Siyasi Düşünceler Tarihi Ara 18. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
İstoriai (Tarihler) eserinin yazarı düşünür kimdir?
Cicero |
Polybios |
Spartacus |
Seneca |
Augustinus |
Polybios (İÖ 200-120) Roma’ya savaş esiri olarak götürülmüş Yunanlı bir düşünürdür. Ancak kısa zamanda Roma’nın büyük gücü karşısında Roma’ya hayran kalmış ve bu başarıyı açıklama iddiasıyla İstoriai (Tarihler) adlı yapıtını kaleme almıştır.
2.Soru
- Yeni “ulusal kiliseler” ortaya çıkar.
- Toplumsal yaşam yenilenir.
- Kültürel dünya yenilenir.
Hangisi ya da hangileri XIV. ve XVI. yüzyıllar arası Batı Avrupa’da yaşanan değişimlerdendir?
I, II, III |
II, III |
I, II |
Yalnız I |
Yalnız II |
XIV. yüzyılın ikinci yarısından XVI. yüzyılın sonuna değin Batı Avrupa büyük bir değişim süreci geçirir. Özellikle Kilise’nin tekelinde tutmaya çalıştığı dinin yavaşça Papalık’ın kontrolü dışında kendine yeni kanallar bulması, farklı dinsel anlayışların gelişmesiyle dinde bir yenileşme ve nihayet Katolik Kilisesi’nin dışında yeni “ulusal kiliseler” ortaya çıkar. Aynı zamanda Kilise kontrolündeki toplumsal yaşam, Kilise zayıfladıkça tüm boyutlarıyla yenilenir. Bir bütün olarak toplumsal hayatın, özel olarak kültürel dünyanın yenilenmesi ve bu yenilenme doğrultusunda Antik Yunan ve Roma dünyasının değerlerinin yeniden anlamlı hâle gelmesi Rönesans kapsamında değerlendirilir.
3.Soru
Marsilius tarafından, insanların yeterlik ve mükemmellik içinde yaşamalarını mümkün kılan topluma verilen ad nedir?
Dünyevi iktidar |
Potestas |
Auctoritas |
Civitas |
Gallikanizm |
Potestas, Eski Roma’da tribunusların yetkisi; siyasal iktidarın kullanımı, Auctoritas ise Senato’nun yetkisi; siyasal iktidarın ilkesidir. Gallikanizm, Fransa’ya özgür dinsel ve siyasal öğretilerdir. Marsilius’a göre, insanların kendi gereksinimlerini karşılayarak yeterlik içinde yaşamalarının yanı sıra, iyi yaşamalarını da mümkün kılan, yeterli yaşan için gerekli olan her şeyin üretilip mübadele edildiği, bu bakımdan tümüyle dünyevi olan mükemmel toplum Civitas’tır.
4.Soru
Hegemonya nedir?
Savaşlarda yenik düşen toplulukların yığın hâlinde köleleştirilmesidir.
|
En başta yurttaşlığın kapsamının genişlemesi ve siyasal sistemin askerileşmesiyle temelli değerlerin bozulmasına yol açan devlet yönetimidir.
|
İnsanların devlet öncesi yaşadıkları kabul edilen, özel mülkiyetin, köleliğin, eşitsizliğin olmadığı doğal toplumsal durum.
|
Roma Kilisesi tarafından aziz sayılmış olanların düşünsel girişimlerinin tümüne verilen addır.
|
Bir siyasal sistemin, rejimin ya da ideolojinin toplumsal sistem tarafından kabul edilmesini ifade eder
|
5.Soru
Kilise’nin dünyevi işlerdeki büyük gücünü hangi olay işaret etmiştir?
Ortaçağın doğuşu
|
Roma İmparatorluğunun bölünmesi
|
Haçlı Seferleri
|
Kölelerin ayaklanması
|
Roma İmparatorluğunun yıkılması
|
6.Soru
Aşağıdaki kişilerden hangisi ütopyacı düşüncenin klasik metni olan Utopia'nın yazarıdır?
