Siyaset Felsefesi 2 Ara 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdaki liberalizm eleştirilerinin hangisi toplumsalcılık savunucularının yaptığı antropolojik eleştiriler arasında yer alır?
Liberalizmin bireyleri ontolojik açıdan yersiz-yurtsuz olarak tanımlar. |
Liberalizmle evrensel etik olanaksızdır. |
Liberal anlayış bireyleri doğrulama olanaklarından yoksun bırakır. |
Liberalizm, kendisinden başka bir şey düşünmeyen bencil bireyler toplumuna davetiye çıkartır. |
Liberalizm gevşek bağlarla birbirlerine bağlanmış bir topluma neden olur. |
Toplulukçu düşünürlerin liberalizme yönelik eleştirileri, üç başlık altında toplanabilir: antropolojik eleştiri, normatif eleştiri ve adalet-iyi tartışması. liberalizmde evrensel etiğin olanaksızlığı, bu görüşün bireyleri doğrulama olanaklarından yoksun bırakması ve bencil bireyler oluşturması normatif eleştiriler arasında yer alır. Liberalizmin ortak iyi kavramından yoksun olması nedeniyle gevşek bağlarla birbirlerine bağlanmış bir topluma neden olması adalet-iyi tartışmaları kapsamındadır. Liberalizmin bireyleri ontolojik açıdan yersiz-yurtsuz olarak tanımlaması ise antropolojik eleştiriler arasında yer alır. Doğur cevap A'dır.
2.Soru
- Antropolojik eleştiri
- Normatif eleştiri
- Adalet - iyi tatışması
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri toplulukçu düşünürlerin liberalizme eleştiri yönelttiği başlıklardandır?
Yalnız I |
I ve II |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Toplulukçu düşünürlerin liberalizme yönelik eleştirileri, üç başlık altında toplanabilir: antropolojik eleştiri, normatif eleştiri ve adalet-iyi tartışması.
3.Soru
Marksist doktrine ve Fransız sosyalizmine bağlı ihtilalci işçiler Paris komününü kaç yılında kurmuşlardır?
1896 |
1871 |
1901 |
1880 |
1786 |
Marksist doktrinine ve Fransız sosyalizmine bağlı ihtilalci işçiler komünist toplum ve sosyal adalet ideali ile 1871’de Paris komününü kurmuşlardır. Doğru yanıt B seçeneğidir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi evrensel ahlak temelinde düşünülen bireyci liberal anlayışın, bireyleri doğrulama olanaklarından da yoksun bıraktığını ileri sürer?
Aşağıdakilerden hangisi evrensel ahlak temelinde düşünülen bireyci liberal anlayışın, bireyleri doğrulama olanaklarından da yoksun bıraktığını ileri sürer?
Alasdair MacIntyre |
John Rawls |
Aristoteles |
Charles Taylor |
John Gray |
Toplulukçuluğun en tutucu isimlerinden biri olan Alasdair MacIntyre, evrensel ahlak temelinde düşünülen bireyci liberal anlayışın, bireyleri doğrulama olanaklarından da yoksun bıraktığını ileri sürer. Liberal bireyci anlayış, bireyleri kendisinden önce gelen toplumsal normlardan bağımsız olarak kurgularken, bireylerin her türden eylemlerini de kendi kendilerine belirledikleri iddiasındadır. Ancak böylesi bir durumda liberaller, kendisinden başka bir şey düşünmeyen ve eylemlerini yargılayacak bir otorite de bulunmayan bencil bireyler toplumuna davetiye çıkartmış olurlar.
5.Soru
Belirli halk gruplarının sosyo-ekonomik durumların ıslahı yoluyla sosyal düzenin sağlanması amacı ve bu temel ilkenin gerçekleştirilmesi için toplumsal yaşantıya çeşitli kamusal tedbirlerle müdahale eden demokratik devlet tipine ne denir?
Monarşi |
Laik Devlet |
Sosyal Devlet |
Üniter Devlet |
Ekonomik Devlet |
Öyleyse “sosyal devlet” şöyle tanımlanabilir:
“Belirli halk gruplarının sosyo-ekonomik durumların ıslahı yoluyla sosyal düzenin sağlanması amacı ve bu temel ilkenin gerçekleştirilmesi için toplumsal yaşantıya çeşitli kamusal tedbirlerle müdahale eden demokratik devlet tipi” (İzveren 1991, s. 102). Doğru cevap C'dir.
