MUHASEBE VE HUKUK Dersi Cari Hesap soru detayı:
SORU: Bakiyenin Belirlenmesi'ni anlatınız.
Bakiyenin Belirlenmesi'ni anlatınız.
CEVAP: Bakiyenin Belirlenmesi
Cari hesapta tarafların borç ve alacak tutarının belirlenmesi aşamasında “cari hesabın bütünlüğü ilkesi” öncelikle bilinmeli ve göz önüne alınmalıdır. Bu ilke dönem ve bakiyenin belirlenmesinde belirleyici olmaktadır. Bu nedenle kısaca bütünlük ilkesine değinmekte yarar vardır.
Bütünlük ilkesi: TTK madde 97’de tanımlanmıştır. Buna göre “Cari hesaba geçirilen alacak ve borç kalemleri ayrılmaz bir bütün oluşturur. Cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiçbiri, alacaklı veya borçlu sayılamaz. Tarafların hukuki durumunu ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesi belirler.”Bütünlük ilkesi gereği dönem içinde taraflar birbirlerine karşı ne borçlu ne de alacaklıdırlar.
Temel olarak bakiyenin belirlenmesi işi alacaktan borcun düşülmesiyle yoluyla yapılır. Bu düşme sonucunda borçlar fazla ise fazlalık kadar karşı tarafa borçlu olunduğu, alacaklar fazla ise fazlalık kadar karşı taraftan alacaklı olunduğu anlamı çıkar.
Kesin hesap sonucuna göre aynı cari hesaba taraf olan kişilerden birisinin borcu kadar diğer tarafın alacağı olmalıdır.
Bütünlük ilkesi gereği cari hesaba kaydedilen işlemlerin hukuki sonuç doğurabilmesi için hesap kesiminin yapılmış, bakiyenin belirlenip taraflara bildirilmiş olması gerekir. Başka deyişle hesap kesilmeden cari hesaba kaydedilen herhangi bir işlem için yasal süreç başlatılamaz. Örneğin cari hesaba kaydedilen her hangi bir işlemin hukuken geçerli olmadığını, cari hesaptan çıkarılması gerektiği gibi nedenlerle yasal yollara başvurabilmek için hesab kesiminin yapılmış olması gerekir. Çünkü cari hesaba kaydedilen işlemlerin her biri ancak ve ancak hesap kesiminden sonra yasal geçerlilik kazanmaktadır. Cari hesaba kaydedilen tek tek işlemler ve cari hesap bakiyesinin hukuki yükümlülük kazanması için hesap dökümü (hesap ekstresi, hesap cetveli vb.adlarla da ifade edilir) usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmelidir. Aynı şekilde tarafların cari hesaba kayedilen işlemler ve bakiyeye itirazlarını da noter aracılığıyla yapmaları gerekir. Bu durum TTK 94. Madde 2 fıkrasında şöyle hükme bağlanmıştır:“(2)....... Saptanan artan tutarı (bakiyeyi) gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ayiçinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır”.
Bakiyenin Belirlenmesi
Cari hesapta tarafların borç ve alacak tutarının belirlenmesi aşamasında “cari hesabın bütünlüğü ilkesi” öncelikle bilinmeli ve göz önüne alınmalıdır. Bu ilke dönem ve bakiyenin belirlenmesinde belirleyici olmaktadır. Bu nedenle kısaca bütünlük ilkesine değinmekte yarar vardır.
Bütünlük ilkesi: TTK madde 97’de tanımlanmıştır. Buna göre “Cari hesaba geçirilen alacak ve borç kalemleri ayrılmaz bir bütün oluşturur. Cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiçbiri, alacaklı veya borçlu sayılamaz. Tarafların hukuki durumunu ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesi belirler.”Bütünlük ilkesi gereği dönem içinde taraflar birbirlerine karşı ne borçlu ne de alacaklıdırlar.
Temel olarak bakiyenin belirlenmesi işi alacaktan borcun düşülmesiyle yoluyla yapılır. Bu düşme sonucunda borçlar fazla ise fazlalık kadar karşı tarafa borçlu olunduğu, alacaklar fazla ise fazlalık kadar karşı taraftan alacaklı olunduğu anlamı çıkar.
Kesin hesap sonucuna göre aynı cari hesaba taraf olan kişilerden birisinin borcu kadar diğer tarafın alacağı olmalıdır.
Bütünlük ilkesi gereği cari hesaba kaydedilen işlemlerin hukuki sonuç doğurabilmesi için hesap kesiminin yapılmış, bakiyenin belirlenip taraflara bildirilmiş olması gerekir. Başka deyişle hesap kesilmeden cari hesaba kaydedilen herhangi bir işlem için yasal süreç başlatılamaz. Örneğin cari hesaba kaydedilen her hangi bir işlemin hukuken geçerli olmadığını, cari hesaptan çıkarılması gerektiği gibi nedenlerle yasal yollara başvurabilmek için hesab kesiminin yapılmış olması gerekir. Çünkü cari hesaba kaydedilen işlemlerin her biri ancak ve ancak hesap kesiminden sonra yasal geçerlilik kazanmaktadır. Cari hesaba kaydedilen tek tek işlemler ve cari hesap bakiyesinin hukuki yükümlülük kazanması için hesap dökümü (hesap ekstresi, hesap cetveli vb.adlarla da ifade edilir) usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmelidir. Aynı şekilde tarafların cari hesaba kayedilen işlemler ve bakiyeye itirazlarını da noter aracılığıyla yapmaları gerekir. Bu durum TTK 94. Madde 2 fıkrasında şöyle hükme bağlanmıştır:“(2)....... Saptanan artan tutarı (bakiyeyi) gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ayiçinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır”.