AFET EKONOMİSİ VE SİGORTACILIĞI Dersi Afet Ekonomisi ve Afetlerin Ekonomi Üzerindeki Doğrudan Etkileri soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Afetlerin, tarım, sanayi ve hizmet sektörüne etkileri nasıldır?


CEVAP:

Doğal afetler üretimi, iş hayatını ve tedarik zincirini olumsuz etkiler ve kesintiye uğratır. Doğal afetlerin zarar verdiği üretim sektörlerinin başında tarım sektörü gelmektedir. Tarım sektörü hem istihdam meydana getirmesi hem de bir ülkenin “gıda güvenliğini” sağlaması açısından yaşamsal bir sektördür. Her türlü doğal afet tarımsal üretimi olumsuz etkiler. Depremler, sel ve heyelanlar, yangınlar, fırtına ve kasırgalar toprakların kullanılamaz hâle gelmesine ve ürünlerin yok olmasına neden olmaktadır. Çiftliklerde yetiştirilen her türlü canlı hayvan telef olmakta ve büyük zararlar meydana gelmektedir. Her türlü tarımsal araç ve (traktörler, ilaçlama ve gübreleme aksamları, hasat işleyen teçhizatlar, sulama sistemleri, seralardaki ısıtma sistemleri vb.), paketleme-işleme tesisleri, depolar, yollar, seralar, çiftlik binaları da doğal afetler nedeniyle kullanılamaz hâle gelebilmektedir. Dolayısıyla afetler sadece canlı bitki ve hayvanlara değil tarımsal üstyapı ve altyapıya da zarar vermektedir. Doğal afetler tarım sektöründe istihdam edilenlerde can kaybı yaratırken yılların birikimi sonucu oluşan teknik bilgi ve uzmanlığı olan çalışanları da yok edebilmektedir. Tarım sektöründeki üretim düşmeleri tarım sektöründen geçinenlerin gelirlerini, tarım sektörünün piyasadaki paylarını da azaltmakta, bir sonraki dönem için maliyetleri yükseltmektedir. Çiftlik sahipleri ve çalışanları, mevsimlik işçiler, yem üreticileri, tarım araçlarının servisi ve tamiratıyla uğraşanlar, topraklarını kiralayanlar, çiftçilere kredi veren bankacılar gibi çok sayıda kişinin geliri azalmaktadır, çok sayıda tarım işçisi işsiz kalmaktadır. Üstelik düşen üretim nedeniyle tarımsal ürün ithalatına gidilmekte ve gıda güvenliği de tehlikeye girmektedir (Court ve Hodges, 2018). Öte yandan tarım sektöründe yeni üretim ancak bir sonraki dönemde yani gecikmeli ortaya çıkabileceği için zararların telafisi kısa dönemde mümkün olamamaktadır. Tarlasını sel basan bir üretici ancak bir sene sonra yeni ürün elde edebilir. Büyük baş hayvanlarını kaybeden bir besici uzun bir süre yeni hayvan edinemeyecektir. Meyvelerini dolu nedeniyle kaybeden bir üretici ancak bir dönem sonra yeni meyve üretimini sağlayabilecektir. Tarım sektörü çok büyük ölçüde tabiat şartlarına bağlıdır. Öte yandan tarım sektöründeki üretim düşüşleri bu sektörle bağlantılı diğer sektörleri de olumsuz etkileyecektir. Özellikle gıda sanayisi kendisine hammadde temin eden tarım sektöründeki üretim azalışlarından olumsuz etkilenir ve başka bölgelerden veya ithalat yoluyla başka ülkelerden hammadde temini yoluna gidebilir. Doğal afetlerin tarım sektörüne yaptığı etkileri belirlemek için yapılmış çok sayıda araştırma vardır. Aktürk ve Albeni (2002) çalışmasına göre Türkiye’de 1999 depremi nedeniyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarım sektöründe 3.850 milyar lira, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ise gölet ve sulama kanallarındaki hasarın giderilmesi için 501.5 milyar lira ödenek harcamak durumunda kalmıştır. Orman Bakanlığı binalarında ise 366.3 milyar lira hasar meydana gelmiştir. Marmara Depreminin ardından yılın ilk yarısında tarım sektörü katma değeri % 5,5 oranında azalmış olup yılın ikinci çeyreğindeki azalma % 7,8’i bulmuştu. Doğal afetlerin tarım sektörü üzerindeki etkileri bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde ortaya çıkabilir. Doğal afetlerin sürekli olarak bölgesel boyutta etkilediği ülkeler için kronik sel, kasırga ve kıtlıklarla boğuşan Bangladeş örnek verilebilir (Güvel, 2001: 70). Doğal afetlerin zarar verdiği ikinci bir sektör sanayi sektörüdür. Sanayi sektörü doğal afetlerden olumsuz etkilenir ve sektörün üretimi düşerken bu sektörden geçinenlerin gelirleri de azalır. Sanayi sektörü doğal afetlerden gördüğü zararı fiziksel hasardan, hammadde akışının kesilmesinden, işgücü ve müşteri kaybından ve candamarı sistemlerinin aksamasından görmektedir (Güvel, 2001: 71). Doğal afetler sanayi sektöründe üretimin her aşamasında etkili olurlar. Örneğin fabrikaların kullandığı hammaddelerin elde edildiği sektör afetten olumsuz etkilendiyse