Thomas More
|
XIV. Louis
|
Tommaso Campanella
|
Francis Bacon
|
VII. Henry
|
7.Soru
- I. Friedrich Barbarossa
- VI. Heinrich
- II. Friedrich
Hangisi ya da hangileri XII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Papalık ile sürekli çatışma içerisinde olan imparatorlardandır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I, II |
II, III |
I, II, III |
Papalık ile dünyevi yönetimlerin çatışması, XII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren imparatorlar üzerinden başladı. Üç güçlü Roma-Germen imparatoru, I. Fried- rich Barbarossa (imparatorluk dönemi 1155-1190), VI. Heinrich (i. d. 1190-1211) ve II. Friedrich (i. d. 1211-1250), Papalık ile sürekli bir çatışma içine girdiler.
8.Soru
Şiirlerinde, çalışma karşılığı olmayan servete karşı çıkan Antik Yunan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
Homeros |
Demokritos |
Sokrates |
Platon |
Hesiodos |
İO 700’lerde yaşadığı sanılan, küçük mülk sahibi, yoksul bir şairdir Hesiodos. Tanrıların Doğuşu ve İşler ve Günler adlı yapıtlarıyla ünlüdür. Hesiodos, şiirlerinde çalışma karşılığı olmayan servete karşıdır. İlgili dönemde çalışan sınıfların hayatına bir ayna tutmayı başarmıştır.
9.Soru
Platon’a göre, tek bir kişinin kendi çıkarları doğrultusunda yönetimi değil, tek bir kişinin topluluğun ortak çıkarlarını kollayan yönetim biçimi hangisidir?
Monarşi |
Demokrasi |
Tiranlık |
Oligarşi |
Deme-Demos |
Sözcük anlamı ‘tekin yönetimi’ anlamına gelen Monarşi kelimesidir. Yaygınlıkla krallık karşılığı olarak kullanılır. Ancak, Platon’daki karşılığı tek bir kişinin kendi çıkarları doğrultusunda yönetimi değil, tek bir kişinin topluluğun ortak çıkarlarını koruyup kollayan yönetimdir.
10.Soru
Dünyevi iktidar ile ruhani iktidar arasındaki ilişkileri düzenlerken “karşılıklı bağımsızlık” savını benimseyen düşünürler kimdir?
Padovali Marsilius ve Parisli Jean |
Dante ve Ockhamlı William |
Padovalı Marsilius ve Ockhamlı William |
Dante ve Padovalı Marsilius |
Dante ve Aquinumlu Thomas |
Çatışma sürecinde, imparatorların safında yer alıp Roma Kilisesi’nin savlarına karşı yapıtlar yayımlamış üç düşünür, Dante, Ockhamlı William ve Padovalı Marsilius’dur. Dante ve Ockhamlı Wililam “karşılıklı bağımsızlık” savını benimserken, Padovalı Marsilius daha ileri giderek devletin Kilise üzerindeki üstünlüğü savını açıkça dile getiren ilk düşünür olmuştur.
11.Soru
“Altın çağ mitosu” ne anlama gelmektedir?
Roma İmparatorluğu’nun tekrar eski gücüne kavuşacağı günleri özlemle bekleyen Romalıların kullandığı söylem |
Temelde Res Romana’nın uygulanmasını öğütleyen ilkeler bütünü |
Roma’da matematik ve fizik biliminde yaşanan bilimsel gelişmeler dönemini niteleyen kavram |
İnsanların devlet öncesi yaşadıkları kabul edilen, özel mülkiyetin, köleliğin, eşitsizliğin olmadığı doğal toplumsal duruma verilen ad |
Roma İmparatoru Neron’un etkili hükümdarlık dönemine verilen ad |
Altın çağ mitosu: insanların devlet öncesi yaşadıkları kabul edilen, özel mülkiyetin, köleliğin, eşitsizliğin olmadığı doğal toplumsal durum. Buna göre, bu doğal toplumsal durumdan çıkılması çoğu kötülüğün ana nedenidir. Bu mitosu siyasal düşünce içinde en iyi ifade eden isim Jean-Jacques Rousseau’dur.
12.Soru
Feodal bir toplumda “serflik” ne anlama gelmektedir?