6.Soru
Bacon’ın idoller öğretisini kullanan, ama sonrasında bunu hem idoller eleştirisine, hem de kapsamlı bir toplum eleştirisine dönüştüren düşünürler kimlerdir?
Bacon’ın idoller öğretisini kullanan, ama sonrasında bunu hem idoller eleştirisine, hem de kapsamlı bir toplum eleştirisine dönüştüren düşünürler kimlerdir?
Thomas Aquinas - Hegel |
Spinoza - Hegel |
John Locke - Dietrich Holbach |
Adrien Helve´tius - Dietrich Holbach |
David Hume - Edmund Husserl |
Bacon’ın idoller öğretisini kullanan, ama sonrasında bunu hem idoller eleşti- risine, hem de kapsamlı bir toplum eleştirisine dönüştüren Aydınlanma düşünürlerinden Adrien Helve´tius’a ve Dietrich Holbach’tır.
7.Soru
Sosyal adalet ve ekonomik haklardan ilk söz eden kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Maximilien de Robespierre |
Robert Nozick |
John Rawls |
Robin Hahnel |
Karl Marx |
sosyal adaletin unsurlarından sosyal ve ekonomik haklardan ilk söz eden 1793 yılında Robespierre (1758-1794) olmuştur.
Aynı yıl kabul edilen Fransız Anayasası da bu haklara dair iki önemli madde
barındırır:
“-Kamu yardımları kutsal bir borçtur. (...) Toplum yoksul vatandaşların geçimlerini sağlamak zorundadır.
"-Öğrenim herkesin ihtiyacıdır. Toplum öğrenim imkânlarını bütün vatandaşlara sağlamak zorundadır”
8.Soru
I. Dağıtıcı adalet, eşitlik ilkesini kendisine ölçüt alır, ancak bu koşulsuz bir eşitlik değildir.
II. Dağıtıcı adaletin uygulama alanını kamusal alandır.
III.Devlet bu adaletin uygulayıcısı olarak karşımıza çıkar.
IV. Kişilerin devlete karşı ödevlerinin yetenekleri ve toplumsal konumlarına göre belirlenmesi dağıtıcı adaletin bir gereğidir.
Dağıtıcı adalet ile ilgili yukarıdakilerden hangileri söylenebilir?
I ve II |
II ve III |
I ve III |
I, II ve III |
I, II, III ve IV |
Doğru cevap E'dir. Dağıtıcı adalet, “Bir toplumda para ve bu şekilde bölüştürülebilir nitelikteki şeylerin (şan, şeref, ünvan, servet ve ekonomik değeri haiz diğer şeyler) toplum üyeleri arasında, herkesin yeteneği ve toplum içerisindeki statüsüne uygun olarak dağıtılmasını öngören adalet türüdür” (Balı 2001: 85). Dağıtıcı adalet, eşitlik ilkesini kendisine ölçüt alır, ancak bu koşulsuz bir eşitlik değildir. Koşulsuzlukla anlatılmak istenen, her koşulda, herkese eşit davranmaktır. Aristoteles’e göre bu durum adaletsizliği doğurur. Eşit olmayanlara eşit muamele yapmak yerine, eşit olanlara eşit, eşit olmayanlara ise farklı muamele yapmak adaletli davranmak olur. Peki ama kim kime, neye göre farklı davranacaktır? Öncelikle dağıtıcı adaletin uygulama alanının kamusal alan olduğunu, devletin bu adaletin uygulayıcısı olarak karşımıza çıktığını vurgulamak gerekir. Dağıtıcı adaleti benimseyen bir devletin yapması gereken, “Herkese toplum içerisindeki durumu ve yeteneklerine göre, nimet ve külfetlerden kendisine düşeni paylaştırmaktır” (Balı 2001, s. 86). Aynı şekilde kişilerin devlete karşı ödevlerinin de yetenekleri ve toplumsal konumlarına göre belirlenmesi de Aristotelesci dağıtıcı adaletin bir gereğidir (Güriz 2001, s. 8).
9.Soru
C¸ağdaş dünyada Will Kymlicka, Isaiah Berlin, Michael Oakeshott gibi düşünürlerin esinlendiği hoşgörü anlayışı aşağıdaki ikililerden hangisinden etkilenmiştir?
C¸ağdaş dünyada Will Kymlicka, Isaiah Berlin, Michael Oakeshott gibi düşünürlerin esinlendiği hoşgörü anlayışı aşağıdaki ikililerden hangisinden etkilenmiştir?
