MODERN FELSEFE I Dersi RÖNESANSTA İNSAN,TOPLUM VE SİYASET FELSEFESİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Doğal yasa kavramının düşünsel kökenleri nelerdir?


CEVAP:

Modern dönemde doğal yasa kavramı 17. yüzyılda ortaya çıkmış ve etik, politik ve hukuksal düşüncede kalıcı bir etki yaratmıştır. Grotius’un bu kuramın savunulmasındaki öncü rolü yadsınamaz. Onun doğal yasa kuramı uluslararası hukukun yapı taşlarından biri olmuştur. Politik hak ve düzenin temel taşıyıcısı olarak görülen doğal yasa kuramı, sonraki dönemlerde bu haklardan türetilen akla dayalı yönetim biçimlerinin doğmasına yol açmıştır. Aslında kavramın mucidi Grotius değildi. Henüz M.Ö. 5. yüzyılda Sofistler, doğal olan (physei) ve insan eliyle konulmuş olan (thesei) arasında bir ayrım yapmışlardı. Bu ayrım özellikle hukuk alanında etkisini göstermiş ve doğal olan, kaynağını doğada bulan yasalar (doğal hukuk) ile insanlar tarafından oluşturulan yasalar (pozitif hukuk) arasında bir ayrım yapılmıştı. İnsan eliyle yapılmış yasalar sanılara (doksa) dayanırlar ve bu nedenle güçsüzdürler ve geçerlilikleri de tartışmalıdır. Doğal yasalar ise varlığını doğadan alırlar ama ne yazık ki bunlar sonradan konulmuş yasalar tarafından bastırılmışlardır. Ancak doğal yasalar açısından görüldüğünde tüm insanlar birbirine eşit olacaklardır. Sofistlerden sonra Stoa Okulu, bu düşünceyi daha bilinçli bir biçimde dillendirmiştir. Stoacılara göre tüm insanlar aynı ortak öğeyi paylaşırlar; bu ortak öğe akıldır ve Tanrı da bir tür Akıl olarak görülür. Böylece insanların ortak özü ve Tanrı aslında aynı şeydir. Akıl ya da doğa insanların ortak özü olduğuna göre akıl, evrensel ve doğru olan Yasadır. Şu halde tüm insanlar ortak olarak bu evrensel doğal yasaya sahiptir ve bu yasa özü bakımından adalet ya da tüm insanların eşitliğidir. İnsanlar aynı yasayı yani adaleti paylaştıklarına göre aynı devletin, yani bir dünya devletinin üyesi olmalıdırlar. Adaletin, evrensel doğal yasa olması düşüncesi tüm insanların evrensel kardeşliği fikrini de gündeme getirmektedir. Hıristiyanlık bu yasayı kendi görüşlerine göre yorumlamış ve uygulamıştır. Doğal yasanın Tanrı olması ya da köklerinin Tanrıda bulunması, tanrısal adalet ve Hıristiyan cemaatin kardeşliği gibi düşüncelere dolayımlanmıştır. Doğal yasa kavramının modern çağda özgün anlamıyla layık olduğu yere taşınması ise Grotius eliyle olmuştur.