Toprağa bağımlı kılınmış, hukuken toprağı terk etmesi yasaklanmış köylülük |
İşlenen topraklara verilen ad |
Feodal yapının düzeni ve denetiminden sorumlu devlet adamlarına verilen yetki |
Köylülerin işledikleri topraklar üzerinden vermek zorunda oldukları toprak vergisi |
Feodal yapının nasıl işleyeceğini açıklayan yasal düzenlemeleri içeren kanunlar bütünü |
Feodal toplumun en önemli bileşenlerinden biri olan serflik, toprağa bağımlı kılınmış, yani hukuken toprağı terk etmesi yasaklanmış köylülüğü ifade eder. “Toprak köleliği” olarak adlandırılsa da kölelikle karıştırılmamalıdır. Serfler, toprağa bağlı kılınmakla birlikte, küçük işletme sermayelerine, toprağın tasarruf hakkına ve küçük üretim araçlarına sahiptir.
13.Soru
“İki Kılıç Kuramı” kavramını aşağıdakilerden hangisi açıklar?
İmparator ve kilisenin birlikte devleti yönetmesi |
Kilise’nin hem dünyevi işleri ve adaleti yürütme, hem de dinsel alanı yönetme yetkisi olması |
İmparatorun kendine dini ünvanlar atayarak hem kilise hem devlet işlerinde etkili olması |
İmparatorun askeri birliklerin de başında başkomutan olarak görev ve yetki sahibi olması |
İmparatorluğun hem imparator hem de danışman bir konsül tarafından yönetilmesi |
Bu kuram, Kilise’ye hem dünyevi işleri idare etme, düzeni ve adaleti sağlama, hem de dinsel alanı çekip çevirme hakkını ileri sürme imkânı verir. Kilise, bir yandan maddi ya da dünyevi kılıcın kralların ya da imparatorların elinde olduğunu söylüyor ama öbür yandan bu kılıcın ancak Kilise’nin buyruklarına tabi olarak kullanılması gerektiğini ileri sürüyordu. Böylece, krallar ya da imparatorlar adeta Kilise’nin hizmetkârı ya da feodal döneme uygun bir ifadeyle vasalı hâline getirilmiş oluyordu.
14.Soru
Reform hareketini durdurmak için Roma Kilisesi ile bir karşı-reform amacıyla birlikte çalışan tarikat aşağıdakilerden hangisidir?
Salezyenler |
Malakanlar |
Tapınak Şövalyeleri |
Cizvitler |
Trappistler |
Karşı-reform: Reformcu hareketi durdurmak için Katolik Kilisesi’nin, özellikle Aziz Ignatius Loyola (1491- 1556) eliyle örgütlediği Cizvit (Jesuit) tarikatı nezdinde geçirdiği değişim sürecidir. Cizvitlerin en önemli özelliği tarikat liderine ve papaya kesin bir teslimiyeti öngören örgütlenmeleri ile eğitime verdikleri önemdir. Cizvitler, Katolikliği yaygınlaştırmak için toplumun hem en altta yer alan fahişeler, gençler, hastalar, mahkûmlar gibi kesimlerine, hem de en üst tabakadaki soylulara aynı anda yöneldiler.
15.Soru
Platon’a göre, tek bir kişinin kendi çıkarları doğrultusunda yönetimi değil, tek bir kişinin topluluğun ortak çıkarlarını kollayan yönetim biçimi hangisidir?
Monarşi |
Demokrasi |
Tiranlık |
Oligarşi |
Deme-Demos |
Sözcük anlamı ‘tekin yönetimi’ anlamına gelen Monarşi kelimesidir. Yaygınlıkla krallık karşılığı olarak kullanılır. Ancak, Platon’daki karşılığı tek bir kişinin kendi çıkarları doğrultusunda yönetimi değil, tek bir kişinin topluluğun ortak çıkarlarını koruyup kollayan yönetimdir.
16.Soru
Papalığın dinsel alanda yetkilerini sınırlandıran, dünyevi iktidarını kabul etmeyen, kralın ve ona bağlı yöneticilerin Papalık buyruklarına uyma yükümlülüğünü ortadan kaldıran Gallikanizm, aşağıdaki ülkelerden hangisinde ortaya çıkmıştır?