veya hammaddelerin taşındığı ulaşım altyapısı hasar gördüyse hammadde temininde zorluklar yaşanır ve üretimde aksamalar ortaya çıkar. Sanayi sektörü önemli ölçüde enerjiye ihtiyaç duyar ve enerji altyapısında afetler nedeniyle oluşan hasarlar sanayi üretiminde duraklama ve aksamalara yol açar. Afetler üretimin yapıldığı binaları, binaların içindeki makine ve teçhizatları da kullanılamaz hale getirdiği için malların üretiminde büyük azalmalar ortaya çıkmaktadır. Bina yapımı, makinelerin ve teçhizatın yenilenmesi veya yeniden temin edilmesi hem finansal açıdan güçtür hem de belirli bir zamana ihtiyaç duyar. O nedenle üretim kayıpları da uzun bir döneme yayılabilir. Aktürk ve Albeni (2002) çalışmasına göre Türkiye’de 1999 Marmara depremi nedeniyle özel ve kamu imalat sektörünün üretim ve ihracat kaybı (katma değer kaybı) 657.9 trilyon liradır. Bu rakam Türkiye imalat sanayi içinde % 5.81’lik bir paya denk gelmektedir.Bunun 102.9 trilyon lirası makine ve teçhizat, 82.2 trilyon lirası binalar ve 25.6 trilyon lirası da altyapı hasarıdır. İmalat sektöründeki 889 işyeri depremden etkilenmiş, bunlardan 364’ü normal üretim kapasitesine 16 günde, 521’i ise 18 haftada ulaşabilmiştir. Marmara Depreminin ardından yılın ilk yarısında sanayi sektörü katma değeri % 3,9 oranında azalmış olup yılın ilk çeyreğindeki azalma % 9,3’ü bulmuştu. Afetlerin etkilediği bir diğer önemli sektör hizmet sektörüdür. Hizmet sektöründe çok geniş bir üretim yelpazesi vardır ve doğal afetler farklı şekillerde etkili olur. Doğal afetler sonrasında perakende ticaret sektörü ve kişisel hizmet sektörleri gibi daha rekabetçi ve/veya büyüme hız yavaş olan; dolayısıyla daha az geliri olan firmaların başarısız olma olasılığı daha yüksektir. Öte yandan afetlerde şube (branch) veya franchise tarzı daha fazla kaynak ve kredi girişine sahip olan ve geniş bir ağın üyesi olan firmalar daha kolay ayakta kalırken bağımsız firmalar daha büyük zarar görür. Öte yandan firma büyüklüğü açısından değerlendirildiğinde büyük ölçekli firmaların afetlere dayanıklılığı küçük ölçekli firmalara göre daha yüksektir. Çünkü a) Büyük firmalar daha fazla kaynağa ve kredi olanağına sahiptir b) Vergi yasaları, hükümet düzenlemeleri, insan kaynakları kullanımı ve sermaye artırımı olanaklarına büyük firmalar daha fazla sahiptir c) Küçük ölçekli firmalar yeterli nakit rezervine sahip olamadığı için afet sigortası ve benzeri önlemleri kolayca satın alamaz d) Büyük ölçekli firmalar plânlı davranmaya ve stratejik önlemler almaya daha yatkındır (Güvel, 2001: 73). 1999 Marmara Depreminin ardından yılın ilk yarısında hizmetler sektörü katma değeri % 5,5 oranında azalmış olup yılın ilk çeyreğindeki azalma % 8,7’yi bulmuştu (Aktürk ve Albeni, 2002: 3). Ülkenin ekonomik yapılanmasına göre hizmet sektörlerinin alt sektörleri afetlerden farklı oranlarda etkilenir. Örneğin turizm sektörü afetlerden oldukça olumsuz etkilenen bir sektördür. Doğal afet sonrasındaki ilk aşamada turizm tesisleri ve ilgili işyerleri yıkılır ve turizm sektöründeki araçgereç parkı zarar görür. İkinci aşamada ise rezervasyonlar iptal edilir ve iş kaybı daha da artarak hiç hasar görmemiş tesisler bile kapanmak zorunda kalabilir. 2004 yılında Endonezya’da meydana gelen tsunami felaketinde yaklaşık 230 bin kişi ölmüştür. Bu bölgede çok önemli olan turizm sektörü bu durumdan oldukça olumsuz etkilenmiş ve yıllarca eski seviyesini yakalayamamıştır. Aktürk ve Albeni (2002) çalışmasında 1999 Marmara depremi nedeniyle turizm sektörünün 173 milyon dolarlık kaybı olduğu belirtilmektedir. 17.600 kişi iptal edilen kongrelere katılamamış, 156.000 turist Türkiye’ye gelmekten vazgeçmiş, 8000 kişi tatilini kesip geri dönmüştür. Afetler ticaret sektörünü de farklı şekillerde etkiler. Örneğin sel baskınları mal stoklarının tutulduğu depoları yok edebilir, malların taşındığı ulaşım altyapısını hasara uğratabilir, mal satışlarının yapıldığı mağaza ve alışveriş merkezlerini kullanılamaz hâle getirebilir. Öte yandan, felaketin yaşandığı bölgede ölümler ve göçler nedeniyle nüfusun azalması ticaret sektöründeki müşteri sayısını da azaltacaktır. Ticaret hacmindeki azalmalar bir sonraki aşamada felaket bölgesi dışında kalsa da sanayi ve imalat sektörünü de olumsuz etkiler, Çünkü felaket bölgesinde talebin düşmesi dolaylı olarak sanayi sektöründe de üretimin düşmesine neden olacaktır.