SORU: 1982 Anayasası’nın 119., 120. ve 122. maddelerindeki olağanüstü yönetim usullerine geçişte izlenmesi gereken yöntem kuralları arasındaki önemli benzerlikler nelerdir?
CEVAP: 1982 Anayasası’nın 119., 120. ve 122. maddelerinde yer alan olağanüstü yönetim usullerinin sebep ve konu unsurları birbirlerinden farklıdır. Buna karşılık, bu yönetim usullerine geçişte izlenmesi gereken yöntem kuralları önemli benzerlikler sergilemektedir. Bu benzerlikleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. • Olağanüstü yönetim usullerinin hepsinde (m. 119, m. 120 ve m. 122) bu yönetim usulüne geçiş kararını verme yetkisi, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna aittir. Burada dikkat çeken bir nokta, anayasanın olağanüstü yönetim usullerinden birine geçiş için bakanlar kurulunu değil; ancak cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulunu yetkilendirmesidir. • Anayasa, olağanüstü yönetim usullerinden herhangi birine geçiş için cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulunun verdiği kararı tek başına yeterli görmemiş; bu kararın TBMM tarafından onaylanması gerektiğini düzenlemiştir. Gerçekten 121. madde, ilk fıkrasında Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur hükmüne yer vermekte; benzer şekilde 122. madde, ilk fıkrasında cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulunun sıkıyönetime geçiş kararının derhal Resmi Gazetede yayınlanacağını ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulacağını düzenlemektedir. • Anayasanın 120. maddesinde düzenlenen olağanüstü hal ile 122. maddesinde düzenlenen sıkıyönetime geçiş kararı, ancak MGK’nun görüşü alındıktan sonra cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu tarafından verilmektedir. Buna karşılık 119. Maddede yer alan nedenlerle olağanüstü hal ilanında MGK’nun görüşünün alınması gerekmemektedir. Böyle olmakla beraber, MGK’nun görüşü, kurulun diğer kararlarında olduğu gibi bağlayıcı değil; istişari niteliktedir. Bunun doğal sonucu olarak 120 ve 122. maddelerdeki olağanüstü yönetim usullerine geçiş kararını vermeye yetkili olan asıl makam, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruludur. • Bu olağanüstü yönetim usulleri arasındaki bir başka ortak nokta, her üçünün de Bakanlar Kurulu tarafından 6 ay süre ile ilan edilebilmesi; bu sürenin TBMM tarafından uzatılabilmesi veya kısaltılabilmesidir. Öte yandan her üç olağanüstü yönetim usulünde de sürenin dolmasının ardından Bakanlar Kurulunun istemi üzerine olağanüstü hal veya sıkıyönetim uygulaması 4 ay süre ile uzatılabilmektedir. • Bütün bunlara ek olarak 1982 Anayasası, olağanüstü yönetim usullerinin tümünün yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde ilan edilebileceğini düzenlemiştir. • 1982 Anayasasının olağanüstü yönetim usullerinin ilan süresi ve bu sürenin dolmasından sonra sözü geçen yönetim usulünün ne süreyle devam edeceğini gösteren hükümleri 1961 Anayasasından farklıdır. 1961 Anayasasının ilk metni, sıkıyönetimin 1 ay süre ile ilan edilebileceğini düzenlediği, 1971 Değişikliği ile bu süre 2 aya çıkarıldığı halde; 1982 Anayasası, gerek olağanüstü hal gerekse sıkıyönetimin 6 ay için ilan edilebileceğini öngörmektedir. Öte yandan 1961 Anayasası, sıkıyönetim uygulamasının TBMM tarafından en fazla 2 ay olmak üzere uzatılabileceğini düzenlediği halde; 1982 Anayasası, bu süreyi 4 aya çıkarmıştır. İki anayasa arasındaki bu farklar, 1982 Anayasasını hazırlayanların olağanüstü yönetim usullerinden birine geçilmesi halinde bu uygulamayı daha uzun bir süre için devam ettirmekten yana olduklarını göstermektedir.