TÜRK İDARE TARİHİ Dersi OSMANLI KLASİK DÖNEMİ'NDE YÖNETİM YAPISI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Altı bölük halkının görevleri nelerdi?


CEVAP: Altı bölük halkı kapıkulu süvarileriydi. Yeniçeriler ve bostancılar arasında hizmet görmüş olanlarla Enderun ve Enderun’a eleman yetiştiren Edirne, Galatasaray, İbrahim Paşa, İskender Paşa sarayları gibi yerlerden içoğlanları ve büyük fedakârlığı görülen garib yiğitlerden alınan fertlerle oluşturulmuş bir sınıftı. Tımarlı sipahilerden ayırmak için bunlara, kapıkulu süvarisinden başka bölük halkı da denilirdi. Daha sonraları yalnız sipahi demekle de kapıkulu süvarisi kastedildi. Sipah bölüğü, padişahların camiye çıkışlarında ve sefere hareketlerinde, ikişer ikişer sağ tarafında yürürlerdi, harp sahasında ordu merkezinin sağ tarafındaki saltanat bayrakları altında ve bazen de hükümdarın arka tarafında dururlardı. Sefere giderken ordunun geçeceği güzergâhı tespit ederlerdi: Muharebe meydanında çadırlarını hükümdar otağının sağında kurarlar, Otağ-ı Hümayun’un gece korunmasını silahdar bölüğüyle dönüşümlü olarak yaparlardı. Sipahiler üç yüz bölükten meydana geliyordu. On yedinci asrın ilk yarısında her bölükte yirmi-otuz kişi ile bir de bölükbaşı bulunurdu. Silahdar bölüğü, sefere gidilirken askerin geçeceği yolların açılıp temizlenmesi silahdarlara aitti. Yol açma hizmetlerinden başka tuğculuk (padişahın tuğralarının taşınması), yedekçilik (padişahın yedek atlarının götürülmesi), buçukculuk (padişahın camiye çıkışında fakirlere sadaka dağıtılması) gibi itibarlı vazifeler de bu bölüğ e verilmişti. İki yüz altmış bölüğe ayrılan silahdar bölüğü seferde olduğu gibi, camiye çıkışlarda da padişahın sol tarafında yürürler, harp sahasında ise saltanat sancaklarının sol yanında ve bazen padişahın arkasında bulunurlardı. Gerek sipahi ve gerekse silahdarların başlarında büyük zabit olarak silahdar ağasından başka; kethüda, kethüda yeri, başçavuş, çavuş ve bir de kâtipleri vardı. Sağ ulufeciler seferde padişahın sağında yürüyen sipah bölüğünün sağında; sol ulufeciler de solunda yürüyen silahdarların solunda yürürlerdi. Harp meydanında ve ordunun konak yerinde ise padişah sancağının biri sağında, diğeri solunda dururlardı. Hazineyi korumak bunların görevleri arasındaydı. Bu iki bölükten dördü sağ, üçü de sol ulufecilerden olmak üzere yedi kişi, subaşı ismiyle bölük subaşılığına tayin edilirlerdi. Sağ garibler ve sol garibler denilen bölüklere, aşağı bölükler de denirdi. Sefer esnasında merkez kolunda her gece otağ ve ağırlıkları muhafaza ederlerdi. Harp esnasında en mühim vazifeleri, sancak-ı şerifin muhafazası idi. Bunun için sancağı şerifin konulduğu çadırın etrafını karargâh yaparlardı. Ordugâha odun naklini te’min etmek de görevleri arasındaydı. Cebeci ocağı, kapıkulu ocaklarının yaya kısmında olup, bölük ve cemaat olarak iki gruba ayrılan cebeci ocağı, Yeniçerilere ait ok, yay, tüfek, kılıç, kazma, kürek, barut, fitil, kurşun, zırh, tolga, harbe ve buna benzer levazımatını yapar, muhafaza eder, muharebe zamanında bunları cepheye götürürdü. Muharebe öncesinde Yeniçerilere dağıttığı, bu silahları dönüşte toplar, tamire muhtaç olanları tamir eder, yağlayıp bakımını yapar, eksikleri tamamlar ve cephanede saklardı. Cebeci ocağının en büyük zabitine cebecibaşı denilirdi. Sancakbeyi seviyesinde olan cebecibaşının tayininde, padişahın huzuruna çıkması kanun icabıydı. Ocak, Yeniçeri Ocağı’yla beraber Sultan II. Mahmud tarafından ilga edildi.