SOSYOLOJİYE GİRİŞ Dersi Aile ve Kadın soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Eleştirel yaklaşımda aile üzerine düşünceler nelerdir? Açıklayınız.


CEVAP:

Eleştirel yaklaşımda yer alan sosyal bilimciler İşlevselcilerin ailenin işlevleri konusundaki iddialarını eleştirmiş, ailenin varlığını sürdürmesinin birey üzerindeki olumsuz sonuçları üzerinde durmuşlardır. Bu yaklaşımda iki eleştiri özellikle öne çıkar, bu eleştiriler Leach ve Laing’den gelmektedir.

Leach’e göre küçük geleneksel toplumlardaki geniş ailede bireyler aile içindeki çok sayıda üyeden duygusal ve sosyal destek alırken çekirdek ailede destek alacakları bu geniş akraba ağından yoksun kalmış, yalıtlanmış ve yalnızlaşmışlardır. Eskiden çeşitli akrabalar tarafından karşılanan talep ve ihtiyaçları karşılamak için çekirdek ailede sadece tek bir yetişkin, yani eş vardır. Bu nedenle eşler birbirilerinden çok şey talep etmekte ve beklemekte, ama diğer eşin taleplerini karşılamakta yetersiz kalmaktadırlar. Karı koca arasında ve ebeveynlerle çocuklar arasında artan gerilim çatışmaya yol açar. Her birey yalnızlaşmıştır, aile bireyleri birbirlerini tüketmeye başlarlar, ebeveynler kavga eder ve çocuklar başkaldırır. Bunun yanında çekirdek aile kendi mahremiyetini korumak için kendini toplumun geri kalanından ayırır ve aile üyelerinin birbirine sıkıca bağlanmasına neden olur. Bu durum Leach’e göre sorunludur çünkü aile kendi içine kapandıkça toplumun geri kalanından şüphelenmeye ve korkmaya, kendisiyle dış dünya arasına bariyerler kurmaya başlar, ki bu korku da toplum genelinde şiddetin artmasına yol açacaktır. Leach ailenin iyi toplumun temeli olmadığını, kendini toplumdan izole eden katı mahremiyet anlayışı nedeniyle bireylerin bütün hoşnutsuzluklarının kaynağı olduğunu savunur (Haralambos ve Holborn, 1995:324).

Laing ailenin bir dizi etkileşimden oluştuğunu, bu etkileşim sırasında üyelerin birbirleriyle karmaşık bir taktik oyunu oynadıklarını, oyun sırasında da bir dizi strateji kullandıklarını, ama bu etkileşimlerden bazılarının bireyler için zararlı, sömürücü veya yok edici olabildiğini ileri sürer. Etkileşimin nasıl zararlı olabildiğini Jane örneği ile anlatır. Şizofrenik olarak tanımlanan Jane hareketsiz oturmakta, sadece beslendiği zaman yemek yemekte, kendi düş dünyasında yaşamaktadır. Bu dünya bir tenis oyunundan ibarettir ve Jane de tenis topudur. Gerçek dünyada Jane’in ailesi bir çatışma yaşamaktadır, aile ikiye bölünmüştür, birbirleriyle iletişim kurmamakta, sadece Jane aracılığıyla iletişim kurmaktadırlar. Bu gerilim çok arttığında Jane kaçmakta ve kendi düş dünyasına sığınmaktadır. Ama düş dünyasındaki tenis oyunu ailedeki iletişim desenini temsil etmektedir, yani bu dünya bile ailesinden tamamen kaçmak için yeterli değildir. Bu vaka, ailenin bireyi nasıl sömürdüğünü ve aile içi etkileşimin nasıl zararlı olabileceğini gösteren bir örnektir (Gillies, 2003; Haralambos ve Holborn, 1995:324).