WEB OKURYAZARLIĞI Dersi OKURYAZARLIK KAVRAMI soru detayı:
SORU:
19. yüzyıldan sonra okuryazarlık kavramı nasıl değişmiştir?
CEVAP: 19. yüzyılında yaşanan ekonomik, sosyal ve tekno- lojik gelişmeler, okunma, yazma, dinleme/izleme biçimlerimizde ve metin algımızda önemli deği- şiklikler meydana getirmiştir. Bu bağlamda okuryazarlık kavramı da sürekli gelişmiştir. Okuryazarlık ve okuryazar kavramına yüklenen anlamları ve algıları; alfabeye dayalı okuryazarlık, işlevsel okuryazarlık, eleştirel okuryazarlık, yeni okuryazarlıklar olmak üzere dört başlık altında toplamak mümkündür. Okuryazarlık hareketinde birinci dönem, alfabeye dayalı okuryazarlıktır. Bu yaklaşımda okuryazarlığın alfabe temelinde tanımlanması ve sadece okuma ve yazma eylemlerine odaklanması söz konusudur. İkinci dönem olan işlevsel okuryazarlık; bireylerin günlük hayatın içerisinde katılımcı bireyler olmasına odaklanmaktadır. Üçüncü dönem olan eleştirel okuryazarlık; anlam kurma sürecinde her türlü varsayımdan, kabulden uzak bir biçimde aktif olmayı, yorumlamayı ve yeniden üretmeyi temel almaktadır ve her aşamada sorgulama becerisini geliştirmeyi hedeflemektedir. Dördüncü dönemde ortaya çıkan yeni okuryazarlıklarda ise okuryazarlığın alfabe ve kâğıt temelinden sıyrılması söz konusudur. Başlangıçta yazılı ve basılı ortamlarla sınırlı olan okuryazarlık anlayışı; 1990’lı yılların başlarından itibaren görsellerin ve elektronik iletişim araçlarının günlük yaşam içerisinde önemli bir yer edinmesiyle birlikte görsel ve işitsellerin anlamlandırılması, elektronik donanım ve yazılımların kullanımı da kapsayacak şekilde genişlemiştir.
19. yüzyılında yaşanan ekonomik, sosyal ve tekno- lojik gelişmeler, okunma, yazma, dinleme/izleme biçimlerimizde ve metin algımızda önemli deği- şiklikler meydana getirmiştir. Bu bağlamda okuryazarlık kavramı da sürekli gelişmiştir. Okuryazarlık ve okuryazar kavramına yüklenen anlamları ve algıları; alfabeye dayalı okuryazarlık, işlevsel okuryazarlık, eleştirel okuryazarlık, yeni okuryazarlıklar olmak üzere dört başlık altında toplamak mümkündür. Okuryazarlık hareketinde birinci dönem, alfabeye dayalı okuryazarlıktır. Bu yaklaşımda okuryazarlığın alfabe temelinde tanımlanması ve sadece okuma ve yazma eylemlerine odaklanması söz konusudur. İkinci dönem olan işlevsel okuryazarlık; bireylerin günlük hayatın içerisinde katılımcı bireyler olmasına odaklanmaktadır. Üçüncü dönem olan eleştirel okuryazarlık; anlam kurma sürecinde her türlü varsayımdan, kabulden uzak bir biçimde aktif olmayı, yorumlamayı ve yeniden üretmeyi temel almaktadır ve her aşamada sorgulama becerisini geliştirmeyi hedeflemektedir. Dördüncü dönemde ortaya çıkan yeni okuryazarlıklarda ise okuryazarlığın alfabe ve kâğıt temelinden sıyrılması söz konusudur. Başlangıçta yazılı ve basılı ortamlarla sınırlı olan okuryazarlık anlayışı; 1990’lı yılların başlarından itibaren görsellerin ve elektronik iletişim araçlarının günlük yaşam içerisinde önemli bir yer edinmesiyle birlikte görsel ve işitsellerin anlamlandırılması, elektronik donanım ve yazılımların kullanımı da kapsayacak şekilde genişlemiştir.