Almanya |
Prusya |
Hollanda |
Fransa |
İngiltere |
Papalığın dinsel alanda yetkilerini sınırlandıran, dünyevi iktidarını kabul etmeyen, kralın ve ona bağlı yöneticilerin Papalık buyruklarına uyma yükümlülüğünü ortadan kaldıran Gallikanizm, Fransa'da ortaya çıkmıştır.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi birinci kuşak ve ikinci kuşak sofistlerin arasındaki farklarla ilgili yanlış bilgi içermektedir?
İkinci kuşak sofistler demokratik bir yaklaşım benimsemiştir
|
Birinci kuşak sofistler düşüncenin merkezine insanı koyar
|
Birinci kuşak sofistler insanları eşit görürler
|
İkinci kuşak sofistler yasaları engel olarak görürler
|
Birinci kuşak sofistler Polis'i insan yapısı bir varlık olarak görür
|
18.Soru
Antik Yunan uygarlığı, kent devletleri ya da polis ’ler biçiminde kendini gösterir.Burada adı geçen “polis” ne anlama gelmektedir?
Polis sözcüğü “polis’e ait işler, güçler” anlamında politika sözcüğünün kaynağında yer alır. Polis yalnızca bir yerleşim birimini, bir coğrafya parçasını ifade etmemektedir. Polis apaçık bir siyasal varlıktır.
|
İÖ 387 yılında, Platon’un, kentin dışında bulunan ve eski savaş kahramanlarından birinin adını taşıyan HerosAkademos bahçesinde kurduğu okul.
|
Kamusal işler, olaylar, vb.” gibi anlamlara gelmektedir. Ancak bu sözcük Roma siyasal düşüncesinde Yunan düşüncesindeki politea’nın yani devletin karşılığı olarak kullanılmaya başlanır.
|
Bir uygulama gücü olarak iktidarı işaret eder. İktidarın eylemleri açısından bağlayıcı kurallar koyan, nihai, meşrulaştırıcı, üstün iktidarı ifade eden polis’ten farklı olarak iktidarın uygulama gücünü,eylemliliğini, bu gücün kullanılış biçimini kapsar.
|
Dinsel iktidarın, dünyevi iktidardan üstün olduğu kabulünden hareketle dinsel iktidarın sahibi olarak Kilise’nin de dünyevi iktidar sahiplerinden üstün olduğu, bu nedenle dünyevi iktidarın da Kilise’ye ait olması gerektiği savı.
|
19.Soru
Hristiyanlığın evrensel bir din olarak görülmesinde önemli çalışmalar yapmış ve onu uygun bir şeriatla donatılmasını sağlamış, Hristiyanlığın gerçek kurucusu sayılan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
İgnatios |
Petrus |
Eusebius |
Anastasyus |
Pavlus |
Hristiyanlığı, ona uygun bir şeriatla donatan asıl kişi Pavlus’tur. Pavlus, adeta bu dinin gerçek kurucusudur. Hristiyanlığı seçtikten sonra hem bu yeni inancın yaygınlaşması hem de kurumlaşarak bir şeriat oluşturması için en önemli çalışmaları yapan kişidir. Pavlus faaliyetlerini, Yahudilerin İsa’nın mesajını reddetmesi nedeniyle diğer topluluklara yönelerek başlatır. Bu dönüm noktasından itibaren Pavlus Hıristiyanlığı bir kavim dini olarak değil, dünya cemaatine ait (evrensel) bir din olarak görür.
20.Soru
Olağanüstü dönemlerde, konsüllerce atanan ve kendisine senato tarafından belirli bir amaç doğrultusunda altı ayı aşmayacak üzere tam yetki verilmesi durumu aşağıdakilerden hangisidir?
Monarşi |
Oligarşi |
Diktatörlük |
İmparatorluk |
Altın çağı mitosu |
Bugünkü çağrışımlarıyla yani zora dayalı, yaygın şiddet ve keyfilikle nitelendirilebilecek bir terim olan diktatörlük, Roma döneminde, cumhuriyet tarafından geliştirilmiş anayasal bir kurumdur. Olağanüstü dönemlerde konsüllerce atanan ve kendisine senato tarafından belirli bir amaç doğrultusunda, altı ayı geçmemek üzere tam etki verilen kişiye diktatör denmektedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