İLETİŞİM SOSYOLOJİSİ Dersi İletişim Araştırmaları soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Baran ve Davis, (2003: 12-20) iletişim araştırmalarını hangi dönemler içerisinde ele almaktadır?


CEVAP:

Baran ve Davis, (2003: 12-20) ise iletişim araştırmalarını beş dönem içerisinde ele almaktadır:
Birinci dönem: Bu dönem Kitle Toplumu ve Kitle
Kültürü Dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemin
çalışmaları, 19. Yüzyılın sonlarında yeni iletişim
teknolojileri bağlamında yapılan kültürel üretimin
bir analizidir. Bazı kuramcılar yeni iletişim teknolojileri ve medyanın insanları ortak bir paydada buluşturarak barışçıl bir iklim yaratacağını öne sürer. Ne var ki özellikle kitle toplumu teorilerinden beslenen Frankfurt okulu düşünürleri, medyanın olumsuz etkilerine odaklanarak hayli eleştirel ve karamsar görüşler öne sürerler.
İkinci dönem: Kitle İletişiminde Bilimsel Perspektiflerin Ortaya Çıkışı olarak adlandırılır. Bu dönemin çalışmaları, 1930’lu yıllarda ortaya çıkar. Sözkonusu zaman diliminde Avrupa’da totaliter yönetimler yükselişe geçmektedir ve Nazi propagandasının kitleleri peşinden sürükleyebildiği bir
dönemdir. Dolayısıyla medyanın propaganda da
etkili olduğu ve kitle toplumu kuramlarının sosyal
bilimciler nezdinde kabulünün arttığı bir süreçtir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Paul Lazarsfeld’in
saha çalışmaları yapmış ve araştırmalarında istatistikten yararlanmıştır; kendisinin bu çalışmaları iletişim çalışmalarında öncü ve önemli kilometre taşı olarak kabul görür.
Üçüncü dönem: Sınırlı Etkiler Dönemi olarak
adlandırılır. Bu dönem, 1950’li yıllarda başlar. Sınırlı etkiler pekçok orta ölçekli kuramın bulgularından hareketle konulan bir isimdir. Carl Hovland’ın askerlerle yaptığı deney çalışmaları, iletişim çalışmalarının ilk yıllarında olduğu gibi sınırsız bir etki potansiyeline sahip olmadığı aksine medyanın sınırlı ve dolaylı etkisinden söz etmektedir. 1960’lı
yıllara gelindiğinde ise Amerika’da iletişim çalışmaları yapan araştırmacılar arasında kitle toplumu ve
sınırlı etkiler perspektifi terk edilmiş; medya şiddet ilişkisi, televizyonun toplumsal yaşamdaki rolü
veya kadınların medyada temsilleri ilgi gören konular olarak bilimsel ajandaya girmiştir.
Dördüncü dönem: Bu dönem Kültürel Eleştiri: Sınırlı Etkiler Paradigmasına Meydan okuma olarak adlandırılır. Kıta Avrupası’nda II. Dünya savaşının ardından kitle toplumu teorileri hala kabul görmekte; Amprizm ve niceliksel araştırma
tekniklerinin analiz gücünden kuşku duymaktadır.
1960’lı yıllarda neo-marksistler İngiliz Kültürel Çalışmalar okulunu kurdular. Bu okulun odaklandığı
konu medyayı ve onun hegemonik dünya görüşünü güçlendirmedeki (promoting) rolüdür.
Beşinci Dönem: Ilımlı (Moderate) Etkiler Perspektifinin Doğuşu olarak adlandırılmaktadır. Sınırlı etkiler dönemindeki çalışmaların etkisi hayli azalmıştır. Yeni bir iletişim araştırma dönemine girilmesinin nedenleri İngiliz kültürel çalışmalar
okulu ve yeni iletişim teknolojilerinin yol açtığı
yeni medya ortamıdır. Eski araştırma soruları ve
yöntemlerinin artık yetersiz kalmakta, yeni medya
ortamı yeni tekniklerle analiz edilmektedir. Bu anlamda medyanın gücü yeniden tartışmaya açılmakta; orta düzeyli veya ılımlı (moderate) bir etkiden söz edilmektedir etkilerinde orta düzey ve daha ılımlı bir etkiden söz edilmektedir. Kültürel çalışmaların daha sonraki çalışmalarında alımlama çalışmaları
veya izleyici araştırmalarına kayması ve homojen
bir medya tüketim pratiğinden söz edilemeyeceğini
öne sürmesi iletişim araştırmalarında odağın medyanın üretim süreçleri ve/veya metin analizlerinden tüketim boyutuna kaymasına yol açar. “Aktif izleyici” savı önem kazanır ve medya okuryazarlığı yaklaşımları aracılığıyla insanların medya karşısında eleştirel ve bilinçli olabilecekleri görüşleri yaygınlaşır.