DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ Dersi EKONOMİ, TEKNOLOJİ VE ÇEVRE soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Çevre sosyolojisinin temel yaklaşımları nelerdir?


CEVAP:

Çevre sosyolojisi alanındaki temel yaklaşımlar;

İnsan İstisnai Paradigma: Dil, teknoloji, bilim ve kültür gibi insanın istisnai özelliklerinin sosyal ve tarihsel değişimler ile ilişkilendirilmesi, çağdaş sosyolojide modern ve endüstrileşmiş toplumların doğanın tehditlerinden muaf olduğu düşüncesine yol açmıştır. 1970’lere kadar birçok sosyolojik kuramsal perspektif, bu istisnai bakışa veya insan istisnai paradigmaya dayanmıştır. Birçok çevre sosyologu, sosyoloji disiplininin insana ilişkin istisnai mirasını kabul etmekte ve bunun üstesinden gelinmesinin gerekli olduğunu vurgulamaktadır.

Yeni Ekoloji Paradigması: Modern toplumların refahının, karmaşık sosyal yapılar ve gelişmiş teknolojiler ile ekosistemin sağlıklı bir ilişki içinde olmasına bağlamaktadır. Bu paradigma, toplumların ekosisteme bağımlı olduğuna işaret ederek yeni bir bakış açısı sunmaktadır. Sosyologların modern toplumların ekolojik boyutunu yok saymasına yol açan İnsan İstisnai Paradigmadan farklı olarak, Yeni Ekolojik Paradigma toplumların ekolojik temele bağımlı olduğunu ve doğal kaynakların aşırı kullanılmasından ve kirlilik yaratılmasından dolayı ekolojiye çok ciddi zararlar verilmesine dikkat çekmektedir.

Eko-marksist Perspektif: Genel anlamda, modern kapitalist sanayileşmiş toplumlardaki çevresel yıkıma yol açan eğilimi sorgular. Bu bağlamda kapitalizmin büyümeye yönelik eğiliminin nasıl toplumsal enerjinin ve diğer doğal kaynakların kullanımını arttırdığını ve çok geniş kapsamlı kirlilik yarattığını açıklamaya çalışır.

Rasyonalitenin Rasyonelsizliği Teorisi: Weber’in rasyonalizasyon ve resmi rasyonalite kavramları çıkış noktası olarak ele alınmıştır. Rasyonalizasyon ve resmi rasyonalitenin yaygınlaşması fiziksel çevre üzerinde egemenlik kurmaya yönelik ahlak sistemi, teknolojik arayışlar içine girme ve insan kaynaklı çevre tehditlerine gereken dikkatin verilmemesi gibi eğilimleri de içermektedir.

Risk Toplumu Teorisi: Beck’in geliştirmiş olduğu kurama göre, basit modernleşme bilim ve teknolojik gelişmelerin yardımı ile kapitalist rasyonalizasyon ve endüstrileşme süreci- devam ettikçe endüstrileşmiş toplumların temelleri daha da eriyecek, tükenecek, değişecek ve tehdit edilecektir. Beck’in dönüşlü modernleşme kavramı bu görüşe dayanır.

Derin Ekoloji: Derin ekoloji kavramını ilk olarak Norveçli felsefeci Arne Naess kullanmıştır. Naess, ekolojik düşüncede iki sınırlı çevreci hareketin var olduğunu, bunlardan birinin daha çok bürokratlar tarafından ortaya konulan ve daha çok nüfus ve kaynak sorunlarıyla ilgilenen klasik çevrecilik, diğerinin ise doğaya bağlı, kültürde derin ve temel değişimi öneren derin ekoloji hareketi olduğunu öne sürer.

Sürdürülebilir Kalkınma: Sürdürülebilir kalkınma, 1987 Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu’nda, bugünün gereksinimlerini gelecek kuşakların gereksinimlerini giderme yeteneğini tehlikeye atmadan karşılamak biçiminde tanımlanmıştır. Bu tanımlamada vurgulanan, çevrenin giderek daha fazla bozulmasından daha çok doğal kaynakları koruyan ve bu eğilimi yaygınlaştıran politikalara dayalı yeni bir kalkınmadır. Söz konusu gelişmeler, ekonomik büyümeyi dizginleyerek çevre sorunlarının çözümü görüşünün dışında daha çok sürdürülebilir kalkınma anlayışına dayanmaktadır.