukçuluk |
Özgürlükçülük |
Bireycilik |
Çoğulculuk |
Bağımsızlık |
Özgürlükçülük, insanın özgürleşmesine engel olan her türlü belirlenimciliğe karşı çıkan, insanın özgürce eylemesine sınır koyan her türlü kural ve düzeneğe itiraz eden ve bilinçli insan eylemlerinin sonuçlarını nedensel açıklamalara indirgenemeyeceğini savunan öğreti veya klasik liberalizmin ilkelerini benimseyerek devlet denetimlerine karşı çıkan ideolojik bakış açısıdır denebilir (Güçlü vd. 2008, s. 1110).
16.Soru
Haklara ilişkin gelişmeyi, çeşitlenmeyi açıklamada en sık başvurulan yol kaçıncı kuşak düşüncesidir?
Bir kuşak |
İki kuşak |
Üç kuşak |
Dört kuşak |
Beş kuşak |
Yukarıda belirtilen en sık başvurulan yol “üç kuşak” düşüncesidir.
17.Soru
"Demokrasinin doğası" konusu aşağıdakilerden hangisine işaret etmektedir?
Demokrasiyi demokrasi yapan öz niteliklere |
İnsan doğasındaki çelişkilere |
Toplum ve devlet arasındaki ilişki biçimlerine |
Demokrasinin diğer yönetimlere karşı olan üstünlüğüne |
Demokrasinin de sorunlu bir yönetim biçimi olduğuna |
Demokrasinin doğası ile onun neliğine, yani demokrasiyi demokrasi
yapan öz niteliklere, demokrasinin değeri ile demokrasiyi diğer yönetim biçimlerinden üstün kılan olumlu yönlere işaret edilmektedir.
18.Soru
Ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine; bu hasret bizim” dizesinde hangi düşüncelerin ilişkisi ifade edilmektedir?
Eşitlik-Özgürlük |
Bağımsızlık-Eşitlik |
Özgürlük-Laiklik |
Laiklik-Bağımsızlık |
Bağımsızlık-Kardeşlik |
Özgürlük ve eşitlik arasındaki ilişkiyi kurmak üzere göz önünde bulundurulacak ilk düşünce, her ikisinin de insanın toplumsal yaşamda arzuladığı ve sahip olmak için mücadele ettiği idealler, ideler-gereklilik düşünceleri- olduğudur. İnsanın hem eşit hem özgür olma hem de bir toplum içinde kardeşçe bir arada yaşama isteği, ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine; bu hasret bizim” dizesinde en yetkin ifadesini bulur. Doğru cevap A’dır.
19.Soru
Aydınlanma’nın yaygınlaştırmaya çalıştığı kültürel değerler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
İnsanın doğuştan iyi olduğu kabul edilmiştir. |
Hukuk önünde ve toplumsal yaşamda herkesin özgür ve eşit bireyler olduğu vurgulanmaktadır. |
Her yerde ortak ve akılsal dayanakları olan evrensel değerlerin bize rehberlik ettiği kabul edilmiştir. |
İnsanlığın aklı sayesinde arttıracağı söylenen dünyevi mutluluk, Aydınlanma düşüncesi çerçevesinde devletin vatandaşlarına karşı bir yükümlülüğü olarak algılanmaktadır. |
Devletin görevi yeryüzü devletini Tanrı devletine göre düzenlemektir. |
Aydınlanma’nın yaygınlaştırmaya çalıştığı kültürel değerler içerisinde, insanın doğuştan iyi olduğu, hukuk önünde ve toplumsal yaşamda herkesin özgür ve eşit bireyler olduğu, her yerde ortak ve akılsal dayanakları olan evrensel değerlerin bize rehberlik ettiği gibi düşünceler birer önkabul olarak yer almışlardır. Ortaçağ’da insanlara ‘öteki dünya’, ‘ölüm sonrası yaşam’, ‘Tanrı krallığı’ gibi soyut şeyler uğruna feda edilmesi öğütlenen dünyevi mutluluk da yine Aydınlanma’nın öne çıkardığı bir değer olmuştur; eşitlik, özgürlük, kardeşlik gibi idealler de bu mutluluk için gerekli koşullar olarak ön plana çıkmışlardır (Şenol 2010, s. 319). Fakat tüm bu idealler, az önce de dile getirdiğimiz gibi, akıl kavramından ve bu kavramın içermelerinden soyut olarak düşünülemez. İnsan, aklı sayesinde geleneklerin boyunduruğundan kendini kurtaracak, kaderini kendisi biçimlendirecek, böylelikle özgürlüğünü ve mutluluğunu gitgide arttıracaktır (a.y.). İnsanlığın aklı sayesinde arttıracağı söylenen dünyevi mutluluk, yine Aydınlanma düşüncesi çerçevesinde, devletin vatandaşlarına karşı bir yükümlülüğü olarak algılanmıştır. Böyle bir yükümlülük de, en açık biçimde, vatandaşların tümünün hak ve özgürlük sınırlarının olabildiğince genişletilmesiyle gerçekleşebilir.
20.Soru
Eşitliğin siyasal bir ilke olarak anayasalarda yer alması ilk olarak hangi yüzyıllarda gerçekleşmiştir?
13. ve 14. yüzyıllarda |
15. ve 16. yüzyıllarda |
17. ve 18. yüzyıllarda |
18. ve 19. yüzyıllarda |
19.ve 20. yüzyıllarda |
Eşitliğin siyasal bir ilke olarak anayasalarda 18. ve 19. yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Doğru cevap D'dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