Hume - Hobbes |
Locke - Mill |
Kant - Spinoza |
Marks - Engels |
Hegel - Feuerbach |
Liberal bazı savunucuları, hoşgörü kavramını farklı iyi kavrayışlarının bir arada yaşayabilme projesi olarak değerlendirirler. C¸ağdaş dünyada Will Kymlicka, Isaiah Berlin, Michael Oakeshott gibi düşünürlerin esinlendiği Thomas Hobbes ve David Hume’un felsefelerinde içerilen bu türden bir hoşgörü anlayışı, farklı olanların ortak bir zemin arayışında bulunmaksızın barış içinde yaşayabilecekleri bir liberal perspektifin ürünüdür. Başka bir deyişle, bu türden bir bakış açısından iyi yaşam, etik ilkeler yerine değerler çoğulluğuyla ifade edilebilir. Locke’un hoşgörüyü tek bir inanca götüren yol olarak değerlendirmesi karşısında, Hobbes ve Hume’a göre hoşgörü, bir uzlaşım aracı değil, barış için bir önkoşuldur. Doğru cevap A'dır.
10.Soru
Liberal sözcüğü ile ilgili aşğıdakilerin hangisi yanlıştır?
Zaman zaman açık görüşlülük zaman zaman da cömertlik anlamlarını içeren kullanımlara |
Sözcüğün siyasal bir içerik kazanması 19. yüzyıl sonrasındadır. |
1840’lardan sonra Avrupa’da siyasal anlamını yitirmeye başlamıştır. |
Latince liber, köle ya da serf olmayan özgür insanları işaret etmek üzere kullanılır. |
Pek çok farklı anlamı içerecek biçimde 14. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. |
Liberal sözcüğü, pek çok farklı anlamı içerecek biçimde 14. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Latince liber, köle ya da serf olmayan özgür insanları işaret etmek üzere kullanılır. Ayrıca sözcük, zaman zaman açık görüşlülük zaman zaman da cömertlik anlamlarını içeren kullanımlara sahiptir. Sözcüğün siyasal bir içerik kazanması ise 19. yüzyıl sonrasındadır. İlk kez 1812’de İspanya’da kullanılan siyasal içerikli liberal sözcüğü, 1840’lardan sonra ise Avrupa’da geniş ölçüde belli bir tür siyasal eğilimi imlemeye başlar.
11.Soru
İnsanların toplumsal yaşam içerisinde birbirleriyle dilsel-kültürel alışverişlerinden doğan, dilde yerleşmiş kalıpların taşıdığı önyargılar Bacon’un önerdiği önyargı kalıplarından hangisidir?
Soy idolleri |
Mağara idolleri |
Çarşı idolleri |
Tiyatro idolleri |
Modern idoller |
Bacon önyargı kalıplarını (idolleri); soy, mağara, çarşı ve tiyatro idolleri olmak üzere dört başlık altında ele almıştır. İnsanların toplumsal yaşam içerisinde birbirleriyle dilsel-kültürel alışverişlerinden doğan, dilde yerleşmiş kalıpların taşıdığı önyargılar çarşı idolleri olarak ifade edilir.
12.Soru
Ulusların Zenginliği adlı yapıtta adı geçen görünmez el benzetmesi aşağıdaki isimlerden hangisine aittir?
J. M. Keynes |
Paul Krugman |
Adam Smith |
Gary Becker |
J. S. Mill |
Görünmez el benzetmesi Adam Smith’in Ulusların Zenginligi adlı yapıtında geçmektedir. “Her birey kendi çıkarı peşinde koşarken, sıklıkla, katkıda bulunmaya niyetleneceğinden çok daha etkin olarak topluma katkıda bulunur” (Smith A, Ulusların Zenginliği). Doğru cevap C'dir.
13.Soru
I. İnsan ne yaparsa yapsın doğayı tam olarak deneyimleyemez.
II. Doğaya egemen olmak için onu tüm gizemleriyle ve olduğu gibi bilmek/tanımak gerekir.
III. İnsan, doğayı bilecek ve ona egemen olacak olanaklara ve güce sahiptir.
IV. Doğayı olduğu gibi tanımak için, usu olabildiğince saflaştırmak gerekir.
Yukarıdakilerden hangisi Bacon’ın idoller öğretisinin dayandığı temel önkabuller arasında sayılabilir?
