DİN VE TOPLUM Dersi TOPLUMSAL YAPI, DEĞİŞİM VE TABAKALAŞMA BAĞLAMINDA DİN soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Din içi farklılaşmalar ve hiyerarşik yapılar hakkında bilgi veriniz.


CEVAP: Her bir dinin öncelikle kendi inananları ile diğerleri arasında bir tabakalaşma oluşturduğunu; bu nedenle din içi tabakalaşma ve dinin kendisine muhatap olanlar açısından bu inananlar ile inanmayanlar arasındaki farklılığın büyük önem arzettiği hatırlatılmalıdır. islam için, akaidi olarak belirlenen mümin, kafir, müşrik gibi kategoriler; bu kategorilerden çıkarsanan ve daha sonraları politik birer anlam kazanmış olan Ehl-i Kitap ya da zımmi ile bu kategoriden sayılmayan diğer kültlere ya da inançlara inananlar; Arap, Acem gibi ifadelerin din içre de anlam kazanarak Müslümanlar arasında ayrı bir katmanlaşma oluşturması; Emeviler döneminde kullanılan mevali ya da daha sonraki memluki gibi ifadeler ve benzeri bir çok örnek aynı mantık silsilesiyle dinin toplum üzerindeki tabakalaşma etkilerini gösteren birer örnektir. Bu ifadelerin her birisinin ya döneminde ya da hâlen etkileri vardır. Akaidini ve muamelatını ortaya çıkmasından çok sonra kazanmış olan Hristiyanlıkta ise inanan-inanmayan ayrımında inanmayanlar için pagan ifadesi yaygınlık kazanmıştır. Bu kelime kimi zaman Hristiyanlık dışındaki diğer bütün dinlere inananları kapsarken kimi zaman da ibrahimi olmayan dinlerin mensupları için kullanılmıştır. Ancak yaklaşık olarak kafir anlamına gelen heathen ve benzeri ifadelere de rastlanır. Hristiyanlıkta Yahudilik ve islam için farklı tanımların kullanıldığı görülür ve genelde bunlar aşağılayıcı ifadelerdir. Hâlen de kullanılan Muhammedanizm ve benzeri ifadeler bunun bir örneğidir. Putperest kelimesi de kimi zaman Hristiyanlık dışı dinlerin mensupları için kullanılmıştır. Bir dinin mensupları ile mensup olmayanları arasındaki bu tür ayrımlar, modern öncesi zamanlarda toplumdaki tabakalaşma için önem taşısa da sekülerleşmiş dünyada da kimi zaman farklı boyutlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Yahudilikte sadece çeşitli nedenlerle de oluşan farklı mezhepler vardır. Bunlar israil içinde farklı, diasporada farklı hüviyette olabilmektedir. Genelde israil oğulları arasında laik, ortodoks ve hasidik gibi mezhebi denilebilecek ayrımlar vardır. Laikler, Yahudi soyundan oldukları için Yahudi kabul edilen ancak dinî kurallara pek itibar etmeyen kimselerdir. Ne var ki bunlar, dinî bir yaşantı olarak yaşamadıkları Yahudiliğe, bir kimlik olarak kuvvetli bir biçimde bağlı olabilirler. Ortodokslar ise kendi aralarında çeşitli kollara ayrılmış durumdadır. Modern Ortodoks ve Harediler en belirgin kollarıdır. Modern Ortodokslar, normal Ortodokslar kadar dinin kuralların sıkı bir şekilde takip edilmesini ileri sürerken modern ya da laik ortamlarda bu kurallardan tavizler verilebileceği düşüncesini benimser. Kimi zaman ultra Ortodoks denilen Harediler ise Ortodoksluğu en uç noktasına götüren kesimlerdir. Bu bölümler hahamlığın hiyerarşik yapısı içinde yer bulmuştur. Daha mistik bir yönelimi olan hasidiler ise Yahudilikteki mistik inançların hulasasını teşkil eden Kabala öğretilerini izleyenlerdir. Bunlar dışında diasporada muhafazakar Yahudilik, reform Yahudiliği, hümanist Yahudilik gibi çeşitli ekoller de ortaya çıkmıştır. Hristiyanlıkta ise çağrılıp toplanmış olan anlamına gelen Yunanca eklesia kelimesinden türeyen Kilise, din içi hiyerarşinin ve mezheplerin odak noktasıdır. Hristiyanlık içindeki mezhepler kiliselerin bölünmelerinden doğan farklılıklar neticesi oluşmuştur ve bu açıdan kilise içi ayrışmalardır. Hristiyanlık içindeki en büyük kiliseyi Katolik Kilisesi oluşturur. Kilise ilk kez Hz. isa’nın havarilerinden olan Petrus tarafından kurulmuştur. Dönem içinde özellikle Hz. isa’nın Hristiyanlık akidesi içindeki yeri konusundaki tartışmalara hakim olan ve aslında Roma imparatorluğu’nun yapısı üzerine kurulan Katolik Kilisesi, kendisini Petrus’un kilisesinin bir devamı sayar. Teslis inancını tam anlamıyla sadıktırlar. Akidede kimi zaman ince ayarlar yapılsa da Hz. isa’yı hem insan hem de Tanrı tabiatlı kabul ederler. Hem Baba’dan ve hem de Hz. isa’dan neşet eden Kutsal Ruh ise kilisenin ruhaniyetine sağladığı gibi kiliseyi de asıl yöneten iradedir. Kilise’nin başı olan ve kilise örgütlenmesinde bölgesel kiliselerin başları olan başpiskoposlar arasından seçilen Papa, kilisenin bu özelliği nedeniyle, yanılmaz kabul edilir. islam’da ise din içi hiyerarşileri tanzim eden kilisevari bir oluşum veya dine mensupluğu belirli bir etnik çerçeveye oturtan bir oluşum yoktur. Bu nedenle islam’ın içindeki hiyerarşik yapılar Hristiyanlıkta olduğu gibi doğrudan akidedeki farklılaşmalardan veya Yahudilikte olduğu gibi dine mensubiyetin farklı derecelendirmelerinden neşet etmez. islam’da akidede ya da uygulamalarda elbette farklılaşmalar vardır. Ancak bunlar dinin kaynaklarında verili olan inancı kabul ettikten sonra ortaya çıkan, denebilirse yorum farklılıklarıdır. Dönem dönem dinî naslarını dinin özü kabul edilen kurallar manzumesinden farklı yorumlayan mezhepler çıkmışsa da bunlar ya islam dışı kabul edilmiş ya da etkileri sınırlı kaldığından toplumsal etkileri de çok fazla olamamıştır. Yine de hâlen birçok bölgede çeşitli kültürlerle sentezlenmiş takipçileri olan ve dolayısıyla toplumsal tabakalaşmanın din ile ilişkisi anlamında farklı bir nitelikte ortaya çıkan ekoller ya da gruplar bulunmaktadır.