BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR II Dersi Büyülü Gerçekçilik soru detayı:
SORU:
Büyülü gerçekçi romanın niteliklerini nelerdir?
CEVAP:
1. Büyülü gerçekçilik, fantastik öğelerden beslenen postmodern edebiyatın yeni bir ürünüdür. Özellikle Latin Amerika’daki üçüncü dünya ülkelerinde ortaya çıkması, Batı’nın akılcı ve kapitalist sisteminin, onların özgünlüklerini ve geleneklerini yok etmesi tehlikesine karşı, kendilerini savunma hakkını kullanmalarına bağlanabilir.
2. Büyülü gerçekçilik anlatısı sömürgecilik-sonrası söylemde, düşlem ve gerçeklik gibi iki farklı niteliğin melez bir bireşimidir.
3. Anlatılarda doğa yasalarıyla açıklamanın olası olmadığı ve gündelik neden-sonuç bağıntısı mantığını tersyüz eden büyülü olaylar gerçekleşir. Bu gerçekleşen olaylar kimi zaman okura gülünç ve saçma gelse de anlatı kişilerine şaşkınlık ya da korku vermez, tersine olup biten tüm büyülü olaylar sıradan ve olağan bulunur. Olaylar, inandırıcılığının bozulmaması için yazar tarafından yansız ve dengeli bir biçimde öykülenir, yazar gerçekdışı/düşsel olanla gerçek olanı dengeleme çabası içindedir.
4. Düşlemin tersine, büyülü gerçekçi romanlarda içinde yaşanılan dünya ayrıntılı olarak betimlenir, bu ayrıntılara içkin büyülü doğa ise metni gerçeklikten uzaklaştırır. Anlatılara konu olan tarihsel olaylar yeniden kurgulanır ve yapıbozuma uğratılarak sorunsallaştırılır.
5. Okur, gerçek ile kurmaca, düşsel ile olgusal, doğa ile doğaüstü, tekinsiz ile olağanüstü, alışılmış ile alışılmamış arasında kalır. Ancak bu kusursuz bileşim, okuru şaşırtmadan gerçekleştirilir. Yüzyıllık Yalnızlık, Gece Yarısı Çocukları, Beyaz Otel gibi büyülü gerçekçi romanlarda, yaşayanların ve ölülerin iki dünyası arasında kesişme ve sınır ihlali, her iki yönden de görülebilen bir ayna durumu ile değişik varlıkbilimsel
tartışmalar söz konusudur.
6. Büyülü gerçekçi bir romanlar sözlü edebiyat içinden doğan fantastik söylensel geleneğin bir yansıması olarak, cin, peri, hayalet ve değişik doğaüstü varlıkların örüntülediği söylenceler, törensel gelenekler ve halk öykülerinden yararlanır.
7. Büyülü gerçekçi romanın anlatıcısı, okurun büyülü ve tuhaf olandaki mantıksızlığın bilincine varmaması için, olaylar üzerinde hiçbir açıklayıcı bilgi vermeden yada alaysılama tekniğine başvurarak, okur ile metin arasında bir uzaklık duygusu yaratır. Bu ağız sıkılığı aracılığıyla öykülenen olaylar ile bu olayların sunumu önem kazanmış olur.
8. Melezleşme aynı zamanda, anlatıların zaman ve uzam birliğini bozarak, çevrimsel söylensel zamanı çizgisel süredizimsel zamanla harmanlar. Uzama gelince, coğrafi olarak saptamanın pek olası olmadığı, bunun yanında sınırsız bir imgelemeden doğan fantastik bir uzam değil, gizemli bir uzam söz konusudur.
9. Büyülü gerçekçi romanlarda, anlatı kişilerinin ruhsal durumlarına değil, eylemlerine ağırlık verilir. Bu romanlar, söylen, söylence, halk öyküleri, masalların değişik niteliklerinden yaralanırken varlıkbilimsel, siyasal, uzamsal ve türsel sınırları görmezden gelir, yaşam ile ölüm, düşünce ile beden, madde ile ruh, gerçek ile düş, kendi ile öteki, erkek ile dişi arasındaki sınırlar ortadan kalkar. Bir arada olmalarının
olası olabileceği düşünülmeyen dizgeler, yapılar ve evrenler kolaylıkla bir arada olabilir.