Yalnız I |
I ve II |
II ve III |
I, II, III ve IV |
II, III ve IV |
Bacon’ın idoller öğretisinin dayandığı temel önkabuller şöyle sıralanabilir: 1. İnsan, doğayı bilecek ve ona egemen olacak olanaklara ve güce sahiptir. 2. Doğaya egemen olmak için onu tüm gizemleriyle ve olduğu gibi bilmek/tanımak gerekir. 3. Doğayı olduğu gibi tanımak için, usu olabildiğince saflaştırmak, yani onu duyum ve algının çarpıtmalarından ve kendisinde yerleşip kökleşerek doğayı olduğu gibi tanımamıza engel olan önyargı kalıplarından -kısacası idollerden- arındırmak gerekir. Doğru cevap E'dir.
14.Soru
Toplulukçular ve liberaller arasında görülen "adil ve iyi tartışması" ile ilgili hangisi söylenemez?
Toplulukçular “iyi”, liberaller ise “adalet” kavramını kuramlarının merkezine alırlar. |
Toplulukçuların iyinin önceliğine dair görüşlerinin temelinde Aristoteles’in düşünceleri bulunur. |
Liberallerin adalete merkezi önem atfeden bakış açıları, toplulukçular tarafından gevşek bağlarla birbirlerine bağlanmış bir topluma neden olduğu gerekçesiyle eleştirilir. |
Liberallere göre bireylerin topluluğu koruma ve sürdürme amaçları, aslında kendi varoluşlarını koruma ve sürdürme amacında olmalarından kaynaklanır. |
Bugün liberal demokrasilerin çoğulcu bir yapıya kavuşması gerekliliğine dair yapılan eleştirilerin altında, kimliklerin temsilinin gerçek anlamda eşitlik ve özgürlük getireceğine dair duyulan inanç yatar. |
Liberallerin adalete merkezi önem atfeden bu bakış açıları, toplulukçular tarafından gevşek bağlarla birbirlerine bağlanmış bir topluma neden olduğu gerekçe-siyle eleştirilir. Bireylere ortak iyi bağlamında hiçbir içerik sunmayan adalet ilkesi, topluluğun sürekliliğini sağlamada yetersiz bir gerekçe sunar. Dahası “(...) adalet merkezi kavram olarak değerlendirildiğinde, topluluğun kendinde değeri araçsal bir birlikteliğe indirgenmiş olur. Oysa topluluk, bireyin bireyselliğinin varoluşu-na araçsal olmayan bir yoldan katılır” (Tunçel 2010, s. 69). Nitekim bireylerin topluluğu koruma ve sürdürme amaçları, aslında kendi varoluşlarını koruma ve sürdürme amacında olmalarından kaynaklanır. Bu gerekçe, bireylerin ortak iyiye katılımlarının motivasyonunu da sağlar.
Yani "bireylerin topluluğu koruma ve sürdürme amaçları, aslında kendi varoluşlarını koruma ve sürdürme amacında olmalarından kaynaklanır" düşüncesi liberallere değil, toplulukçulara aittir.
15.Soru
I. İdeoloji içerisinde kendini sorgulama ve özeleştiri yapma eğilimi ve esnekliğinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
II. İdeolojinin insan haklarına ve insanın değerine katkısı ya da bu değerlere verdiği zarar asla görmezden gelinemez.
III. Bir ideolojiyi iyi ya da kötü diye nitelendirelecekse evrensel insan haklarının korunmasına ve bu hakların tüm insanlar için yararlanılabilir olmasına
yönelik katkısını göz önüne alarak değerlendirme yapılmalıdır.
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri ideolojiler değerlendirilirken göz önünde bulundurulması gereken ölçütlerdendir?
Yalnız I |
Yalnız II |
I-II |
I-II-III |
Yalnız III |
Etkilerini eylemlerde ve eylemlerin doğurduğu sonuçlarda gördüğümüz ideolojileri değerlendirirken, herhangi bir ideolojik görüş yerine, felsefî bilgiden hareket etmek ve şu ölçütleri gözetmek yararlı olur:
1- Değerlendirme konusu olan ideoloji içerisinde kendini sorgulama ve özeleştiri yapma eğilimi ve esnekliğinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Esneklikten yoksun, kendisini mutlaklaştırarak zaman-ötesi bir doğruluğu
içinde barındırdığını savlayan ideolojik görüşler, Napoléon’un yüklediği
anlamın işaret ettiği üzere, gerçeklikten kopabilir, yani toplumun yaşam
koşullarını göz önüne almamaya başlar ve çağının gerisinde kalır.
