XVIII. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI Dersi ŞEYH GALİP'İN ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER soru detayı:
SORU:
"Ey dil ey dil niye bu rütbede pür-gamsın sen
Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsın sen
Secde-fermâ-yı melek zât-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil cümleden akdemsin sen
Rûhsun nefha-i Cibrîl ile tev’emsin sen
Sırr-ı Haksın mesel-i Îsî-i Meryemsin sen
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen"
Dizelerde kullanılan sen zamiriyle kim kastedilmektedir?
CEVAP:
Galip, terci-bendin başından sonuna kadar “sen” zamirine seslenmekte ve onunla konuşmaktadır. İlk bentte redif olarak kullanılan “sen” zamiri, her bendin sonunda tekrar edilen vasıta beyti aracılığıyla bütün bentlere yayılmakta; böylece, şiirin tamamında ona seslenilmektedir. Başlangıçta “Ey gönül!” hitabı kullanılmışsa da, ‘sen’ zamiriyle kasdedilen gönlün kendisi değil, ona sahip olan insandır. Vasıta beytindeki “âdemsin sen” ifadesi bunun açık kanıtıdır. Âdem, insan türünün ilk atasının adı olduğu gibi, aynı zamanda türün de adı olup, insan demektir. Bazı değerlendirmelerde, “zât” sözcüğündeki saygınlık ifade eden anlam çağrışımlarından hareketle buradaki insanın “insan-ı kâmil” olduğu, şairin insan-ı kâmile seslendiği ileri sürülmüştür. Böyle bir yaklaşım, şiirin hem muhatap kitlesini daraltacak hem de değerini azaltacaktır. Çünkü tasavvufî eserlerde anlatıldığı biçimiyle insan-ı kâmil, neredeyse peygamberlerle eş değerdedir. Bu özellikte insan, hem sayıca azdır hem de öyle birinin bu kadar hatırlatmaya ihtiyacı yoktur. Şiirin bütünü göz önünde tutulduğunda, kendi varlığı üzerinde düşünmeye, tefekkür etmeye çağrılan “sen”
zamirinin, bizzat insan türünün her bir tekine karşılık geldiği anlaşılmaktadır.