TOPLUMSAL YAŞAMDA AİLE Dersi AİLE KAVRAMI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Ailenin ortaya çıkışı ve şekillenişi hakkında öne sürülen görüşleri açıklayınız?


CEVAP: • Ailenin ortaya çıkmasını cinsel içgüdü ile açıklayan görüş: Bu görüşü savunanların başında Hans Bluer ve Thomas Westernmark gelmektedir. Hans Bluer’ e göre insanları birbirlerine yaklaştıran tek güç cinsel çekim gücüdür. Hans Bluer’ e göre aile gibi küçük birlikleri ancak erkekle kadın arasındaki libido ilişkileri ortaya çıkarabilir. Thomas Westernmark ise cinsel çekim gücünün aileyi ve evlenmeyi ortaya çıkaran başlıca nedenlerden birisi olduğu tezini savunmaktadır. • Ailenin ortaya çıkmasını mutlak cinsi serbestlik ile açıklayan görüş: Bu görüşü savunanlar, ilkel kurumlardan aldıkları örnekler ile tezlerini kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Bu görüşü savunanlara göre insanlar başlangıçta mülkiyetin ve otoritenin farklılaşmadığı bir “sürü” içerisinde yaşamaktadır. Bu nedenle insanlığın başlangıcında aile kavramı yoktur. Bu görüşe göre aile ancak bazı erkeklerin bazı kadınlar üzerinde hak sahibi olduklarını iddia etmeleri ve sürü halindeki grubun içerisinde mülkiyet ve kudret tesis etmelerinden doğan kültür farklılaşmasının bir sonucu olarak aile ortaya çıkmıştır. • Ailenin bir gelişme sonucunda ortaya çıktığını savunan görüş: Bu görüşü savunanların başında Lewis Henry Morgan gelmektedir. Morgan’ a göre toplumlar, yabanilik, barbarlık dönemlerinden geçerek uygarlık aşamasına geçmişlerdir. Morgan, kan yakınları arasında ortaya çıkan erkek kardeşler ile kız kardeşlerin karşılıklı olarak birlikte aralarında evlenmelerine dayanan ilk aile biçiminden sonra, gruplar olarak evlenilen fakat bir grup içerisinde bütün erkek kardeşlerin karılarını ayrı grup içerisinde kız kardeşlerin de kocalarını kolektif olarak paylaşmadıkları Avustralya’ daki sınıflara benzeyen yeni bir toplumsal sistemin ürünü ve ikinci bir aile biçimi olan “punaluan” aileye geçildiğini ve başlangıçta cinsiyete dayalı sınıflar biçimindeki örgütlenmeden daha üst nitelikteki kan yakınlığına dayanan sosyal örgütlenmesine geçişin büyük toplumsal aşamalar sonunda gerçekleştiğini ifade etmektedir.