2- Değerlendirme konusu olan ideolojinin insan haklarına ve insanın değerine katkısı ya da bu değerlere verdiği zarar asla görmezden gelinemez. İnsanın ve insanlığın değerini bir bütün olarak en yetkin ifade eden ya da
ifade ettiği kabul edilen belge, çağın gerçeklerine göre sürekli güncellenme
özelliğini kaybetmeyen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ’dir. Öyleyse, bir
ideolojiyi ille de iyi ya da kötü diye niteleyeceksek, evrensel insan haklarının korunmasına ve bu hakların tüm insanlar için yararlanılabilir olmasına
yönelik katkısını göz önüne alarak değerlendirme yapmalıyız
16.Soru
Tüm dünyanın artık liberalizmin yörüngesine girdiğini ifade eden “tarihin sonu” tezi kime aittir?
Thomas Hobbes |
John Rawls |
Francis Fukuyama |
John Locke |
Karl Marx |
Tüm dünyanın artık liberalizmin yörüngesine girdiğini ifade eden Francis Fukuyama’nın “tarihin sonu” tezi (Fukuyama 1992), liberalizme yönelen eleştirel hiçbir görüşün artık olanaklı olmadığının haberciliğini üstlenir.
17.Soru
Bir ideolojinin iyi olarak değerlendirilebilmesi için hangi özelliğe sahip olması önemlidir?
İdeolojinin çok sayıda insan tarafından benimsenmiş olması |
İdeolojinin sorgulama ve özeleştiri yapma esnekliğinin olması |
İdeolojiyi ortaya atan düşünürün otoritesinin güçlü olması |
İdeoloji başkalarına zarar verse de bizim işimize yaraması |
İdeolojinin bizim doğrularımızı desteklemesi |
İdeolojileri değerlendirirken, herhangi bir ideolojik görüş yerine, felsefî bilgiden hareket etmeli ve öncelikle ideolojinin sorgulanma esnekliği ile insan hakları ve değerlerine katkısı göz önünde bulundurulmalıdır.
18.Soru
İdeoloji kavramını ilk kez kim kullanmıştır?
Antoine Destutt de Tracy |
Francis Bacon |
Adrien Helve´tius |
Dietrich Holbach |
E´tienne de la Boe´tie |
İdeolojiyi ilk kez kullanan Antoine Destutt de Tracy’ye göre, bu kavram felsefi^-bilimsel bir disiplinin adıdır ve bu disiplin diğer bilimler için bir temel oluşturur. İdeolojinin amacı, düşüncelerin doğal köken- lerini araştırmak, düşünceye ilişkin yanılgıları ve yanlışlıkları ortaya çıkararak toplumsal reformların hizmetine sunmaktır.
19.Soru
“Kural adaleti” ile “hakkaniyet olarak adalet” teorisi arasındaki ayrım temelde hangi filozofa ve eserine dayanmaktadır?
Aristoteles’in Nikomakhos’a Etik |
Adam Smith'in Ulusların Zenginligi |
Henri Denis'in Ekonomik Doktrinler Tarihi |
John Rawls'un Bir Adalet Kuramı |
Michael Walzer'ın Adalet Alanları |
Klasik liberalizmin “kural adaleti” ile “hakkaniyet olarak adalet” teorisi arasındaki ayrım temelde
Aristoteles’in Nikomakhos’a Etik adlı eserinde yaptığı bu ayrıma dayanır.
20.Soru
Aşağıdaki görüşlerden hangisi anarşizm anlayışına uygundur?
Üretim araçlarının sahibi devlet olmalıdır. |
Devlet ekonomideki üretim ve yatırımların planlayıcıdır. |
Ekonomiyi yönetecek kimseler demokratik seçimle belirlenmelidir. |
Her türlü düzene karşı çıkılmalıdır. |
Devletsiz bir toplum düzenini mümkündür. |
Anarşist denilince, tüm düzenleri reddeden, toplumda karmaşa ve düzensizlik yaratmak isteyen kişiler anlaşılır. Oysa anarşistlerin karşı olduğu, bir toplum düzeni değil, hiyerarşik esaslara dayalı devlet ve onun temsil ettiği otoritedir. Anarşizm, devletsiz bir toplum düzeninin varolabileceğini savunan, devleti özü bakımından kötü olarak niteleyen bir ideolojidir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