SORU: Bu asırda şiir nasıl bir değişim görmüştür?
CEVAP: Şairlerdeki bu yenilik arzusu, gerek şekil, gerekse içerik bakımından klasik estetiğin katı kurallarında çözülmelere yol açmıştır. Eski şiirin kadim konuları; aşk, tasavvuf, rintlik ve tabiat, önceki asırdan itibaren artmaya başlayan mahallî konular, bu asırda da devam etmekle birlikte, şairlerin yüzü iç ve dış gerçekliğe daha fazla dönmüş, sosyal hayatta ve zihniyet dünyasındaki değişimin yansımaları az da olsa şiirde görülmeye başlamıştır. Tabiat tasvirleri, yaşanan hayat, minyatür çizgisinden kurtulup, modern bir tablo gibi gerçekçi bir şekilde eserlere aksettirilmeye başlamıştır. Bu dönemde tasavvufi aşk birkaç temsilci dışında pek görülmemiştir. Kadim, her dem taze konu olan aşk, geleneksel soyut kalıplarından çıkıp Nedim, Enderunlu Fazıl gibi şairlerin elinde daha gerçekçi, yer yer müstehcenlik ve bayağılık boyutlarında ifade edilmeye başlamıştır. Bu sebeple, müstehcen söyleyişler, argo ve küfürlü sözler bu dönemde önceki asra göre kıyaslanmayacak kadar artmıştır. Sabit, bu tarzda yönlendirici bir isim olmuştur. Hayatın içinden gelen gerçek tiplere beslediği sevgiyi teklifsiz bir eda ile ifade eden Nedim, bu yolda zarif bir senteze ulaşırken bu tarz, Mehmet Emin Beliğ, Hatem, Hevayî, Osmanzade Taib, Haşmet, Kânî, Sürurî gibi şairlerin elinde incelik ve zarafetten yoksunlaşmış, bayağılaşmıştır.