İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ Dersi EHL-İ SÜNNET VE'L CEMAAT soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat kavramının terkibi ilgili neler söylenebilir? Açıklayınız?


CEVAP: Tarihsel süreç ve olaylarla ilişkili olarak sünnet ve cemaat kavramlarından oluşturulan Ehl-i Sünnet ve’lCemaat terkibi uzun bir zaman diliminde terimleşmiştir. Söz konusu ifade ilk defa Ebû’l-Leys es-Semerkandî tarafından kullanılıncaya kadar, onun alt yapısını oluşturan Ehl-i Hadis, Ehl-i Eser, Ashab-ı Hadis, Ashab-ı Eser ve Sünnî gibi terimler kullanılmıştır.Bir terkip halinde “Ehlü’s-Sünne ve’lCema’a” ifadesini, elimizde bulunan kaynaklardan Ebû’l-Leys Semerkandî’nin Şerhu’l-Fıkhi’lEkber adlı eserinde görüyoruz. Tarihte ise kısaca “Ehl-i Sünnet” tabirinin çok daha önce Hasan el-Basrî tarafından kullanıldığını biliyoruz. Tam ismi Ehl-i Sünnet ve’lCemâat olan Ehl-i Sünnet; Hz. Peygamber’in, sahâbenin ve onların yolunu takip eden ilk nesillerin inanç sahasındaki görüş ve tercihlerini benimseyip izleyen geniş kesimlere verilen isimdir. Bu terkipteki ilk terim olan sünnet, Hz. Peygamber ve sahâbeyi referans vermekte; ikinci terim olan cemaat ise Müslümanların çoğunluğunun siyasi temayülüne, birlik ve beraberliğe işaret etmektedir. Sünnetin zıddı bid’at; cemaatın zıddı ise tefrika olarak anlaşılabilir. Sünnet ve Cemaat Ehli tabiri, bütün Müslümanları içine alabilecek genişlikte olan şemsiye bir kavramdır. Başlangıçta Müslümanlar tek bir topluluktan ibaretti. Çeşitli nedenlerden dolayı kopmalar oldu ve bir takım fırkalar meydana geldi. Sünnet ve Cemaat Ehli oluşumu bir zorunluluğun sonucuydu. Oluşan farklı ve bazen aşırı görüşlerin arasında, doğru bilinen ana yol üzerinde, sınırları ve ilkeleri belirli merkezî bir bünyeye ihtiyaç vardı. Eğer farklı fırkalar meydana gelmeseydi böyle bir belli bünyenin oluşmasına ihtiyaç duyulmayabilirdi.