SANAT TARİHİ Dersi Tarih Öncesi ve İl Çağ'da Anadolu, Mezopotamya ve Eski Mısır Sanatı soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Babil uygarlığı ve sanatı hakkında bilgi veriniz?


CEVAP:

Güney Mezopotamya’da yaklaşık 1250 yıl varlığını sürdüren Babil, Eski, Orta ve Yeni Babil Krallıkları olmak üzere üç siyasi döneme ayrılır. Babil adı, hem bir kentin hem de kralığın adıdır. Eski Babil Krallığı’nın en önemli kralı Hammurabi (MÖ 1728-1686)’dir. Hammurabi’nin yazdırdığı kanunlarda toplumda düzenin nasıl sağlandığı, suç çeşitleri ve cezaları ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Neredeyse tüm Mezopotamya’ya kendi yasalarını kabul ettiren Hammurabi’nin gücünü siyah bazalt taşından yapılmış bir stel simgelemektedir. Susa kentinde bulunan 2,25 metre yüksekliğindeki bu stelin en üstünde Hammurabi, Yasaları yapmak için Güneş Tanrısı’ndan emir alırken tasvir edilmiş, bu sahnenin altına da 282 maddelik yasa kazınarak yazılmıştır (Pischel 1983:29). Orta Babil Krallığı, siyasi egemenliği elinde bulunduran Kasitler’in adıyla da anılmaktadır. Geleneksel özelliklerin sürdürüldüğü dönem sanatının az sayıdaki tasvirli örnekleri arasında, diyorit ve kireçtaşından yapılmış, sınır taşı olarak da tanımlanan stel biçimdeki kudurrular en önemli grubu oluştururlar (Soysal 2008:169). Yeni Babil Krallığı, MÖ 625- MÖ 539 tarihleri arasındaki Pers işgaline kadar süren 86 yıllık bir
dönemi kapsar (Köroğlu 2011:82). Mezopotamya’nın en görkemli kentlerinden biri olan ve bu bölgede gelişen uygarlıkların son başkenti Babil’den, günümüze ulaşan anıtsal
yapıların kalıntıları bu döneme aittir. Egemenliklerini görkemli yapılarla yüceltmek isteyen Nabopolassar ve Nebukadnezzar döneme damgasını vurmuş krallardır. Nebukadnezzar’ın İştar Kapısı (s.17, Resim 1.19) ile ünlü sarayları, ortasından Fırat Nehri’nin geçtiği çift sıra surlu Babil kentinin doğu yakasında bulunmakta, İştar Kapısı’ndan başlayan tören yolu, Babil’in resmî tanrısı Marduk’un Tapınağı’na ulaşmakta, bu tapınağın kuzeyinde ise Babil Kulesi olarak adlandırılan ziggurat yer almaktaydı. Mimari açıdan Babil’in Sümer geleneklerini sürdürdüğü, kentteki sarayların Asur saraylarından daha büyük, sırlı tuğla bezemeli ve renkli olduğu söylenebilir (Köroğlu 2011:95-96; Pischel 1983:33; Soysal 2008:169).